resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 3326
    takımın herhangi bir oyuncusu olsa, takımı yenilmişken, deplasman dönüşü, izin alıp evine yürüyerek, taksi ile gidebilir. ancak, takımın kaptanı, birleştirici unsur olarak özellikle mağlup dönülen deplasman sonrasında takım ile birlikte tesislere gidip, oradan evine dönebilirdi.
    arda canımız ciğerimiz olabilir. herkese karşı gözü kapalı savunmayalım ama. bi kerede iğneyi kendimize batıralim.

    bir de benim bildiğim arda büyükçekmece de oturuyor. istanbul u iyi bilen arkadaşlar atatürk havaalanı, büyükçekmece ve florya nın yakınlıklarını, uzaklıklarını yazarsa tam süper olur.
  • 3332
    tvden görebildiğim kadarıyla diğer sakat futbolcular beraber otururken o ayrı bir yerde neden kıvanç tatlıtuğ'la beraber oturuyordu onu pek anlayamadım. çok büyük sorun değil tabii ki muhtemelen tanışıklığı falan var bir yerlerden ama kaptan olarak kewell ve baros'la oturması sanki daha hoş olur gibi geliyor. çünkü yarın ortayı kıvanç'a değil baros'a yapacak.
  • 3336
    --- alıntı ---

    sabah spor yazarı rıdvan dilmen ile acun ilıcalı'nın da konuk olduğu programa telefonla bağlanan galatasaray kaptanı arda turan ise bugünlere gelmesinde en büyük pay sahibinin emre belözoğlu olduğunu söyledi.

    --- alıntı ---

    yapma işte şunu, tut kendini bağlanma o canlı yayına, sen galatasaray kaptanısın, rakip camianın en sevilmeyen üyesini çıkmış ulu orta yüceltiyorsun. "büyük" değil "en büyük pay" diyerek eski alt yapı hocalarına, ersun yanal'a, hagi'ye ayıp ediyorsun. peki senin bugünlere gelmende "en büyük pay"a sahip olan bu eleman, kendisinin bugünlere gelmesinde en büyük pay sahibi olan hagi'ye hakkını teslim ediyor mu? hagi buralarda yokken arkasından terbiyesizce alex'le kıyaslıyor, buraya döndüğünde ise yalakalığa vurup "beraber oynadığım en büyük futbolcular hagi ve ronaldo'dur" diyor, ama "ben hagi'den çok şey öğrendim" diyebiliyor mu? hayır, o tosun oralara kendisi geldi çünkü, sen ise onun sayesinde. bırak kaptan, sen de mi iyice profesyonelleştin yoksa?
  • 3340
    bizim en sevdiğimizin en nefret ettiğimizi en çok sevmesi :

    vurun abalıya, yapmayı en çok sevdiğimiz şey. çok az kişi böyle oldu ama neden oldu diye düşünüyor, olay ne olursa olsun. bazen gerçekte olmayan, birilerinin poposundan uydurduğu komplo teorileri, bazen gerçek olaylarda aynı tepkiyi büyük çoğunluk gösteriyor. kolay çünkü. asıl şaşırtıcı olan olayların derinine inmeyi, analiz etmeyi bilenlerin bile böyle davranması. ne yapalım, olur öyle.

    mevzumuz yine arda turan. arda’nın emre belözoğlu ile dostluğu. aslına bakarsanız, galatasaraylılar içinde dostluklarına canı sıkılan kadar, bunu çok sık dile getirmesine kızanlar da var. ben ikincilerdenim. dost olursan ol, ama ikide bir bunu açıklamanın ne anlamı var.

    emre, okan abisiyle beraber o zamanki menajerlerinin becerikliliği sayesinde galatasaray’a para kazandırmadan inter’e gitti, tövbe yetiştirme parası almışızdır, çerez niyetine. orada oynadı new castle’a gitti. orada da olmadı fenerbahçe’ye geldi. fener forması giyip “ben zaten çocukken fenerliydim” dedi.
    neler neler yaşandı o arada bilinmezse galatasaraylıların arda ile emre’nin dostluğuna kızmaları normal. bir keresinde yazmıştım, bizim en sevdiğimizin, en nefret ettiğimizi en çok sevmesi diye. o zamanlar arda’ya karşı bir tavır yoktu, çıkar topunu oynardı. şimdi sorumlulukları var, kaptan oldu, kazandığı para arttı, çok yanlışlar da yaptı ve tepkiler de oluştu.

