şimdi kaç gündür bir şey yazmamayı tercih etmiştim kendisi hakkında. bu sabah, bi şeyler yazmam gerektiği ile ilgili güzel bir done yakaladım. bunu geçirdiği yarım sezona ve daha önce de söylediğim üzere dizilişimize ve önündeki, yanındaki adamlarla uyumsuzluğuna bağlayacağım. hazır mıyız?
burak yılmaz hakkında yapılan efsanevi ekşisözlük entry'sinin
https://eksisozluk.com/entry/45298227 ilk 3 görselini buraya koyuyorum:
http://i.imgur.com/d3sA9xo.jpg http://i.imgur.com/oWNWen1.jpg http://i.imgur.com/ZmbuNH0.jpg şimdi. bu 3 kareyle pozisyonu çok güzel vermiş entry'yi hazırlayan arkadaş. galatasaray'ın asıl sorununu çok güzel ortaya koyuyor. takım içinde bu koşuyu yapabilecek tek 11 oyuncusu kimdi o maç? telles'ten başkası bunu yapabilir miydi? geçtiğimiz sezon da sneijder sol açıkta oynarken ,ki sol açık olarak kağıtta konumlanmasına rağmen içeride oynuyordu ama pozisyonun adı sol açık diye sneijder'in orada oynaması kıt futbol zekalılar tarafından ihanet gibiydi ya neyse o başka başlığın konusu, telles'in bu şekilde bir pas opsiyonu olarak ileri fırlamasıyla kaç kez tehlike yarattık ve gol+asist+pozisyon bulduk? telles'in hücum performansının artmasının sebebi önünde oynayan sneijder değil miydi? ironik şekilde de savunma performansının düşmesi de yine sneijder ile alakalıydı ki bunu daha önce de yazdım. uzun yazı okumayı sevmeyen dimağlar (kısaca okumayı sevmeyen diyelim) pek görememiş sanırım. görmüş dediğimiz zaman da buna herhangi bir anti-tez oluşturmak yerine aynı şekilde telles'e saldırmaya devam ettiler. bu arkadaşlar için burak bu yukarıdaki pozisyonda bu pası atsa, gol atsın ya da atmasın telles sadece (savunması çok kötü ama hücumu çok iyi, savunma yönünü geliştirirse çok iyi bir bekimiz olur hatta ileride satarız da bunu) olacaktı. ama bu pas da gelmeyince telles leş gibi kaka. peki.
bence bunlar yetmez. aynı entry'den devam edelim.
http://i.imgur.com/VFRBSGY.jpg http://i.imgur.com/0lG2EN3.jpg http://i.imgur.com/FjWFFyx.jpg http://i.imgur.com/9KG2UZM.jpg pas hatası ve top kaybı yaptığı söyleniyor özellikle bir fenerbahçe maçında yaptığı için eleştirildiğinden de adım gibi eminim. yukarıdaki karelerde pasın yavaşlığı sebebiyle top kaybı yapıyor mesela. burak son karede ellerini açmış bir şekilde telles'e bakıyor. nasıl kaybedersin gibi. telles'e yazalım top kaybını kabul. telles'in hatırladığım en ciddi top kaybı ikinci yarının sonlarına doğru topla ileriye çıkmasıydı. göbekte 3-4 fenerlinin arasına girdi. ben açıkçası bunu apaçık bir çaresizlik olarak görüyorum. selçuk da yekta da melo da top almaya yanaşmadığından ileriye topla çıkmaya çalıştı ve topu kaybetti. galatasaray orta sahasının durağanlığı bu top kaybının sebebiydi telles'in yeteneği ya da yeteneksizliği değil. savunmanın içine gömülüp burak'a top ulaştırmaya çalışan her oyuncudan daha fazla inisiyatif aldı ve başaramadı. telles çok kötü.
savunmadaki yetersizliğine gelelim.
öncelikle şunu yazmışım birkaç hafta önce: (bkz:
alex telles/#1543524)
aynı yerden devam edebilirim ama önce buraya kopyalayayım savunmadaki noksanlıklarıyla ilgili
---
alıntı ---
telles'in ilk geldiği zamanki taraftar heyecanı şu an yok. bunun sebebi hücumların çoğunu solumuzdan yememiz. şimdi burada savunma yönü hücum yönünden kötü olan telles'in haricinde 3 büyük sorun mevcut:
1- sol stoperimiz yok. hakan oynadığında ağır kalıp yardım götüremiyor, semih oynadığında yerini yadırgadığından kendini korumaya alıp yardım götürmüyor, chedjou oynadığında da ikisi hiç anlaşamayıp yine telles'in yardımsız kalmasına sebebiyet veriyorlar.
2- yarım sezon boyunca önünde sol kanattan ziyade sol iç forvet oynayan sneijder ile oynadı. elbetter sneijder orta sahaya yardıma fazlasıyla geliyor ancak savunmaya kadar gelip sol bekinin kademesine giremez. bu rolü ona vermek hücum gücümüz açısından çok ciddi bir risk ,ki sadece sneijder'in eline baktığımız düşünülürse geçtiğimiz sezondan beri, bi zahmet gelmesin geriye. günah keçisi telles.
3- sol iç orta sahamız yok? sneijder gelmiyor, stoperlerle uyumsuz, orta sahada selçuk sağ tarafa yakın alanı parselliyor, melo hamle yapıp pozisyon kaybediyor, kim gelecek yardıma? muslera'yı mı çağıralım? burak gelmişti geçtiğimiz sezon birkaç maç, drogba bile gelmişti 1-2 maç. haksızlık ediyorsunuz. etmeyin. kadro planlamamızda sıkıntı var. yemeyin güzelim çocuğu. yıllar sonra sol bek bulduk onu da yedirmem! elbette çok eksiği var telles'in. hala maç kondisyonu açısından yeterli durumda bile değil ancak olacak. önünde emre ve olcan varken çok iyi olacak. rakibin tavuğuna kaz gözlerle bakmayın.
---
alıntı ---
yukarıdaki alıntı ışığında süper kupa maç performansı ile ilgili yazdığım ve tahmin ettiğim her şey doğrulanmış durumda. prandelli 2-1 orta saha kurgusu yaptığı her anda savunmamızın kanatlarının akıbeti bek oyuncularımızdan ziyade onların yardımına gelenlerle ilintili. veysel'e kaç kez yardım gitti selçuk ve olcan tarafından süper kupa maçında? telles'e kaç kez? semih kapattı sürekli tek başına telles'in arkasını. yasin muhtemelen 3-4 kez ya gelmiştir ya gelmemiştir. keşke matchstudy'de heat map olsa da görebilsek kimler nerelerde oynamış. nerelere yardıma gitmiş. telles boktan ama.
bakın bu çocuğun geçtiğimiz sezondan beri savunmasının kötü olduğu belli ancak öyle bir kuruyorsunuz ki kafanızda telles her maç gol yediriyor. sezonun en az gol yiyen takımı olarak hücumları genelde telles'in olduğu yerden yediğimiz ve bu çocuğun hücum düşüncesiyle yerini sayısız kere bırakıp gittiğini biliyorum. ancak sadece süper kupa maç istatistiğine bakarak çok pas hatası yapıyor savını bile çürütebiliriz ki 34 kez topla buluşmuş, 22 pas girişiminde bulunmuş 16 başarılı pas yapmış. en fazla top kaybını yaptığı oyuncu ise 3 pas kaybı ile kim? burak yılmaz. 5 kez burak'a pas atmayı denemiş, sadece 2 pası isabetli olmuş. bir diğer çok pas hatası yaptığı oyuncu da selçuk inan. 3 kez pas atmış selçuk'a 1'i isabetli. tekrardan söylüyorum, geçtiğimiz sezondan beri hücumda en uyumlu olduğu isim kim telles'in? sneijder. bu maçta sneijder ile 3'te 3 pas isabeti tutturmuş telles. selçuk haricinde savunma ve orta sahamızda pas isabeti yapamadığı oyuncu yok. ileride de burak haricinde yok. ikinci kez birlikte oynadığı yasin'le bile 3'te 2 pas yapmış. çok pas hatası yapıyor çook.
tekrardan savunma yerleşim hatalarına geri dönelim. orta sahamız savunmanın ağzının içine girmiş ya da en ufak bir direnç göstermeden geri dörtlüyle başbaşa bırakıyor rakibi. orta sahamız kırılgan. chedjou'yu nasıl övüyoruz çok iyi oynadı çok top kesti diye, adam savunmanın göbeğinde oynuyor. işi bu. bunu yapması gerekiyor. yapamadığı zamanları da biliyoruz. telles'in işi prandelli'nin anlamaya çalıştığım hücum sisteminde takımı hücuma çıkarak direkt pasları burak'a ulaştırmak ve ardından savunma arkasına sarkacak şekilde kendisine pozisyon almak. telles'in bilindik silahı bu. chedjou bile kaç kez top yolladı burak'a. oyun planımız buydu bu maçta. başka bir şey değildi ve bu yüzden prandelli'nin eleştrilmemesini tamamen ikiyüzlülük olarak görüyorum. bu kadar silik ve kabullenmiş bir galatasaray'ı sahaya çıkartmasını ben kabullenemiyorum. ama suçlu telles. 6 milyon euro'ya da satalım, 1 verseler ona bile razıyız. evet. komik!
prandelli yeni geldiği için eleştirilmiyor bunu anlayabilirim, telles geldiğinden beri bazıları tarafından sürekli itin götüne sokuluyor ardından da umarım bizi göt eder ikiyüzlülüğüne başvuruluyor. iyi oynadığı maçlar sonrası burada real madrid'e gönderenler de oldu. bi ortanız yok mu sizin? bi mantıklı, rasyonel şekilde durumunu analiz edebilecek kapasiteniz yok mu? varsa yoksa duygusal şekilde yaklaşmalar falan. oruç tutsaydı eminim ki bu kadar yüklenmeyecektiniz. ama neymiş bodrum'a melo ile gitti diye takımdan gönderilsin.
bu takımdan gönderilmesi gerekenler sizin gibi duygusallığı her zaman mantığa üstün gelenler. nasıl bir düşünce ki ¨şimdi aldık biz telles'i, yarım sezon da geçti, artık öğrenmiştir savunma yapmayı, öğrenmediyse siktirsin gitsin¨ düzeyinde olabiliyor? anlamak mümkün değil. 5 maç oynayınca gelişiyor mu bir anda her şey?
telles bu takımın sorunu değil. bu takımın sorunları şunları:
1- yabancı sınırı
2- orta saha kırılganlığı
3- sol stoper eksikliği
4- temposuzluk
5- pas-hareket-pas gibi modern bir düşüncenin uygulanamaması
6- savunmanın hücumdan başladığının bilinçsizliği
7- takımın boyunun uzunluğu
8- duran toplar
9- burak yılmaz'ın vasıfsızlığı, vasatı dahi aşamaması
tüm bunlar ışığında bir potansiyel gösteren ve gelişimine ve futbol karakterine uyum sağlayacak bir sistem olmadığı sürece hücumcu bek algımız ¨işte roberto carlos topu alıp uzuyordu, çizgiye inip orta açıyordu¨dan öteye gidemez.
bunu mancini görmüştü. telles'le 1'e 2 yapacak sneijder sayesinde çoğu maçta otoban yapmıştık o kanadı. hücumdan sonuç alırsın almazsın o başka bir şey ama oyun kurgusunda eğer o bek hücuma katılmışsa arkasını toplayan birisi olmak zorunda. galatasaray'da bu olmadığı sürece siz telles'e bol bol giydireceksiniz. ben de kafayı yemeye devam edicem.
telles bok gibi sol bek be. vay be. gitsin arkadaş telles de gitsin, sneijder de gitsin, muslera da gitsin. yabancı sınırını kendi gözlerinize ve algınıza koymuşsunuz sonra tff'ye laf ediyorsunuz nasıl yabancı sınırı koyulur diye.
frank de boer geldiğinde adam arkamı toplayacak biri lazım oyun kuramam diğer türlü diye bas bas bağırmıştı. türküz ya biz seni böyle oynatırız dedik. teneke bağladık. daha ne örnekler ne örnekler. hakettiğimizse demek.
özet geç piç diyenler için: savunması kötü, yardıma gidecek birileri lazım ama hücumundan da faydalanamadığımız için skor taraftarının gözüne çirkin ördek yavrusu gözüken futbolcumuz.