• 301
    sabahtan beri düşünüyorum; bu bebe belli ki psikolojik rahatsızlıkları olan, ciddi özgüven sorunları yaşayan, zavallı bir çocuk.
    hani, normal dağılımın yüzde 95'lik kısmı içinde kalan bir insan bunlara kalkışmaz.
    aşırı özgüveni olan, yani diyelim ki sağdaki 2,5'luk kısımda kalan birisi de uğraşmaya değer görmez narsistlikten.
    geriye kalıyor soldaki zavallı kesim.
    bu da ordan.

    da...
    ben esas bunu bilip de paylaşmayan, şimdiye kadar susanlara sövüyorum daha çok.
    al işte, insanlar bundan sonra haklı olarak böyle olaylara daha soğuk yaklaşacak.
    emeği geçen herkesin allah belasını versin.

    kendisiyle ilgili dileğim; umarım bir gün çoluğu-çocuğu olursa arkadaşları tarafından kaçırılır, 2 ay sonra da "ehehehe şaka yaptık la" diye geri bırakılır.
    bu kadar insanın ahını almanın karşılığı budur çünkü.
    ha, çocuğa bu iki aylık süreçte en ufak zeval gelmesin.
    zaten bu malın bebesinin çocuğu olacak.
    yazık.
    gerçi bunu iki haftada tanıyamayıp evlenen, evlenip de tanıyamayıp çocuk yapan kadının da aklından şüphe ederim ya, neyse.
  • 302
    daha ilk günden bunu tahmin ediyordum.

    insan kendisini belli eder, rahmet bile dilememiştim inanmadığım için.

    işte bu ve bunun gibi ölüm gibi acı bir olayla dalga geçme, insanların duygularını sömürmeye yatkın insanları alacaksın her gün bir uzvunu keseceksin. kan takviyesi yapacaksın ki acı çekecek ama ölmeyecek. ölmek için yalvaracak.

    duyguları sömürerek manevi yahut maddi çıkar elde eden adamların temiz insanlar arasında yeri yok.

    yakaladığım yerde öldürmek istediğim tiplerden kendisi.
  • 304
    ben kendisinden çok daha sonra yazar olmuş biriyim, ancak başlığı altında ki yazıları görüp çok üzülmüştüm kendisi adına. yaptığı hareketin izahı yok, küfür etmeye dahi değmez.

    bu olaydan sonra sözlük yazar alımları konusunda yeni bir kıstas daha getirilmesi için öneride bulunmak istiyorum. bir çok taraftar forumunda olduğu üzere sözlüktede üyelik yapılırken en az 5 veya 10 adet referans yazar istenmeli. böylece bu tarz trollüklerin önüne geçmiş oluruz.
  • 306
    adama değişik duyguları tattıran pilot yazar.

    önce iyisinden başlayayım, çünkü devamında biraz duygulu ya da ağır konuşabilirim;
    yaşadığına gerçekten sevindim.

    çünkü cskncskn'un aracılığı ile durumundan haberdar olduğum sabah, izmir'e doğru yola çıkıyordum.
    coşkun bilir, çocuğu da uyandırdım sabahın köründe telefonla arayarak;
    - abi bu nasıl iş, bir şeyler yapalım?
    diye...

    yolda giderken aklımda sen vardın, ki ben seni hiç tanımadım daha önce. belki sosyal hayatta birbirimizin sevmeyeceği tipler bile olabilirdik bireysel açıdan.
    ama ben senin durumuna çok üzülmüştüm o günlerde.
    eğer o sabah, sana üzülürken kafam dalıp gitseydi, başıma kötü birşey gelseydi arabamdaki ailemle birlikte?

    elbette suçlusu sen olmazdın, ama yine de bir oku, dinle...

    biz o sabah senin için neler yapılabilir, moralini ne yerine getirir diye düşünmüştük.
    yanlış hatırlamıyorsam, sırf sana ulaşabilsin de yardımcı olsun diye, moderasyon ultradnan'ın üyeliğini yeniden açmıştı kısıtlı süreliğine.
    biz de seni futbol takımımız ile buluşturmanın hesaplarını yapıyorduk.
    albayrak'a falan ulaşmanın peşindeydik.

