kendisi çoğu insan tarafından sevilmemektedir, çünkü yaptığı yorumlar insanları rahatsız etmektedir. yaptığı yorumlara katılmamakla birlikte kendisinin penceresinden bakmaya, empati yapmaya çalıştım ve kendisini daha yakından tanımaya çaba gösterdim.
çıkardığım sonuç şu:
bu adam senelerce hakemlik uğruna bokun püsürün içinde yüzmüş. ölüm tehditleri, kurşunlanmalar, suikast girişimleri, şike teklifleri, her maç iki taraftan birisinin saldırıları, annesine ailesine edilen tonlarca küfür, altında kaldığı bir yığın zan.
hakemlik olarak türkiyenin tartışmasız en iyi hakemiydi. fakat emekli olduğunda elinde ne kaldı? hiçbirşey. geriye yaşadıkları kaldı. ve o yaşadıkları sayesinde güçlenen artık kimseden korkmayan ve kendi çabalarıyla kendi gücünü oluşturmuş bir ahmet çakar çıktı ortaya.
çoğu zaman kızdım, bazen de destekledim hocayı. ama öğrendiğim birşey var ki, futbol aktörlerinin geri kalan kısmı gibi hayatını sefa içerisinde yaşayamadı. onun savaşını verdi, bokla püsürle uğraşmanın, ölümden dönmenin, saldırılmanın getirdiği gücü şimdilerde yorumuyla kullanıyor.
yazımı çok sevdiğim bir deyişle bitirmek istiyorum
(bkz:
seni öldürmeyen şey güçlendirir)