• 453
    https://youtu.be/KPH_qM9qlWY
    ilgili videoda boş konuşan beşiktaşlı yorumcu. erman toroğlu'nu sevmem ama adamın dedikleri son derece doğru. serkan korkmaz yanlış aktarıyor da olabilir ancak "maç yoğunluğundan şikayet etmiş" deyince erman da ona göre yorum yapıyor. söylediklerinde de yanlış bir şey yok.

    "oğuzhan özyakup hangi büyük maçı kazandırmış" söylemi de doğru. ben bu 150 milyon avroluk topçunun dominant oynadığı bir tane büyük maç hatırlamıyorum.

    erman'ın bahsettiği 10 milyon avro meselesini bilmiyorum, o konuda bir yorum yapamayacağım ancak ali ece'nin 10 milyon avroya oğuzhan'ın yaptıklarını gerçekleştirebilecek bir oyuncu bulamazsın demesi komik. 10 milyon avroya oğuzhan'dan iyi 50 tane topçu bulursun.

    hayatımda oğuzhan kadar abartılan bir topçu daha görmedim.
  • 454
    ilgili videoda ( https://youtu.be/KPH_qM9qlWY ) "10 milyon avroya oğuzhan'ın yaptıklarını gerçekleştirebilecek bir oyuncu bulamazsın" demiş. 2 örnekle bu konuyu açıklayayım;

    1 - fernando reges = 5.250.000 €
    2 - badou ndiaye = 7.500.000 €

    konu kilit bence. ki oğuzhan'ın yaptığı iş ne ki? o kadar maçını izlememe rağmen ben halen bilmiyorum.
  • 455
    erman toroğlu ile tartışması ayrı bir mevzu ama bu mevzu içinde "oğuzhan bu yüzden seviliyor." gibi bir cümle kurdu. oğuzhan'ı kim seviyor ya? saha içinde pisliğin tekidir. pepe'nin ülkede daha vukuatı yok ama beşiktaş'ın en çirkef futbolcusu kim desen bu konuda dünya markası olduğu için caner'i saymayalım, o sevimsiz suratıyla cenk, peşinde bu eleman gelir. zannediyorum olaya biraz duygusal yaklaşmış.
  • 456
    kendisi en sevdiğim birkaç futbol yorumcusundan biridir ancak açık konuşmak gerekirse futboldan anlayan, futbolu iyi okuyabilen bir insan da değildir. dikkatli izlerseniz oyuncu ve futbol bilgisinin fm başta olmak üzere iki üç futbol oyunundan temel aldığını görebilirsiniz.

    akşama daha detaylı şekilde örneklendirerek yazacağım vakit bulursam ama kısa bir örnek vermek gerekirse, ali ece'den şu kalıbı sıklıkla duyarız:

    "bakın galatasaray yönetimine bir oyuncu önereyim, bazoer. şimdi al iki sene sonra 15-20 milyon avroya sat."

    halbuki ne türk takımlarının bahsettiği oyuncuları alacak finansal gücü ve istenirliği vardır ne de o oyuncuları aldığın vakit türkiye pazarından 20 milyon avroya satmaya şansın. tamamiyle fm kafası yani. danimarka'dan potansiyel yıldızı alayım, iki sene sonra 35 milyona satarım. yok öyle bir olay, bu ülke sınırlarından o paralara oyuncu satamazsın.

    ayrıca oğuzhan konusunda net batırmış.

    kendisini çok severim onu da belirteyim.
  • 457
    https://youtu.be/KPH_qM9qlWY

    öncelikle kendisini severim. şu konuşmasında erman toroğlu'na göndermeler yapmış. söylediklerine katılmıyorum. durum böyleyken bile muhabbetini dinlemek bir zevk benim için. erman toroğlu'na kaynak sormuş, sorabilir. kendi iddiasında haklı da olabilir. fakat oğuzhan'ın yaptığı açıklamalara dair yorum yaparken olayları çarpıtıyor. erman toroğlu oğuzhan rakibi tebrik etti diye acizlik demiyor. oğuzhan maç temposundan şikayetçi sayın ece. biliyorum oğuzhan'ı aşırı derece seviyorsun, beşiktaşlısın ve onun eleştirilmesine sinirleniyorsun. tam bir kaptan açıklaması diyor. yahu geçenlerde bir röportaj verdi talisca, dikkat ettin mi ona? lakayt denilen, tembel denen talisca bu maç temposunu avantaj olarak görüyor galatasaray karşısında. oğuzhan da saçma sapan bahaneler uyduruyor, maç temposundan şikayet ediyor. doğru demiş erman toroğlu, çok yoruluyorsa beyefendi gitsin 1. lig'e haftada bir maçını oynar, aslanlar gibi dinlenir. oğuzhan yetenekli ona eyvallah ama tembelliği, güçsüzlüğü onu bir üst seviyeye çıkaramıyor. o yüzden büyük bir maçta baskın olamıyor, o yüzden büyük bir lige transfer yapamıyor. bu kafasıyla da kendisinden bir yol olacağını düşünmüyorum. ne uzar, ne kısalır.
  • 458
    kendisini hiç sevmem. sırf ali ece'den değil romantizmden ve romantiklerin hepsinden nefret ederim.

    ali ece modernize edilmiş tinercidir. yanında eğer beşiktaşlı birisi varsa sabahtan akşama kadar onu yağlar. ntvspor'dayken hasan şaş'ın yarı kariyerine sahip olmayan metin tekin'i dünyanın sayılı futbolcularından biri olarak lanse ediyordu. şimdi de nihat kahveci'yi yere göğe sığdıramıyor mesela. futbol konusunda son derece gereksiz detayları bilir. hatta burada biri "eric cantona öncesi premier lig'in marka değerini anlatsa da dinlesem." diye bir entry yazmıştı. gerçekten kendisi ve kendisini sevenler bu tip acayip şeylerle ilgileniyor.
  • 461
    bildigini soylemekten cekinmeyen az sayıda futbol yazarından birisidir. futbolun keyif alınan bir oyun oldugu uzerinden genellikle konusur ancak elbette taraftarlıgının ortaya cıktıgı zamanlar da olmaktadır. yinede lewandowski'nin alman milli takımında oynadıgı sanan futboldan gelme yorumculardan ya da fernandonun adını bilmeyip bütün program fernandao fernandao diye konusan tiplerden daha iyidir. ustelik oyuna ve oyuncuya saygısı vardır. bazıları gibi yeni transfer olan oyuncuya "tolga burası savanah (zira türkçesinin savan oldugunu bilmezler.) biz de aslanız seni yeriz kalitesinde yorum yapmaz. he isteyen yine begenmez begeni bambaska bir konu. ama insanın işine detaylarına hakim olacak kadar ihtimam göstermesinin suç olması da anca bu memleketin hareketidir herhalde.
  • 462
    https://youtu.be/KPH_qM9qlWY

    ali ece iyidir, hoştur, hoşsohbettir, çok severim, futbol bilgisi olarak piyasada sayılı adamlardandır ama bazen romantizmi tutuyor mantık dışına çıkıyor. erman hocanın oğuzhan'ın maç temposundan şikayet etmesine verdiği cevaplar sonuna kadar doğrudur ve açıklamasının bu kısmı acz içerir cidden de, zaten erman toroğlu sadece bu kısımla ilgili konuşuyor, yoksa kimsenin centilmence yapılan açıklamaya eleştirisi yok, ali ece sanırım toroğlu'nu iyi dinlemedi açıklamanın geneliyle ilgili aciz bir açıklama dediğini sandı. oğuzhan'ını da kimse kusura bakmasın öyle uçtuğu kaçtığı falan yok, milli takımda yaptığı hiçbir şey yok zaten de beşiktaşı da öyle aman aman uçurmuyor, kimse kolay kolay türkiye liginden topçuya öyle 20 milyon eurolar vermez fiko'nun istediği gibi de verecek olsalar bu futbolcu oğuzhan olmaz, 10 milyona da oğuzhandan çok daha verimli onlarca oyuncu bulabileceğime kalıbımı basarım, ali ece'nin ki klasik beşiktaşlı abartması, toroğlu'nun kaynğı ne bilmiyorum ama ben kendisine inanıyorum.
  • 463
    --- ccc ali ece ccc ---

    "ya bu teknik direktörlerin kılık kıyafet olayına da herkes taktı. bırakın adamlar eşofmanlarıyla çıksınlar. bak lisedeyim. evde ders çalışacağıma fm-cm oynuyorum. babam dedi ki "oğlum ne yapıyorsun, böyle giderse kaç dersten kalacaksın". "bak baba ders çalışıyorum, işletme çalışıyorum". 'manager' falan geçiyor ya, sözlükten de gösteriyorum, yönetim falan diye. babam dedi ki;

    "oğlum kimi yiyorsun, orada top falan var, kandırma bizi".

    "ama bak baba, beşiktaş'ı şampiyonlar ligi'nde finale çıkardım" dedim.

    babam da dedi ki, "oğlum şampiyonlar ligi finaline çıkıyorsun, bu tiple, pijamayla mı?"

    --- ccc ali ece ccc ---

    ali ece'nin sırf bu hatıraları ve yorumları derlenip toplansa, 1 saatlik güzel bir stand-up gösterisi çıkar. ulan nasıl güldüm laşsdklşas :d
  • 464
    --- ccc ali ece ccc ---

    "ya bu teknik direktörlerin kılık kıyafet olayına da herkes taktı. bırakın adamlar eşofmanlarıyla çıksınlar. bak lisedeyim. evde ders çalışacağıma fm-cm oynuyorum. babam dedi ki "oğlum ne yapıyorsun, böyle giderse kaç dersten kalacaksın". "bak baba ders çalışıyorum, işletme çalışıyorum". 'manager' falan geçiyor ya, sözlükten de gösteriyorum, yönetim falan diye. babam dedi ki;

    "oğlum kimi yiyorsun, orada top falan var, kandırma bizi".

    "ama bak baba, beşiktaş'ı şampiyonlar ligi'nde finale çıkardım" dedim.

    babam da dedi ki, "oğlum şampiyonlar ligi finaline çıkıyorsun, bu tiple, pijamayla mı?"

    --- ccc ali ece ccc ---

    ya ali ece ya. hiç keyfim yoktu, beni güldürdün. allah senin iyiliğini versin. hani pijama, sırma saçlar! saatlerce bilgisayar başındaki halini düşündüm de babası da pek haksız sayılmaz hani.

    galatasaray üniversitesi mezunu en sevdiğim beşiktaşlı. (mehmet demirkol'a kapak olsun!)
  • 465
    yıkamacı, yağlamacı ertuğrul özkök'ün çok hadsiz ve haksız olan "yeni tribün sosyolojisi, yeni bir içerik talebi yaratmış, yeni içerik de spor yazarı profilini değiştirmiştir. ingiltere’de futbol yazarları artık oxford ve cambridge’den mezun olmaktadır. türkiye’de şu soru er veya geç sorulacaktır: şu an basın tribününde kaç boğaziçili, kaç odtü, koç, sabancı mezunu var?" iddialarına yanıt olarak şöyle bir yazı yazmıştır: (uzun ama akıyor :) okuyun bence)
    "sayin özkök, 1 yıldır sizle aynı gazetede yazıyorum.
    galatasaray üniversitesi siyaset bilimi’nden mezunum. aynı üniversitenin uluslararası ilişkiler bölümü’nde yüksek lisans yaptım. 124 sayfalık fransızca master tezim rus dış politikası üzerineydi. hatta asistanlık sınavını da kazanmama rağmen nedense o sınav iptal edildi. sanırım sizin de zamanında inandığınız fukuyama’nın “tarihin sonu geldi artık hiç savaş olmayacak, dünya sonsuza kadar neo-liberalizmle yönetilecek” tezine karşı olduğum içindi!
    eski arkadaşınız, benim yky’deki müdürüm enis batur “boş ver akademiyi, sen fazla tutkulu, heyecanlısın. kendini en sevdiğin şeylere futbola ve müziğe ada, mutlu ol!” dedi. zaten kitap yayıncılığı maalesef ülkemizde futbol medyacılığından da az para eden bir sektör. futbolu manyak gibi sevdiğim için enis hocayı dinleyip bizim sektörün bulanık sularına balıklama daldım. çok yerden kovuldum ama sürekli kendimi geliştirmeye çalıştım.
    - lakin bizim sektörde uzun süre okul eğitimi, iş hayatımızı neredeyse hep negatif etkiledi. sizin çok sevdiğiniz popüler kültür bakış açısıyla siz ve sizin nüfuzunuzdaki medyaya yön verenler uzun süre eğitim düzeyi yüksekler yerine “reyting olsun torba dolsun” fast-food spor yayıncılığını tercih ettiler, öne çıkardılar. gayet iyi eğitim almış, pratikte mesleki çıtayı yükselten birçok editör, muhabir, habercilere yeterince yer açmadılar.
    2005’te ronaldinho dünyanın en iyi futbolcusuyken “sambacı türkiye’ye x takıma göz kırptı” yazmadık diye dönemin yayın yönetmeninden bolca laf yemiştik. o dönemde hangi boğaziçi mezunu ssk’sı bile yokken o kadar düşük para ve o “ronaldinho konjonktürü”nde bu işi yapardı ki? ben mesela arada bırakıp müzik stüdyosu açtım, su basınca mecburen spor medyasına geri döndüm!
    - ben pek öyle düşünmüyorum ama birçok kişi benim en iyi futbol yorumcularından birisi olduğumu iddia ediyor. eğer zamanınız olur da ik’na uğrayıp maaşlara bakarsanız neden o kadar yüksek kalite okul mezunları bizim sektörde istese de kalıcı olamazlar, daha net anlarsınız! aslında benim en büyük şansım sektördeki “ödeme güçlüğü” oldu. 2008’de skytürk maaşları ödemekte güçlük çektiği için birilerinin bedava program yapması gerekiyordu.
    ben ve dört arkadaşım o şartlarda “total futbol”u yaptık. insanlar izleyip sevince gerisi geldi. birilerinin adamı olmadığımız için yine bir yerlerden kovulduk başka yerlere gittik falan vs. lakin birçok meslektaşım kimsenin adamı olmadıkları için çok daha fazla mağdur edildiler. bu işi benim kadar yapabilecek en az 1000 kişi daha vardı, “bedava şans” bana güldü!
    - halen gazeteye kızan taraftar, kameraman, foto muhabiri arkadaşlarımızdan acısını çıkartıyor. hele şu ara muhabirlik cidden çok zor. kimse anasının karnından amigo doğmadı ya da marmara iletişim’de amigoluk dersi almadı. yıllarca bizden önceki dönemin “ne olursa olsun reyting olsun” günü kurtarmacılığı muhabirliğin geleceğini ipotek ettirdi.
    o kızdığınız muhabirlerin çoğu, l’equipe, guardian vs için çalışıp en az sorbonne veya oxford mezunları kadar kaliteli iş çıkarabilecek kapasitedeler. önce ülkemizi “tek derdimiz reyting” popüler kültür sultasından kurtarıp kaliteli işlere değer vermemiz gerekiyor.
    sayın özkök, ben “bizim spor basını mükemmel, sizinki çöp” demiyorum. gazetenin önü de arkası da aynı matbaada basılıyor! türkiye’de başka mesleklerde ne kadar kalite varsa bizimkinde de en fazla veya en az o kadar kalite var."
  • 466
    ulkeye dair umitlerimi diri tutmami saglayan bir kac medya yuzunden biri. galatasaray uni'liymis bunuda yeni ogrenmis oldum. en azindan galatasaray degerleri ile okumus bir insan. kendisi ozellikle son gunlerde ciddi bir ataga kalkti. ulkedeki gelismelerden ve medyada ki vasifsizlardan bikmis olacak ki uslubunu sertlestirmis. yazadur ali ece bir daha ki sefer yine moda tarafarlarinda gorursem seni bu sefer bir resim icin rahatsiz edecegim.
  • 467
    “kafalarda tek soru, galatasaray’a neden 3 haftadır operasyon çabası var? bu gerçekten açık ve net görülüyor.” bu sözleri sarf ederken içinden de "çaktırma uyanmasın kerizler" diyen adam. aynen ya. operasyon var. toplar kale çizgisini geçeceği anda patlatılıyor, saha kenarına konan sağlık çantası görünümlü jammer cihazı vasıtasıyla takımın birbiriyle iletişimi kesiliyor, futbolcular sahaya giren sağlık ekipleri tarafından hipnoz yoluyla telkin edilerek sırtı dönük adama faul, boş alanda elle kontrol gibi gereksiz hareketler yapıyorlar. evet operasyon var. ama taraftara, camiaya operasyon var. aziz yıldırım aynısını fenerlilere yaptı, kulübün anası ağladı. şimdi biz de yiyoruz bu lafları. önceden yemiyorduk ama. 6 nisan 2013 mersin maçı vardı hatırladın mı, hakemi de, rakibi de sike sike sahadan çıkardığımız maç. o zamanlar yemiyorduk, şimdi yiyoruz. sonumuz hayrolsun.

    edit: aşağıda buna cevap niteliğinde yazılan entryyi görünce aklıma geldi. yanlış anlaşılmasın. ali ece'yi ben de severim. tineri fazla kaçırmayan, sempatik bir insan. ama bu sözleri söylerken o de biliyordur galatasaray takımının gerçek sorununun saha dışı faktörler olmadığını. "galatasaraylılar üzülmesin şimdi, takımları kötü ama hakem de kötüydü" gibi iyi niyetli bir gaz alma amacı taşıdığıını düşünüyorum. ben kabalık olmasın diye ali ece'ye söylettim ama madem yanlış anlaşıldı açık açık söylüyorum. operasyon var deyip de sadece bunun arkasına sığınan kerizdir arkadaşlar. hem de kerizoğlu keriz.
  • 473
    düşüncelerimize tercüman olmuş.

    halen tudor'u savunanlar var. abi 5 yaşındaki çocuk bile bilir ki rakipte elia, visca gibi hızlı kanat oyuncuları varsa sen bu adamları maicon gibi yavaş tek hamlelik oyuncularla birebir bırakmamalısın.

    ali ece de haklı olarak maicon'a yazık demiştir. ne yapacak abi adam? sonuç ya faul, ya penaltı, ya da kart olacak ki 18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı'nda da bu oldu. kırmızı da görebilirdi defans oyuncularımız.

    peki biz hücumda ne yaptık? feghouli cezalıyken ne yasin'i ne de rodrigues'i oynatıp aynı tehlikeyi rakibe yaratabildik. tolga ile dışardan orta yapabildik ancak.

    ali ece'nin düşüncelerini umarım bizim karar vericiler de dinlerler.
  • 474
    yayın yönetmenliğini yaptığım, 28 kasım'da raflarda olacak türkiye'nin ilk plak kültürü dergisi plak mecmuası'nın yazarları arasında kendisi de vardır. ayrıca yine kendisini tutamadı, plak mecmuası'nda bile dejan lovren'e giydirdi :)

    dileylenler dergiyle ilgili bilgi almak isterlerse beni yeşillendirebilecekleri gibi şuradan takip de edebilirler: twitter.com/plakmecmuasi
App Store'dan indirin Google Play'den alın