    yine aynı gün, o günlerde sıkça duyduğum lenfoma ile ilgili bir iki örnek yazmıştım nick altına.
    vazgeçme demiştim.
    belki okudun, belki okumadın...

    sonra aradan kısa bir zaman geçti, geldin buralara neşe saçarak,
    liseli ilgi orospusu ayşen miyim gibisinden bir şeyler yazdın.
    hepimiz çok sevindik, hayata tutunacak olduğuna...

    fakat o gün, aslında gerçek sen ile tanışmışız biz.
    evet sevgili ayşen, çok memnun oldum tanıştığıma...

    yahu hadi bizi boşver, cidden görüştüğün gerçek arkadaşların yok mu senin şu dünyada?
    seni sevenler yok mu birader? üzmek neyine senin o insanları?

    amına koduğumun sosyal medyası var olduğundan bu yana, hastalıklı ruhlar belirdi etrafta.
    mehmet pişkin'e hem üzülüp, hem de ardında bıraktığı hastalıklı videoya küfredenlerdenim ben.
    kişiliğini oturtamamış ya da hayattan çok bunadığını sanan bir sürü insana intihar konusunda ilham verebilme ihtimali için.

    o lümpen hırt siktir olup gitti bu dünyadan,
    geride gözü yaşlı arkadaşları, annesi ve kız kardeşi kaldı.
    çok doymuşmuş zırto, bak yine aklıma geldi, neyse...

    hatta ariza pokemon ölmeden evvel, o da yazmış pişkin'in videosunun ilham kaynağı olduğunu.

    ne yapacağını bilemeyen gençlere kötü örnek olacak, o adilik ve düşüncesizlik kıvamındaki videosu...

    sen de bizi o halde bırakmıştın en son.
    şimdi ise yokmuş böyle bir durum, ve umarım ki doğrudur.
    umarım yaşıyorsundur.

    ama unutma, yarın biri yazsa şu satırlara senin ekşiye karaladıkların gibi,
    gidiyorum dese bizlere,
    artık yarımızdan fazlası şüpheyle bakacak söylenenlere...

    ama yine de, her ne kadar kızsam da, yaşadığını öğrenmek mutluluk vermedi değil.
    keşke çıkıp şaka desen dedik,
    "şaka" dedin.

    iyi ki de öyle dedin.
    hoş geldin yeniden, sevgili pilot ayşen...
  • 307
    normalde bir şey yazmayacaktım. fakat konuyla ilgili birçok yazardan mesaj alınca bir yazı yazma gereği duydum. hem içimdekileri dökeyim hem de konuyu bilemeyenleri aydınlatayım ki artık bu konu burada kapansın diye.

    öncelikle olaya iyi tarafından bakmalıyız; en azından arkadaşımız ölmemiş. dün ölmediğini söyleyen arkadaşına da söylediğim şey buydu. çünkü ilk etapta aklıma sadece bu gelmişti.

    fakat şoku atlatıp biraz düşününce insanı üzen ve sinirlendiren birkaç konu var:

    en başında yakalandığı yalanını söylediği hastalıktan daha büyük bir hastalığa sahipmiş kendisi. ve bu konuda da tedaviye ihtiyacı olduğu çok açık. umarım en azından bu konuda! tedaviyi reddetmez.

    kendisinin troll, yaptığı olayın da trollemek olarak nitelendirilmesini doğru bulmuyorum. zira trolleme vakalarında en azından bir zeka parıltısı olur. "ben ölümcül bir hastalığa yakalandım, tedavi olmayı reddediyorum, zaten hayattan yoruldum, ölmek istiyorum" deyip, daha sonra kuzeninin ağzından "aşırı dozda uyuşturucudan intihar etti. başımız sağolsun :(" şeklinde yazılar yazıp kurduğu bu kurmacanın adı trollemek değildir bana kalırsa.

    oysa hasta olduğunu söylediğinde yüzlerce insan kendisi için bir şeyler yapmaya çabaladı o dönem. çoğuna bizzat şahit oldum. annesinin kanseri nasıl yendiğini anlatan ve bu konudaki tecbrübesiyle kendisine her türlü yardımcı olabileceğini söyleyen yazarlardan tut da, en yakınını kanserden kaybeden fakat türkiye'de çok yakın doktor tanıdıkları olan ve kendisine her şekilde yardım edebileceğini ileten insanlar vardı. sözlükte yazar olmamasına rağmen sözlük hesabına mail atarak kendisine her türlü yardımda bulunabileceklerini söyleyen onlarca insan oldu. bir doktor arkadaş bile mail atmıştı hatta konuyla ilgili... hepsinin duygularıyla oynadı yani bu arkadaş, hepsinin hakkına girdi.