    arada yaşananlara gelirsek. emre yurt dışında oynarken hiçbir zaman fenerli olduğunu söylemedi, biz fenerbahçe’ye gidene kadar onu izlerken gurur duyduk, faruk süren hariç. 2005-2006 sezonunda kulüp ekonomik olarak zora düştüğünde adnan polat’ın zengin galatasaraylılardan para toplama kampanyasına ciddi bir miktar katkıda bulundu emre. söylenenlere göre, 2008 sezonundaki şampiyonluğumuzdan sonra arda’ya “bizi sen şampiyon yaptın” diyerek arabasını hediye etmiş. doğrudur değildir bilemem, ama içeriden tüyo alan bazı fenerli arkadaşlarım, bunu emre’nin fenere transferi söz konusu olmadan önce söylemişlerdi bana.
    adnan polat, “emre’yi geri alamamış olmak içimde yaradır” demişti. görüşmüşler ama anlaşamamışlardı, fenerbahçe, yılda 3,5 milyon euro vererek aldı emre’yi.
    bu arada ben emre’nin galatasaray için hakaret içeren bir şey söylediğini hiç duymadım. hoşumuza gitmeyen şeyler söyledi tabii, ama hakaret, küfür hiç duymadım. ama galatasaray’da oynarken hakemlere neler söylediğini, fenerbahçe’ye nasıl küfür ettiğini hatırlarsınız. merak eden kendisi araştırsın, her şeyi ben mi göstereceğim.

    bunları emre’yi temize çekmek için anlatmıyorum. aksine emre’nin büyük günahları var. fenerbahçe’ye gitmek zaten günah ama “ben zaten fenerliydim” demek daha büyük günah. “ulan yıllık 3,5 milyon euro şahane para ve galatasaray o parayı veremediği için fenere gitti “ diyerek anlayabilirdim, bakın anlayabilirdim, onaylardım değil. çünkü emre’nin yedi sülalesine hayatının sonuna kadar yetecek parası olduğunu sanıyorum, ama tercihidir.
    ama hem fenere gidip hem de böyle açıklama yaparsan en hafifinden “samimiyetsiz” olduğun belli olur.
    yine de zorlayarak anlamaya çalışırsam, fenerliler istemiyordu emre’yi, galatasaraylı olduğu için ve zamanında ettiği küfürler için, adama “katil” dedikleri için, hala içi rahat olmayanlar var. emre de belki bu baskıdan kurtulmak için böyle bir açıklama yaptı.
    ama yine de ne isa’ya ne musa’ya yaranabilmiş değil. olamaz da. ben olsam biraz daha az kazanıp koskoca galatasaray camiasını, hem de beni yetiştiren kulübe saygısızlık yapmazdım. hem daha mutlu olurdum ve bir galatasaray efsanesi olarak hayatımı sürdürürdüm. captano, galatasaray efsanesi. ne güzel bir cümle oldu, acayip hoşuma gitti.

    gelelim emre ile arda dostluklarına. emre’nin yurtdışında oynadığı belki de daha önce galatasaray’da oynadığı zamanlardan tanışıyorlar. belki emre, arda’nın idolüydü. altyapıdan çıkmış, a takımla uefa kupası kazanmış bir hedefti belki, belki değil büyük ihtimalle böyle.
    ilerleyen zamanda hiç birbirlerini görmeseler dahi (ki görüşmediklerine ihtimal vermiyorum) milli takımda arda ile emre birlikte oynamaya başladı. dostluğun daha da ilerlediği belli. öyle ki, aynı menajerle çalışıyorlar.
    bir de şu var, ahmet bulut, okan ve emre’nin aynı menajerlik şirketinde ortak olduğu uzun zamandır söylenen, konuşulan bir şey. bu da emre, arda’nın menajeri demek oluyor.
    dostluklarını kanıtlayan çok şey var. 2 sene önce ali sami yen’de oynanan ve kavga çıkan maçtan sonra emre’nin arda’yı arayıp, “bana gelsene, canım çok sıkkın” dediğini hatırlıyor olmanız lazım. ikisi de inkar etmedi.
    bunları, iki arkadaş arasındaki ilişkiyi anlayalım diye anlattım.
    bunların ışığında, siz arda olsanız emre’yi siler misiniz? bunu kesinlikle görüşmemeliler diyenlere soruyorum.

    aklıma gelmişken şunu da yazayım da kayıtlara geçsin : emre’nin sahada yaptıklarını biliyoruz değil mi? takımı için kendisini yırtmanın dışında, rakiplerini ve hakemleri de yırtmaya kalkıyor. bütün galatasaraylılar gıcık oluyor. ama emre bizde de böyle oynuyordu. üstünden 10 yıl geçti, hatırlamak zor elbette ya da hiç bilmiyor olmak da mümkün. bunu da unutmayın. çifte standart ayıp şey.

    bu dostlukta benim canımı sıkan asıl konu, arda’nın emre ile arkadaşlığını gözümüze sokması. ne gerek var? ne gereği ne de önemi var bunu ikide bir açıklamanın.
    arda, bir çok konuda alışılmışın dışında davranıyor zaten. kız arkadaşıyla saklambaç oynamıyor, teknik taktik konularda fikrini söylüyor, gazetecilere ayarı veriyor, herkesle konuşuyor. param var beni kıskanıyorlar diyor. bunlar bizim toplumumuzda burnu büyüklük olarak algılanır, bunu biliyor ama yine de riyakarlık, sskiden her maça kapalıya gidip, küfür kafir maç izleyen sanatçıların “ben milli takımı tutuyorum” sahtekarlığını yapmıyor. arda’nın unutmaması gereken bir şey var, dobra olmakla patavatsız olmak arasında ince bir çizgi vardır.

    bazı örnekler var. mesela türkiye’deki arkadaş olan yabancı futbolcular başka takımlarda olsalar da görüşüyor muhakkak. ikide bir çıkıp bunu dillendirdiklerini gördünüz mü? mesela lincoln ile alex çocukluk arkadaşıymış, bir kez biri söyledi başka da lafı geçmedi konunun. bu artık sahtekarlık değil, taraftarına saygıdır.
    mesela emre, kendi yetişmesinde en büyük payı olan adamlardan hagi’yi kadıköy’deki maçta gidip öptü mü, “hagi abi hoş geldin” dedi mi? belki daha önce konuşmuşlardır ama herkesin gözü önünde değil. hiç görüntü, fotoğraf görmedim, yazı okumadım bununla ilgili. taraftarının önünde emre bunu yapmadı.

    artık arda’nın bunu anlaması lazım. emre’yi çok sevebilirsin ama her fırsatta galatasaray taraftarını sinirlendirecek şekilde emre’yi onore etmekten vazgeçmesi lazım. hem de fenerli olduğunu cümle alemin bildiği acun gibi rıdvan gibilerin sık sık arda ile emre aynı takımda oynasın demelerinin önüne geçsin. madem o kadar samimisin, rica edersin abilerinden, “galatasaray taraftarına ayıp oluyor, ben de zorda kalıyorum” dersin vazgeçerler.

    bunda bir sahtekarlık yok. bu galatasaray taraftarına saygının gereğidir. unutmaması gereken sözlerden biri de: “bir söz ki söylemesen de olur, söyleme. bir iş ki yapmasan da olur, yapma”

    kendim için de şunu söyleyeyim : “söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”
  • 3341
    eşi dostu bizi ilgilendirmez, senin benim sevdiğimiz adamlarla takılmak zorunda değil ya da tam tersi çoğumuzun uyuz olduğu emreyle de küsmek zorunda değil. ama genel olarak galatasaray taraftarının sevmediği, hatta nefret ettiği, bir anlamda arasında husumet bulunan insanlarla olan dostluğunu galatasaray taraftarının gözüne sokması rahatsız edici. biz arda'nın hassasiyetlerine dokunulduğu zaman ortalığı ayağa kaldırıyorsak her platformda; arda da bizim hassasiyetlerimizi dikkate almalı artık.
  • 3342
    artık ne yapsa birileriin gözüne batacak. medyanın da amacı buydu ve bu amacı gerçekleştirmiş oldular.
    yazacak birşey bulamadıklarında "flaşşşşş flaaaşşşşş arda'nın ceketi kaç paraaaaaa" diye manşet attılar, galatasaray taraftarı hep bir ağızdan yahu size ne adamın ne giydiğinden demesi lazımken, bak bak giydiği cekete şu kadar paraymış, bu yaşta şımarttılar işte bik bik bik diye içimizden sesler çıkıyor.

    allah yardımcın olsun, seni sevenler hep yanında olacaklar büyük kaptan arda turan.
  • 3345
    konumuz;
    emre belözoğlu için "emre abi bana yol gösteriyor" demesi;

    öncelikle ardanın kiminle arkadaşlık edeceğine karışacak kadar densiz değilim. ister kıvançla arkadaşlık etsin ister sinemle isterse başkası olsun. zaten adam bizimle takılacak hali yok ya. göz önünde birisi ve göz önünde birileri ile birlikte takılması normaldir.

    ama zurnanın zırt dediği yer de durmak gerekir zira o delikte emre belözoğlu vardır. kendisini abi olarak görmen normaldir zira yaşça senden büyüktür. ismiyle hitap edemezsin, amca da diyemezsin bunun doğrusu abi demendir. ama herkes abi olamaz daha doğrusu abi kelimesinin içini dolduracak karakterde olmayabilir. yalakalık olsun diye demiyorum mesela captano benim için abidir abiden de değerlidir. nedenleri şu olabilir; beraber maçlara gidiyor olmamız, halı sahada beraber olmamız, ortak şeylerde buluşmamız felan filan. belki de sende bu adamdan bu elektriği aldın bilemiyorum ama bu adamı daha henüz tanıyamamışsın. bu adamla sahalarda top koşturup aynı mesleği icra ediyor olabilirsin ama bu adam para için kulübümüze para kazandırmadan kaçan adamdır. yine para için fenerbahçeyi seçen adamdır. aslında parayı seçmesi normal gibi geliyor insana ama paradan daha değerli şeylerin olduğunu unutmamak gerekir. sadece bunlar değil sebepleri bu adam sahadaki meslektaşlarına el kol hareketi yapan adamdır, yine meslektaşlarını sakatlamaya çalışan adamdır.

    yıllarca formasını giydiğin kulübe ihanet eder gibi hareket edip bizler için bir hiç olmaktır onun yaptığı. neden metin oktay diyince hepimiz farklı duygulara bürünüyoruz, neden hiç izleyemediğimiz adama tapar gibi tapıyoruz. eğer sende metin oktay gibi birisi olmak istiyorsan kaptanlığını adam gibi yap ve topunu oyna. ama yok ben "emre abimin yolundan gidicem" diyorsan sonuçlarına katlanırsın. ama sonra neden böyle oldu diye de ağıtlar yakma.

    yıllarca biz emre için karaktersiz dedik, ama bunu sırf fenere gitti diye değil, sahada ki tavırları için, diğer meslektaşlarına olan hareketleri için dedik. bu adam sana örnek olacak adam değildir. kendine tez elden başka bir örnek bul. zaten çok kasmana gerek yok şuan bile takım içinde bunlardan bir sürü bulacaksın.

    bu adamla arkadaşlık yap ama hobi olarak yap, kendine örnek alma. kötü örnek örnek değildir. hem ne demişler; "bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim".

    (bkz: kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz)
  • 3350
    emre belözoğlu hakkında söyledikleriyle gündeme gelen futbolcu. kendisi ''emre abi bana yol gösteriyor'' demiş. doğrudur. zira arda'nın akranı, ya da yakın yaşlarda olup, faal futbol hayatı devam eden, galatasaraylılığı ile nam salmış biri de yok ki arda gidip onunla takılsın.

    kıvanç tatlıtuğ ile takılsa medya üstüne geliyor,
    sinem kobal ile takılıyor dünyalar başına yıkılıyor,
    siyasilerle takılsa ipini çekecekler,
    rakip takımdan kimse ile arkadaş olsa aman tanrım 'nasıl galatasaraylı bu adam' dercesine vuruluyor,
    arkadaşlarıyla çıksa ''çapkınlıkta'' derler,
    kendi takım arkadaşlarıyla çıksa grupçu derler,
    yabancılarla takılsa yerlilere küstü derler,

    ne yapsın bu adam? gelip benimle mi takılsın? üstündeki baskıyı nasıl atacak? senede 5 milyon ( eski parayla 5 trilyon ) kazanan bir çocuk bu parayı nasıl kullanacağı konusunda elbette birilerine danışacak, elbette daha önce bu konuda yatırım yapmış, kendisini kazıklamayacak, adı-sanı belli birisine soracak.

    son yıllarda üzerinde en çok baskı kurulan futbolcu arda turan'dır. bu adam ne yapsın? soruyorum size yılda 5 trilyon kazansanız ve bu parayı kazanana kadar ananızdan emdiğiniz süt herkes tarafından burnunuzdan getirilse ne yapardınız? adam huzursuz, şaşkın, korunmasız. dünya kadar parası var ama üstüne harcasa, araba alsa, ev alsa problem oluyor. arkadaş edinse problem oluyor.

    emre yanlış tercih olabilir eyvallah ama öyleyse bulun bu adama kafa dengi birisini o zaman. yukarıda saydığım kriterleri de es geçmeyin. arda'nın her hareketi herkese batar vaziyette. ''benim evladım da olsa yanlış yapınca eleştiririm'' zihniyetini ne olur kaldırın. toplumlarda bu psikoloji oldukça maddi olarak ya da somut olarak rahat olabilirler ama huzur eksik kalır. bunu arda'ya yapmayın.

    bugün gökhan gönül ya da semih şentürk'e vurulsa fenerbahçe taraftarı savunur. senin-benim kelam etmemize müsade etmezler. ama arda'ya herkes vururken ''haksız yanları da var'' mentaliyle ona vurmak hoş değil.

    he bana çıkıp deyin ki;

    arda'nın emre ile arkadaşlığı arda'nın galatasaraylılığına zarar verir ya da arda'nın arkadaşlıklarını göz önünde yaşaması rahatsız edici.
    iyi güzel de bu adam nefes alsa göz önünde zaten. türkiye'nin en şöhretli futbolcusu zaten. sergen'den sonra herkesin yetenekleri konusunda hem fikir olduğu tek adam. bu kadar üstüne gidilmesi yanlış.

    unutmadan ekleyeyim: batuhan karadeniz diye bir adam var türkiye'de. arda'yı öpüp başımıza koyalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın