resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 3451
    captano birkaç gün evvel blogunda güzel bir yazı yazmıştı. arda'nın kaptanlığı konusunda hangi görüşe sahip olursanız olun okunması gereken bir yazı.

    arda turan'ın galatasaray kaptanı olması konusunda birçok farklı görüş var. özellike arda hakkında birçoğumuzda memnuinyetsizlik hakim. şimdi captano'nun derlemesinden yola çıkarak arda'ya verilen kaptanlığın doğru olduğunu düşünebiliriz, ki yanlış da sayılmaz. hatta arda'ya kaptanlık verilmesi en doğru karardı.

    o günün şartlarında arda'ya kaptanlık verilmesinin başka sebepleri de vardı.

    *arda'yı bir avrupa kulübüne satacak olmamız halinde fiyatı biraz daha yüksekten açmamızı sağlayacaktı,

    *arda'yı takımda bir süre daha tutmak adına gönlünü hoş edecek bir durumdu,

    *her ne kadar arda ben galatasaraylıyım dese de, tanju çolak'ın fenere gitmesi misali, arda'yı da kaybetmek istemedi ''manevi baba'' adnan. zira arda'nın fenere gitmesi demek, adnan polat'ın müthiş bir prestij kaybı anlamına gelir. galatasaray kulübü altyapıdan yetişen oyuncusunu elinden tutamıyosa, başkanı, yönetimi oturduğu koltuğu bırakmalıdır zaten,

    *arda'nın kaptan yapılması altyapıdaki hem mevcut hem de gelecekti futbolculara bir mesaj olacaktı. gerçi uğur uçar da vardı illa ki mesaj verilmesi gerekiyorsa ama arda'nın ulaştığı nokta ve muhtemel avrupa'ya transferi verilmek istenen bu mesajı daha anlamlı kılacaktı,

    bunların yanında;

    *arda'nn içimizden biri olması, senin benim gibi galatasaraylılığı gönülden hissetmesi,

    *efendi ve düzgün kişiliği, iyi bir aileden yetişmiş, kötü alışkanlığı olmayan temiz bir çocuk oluşu,

    *arda'nın galatasaray'ın potansiyel idolü oluşu,

    son olarak da, arda'nın doğru düzgün eğitim almamış, eğitim seviyesi yerlerde gezinen, iki kelimeyi bir araya getirip röportajlarda ne dediği belli olmayan diğer türk futbolculardan pozitif yönde ayrışması.

    dediğim gibi tüm bunları yanyana koyunca arda'nın kaptan yapılması en doğru karar gibi gözüküyor.

    başka takımlarda, avrupada'ki kulüplerde ya da bizden örnek verirsek, misal bir tavşanlı linyitspor'da kaptanlar nasıl seçiliyor? manchester united'da, chealsea de?

    bir takıma kaptan seçmenin çok fazla ölçütü olmaz kanımca. o takımdaki en eski oyuncuyu kaptan yaparsınız çünkü o takımda uzun süre foma giymiştir, bir nezbze de olsa benimsemiştir o takımı, formasını...daha eski olduğundan soyunma odasından tutunda da malzemecisine kadar birçok konuda bilgisi vardır. bir nevi usta-çırak yöntemini devam ettirebilir takım içinde. en azından kulübü tanıyordur, yöneticiler ile teması daha fazladır, bu açıdan yöneticilerin ya da teknik adamın işini kolaylaştırır.

    pek tabi kaptan yapacağınız kişinin biraz da abi rolünde olması gerekir. yol gösteren, gerektiğinde uyaran, liderlik vasıfları olan bir kişiliğe haiz olması beklenir. bunlar kaptalık rolünü layıkıyla yerine getirmesini sağlar.

    yukarıda yazdıklarım galatasaray için ne kadar geçerli? bu genellemelerin yanında işin bir de sarı-kırmızı tarafı var. dikkatli bakarsak her takımın galatasaray gibi geleneklere sahip olmadığını anlarız. bir tarihi ve çeşitli gelenekleri olan kulüp sayısı nispeten azdır.

    günümüz örneklerinde barcelona ajax gibi takımların kaptanlarını kendi bünyelerinden seçmelerinden daha doğal bir anlayış olamaz, tıpkı arda'ya kaptanlık verilmesi gibi.

    şu konuda anlaşalım yukarıda yazdıklarımı etüt edince (en azından kendi adıma söylüyorum) arda'ya kaptanlık verilmesi doğruydu yaşı ne olursa olsun.

    ancak gelinen nokta itibariyle arda'nın bugüne kadar ki kaptanlık, liderlik yöntemi takımı yanlış noktaya getirdi. pek tabi takımın ilk yarı itibariyle eksi averaja sahip olması arda'nın kabahati değil. arda'nın yanlışları başka başka yerlerde.

    arda captano'nun yazısında belirttiği eski kaptanlarımızdan belirgin bir şekilde ayrışıyor. arda efendi olabilir, düzgün bir kişiliğe sahip olabilir ama kimse kusura bakmasın arda takım içinde ağırlığı olan bir kişiliğe sahip değil.

    milli takımın geçtiğimiz yaz amerika kampı vardı. ntvspor, arda ile röportaj yapmıştı. taraftarın sılıklamasından tutunda başka başka konular hakkında sorular yöneltmişti. arda safi gülüyordu o röportajda, mutluydu.

    arda'nın futbolunu değil de, diğer röpotajlarını göz önüne getirin. kameralar önüne çıktığındaki halini bir düşünün. gözünüzü kapatın düşünün lütfen. misal guiza benim aklımda hep o üzgün ve ağlamaklı haliyle hafızamda kalacak. arda ise güler yüzlü haliyle. arda dediğimiz bu yetenekli futbolcu, güler yüzlü sevimli bir kişilik. en azından bende oluşturduğu izlenim bu.

    bir de cüneyt tanman'ı düşünün. o da eski kaptanlarımızdan. ben bu adamın güldüğünü sırıttığını hiç ama hiç görmedim. göz önünde olan ve bilinen diğer kaptanlarımızdan örnek verelim. turgay şeren. kendisi abuk sabuk insanlarla tv'de futbol programı yapmış ve bazı sebeplerden alay konusu olmuş olsa da, bu adamın ciddiyetinden kimse şüphe duyabilir mi? ki kendisi çok genç yaşta galatasaray kaptanı olmuştur.

    ya bülent korkmaz? bayrak adamı nasl hatırlarsınız gözlerinizi kapattığınızda? onu kameralar önünde yeni yeni görmeye başladık, kendisi ile tanışma şansım olmuştu. çok küfürbaz adamdı o zamanlar. artık söylemleri ve ekranlarda anlamsızca gülümsemesi sebebiyle antipatik biri olsa da, kimse onun kaptanlığına laf edemez. o da kaptanlığı özümseyerek yaptı.

    göz ününde herkesin bildiği tanıdığı kaptanları yazmak istedim. misal tugay da kaptanlık pazubandını takmıştır. televole gibi salak bir programın popüler olduğu zamanlarda, tugay'ın eşi birkaç kez gözönüne getirilmeye çalışılmış ama devamı gelmemişti. keza hakan şükür'ün ilk evliliği, torino'ya gidişi, havaalanında eşiyle kavuşmaları filan hep göz önünde olmuş ancak yine, sonrası olmamıştı. kimse bülent korkmaz'ın eşini de bilmez bilse de hatırlamaz.

    arda turan da ise herşey daha başka. arda turan'ı nasıl bilrdiniz desek, futbolu dışında konuşacak çok şey var.
    sayalım bunları;

    *sinema kapatması. bu kimseyi ilgilendirmez açıkçası, yazmış olmaktan dolayı da rahatsızım şimdi. ancak öyle ya da böyle, medya etkisiyle ya da değil bu gündeme geldi.

    *kız arkadaşı. yine kimseyi ilgilendirmez bu. ancak gündeme geldi çok konuşuldu. ister fener medya'sının, ister azize'nin talimatı deyin, ne olursa olsun arda turan kararlı olsaydı bunun da önüne geçilirdi. uzamazdı bu konular. tugay'da da böyle olmuştu devamı gelmedi. arda ise inmiyor magazin sayfalarından neden?

    *erman toroğlu'nun arda'nın sakatlığı hakkında söylediği söz ve sonrasında arda'nın röportaj sırasında gözlerinin dolması ya da ağlaması.

    * takımın avrupa'dan elenmesi sonrasında takım otobüsü ile florya'ya gitmek yerine taksiye binip eve gitmesi. geçenlerde ilovedonut söylemişti yanlış hatırlamıyorsam, evi havaalanına çok yakınmış. anket yapalım bunun için takım otobüsü yerine taksiye binmesi ne kadar doğruymuş diye. sonucun ne çıkacağı belli.

    *2010-2011 sezonu hazırlık kampı sırasında almanya'da oynanan galatasaray-fenerbahçe maçı sonrası takım otobüsünden inip taraftarla tartışması, kavga etmesi, hareket çekmesi, küfür etmesi ya da bunlardan herhangi biri. en azından tartışması...

    * arda turan'ın caner ile antrenmanda kavga etmesi, caner'in dudağın patlatmıştı yanlış anmısamıyorsam.

    şimdi arda turan'ı tekrar düşünün; röportajlarını, mizacını.. dediğim gibi gözümü kapatıp arda turan'ı düşününce sevimli ve güler yüzlü çocuktan başkasını görmüyorum. naçizane arda turan hakkında düşüncem budur. futbolculuğu da beni mest eder, çok severim. iki sene önce kapalı altta maç izlerken tam önümde, 3 kişinin arasından nasıl geçtiğini hala anlamış değilim. o gün rakip sağ kanat oyuncularının içinden geçti sanırsam aklım almıyor çünkü.

    dediğim gibi arda güleryüzlü neşeli biri, elbette güzel böyle olmak yanlış anlaşılmasın. ancak galatasaray kaptanının ciddiyete ihtiyac var. somurtmaya değil. zaman zaman arda'nın sahada somurttuğunu da gördük bir taraftan. misal ben bülent'in yüzünde hep hırs gördüm. istanbul'da bir dortmund maçımız vardı. bülent bir ıska geçti, kaybettik. halbuki çok iyi oynamıştuk o maçta. ama bayrak adam kaybetsek de hiç somurtmuyordu, hep hırslıydı. ne bileyim bu adamın saygın bir duruşu vardı. sevsekm de sevmesek de hakan şükür de öyledir misal. ciddi adamdır, konuşması, hareketleri davranışları. galatasaray gibi bir kulübün kaptanında olması gerekenler vardı onda da... fatih terim başlka bir örnek ciddiyet konusunda.

    arda ne kadar yetenekli olursa olsun işte tam da bu konuda galatasaray kaptanı olmak konusunda yeterli değil.

    ayrıca yukarıda yazdığım olaylar dışında dedikodu da olsa birçok konu vardı geçtiğimiz dönemde. elano'ya pas atmıyor, gibi... maçları sahada izleyen çok kişi bunun böyle olduğunu görüyordu bariz şekilde. bu daha sonra dos santos'a da pas vermiyor'a kadar gitti. 2009-2010 sezonu ikinci yarısında oynanan bir kasımpaşa maçı vardı. hatırlayanlar bilir. arda ve dos santos sahada idi. gio topu ne zaman alsa bmw'nin m5 modeli gibiydi, o kadar iyi hızlanıydu ki, rakip orta sahasını resmen delip geçiyordu. ancak top ne zaman arda'ya gelse yavaşlıyordu takım, haybeye depar atan ise dos santos oluyordu. o maçı 5 gol atıp kazanmıştık ve dos santos en iyi maçını çıkarmıştı. ancak arda'nın pas atmayışı tescillenmişti benim gözümde.

    bunun dışında arda'nın millyetçilik unuyla yoğrulduğunu hepimiz biliyoruz sanırım. kulüp takımlarında bunun hiçbir önemi yoktur ancak bu yabancı düşmanlığına varmamalıdır. sonuçta yaptığınız iş itibariyle milliyetinizden olmayan futbolcularla yanyana ya da karşı karşya mücadele ediyosunuz. medyamız malum yabancı düşmanlığı konusunda alıp başını yürüdü. rıdvan dilmen medyadaki en iyi yorumcu diye yutturuluyor ve arda da bunu yiyorsa, arda'nın da bilinçaltında böyle bir düşünce güttüğünü düşünmemek için hiç bir sebep göremiyorum. ki pas atmıyor gibi düşünceler ortada dolaşıyorken...

    yukarıdaki herşeyi geçtim, benim arda'yı en çok eleştireceğim nokta ise takım içindeki arkadaşlık ortamı.

    iki olayı tasvir edicem. bu iki tasvir arda'nın kaptanlık yapamadığının, asla kaptan olamayacağının ve kaptanlığı bırakmasının göstergesidir nazarımda. naltacaklarım sonunda arda'nın kaptan olmaya en uygun aday olduğunu düşünenler beni ve benim gibi düşünenleri aydınlatsınlar lütfen.

    2009-2010 ve 2010-2011 sezonu hazırlık kampı. altyapıdan genç oyuncular kampa katılmış durumda. bir kaç gün sonra takım içinde geleneksel saç kesme töreni yapılıyor... o görüntüleri izleyenler var mı bilmiyorum ama anlatayım. mustafa sarp, ayhan, emre aşık, sabri, arda karede... diğer yerli oyuncularımız da görünüyor çağlar birinci'den mehmet topal'a kadar. yabancı futbolculardan bir nonda bir de lorik cana şöyle bir görünüyor kayboluyor... peki nerde yabancı futbolcular? milan baros iki senedir takımda nerde?kewell da öyle o da yok. çağlar birinci, ali turan tören alanında, mustafa sarp bile en ön planda ama yabacn futbolcular yoklar...

    soruyorum neden?

    deplasmandaki karpthy lviv maçının ikinci yarısı. ali turan sahada. orta çizgiye yakın sağ kanatta bir mücadele. ali turan'ın kafasına darbe geliyor. öyle sağlam bir tekme değil pozisyon icabı mücadele işte. ali turan yerde birazcık numara yapıyor önce sonra kalkıyor tartışıyor rakip forvet ile. oraya ilk gelen lucas neill, hemen akabinde tartışmaya müdehale eden forma numarası 19. arda turan yok.

    iki tasvir dedim ama üçüncüsünü de yazalım. ankaragücü maçı. gol yiyoruz topu santraya diken isim kim? milan baros. rakip takım oyuncularını, gol sonrası fazla sevinmelerinden, zaman çaldıklarından dolayı hakeme şikayet ediyor bir taraftan. arda turan nerede? üzgün, kafası öne düşmüş, surat bir karış...

    çok ağır olacak bu sözler ama, takımda saç kesmekle kaptanlık yapılmaz. liderlik başka vasıflar içermeli ve bu safi sevimli çocuk olmakla gerçekleşmez. gelinen nokta itibariyle, arda turan'ın galatasaray'a yakışan kaptanlık yapamadığı görüşündeyim. bunları takımın ligde 9. sırada olmasından dolayı yazmıyorum bu arada yanlış anlaşılmasın.

    arda'nın kaptanlığını yeterli görmüyorum. çünkü diyeceğim en temel sebep arkadaşlık ortamını yeterli düzeye ulaştıramaması. ayrıca kaptan olarak ağırlığını da ortaya koyamadı.

    en basitinden servet çetin, rijkaard'ın üzerine yürüdüğünde, arda turan:

    ''ne yaptığını sanıyorsun, geç yerine oyna, o takımın hocası ne derse o olur''

    diyebildi mi?

    peki diyebilir miydi? dese ne olurdu? arda servet ile kavga edebilir miydi? eder miydi?

    mevcut durum itibariyle çözüm, arda turan'ın kaptanlıktan alınması değil. böyle bir durum arda'nın kariyeri açısında kötü olur. her ne olursa olsun arda'nın pırıl pırıl olması gereken kariyeri için bunun yazılmasını istemem. hepimiz arda için böyle isteriz zaten. arda her ne yaparsa yapsın bizim evladımız. yanlış yapsa bile. onu anlamsız bir hırsla eleştirmekle de bir yere varamayız zaten. ancak umarım daha fazla abuk sabuk işlere imza atmaz küçük hakan gibi.

    arda kaptanlıktan alınsın istemem bu işleri daha kötü hale getirir. ama arda turan eğer bu seviyede ya da daha kötü yapacaksa bu kaptanlığı yanındaki lorik cana ya da neill iyi bir alternatif. peki neden?

    klişelerle gitmeyeceğim. lorik cana ve neill her takımda kaptanlık yapmışlar, demek biraz da olsa yanlış. en başta bir takımdaki en eski ve liderlik vasıfları olan kişi kaptan yapılır demiştim. bizim gibi gelenekleri olan kulüplerde bu böyle olmaz tabi. ama olmayacağı anlamına da gelmez. bugüne kadar ki takım kaptanlarımızdan sadece ikisi yabancı oldu. hagi ve popescu bile bu takımın birinci kaptanı olmamıştı captano'nun dediği gibi... şimdi lorik cana ya da neill'ın birinci kaptan olmasını bazılarımız sindirmek istemeyecektir. başka başka eleştiriler de gelebilir bu yüzden.