    ben o dönem kendisiyle de, kendisini sözlük ve twitter'da yakından tanıyan arkadaşlarıyla da mesajlaştım. arkadaşları hastalığını doğruladı. hatta telefon numarasını bile alıp defalarca ulaşmaya çalıştım fakat telefonlarıma cevap vermedi.

    daha sonra tedavi olmaya ikna olduğunu ve tedaviye başlayacağını söyledi. hatta benden başlığını kapatmamı rica etti. ben de ricasını yerine getirdim. kendisine gösterilen ilgiye çok şaşırmıştı ve tedavi olmayı tamamen aklına koymuştu. bunu söyledikten sonra zaten kendisini daha fazla bunaltmaya gerek yoktu. fakat ne ilgintir ki kısa bir süre sonra da intihar haberi geldi.

    bu olayın üzerinden bir seneyi aşkın bir zaman geçtikten sonra kendisi tanıyan arkadaşları kendisinin intihar etmediğini, dahası hastalığa da yakalanmadığını ve tüm her şeyin bir kurmacadan ibaret olduğunu söylediler. bu kişi yakın arkadaşlarına da yalan söylemiş yani. her şeyden öte arkadaşları o dönem hastalığını nasıl doğrulayabildiler anlamıyorum. onları da kandırdıysa eğer bu nasıl bir arkadaşlık ki bu kadar hassas ve ciddi bir konuda yakın arkadaşlara bile yalan söylenebiliyor. bizi, yani kendisi tanımayanları bir kenara bıraktım.

    ben bu yalana inananların aptal yerine konulduklarını düşünmüyorum. bana göre bir insana inanmak ve üzülmek aptallık değildir. fakat bundan sonra bu olayı yaşamış insanlar, bir başkası "ben hastayım" dediğimde muhtemelen ilk düşündükleri şey "acaba doğru mu söylüyor" olacak. tolga gibi art niyetli ve sorumsuz insanların bu tarz hareketleri ister istemez insanların yardımlaşma ve güven duygusunu zedeliyor.

    ben kişisel olarak o dönem tolga'nın yalan söylemesinden ve ona inanmamdan dolayı hiçbir rahatsızlık ya da üzüntü duymuyorum. hatta bugün sağlığıyla ilgili başka bir konuda yardıma ihtiyacı olursa yine aynı şekilde elimden geldiğince kendisine yardımcı olmak isterim. fakat benim şahsen bu olayla ilgili sindiremediğim tek bir şey var; o da adının bir seneden fazla hako'yla, gökşin'le*, fatih abi'yle*, özgür'le* ve rengin abi'yle* aynı listede yer alması. sanki onların hatırları incitilmiş gibi hissettim. sanki onlara karşı bir kötülük yapılmış gibi hissettim. olayı öğrenir öğrenmez de adını ölümsüz yazarlar listesinden kaldırıp kendisini sözlükten uzaklaştırdım...

    son olarak dün geceden bu geceye geçen yaklaşık 24 saatlik sürede gördük ki, kendisinin ölmediğini bilen arkadaşlarının sayısı hiç de az değilmiş. ve bir çoğu da ölmediğini olaydan birkaç gün veya birkaç hafta sonra öğrenmişler. bu zamana kadar neden sustuklarını bilemiyorum. tüm bu yaşananları herkesin kendi vicdanına bırakıyorum. fakat asıl merak ettiğim konu; bir sene sonra noldu da açıklama gereği duydular. tolga neden onlar için bir sene sonra kötü arkadaş oldu? oysa sıcağı sıcağına o zaman paylaşalardı konu bu kadar yankı uyandırmazdı. bu sahtekar arkadaşın isminin ölümsüz yazarlar listesindeki o güzel insanların arasında yer almasına ve insanların başlığında üzüntülerini dile getirmelerine bir seneden fazla bir süre nasıl sessiz kalabildiler cidden anlamıyorum. en azından isimlerini vermeden bile bunu söyleyebilirlerdi.

    muhtemelen bu bir sene zarfında bu arkadaş kendisi hakkında yazılanları okuyup okuyup gülmüştür. zira bu tip insanların istedikleri de budur: ilgi çekmek ve konuşulmak. şu an bile bu kadar konuşulması kendisinin hoşuna gidiyordur muhtemelen. bu sebeple herkesten rica ediyorum, bu hasta arkadaşın isteklerine hizmet etmeyelim. yani artık konuyu kapatıp kendisiyle ilgili tek bir kelime konuşmayalım. bu tarz insanların tedavi edilmeleri gerekiyor. tedavi olmadıkları sürece de konuşulmaya değer bulmuyorum.

    en başta söylediğimi tekrar ederek yazımı bitireyim; nolursa olsun hasta olmamış olması ve intihar etmemiş olması sevindirici. bu his kendisine karşı değil, her şeyden öte bir insana karşı duyulan ve insanların ne yaparsa yapsın yıkamayacakları en insani his çünkü.

    şimdi biraz gerçeklerle başbaşa kalalım. galatasaraylıyız çünkü biz (bkz: #1595010)
  • 309
    --- alıntı ---

    fakat benim şahsen bu olayla ilgili sindiremediğim tek bir şey var; o da adının bir seneden fazla hako'yla, gökşin'le*, fatih abi'yle*, özgür'le* ve rengin abi'yle* aynı listede yer alması. sanki onların hatırları incitilmiş gibi hissettim. sanki onlara karşı bir kötülük yapılmış gibi hissettim.

    --- alıntı ---

    başka söze gerek yok.
  • 310
    hayatta olduğuna sevindim yazardır. ayrıca bana çok farklı duyguları tattırmıştır. kendisini öldü olarak kabul ettirdi uzun bir süre de insanlar kendisi için üzüldü, yazıldı çizildi ve en sonunda ortaya çıktı ki kendisi yaşıyor. burada kendisini tanıyan seven insanlar kızdı belki ona ama sevindiler eminim ki sevindiler yaşıyor olduğuna. farklı duygular içine girdiler.

    daha sonra kendi babamı* düşündüm kendisini kaybetmeyi kabullenemedim ama yine de onsuz yaşamayı, hayatla mücadeleye etmeyi öğrendim. ister istemez aklımdan geçti airkaynana kardeşimizin yaptığını kendisi yapsa nasıl olurdu. yıllar sonra karşıma çıksa tekrardan görsem, sarılsam, "haydi oğlum maça gidelim" dese... bilemiyorum çok garip geldi bana bu durum. bu kardeşimizin herkesi kandırmasının, aptal yerine koymasının başıma gelmesini istedim. *
  • 316
    senin amk ben airkaynana...

    lan ben de klavye başında ağıt yakıyorum sözlükten gencecik adam ölmüş, karımı çağırıyorum bak ne kadar kötü bir durum falan birlikte iç geçiriyoruz, hatun beni sakinleştirmeye çalışıyor, böyle şeyleri okuma sen çabuk etkileniyorsun falan diyor, aç eski maçları falan izle hagi izle diyor trabzonsporlu olmasına rağmen hafızasını falan zorluyor ne bilsin 90'lı hatun hagi'yi magi'yi...

    neyse...

    pilot ol, uğrama bir daha sözlüğün yamacına...
    gib'erim belanı senin...

    ama...
    çok sevindim lan... vallahi çok sevindim...
    ölümden dönen adama üzülünür mü olm?
    iyi ki yaşıyorsun...

    ama şimdi miktir ol git...
    öptüm gözlerinden...

    edit: kekleme vakasını en son duyanlardan birisiyim okuduğunuz üzere... lag'dan dolayı sizlerden de özür diliyorum, herifin nick altını yine top yapmaktan ötürü...

    edit 2: olaydan nasıl haberdar olduğumu hiç anlatmadım tabi, ben bizim moderatör kewell'a "usta bu bizim airkaynana vefat etti ya ismi niye ölümsüz yazarlar kısmında değil?" diye soruyorum, adamcağız ne yapsın, açıklıyor "herif hepimizi keklemiş hacım, sen geç kaldın" diye...
App Store'dan indirin Google Play'den alın