9551
bu adamdaki gevşeklik kapasitesi akıl almaz boyutlarda. yaptıklarını saflığa bağlamak ise gülünç olur. her şeyin farkında olan, bilinçli ve aklı başında birisi. kafasında bazı planlar yaptığını düşünüyorum. dönmek isteyeceği zaman-yani yaşlandığında, sakatlandığında ya da avrupa'da piyasası kalmadığında- galatasaray ve fenerbahçe arasındaki rekabetten yararlanacak ve alacağı parayı misli misli arttırmaya uğraşacak. eminim ki eğer fenerbahçe anlamlı oranda fazla para teklif ederse çubuklu formayı giyecek. yoksa, daha iki üç hafta önce o çok sevdiği galatasaray camiasına; galatsaraylı sporculara, yöneticilere ve taraftarlara hakaretler yağdırmaktan çekinmeyen bir zatla görüşebilecek kadar geniş olmasını açıklayamayız! bu gevşeği metin oktay yerine koyanların aklından şüphe ederim. zamanında takımı yüzüstü bırakan okan ve emre neyse bu da aynısı.
adamın özel hayatına, arkadaşlarına karışıyorlar diye bik bik ötenlere de bir iki lafım var. sikime kadar yolu var. ne bok yerse yesin. anca piyasası kalmadığında ve bizim kulübe ihtiyacı olduğunda dönmeyi düşünücek, o zaman da bize gelmesin zaten, hiç istemem. galatasaray büyüklüğünden bir şey kaybetmez. özel hayatına falan karışıyor değiliz dolayısıyla ama eleştirmek gibi bir hakkımız da var. öyle ki bu gevşek her seferinde galatasaraylıyım diye konuşuyorsa ve söyledikleriyle davranışları bağdaşmıyorsa eleştiririz tabi. söylediği gibi bu camiayı yuvası olarak görüyorsa camiaya hakaretler yağdırmaktan çekinmeyen bir orospu çocuğuyla görüşmemesi gerekir. öte yandan yurt dışında türkiye'yi temsil eden, türkiye'nin yüzü olan bir sporcu olarak ülke sporunun anasını belleyen şikeci zatla görüşüyor olması da ayrı bir ironik. neresinden tutsan elde kalıyor.
bunlar kişisel özgürlük alanı içerisindeki davranışları tabi. bizde suç işliyor demedik zaten, ancak(!) hem ulusal hem uluslararası düzeyde saygınlığı olan bir figür olarak kamuoyunda iyiden, doğrudan, adaletten yana bir izlenim bırakabilir. çevresini, görüşeceği kişileri özenle seçebilir. en azından türkiye'de sporu kirleten, sporun sonunu getiren kişilere karşı mesafeli durabilir, gerçek bir galatasataylı gibi davranabilir. yapmıyor gevşek, hiçbirini yapmıyor. ayağına kadar gidip orospu çocuklarıyla görüşüyor, birlikte yemek yiyor. tercih meselesi, karakter meselesi, omurga meselesi işte... onun için söyledikleri kendisinden büyük kalıyor. desteksiz desteksiz konuşup galatasaraylı olmak en kolayı, geçin o işleri.
bu adamın yaptıklarına ucundan kıyısından da olsa bir etken olarak bir dönem galatasaray taraftarıyla yaşadığı sorunları gösterenler ise, eğer halen kaldılarsa yüksek bir kattan aşağıya atlasınlar. kötü şeyler yaşamış, üzerine çok gidilmiş olabilir. yok ama, kendisinin gevşekliklerine mazeret olabilecek şeyler değildi hiçbiri. bu iş böyledir, sorunlar yaşanır ama geri dönülemez değildir. galatsaray taraftarı kendisini bağrına basmaya hazırdı-ne yazık ki halen de öyle! yeter ki düzgün durup sözünün eri olsun. tüm sorunlar çözülür, ilişkiler düzelirdi.
son olarak, kendsine çok yakın gördüğüm omurgasız bir diğer figür için ise (bkz: fatih terim)
adamın özel hayatına, arkadaşlarına karışıyorlar diye bik bik ötenlere de bir iki lafım var. sikime kadar yolu var. ne bok yerse yesin. anca piyasası kalmadığında ve bizim kulübe ihtiyacı olduğunda dönmeyi düşünücek, o zaman da bize gelmesin zaten, hiç istemem. galatasaray büyüklüğünden bir şey kaybetmez. özel hayatına falan karışıyor değiliz dolayısıyla ama eleştirmek gibi bir hakkımız da var. öyle ki bu gevşek her seferinde galatasaraylıyım diye konuşuyorsa ve söyledikleriyle davranışları bağdaşmıyorsa eleştiririz tabi. söylediği gibi bu camiayı yuvası olarak görüyorsa camiaya hakaretler yağdırmaktan çekinmeyen bir orospu çocuğuyla görüşmemesi gerekir. öte yandan yurt dışında türkiye'yi temsil eden, türkiye'nin yüzü olan bir sporcu olarak ülke sporunun anasını belleyen şikeci zatla görüşüyor olması da ayrı bir ironik. neresinden tutsan elde kalıyor.
bunlar kişisel özgürlük alanı içerisindeki davranışları tabi. bizde suç işliyor demedik zaten, ancak(!) hem ulusal hem uluslararası düzeyde saygınlığı olan bir figür olarak kamuoyunda iyiden, doğrudan, adaletten yana bir izlenim bırakabilir. çevresini, görüşeceği kişileri özenle seçebilir. en azından türkiye'de sporu kirleten, sporun sonunu getiren kişilere karşı mesafeli durabilir, gerçek bir galatasataylı gibi davranabilir. yapmıyor gevşek, hiçbirini yapmıyor. ayağına kadar gidip orospu çocuklarıyla görüşüyor, birlikte yemek yiyor. tercih meselesi, karakter meselesi, omurga meselesi işte... onun için söyledikleri kendisinden büyük kalıyor. desteksiz desteksiz konuşup galatasaraylı olmak en kolayı, geçin o işleri.
bu adamın yaptıklarına ucundan kıyısından da olsa bir etken olarak bir dönem galatasaray taraftarıyla yaşadığı sorunları gösterenler ise, eğer halen kaldılarsa yüksek bir kattan aşağıya atlasınlar. kötü şeyler yaşamış, üzerine çok gidilmiş olabilir. yok ama, kendisinin gevşekliklerine mazeret olabilecek şeyler değildi hiçbiri. bu iş böyledir, sorunlar yaşanır ama geri dönülemez değildir. galatsaray taraftarı kendisini bağrına basmaya hazırdı-ne yazık ki halen de öyle! yeter ki düzgün durup sözünün eri olsun. tüm sorunlar çözülür, ilişkiler düzelirdi.
son olarak, kendsine çok yakın gördüğüm omurgasız bir diğer figür için ise (bkz: fatih terim)