    her ne kadar lorik cana kaptan olsun desem de şu ahvalde zaten lorik cana ya da lucas neill'in sabri'yi bile ekarte edip kaptan olmaları zor, neredeyse imkansız. gerçekçi olmak gerek.

    arda turan da ayhan da kaptanlığı vermez zaten. ayhan yönetimden böyle bir tavsiye, baskı filan olsa belki verir ama yönetimdekiler, biz almayalım arda kaptanlığı senden, sen kendi rızanla ver deseler de, vermez o pazubandını.

    bu açıdan arda turan ile ayhan takımdan gitmediği müddetçe kaptanların değişmesi çok zor.

    benim temennim arda'nın kaptanlığını yeterli görmesem dei takım kaptanı rolünü yerine getirmesi adına bazı meziyetlerini geliştirmesi ve düzeltmesi.

    ancak görünen köy kılavuz istemez.

    rıdvan, emre belözoğlu ve doğruysa acun gibi kişiliklerle samimiyet kurması arda'yı yüceltmez ancak onların seviyesine indirir. yıllar sonra da arda, rıdvan, emre, sergen yanyana program yaparsa hiç çekilmezler.
  • 3452
    hala insanlarin, arda ne yapsaydi? cevap vermedi efendi oldu argumaniyla koruduklarini dusundugu futbolcudur.

    sorun arda'nin orada aziz yildirim'a cevap vermesi ya da vermemesi degil, tabii ki de karsisindaki adamin mevkiisi geregi, lan sensin kafam da sana girsin, demeyecek arda turan.

    sorun arda turan'in galatasaray kaptanligini getirdigi noktadir. once bu sorunu gorelim, anlayalim sonra tartisalim.
  • 3453
    birileri kendisine "ulan" demiş, o da cevap vermemiş. eğer ortada bir terbiyesizlik varsa bunu yapan arda turan değil başkalarıdır, dolayısıyla arda'yı bu durumda "neden cevap vermedin" diye eleştirmek haksızlık olur, arda doğru olanı yapmış ve cevap vermemiş. karşılık olarak "sen kime ulan diyosun lan?" filan dese daha mı doğru olurdu? orasını da düşünmek lazım.
    sonuç olarak bence bu olayda asıl odaklanmamız gereken noktayı kaçırmaktayız, bu arda'nın kendisine ulan diyen bir kulüp başkanına cevap vermemesi değil, aziz yıldırım gibi çubuklu tosun gibi tescilli galatasaray düşmanları ile aynı mekanlarda bulunması ve bunun sürekli hale gelmesi. şayet ben arda'yı eleştireceksem bu yüzden eleştiririm ve bu yöndeki eleştirilere de katılırım ancak kalkıp herhangi bir kulüp başkanı arda'ya ulan dese hatta hakaret dahi etse de doğru olan galatasaray kaptanı ya da futbolcusunun cevap vermemesidir.
  • 3455
    10 numara adam takım otobüsünden inip, taraftarla kavga etmez,

    10 numara adam sahada konuşur; kameraya değil,

    10 numara adam evi yakın olsa da, taksi yerine takım otobüsüne biner,

    10 numara adam sahada liderlik yapar; takım gol yediğinde sahada suratı bir karış gezmez,

    10 numara adam magazin sayfalarında boy boy dolaşmaz; onun yerine sahada basmadık yer bırakmaz,

    10 numara adam kameranın karşısına geçip ağlamaz, şebeklik yapmaz; galatasaray kaptanıysa ciddi olur.

    10 numara adam her daim hırslı olur, sahada koşar, mücadele eder; dk. 60'dan sonra sahada yürümez.

    kimse kusura bakmasın arda turan 10 numara değil, 66 numaradır.

    not: bu ve daha önce yazıklarım takımın durumuyla ya da gündemle ilgili değildir.
  • 3457
    olumlu ya da olumsuz anlamda bir şeye değinmeden söylüyorum ama galatasaray futbol takımı kaptanı'nın fenerbahçe spor kulübü başkanı aziz yıldırım'a bence "başkanım" yerine "sayın aziz yıldırım" veya kısaca "sayın yıldırım" şeklinde hitap etmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. ayrıca yine görüşüm şudur ki; fenerbahçe spor kulübü başkanı, galatasaray futbol takımı kaptanı'nın el ense samimi olmaması, mesafesini ve ciddiyetini koruması gereken birisidir. elbette burada insiyatif kendisine aittir. gelelim diğer ihtimallere;

    galatasaray futbol takımı kaptanı'na fenerbahçe spor kulübü başkanı'nın, aralarındaki samimiyet ne olursa olsun kamuoyu nezdinde saygılı ve mesafesi yaklaşması gerekmektedir. eğer ortada fol veya yumurta yokken kendisi başkan tarafından uygunsuz bir muameleye maruz kalıyorsa, bu başkanın densizliği ve dengesizliğidir.

    fakat, eğer galatasaray futbol takımı kaptanı, ezeli rakip takımın başkanı ile geçmiş zamanda, galatasaray futbol takımı kaptanı'na uygunsuz kaçacak bir muamelesine müsaade edecek kadar yüz göz olmuşsa, burada kendisi de oldukça kabahatlidir. kulübün ve takımın onuru, şerefi ve duruşu namına buna müsaade etmemesi gerekiyordu.

    kamuoyu dışındaki yerlerde, yani özel hayatında ise elbette istediği gibi yaşamakta özgürdür.

    işin içine hiç "ulan", "mulan" karıştırmadım dikkat ederseniz... arda turan da demedim...
  • 3459
    burada arda'ya laf edenler de, tribünde arda'nın kız arkadaşına beste yapanlar da, açılışta arda'ya ''ulan'' diyen de, üstüne oturduğu organından haber uyduranlar da..

    hepinizin ortak tek noktası var. bu çocuğu oynatmamak..

    oynatmak istemiyorsunuz, çünkü sahada karşılığını vereceğini biliyorsunuz. zaten arda'ya sadece saha dışındayken laf yetiştirebiliyorsunuz.
    o çocuğun işi futbol oynamak. sahada görevini yapmayınca eleştirsene, ama yok eleştiremezsiniz. çünkü arda'yı sahadaki göreviyle eleştirmek size yetmez. bir maç eleştirirsin, ikinci maç cevabını alırsın çünkü.

    açın mustafa sarp'ın başlığını okuyun veya ali turan'ı. sonra bir de arda turan başlığını okuyun bakalım, kimi nasıl eleştiriyorsunuz, bahsettiğiniz etik değerlere siz saygı gösteriyor musunuz onu görün bakalım.

    çekinmeyin, önce bir yüzleşin kendinizle, sonra gelin içinizdeki hıncal uluç'u çıkarın.
  • 3460
    aziz yıldırım'ın kendisine "ulan" demesine tepkisiz kalmasıyla eleştirilen kaptanımız. ne de kolay geliyor bu çocuğu haber malzemesi yapmak? karşılık verseydi, malum televizyon programının haber başlığı "galatasaray kaptanı arda turan'ın büyük terbiyesizliği" şeklinde olacaktı. aksini iddia eden var mı?

    arda eleştirilecekse, gereksiz insanlara "enseye şaplak göte parmak" derecesindeki ilişkisi eleştirilebilir. ama kendisinden büyük bir insana saygısızlık yapmadığı için değil... esas saygısızlığı yapan utansın!
  • 3462
    dünden beri kaptanlığı tartışılıyor, yine. yine diyorum çünkü bu konuyu en hararetle tartışanların büyük çoğunluğu zaten kaptan olduğu günden beri, kaptan olarak ne yapacağı belli değilken bile eleştiriyorlardı. ama o zaman takımda ne neill ne de cana vardı, arda da, takım da bu durumda değildi. sesleri bu kadar gür çıkmıyordu.

    elbette, arda da şimdiki eleştirileri hak edecek çok şey yaptı.
    eh, biraz da şanssızdı tabii. sevgilisi çok tanınmış bir oyuncu. sinem kobal'ın sevgilisi olmanız dedikodu sayfalarında yer almanız için yeterli. arda turan olunca, çok daha ilginç bir magazin objesi haline dönüşmeniz de normal.

    kaptanlık mevzusunda çok şey söyledim ama tam ifade edememişim demek ki. arda turan için büyük kaptan değil deniyor. doğrudur. henüz galatasaray'ın büyük kaptanlarından olmadı. bandı taktığı gün birine büyük kaptan demek temenniden öte anlam ifade etmez zaten. taraftarın isteği bu yöndeydi, büyük kaptan olsun istiyordu. kafiyeye de uyuyordu canım, büyük büyük kaptan arda arda turan.

    galatasaray'ın gelmiş geçmiş kaptanları içinde büyük kaptan diyebileceğimiz çok fazla futbolcusu yok. 48 adet 1. kaptanı olmuş bir kulüp için sayı çok az. büyük kaptan derken, kaptanlığıyla anılan demek istiyorum. mesela metin oktay, kaptanlığından çok golcülüğü, büyük kişiliği ile anılır. örneğin hakan şükür, golcüdür, kaptandan önce. ama turgay şeren, gündüz kılıç, fatih terim, cüneyt tanman ve en son bülent korkmaz kaptanlıklarıyla anılır. büyük kaptandırlar.

    cüneyt tanman ile bülent korkmaz arasında büyük kaptan yok. sözlükte bülent'in ilk kaptan olduğu zamanları bilmeyenler çoğunluktadır sanırım. bülent, bandı takar takmaz büyük kaptan mı oldu sanıyorsunuz.
  • 3463
    bugüne kadar mantıklı eleştirildiğini duymadım. yok gece dışarı çıkmış, yok kaptanlığı taşıyamıyormuş, yok aziz yıldırım kendisine ulan demiş. abicim iyi misiniz siz ya? arda'yı eleştirecekseniz dış şutunun olmamasıyla eleştirin, yeterince golcü/bitirici bir oyuncu olmamasıyla eleştirin, ne bileyim, saha içinde bazen fazla panik yapmasıyla eleştirin. saçma sapan şeylerle adamı linç edercesine üzerine çullanmanın ne manası, ne mantığı var?

    bülent korkmaz'a 23 yaşında nasıl muamele edildiğini hakikaten kaçımız biliyoruz?
  • 3464
    takım kadrosunda menejerlik yaptığı iddiasıyla etik kuruluna sevkedilip suçlu olduğuna karar verilen ve bu sebepten dolayı ceza alan, kısa bir süre sonra da "belgede sahtecilik" suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası 5 yıllık takibe çevrilen, yönetmelik gereğince sözleşmesi tazminatsız feshedilebilecek bir oyuncu hiç bir ceza almadan forma giyebiliyorken,

    (bkz: serdar özkan)

    kendisine her mikrofon uzatıldığında takımın teknik direktörüne abuk sabuk laflar yetiştiren, "o zaman defansın ortasında 10 numara oynatsın!" diyen, "bu sene hocamızın da son şansı artık" deme cüretini gösteren, bizim için kutsal formayı giyerken başka takımlara göz kırpmaktan geri durmayan, taraftarların büyük kısmınca rijkaard'ın son maçında bilerek ve isteyerek rezil bir performans sergilemesine rağmen maçtan sonra çıkıp "bana güvenilmezse kötü oynarım işte" diyebilecek kadar aşağılaşmış başka bir oyuncu hala tek bir ceza bile almamışken,

    (bkz: servet çetin),

    iki adım yanındakine pas atmaktan aciz, bir maç oynayıp sakatlanıp 10 maç yatan, 2 senedir sahada adeta yürüyen ve galatasaray'ın tüm başarısızlıklarının ortak paydasında bulunan, galatasaray formasını rüyasında bile görebilmesini sağlayacak teknik ve mental kaliteden yoksun oyuncular bu takımda yer bulurken,

    (bkz: ali turan), (bkz: aydın yılmaz), (bkz: mustafa sarp), (bkz: hakan balta),

    geçen yıl 50'nin üzerinde maça gerektiğinde santrfor olarak çıkıp kıçını yırtmasına rağmen bu rezil taraftara kendini beğendiremeyip yuhalanan ve yönetim tarafından savunulmayan, yıllardır tanıdığı bir arkadaşının restoran açılışına katılıp "yılbaşında ne yapacaksınız?" sorusuna "benim antreman yapmam lazım, o yüzden belli bir programım yok" diyen,
    rakip takımın başkanının yakışıksız tavrına onun seviyesine düşmeden cevap veren, her şey bir yana yıllardır bu altyapıdan çıkan tek futbolcu olmasına, sahada her zaman tüm gücünü sarfetmesine ve kalbindeki galatasaray aşkına rağmen, takımın kaptanlığını yapan bu genç oyuncuya 20 bin avroya yakın ceza veriliyor.

    (bkz: arda turan)

    evet arda medyatik, çünkü onu korumadınız. evet ardanın her hareketi televizyonda, çünkü onu kendine taraftar diyen çapulculara yuhalattınız. her fırsatta malzeme haline getirdiniz, kendi kıçınızı kurtarmak için "10 numarayı verdik kaptan yaptık" deyip kullandınız. bu bir yana, başkalarının ağzına sakız olmasına da engel olmadınız, olamadınız. sakatlandı, "seks yapıyor" dediler, arkasında duramadınız, koruyamadınız, hakkını savunamadınız.

    ne sahadaki takım arkadaşları, ne yönetim mensupları, ne de taraftar, kimse arda'yı haketmiyor. bu kulüp, bu çocuğu haketmiyor, sahip çıkmıyor. kulübe tek bir yararı olmayan, tek bir maça gitmeyen, store'dan tek bir ürün almayan, galatasaray'ı ve galatasaraylılığın ne olduğunu bilmeyen bir grup gerizekalı mastürbatör, arda'ya sallamayı marifet sanıyor. hayatında hiç bir başarısı olmayan "usta kalemler" ardayı eleştirebileceğini sanıyor.

    bu sözlüğü mantıklı taraftartarların buluştuğu bir ortam olarak görüyoruz. o zaman bu saçma histerik ortamdan kaptanımızı bizim kurtarmamız gerek.

    dayan arda, biz arkandayız.
  • 3467
    son olayda yine kutsal ittifak medyası yine tüm ibneliğiyle sahnede. burda terbiyesizlik söz konusuysa, terbiyesizliği yapan uslubu yerlerde sürünen aziz efendidir. ama basın son 2 yılda sürekli olduğu gibi yine kaptanın üstüne giderek görevini(!) yapıyor. hala yok niye samimiymiş de bilmem ne. ne yapacak ulan adam gördüğü mekan da yanından mı kaçacak azizin, racon mu kesecek. hayır samimi deniliyor sürekli, ne yapıyorlar bunlar pazar sabahlarını ailece birlikte mi geçiriyorlar?

    bir de bu konuda arda'yı haksız bulan taraftarlar. 'he yarraaam ben de burdayım' tarzında bir cevap verseydi doğru mu yapmış olacaktı? merak etmeyin o zaman arda'nın iyice üstüne geleceklerdi. gerçi daha ne kadar geliniyorsa. terbiyesiz, saygısız koskoca başkanı tersledi, kabadayı, kaptanlığı alın kovun'a kadar giderdi iş eminim.

    çocuk yine de bozuntuya vermeden espirili bir cevap vermiş. ve bence doğru duruşu sergilemiş.
    bu adamı oynadığı futboldan dolayı eleştirmeyi özlemeyen var mı? yetti özel hayat curcunası.
  • 3474
    gündeme ilk geldiğinden beri hep denilen bir laf vardı "saha da ki biz"

    evet öyle arda turan bir çok yönüyle gerçekten sahada ki biz,konuşmaları olsun diğer futbolcularla kıyaslandığında ki kültürü tavırları olsun gerçekten şu an bu sözlükte ki herhangi bir yazar galatasaray'ın futbolcusu olsa aşağı yukarı aynı tavırlarda olur aynı hareketleri sergilerdi.ama bir huyu hariç, yahu bir adamın tüm yakın arkadaşları mı fenerbahçe camiasından ya da bu taraftarın nefret ettiği insanlardan oluşur.nerede galatasaray camiasıyla bir şekilde sorunu olan adam var ardanın on numara arkadaşı abisi kardeşi. sen bu çubuklu tosunla arkadaşlık yaparken volkanla her karşılaştığında samimi samimi pozlar verirken yahu aziz yıldırım ya daha ötesi var mı aziz yıldırımla enseye tokat g.te parmak kıvamına gelirken hiç mi aklına gelmez bu adamların galatasaray hakkında soyledikleri derbilerde yaptıkları. biliyorum arda da en az benim kadar galatasaraylı ama nasıl bu adamların bu tavırlarını kaldırabilip bunlarla böyle yakın olabilmekte aklım almıyor.umrumda değil magazinel bir öğe haline filanda gelmesi adam bu ülkenin yegane futbol starı tabi her yaptığı olay olacak ama şu fenerlilerle yaşadığı samimiyetin yarısını galatasaray'ın futbolcularıyla yaşamaması cidden çok düşündürücü.

    arda "galatasaray'lı" ve eminim o da benim gibi galatasaray'ı kutsalı olarak görüyor ama bu kutsalını biraz daha sahiplenmesi ve onu koruması gerekmekte çünkü sadece galatasaray futbol takımının değil milyonlarca insanın hayallerinin, kutsalının kaptanlığını yapıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın