kendi kariyerini anlattığı yazısında bir paragraf çok hoşuma gitti;
---
alıntı ---
formamı çıkardım ve hazırlandım. 14 dakika kalmıştı. numaramı kaldırdılar. ayak parmaklarıma baktım. inanılmaz gergindim. ve sorun şu ki gerginken asla topa dokunmak istemiyorsunuz. kimsenin size pas atmasını istemiyorsunuz. hata yapmak istemiyorsunuz. neden sonra bana doğru bir uzun top atıldı ve savunmacılardan biri peşimden geliyordu. bana vuracak ve düşecekmişim gibi hissediyordum.
neyse, bir şekilde topu indirdim, yumuşak bir dokunuşla önüme aldım ve bir füze yolladım. gol olmamasına rağmen tam o anda ve orada özgüvenimi geri kazandım. birçok oyuncu birtakım garanti paslarla oyuna başlar. benimki ise bir dripling ve bir şuttu. gerçekten öyle kolay değil! ama evet, gerginliğim uçup gitmişti. bana a takıma girmem için gerekli olan enerji patlamasını vermişti.
---
alıntı ---
bir genç oyuncunun sahada yaşadıklarının özetidir bu bence. herkes heyecanlanır, korkar; o oyuncuya aşama kaydettirecek olan şey bir şekilde o özgüveni bulup yeteneklerini sergileyebilmesidir. enes ünal mesela verdiği bir röportajda avrupa ile bizi kıyaslarken bizde bir altyapı hocası vardı, hep ''genç oyuncunun hata yapma lüksüm yok'' diyordu. oysaki dışarıda hata yaptığında bile sana ''hadi devam et'' deniyor demişti. ozan kabak'ta da bence bu oldu mesela. ilk başta gergindi ama iki olumlu müdahalesi sonucu kendine geldi ve sonra da uçtu gitti zaten adam. eğer penaltı yaptırdım diye korksaydı, sinseydi ozan kabak olamazdı.
http://plasedergi.com/...so-davies-suphe-yok/