resim
Ahmet Çakar
Görev:Eski Hakem
Yaş:62
Uyruk:Türkiye
Görev Aldığı Maçlar
  • 343
    “toroğlu’na yol verdim, keşke...”spor medyasının en çok konuşulan isimlerinden biri olan ahmet çakar. sporx.com'a birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu

    spor medyasının şüphesiz en renkli ismi, ahmet çakar. her programı her yazısı olay olan adam, ahmet çakar…

    ilginç benzetmeleriyle, müthiş zekâsıyla, futbol bilgisi ve hakemlik tecrübesiyle izleyenlere keyif veren bir isim, ahmet çakar. yediği onca kurşuna yaşadığı ölüm korkusuna rağmen yorumlarında geri vitese takmayan korkusuz adam, ahmet çakar… kısacası, çok renkli, çok keyifli, çok zeki bir isim ahmet hoca…

    işte o çakar, yine hafızalardan silinmeyen ilginç olaylara imza attığı sezonun ardından sporx’e konuştu…

    başarılı isim, toroğlu’ndan “yabancı damat” markus’a, reha muhtar’a yapmak istediklerinden içinde uhde kalan olaylara, gürcan bilgiç’ten osman tanburacı’ya, kanaltürk yönetiminden ntv yönetimine gönderdiği ince mesajlara, vurulma sonrası yaşadıklarından pişmanlıklarına, hem medya hem de özel hayatıyla ilgili bir çok “özel” olayı sporx.com genel yayın yönetmeni tahir kum’la paşlaştı…

    işte yine keyifle okuyacağınız “ortalığı karıştıracak” o tarihi röportajın ilk bölümü…

    bölüm 1

    “erman’la program yapmaktan mutlu değilim”

    “iki cambaz bir ipte oynar mı dediler, oynar diye düşündük ama gördük ki oynamazmış. bir sene boyunca acı çektim… erman toroğlu ile kişisel bir problemim yok ama iki cambaz bir ipte olmuyor. buna bir iktidar paylaşımı diyebiliriz. rahmetli babam; ‘her şeyi paylaşabilirsin iktidarı paylaşamazsın’ demişti. kıskançlık deyin, egonun kırılması deyin, birden fazla bilirkişi deyin, ne derseniz deyin. kişisel olarak bir problemim olmasa da toroğlu ile program yapmaktan çok memnun olduğumu söyleyemem.”

    “toroğlu’na ben yol verdim… keşke vermeseydim”

    “erman ile sezon sonuna kadar gideceğimizi tahmin etmiyordum. zaman zaman kızılcık şerbeti içiyorum dedim. acılar çektim, maalesef. erman da kızmasın bana, belki o da için için ‘benim bu adamla işim ne’ dedi. kişisel problemimiz yok ama iktidar paylaşılmıyor kardeşim. erman’ın bizim programa düşünüldüğünü ilk bana söylediler. hatta daha ileriye gidiyim.. nezaket gösterdi kanalın bir yöneticisi, ismini vermeyeyim, bizden olurumuz alıp onunla görüşüldü. erman toroğlu geldiyse bunda en önemli dahil benimdir. şimdi pişman mısın? diye sorarsan, pişmanım. olmadı işte… bir sene acı çektim. keşke yol vermeseydim…”

    “erman saraydan çikti, bitirimhaneye geldi, çok tokatlar yedi…”

    “herkesin oyun alanı farklı. hani bir futbolcu çimde iyi oynar, bir futbolcu toprakta iyi oynar… ben kendi adıma konuşuyorum: polemiklerin olduğu, birden fazla, ikiden fazla yorumcunun olduğu, hatta görüntünün olduğu ya da olmadığı programlarda iyi oynadığımı düşünüyorum. çünkü çok oynadım. 12 yıldır oynadım. 6-7 kanalda oynadım, görüntülü oynadım, görüntüsüz oynadım. 20-30’un üzerinde farklı yorumcuyla çalıştım. erman ise şansal bey’le çalıştı, görüntülerle her şey çok iyiydi, görüntüsüz programda çok zorlandı.

    erman’ın enerjisi, onun ses tonunun çok başarılı olduğunu düşünüyorum. ama görünen o ki erman toroğlu, şansal bey’le program yaparken daha iyiydi ve daha mutluydu. o birden oradan çıktı, yani saraydan çıktı, bir bitirimhaneye geldi. bir sene boyunca burada çok tokatlar yedi, zorlandı. onun da mutlu olduğunu zannetmiyorum.”

    “ziya abi adamin kralidir”

    “gökmen (özdenak), dünyada tanıdığım en naif, en saf, en temiz kalpli adamlardan biri. kötülüğün ‘k’sini bilmez, hinliğin ‘h’sini bilmez, böyle bir adam. ziya şengül ise adamın kralıdır. ben tanımazdım. her geçen gün ziya şengül hakkında, babam olacak yaşta değil ama hayatta gerçek bir ağabey diyebileceğim, adamın kralı diyebileceğim kişi ziya şengül’dür. her şeyiyle adamlık kriterine çok uygundur. mesela çok basit bir şey söyleyeyim; ziya ağabey alkol alır, 10 yıldır onunla çalışıyorum, bir gün ben programdan önce alkollü çikolata yediğini bile görmedim. bel altı vurmamaya gayret sarf eder. kısaca söylersem, amiyane olacak ama adamın kralıdır.”

    “erman raki masasindan gelip programa çikti”

    “bizim programda, birkaç kere, yayın öncesi alkol aldığını tahmin ettiğim erman hoca vardı. ama tahmin ediyorum. sonuçta yanımda alkol metre taşımıyorum, his yalnızca. hatta bir tanesinde kendi de itiraf etti. palas pandıras bir program konmuş, o da rakı ya da içki sofrasından kalkmış programa gelmiş. orada çok sırıtıyordu ama daha sonra kendini toparladı.”

    “15 yil şansal ve erman’in çöpe attiklariyla beslendik”

    “lig tv’den hiç teklif almadım. çünkü erman vardı orada. erman ve şansal bey bloke etmişlerdi, kimseyi kımıldatmıyorlardı. ne zaman erman gönderildi, ben erman’a kucağımı açtım. belki de ben o yüzden bu kadar hırslıyım. 15 yıl kitapsızlar, allah’sızlar tek başınıza yediniz işi. görüntü sizde ahkam kestiniz, biz kenarlardan artıklarla beslenmeye çalıştık. sen bilir misin, ispanya’da kraliyet ziyafetlerden sonra balık artıklarını çöpe atarlarmış. ispanya’daki o garibanlar da balık artıklarını pirincin içine koyup karınlarını doyurmuşlar. işte ondan sonra ortaya paella yemeği çıktı. 15 yıl boyunca şansal büyüka ve erman toroğlu büyük ziyafetlerde balıkları yediler, artıkları biz çöpten topladık.”

    “sistem ortaya serhat gibi sapik benim gibi manyak birini çikardi”

    “gözünü kaybeden adamın, duygu ve koku alma hissi çok gelişir ya. bizde görüntü yok, araştırmacılık hislerimiz çok gelişti. sistem serhat denen bir sapık ortaya çıkardı. sapık derken bunu pozitif anlamda söylüyorum. benim gibi bir manyak ortaya çıkardı. bu manyağı da pozitif anlamda söylüyorum. zaman zaman negatif sınırlara geçsem de. görüntüyü benden kestiğin an benim başka özelliklerimin gelişmesine yardımcı oluyorsun. ben de bu yıllarda boş kalmıyorum, bu özelliklerimi geliştiriyorum ve bir güç haline geliyorum. zaman zaman hata da yapsak, zaman zaman kul hakkı da yesek bir güç haline geliyoruz. seneye büyük bir ihtimalle yine kanaltürk’teyim.”

    “yabanci damadin sorumlusu ben ve erman’dir”

    “markus merk’i birkaç defa izledim. türkiye’ye ‘yabancı damadın’ gelmesinin baş sorumlusu erman toroğlu ve benim. bir kız bir yabancı ile evlenince ona yabancı damat denir. ben kızlarımın yabancı biriyle evlenmesini istemem. şu soruyu sorarım: ‘kızım, evladım, türkiye’de müslüman, türk, geleneklerimizi göreneklerimizi bilen adam mı bitti.’ kızım sana ne diyecek. bu öyle değil. erman toroğlu’nun zaman zaman terbiye sınırlarını zorlayan, kulüp başkanlarını acımasızca eleştirmesi. benim de diğer kanallarda futbolun hep böyle perde arkalarıyla ilgilenmiş olmam bizi tehlikeli odaklar haline getirdi. zaman zaman saygısız, zaman zaman terbiyesiz odaklar haline getirdiği için yayıncı kuruluş ticari menfaatleri ve futbolun marka değerini bildiği için yabancı damat getirdi. yabancı damadın görevi nedir, sadece gol, ofsayt, faul demesi. olayların perde arkasını bilmez. yabancı damat konjonktürün getirdiği bir evliliktir.”

    “erman sadece aşk filimlerinde ben ise her türlü filmde oynadim”

    “erman toroğlu benim gibi tehlikeli bir adam değildir. erman toroğlu ateş olsa cürümü kadar yer yakar. bir kere zeki değil. futbol dışındaki konularda derin bilgileri yok. erman’ın ses tonu, ekran enerjisi, benzetmeleri iyidir. bir ekran yıldızıdır, bunu kabul etmek lazım. mesela ben şansal bey’le program yapsam erman kadar başarılı olamayabilirim. erman toroğlu aşk filmlerinin çok başarılı oyuncusu. ben ise her türlü filmde oynarım. korku filminde tecavüzcüyü oynadım, sapığı oynadım, yaşlı bir rahibi oynadım, hırsızı oynadım, iyi bir aile babasını oynadım. erman toroğlu ise daima bir aşk filmindeki iyi bir aşığı oynadı. aşk filmlerindeki aşığı oyna dediler, o zaman zaman kızı dövdü, kötü davrandı. onun için de yönetmen sen bir daha aşk filmi çevirme dediler ve kapıya koydular. benim ise ne olduğum belli değil.”

    “markus’u kiskaniyorum”

    “markus merk’le aynı yıl fifa hakemi olduk ve dünyanın elit hakemleri sınıfına girdik. ve elit hakemler sınıfında en genç ikimizdik. oda arkadaşımdı ve dünyanın en iyi insanıdır. ama ben öyle kaba bir herifim ki, bir senedir burada bir öğlen yemeği yemedik, bir çay içemedik. belki de kıskançlık, yabancı damadı çekemeyen türk gencini oynadım. ama kabalık benimki. merk fincancı katırını ürkütmeyen, etliye sütlüye karışmayan bir adam.”

    “erman fenerbahçe düşmani olmuş”

    “hissettiklerimi söylerim, kıvırmam. erman toroğlu’nda aziz yıldırım’dan kaynaklanan bir fenerbahçe düşmanlığı hissettim. bunun da nedeni lig tv’den ayrılışı, kabloların kesilişi gibi olayların sonrasında yaşanan bir nefret. erman toroğlu benim kadar açık ve net değildir. ben hata yaptığım zaman geri adım da atarım, özür de dilerim. ben bir adamı sevmesem de doğrusunu görmemezlik yapamam. erman’ın hakemler arasında da ayrım yaptığını düşünüyorum. cüneyt çakır’a anormal sardığını düşünüyorum. sporda gerçek dostluk ve düşmanlık olmaz, siyasette de olmaz. erman’a uyuz oluyordum, reha’yla kavga ettik daha sıcak bakmaya başladım.”

    “erman menfaatleri uğruna tff konusunda kivirdi”

    “erman hocanın çok kıvırmaları oldu, olmaz mı. sizin sporx.com’da bir haber okudum, federasyon başkanını aramış, yüksel’in kellesini almamış falan. canlı yayında da azıcık puştluğuna sordum. poker oyuncusuna rest dersin ya düşünür, gözlerinden almaya çalışırsın. beş saniye ne diyeceğini toparlayamadı, önce ‘aramadım’ dedi, sonra ‘aradım’ dedi. ben orada cevabımı aldım zaten. ya olabilir... mesela erman’ın federasyon konusunda da kıvırması oldu beni çok şaşırttı. geldikten sonra federasyonun beline beline vurdu. son 3 ayda federasyonu okkalamaya başladı. ona sorsan ‘ben doğruyu da yanlışı da söylüyorum’ der. ancak ben öyle düşünmüyorum. kendi menfaatine yönelik ileride bir televizyon kanalında görev alma doğrultusunda federasyona tutumunu belirledi.”

    “bir tanburaci bir de demirkol’la program yapmam”

    “erman toroğlu hatalarını, sevaplarını söyleyebilecek, özeleştirisini televizyon önünde yapabilecek kadar açık değil. bu bir tarz meselesi. ben yalan söyleyemem, ya da çok az yalan söylerim. televizyonda yalan söyleyemem. hata yaptım mı hatanın üzerine gitmem. yaptıklarımı ibadet gibi görüyorum, seyirci de zaten bunu alıyor. seyirci senin oranın buranın oynadığını, bir kuyruk acın olup olmadığını, hırslı ya da hırssız olduğunu hissediyor. benim program yapmaktan keyif alacağım insanlar var. bir ziya şengül, kısmen gökmen, serhat ulueren, gürcan bilgiç, yaşasaydı rahmetli kazım kanat. mevcutlardan rıdvan dilmen, ersin düzen. program yapmam dediğim iki kişi belli zaten biri osman tanburacı, diğeri mehmet demirkol. nedeni ikisinden de kötü elektrik alıyorum.”

    “demirkol kendini beğenmiş intibasi veriyor”

    “osman tanburacı ile program yaptım, kavga ettim. allah’tan bant çekimdi, o bölüm yayınlanmadı. ilker yasin zamanında. osman tanburacı’yı ağabey olarak çok severim. bir yerde gördüğüm zaman öpüşürüm, ama onunla program yapmak istemem. mehmet demirkol belki çok iyi bir çocuk ama televizyonda bana inanılmaz kendini beğenmiş intibası veriyor. onunla program yaparım ama yaptığım vakit ikimize zarar verir. bunun çok derinlemesine bir nedeni yok. osman tanburacı ile program yaptım, yapmak istemem. mehmet demirkol ile hiç program yapmadım, yapmayı asla istemem. çünkü üçüncü hafta birbirimize gireriz.”

    “ridvan’i analiz konusunda tek geçerim”

    “rıdvan dilmen’in en büyük özelliği futbol analizini, bırak türkiye’yi, dünyadaki bütün futbol yorumcularından çok daha basit, sokaktaki en bilgisiz cahil insanın, futbolla alakası olmayan bir kadının bile anlayacağı şekilde yapması. kendini dinletiyor ve inanılmaz bir sevimliliği var. rıdvan bana yumruk da atsa, suratıma da tükürse onu seyrederken inanılmaz bir sevimlilik hissediyorum. rıdvan öteki konulara girmekten zaten imtina ediyor. rıdvan’la da 5-6 hafta program yaptım ntv’de daha sonra ayrıldım.”

    “gelmiş geçmiş en iyi spor yorumcusu hincal’dir”

    “hıncal uluç’la hiç program yapmadım. yapsak çok iyi olur. onu çok başarılı buluyorum. tekrar söylüyorum ve bunun da altına imzamı atıyorum. televizyonlar kurulduğundan beri türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi spor yorumcusu hıncal uluç’tur. kendini dinleten, olaylara farklı bir perspektiften bakan, zaman zaman sert ve acımasız eleştiriler yapan, ekran taktiklerini çok iyi kullanan, futbolu müthiş bilmese de, örneğin rıdvan kadar, bilmediği konulara fazla girmeyen ama bildiği konularda çok iyi yorumlar yapan, sporun futbol dışındaki birçok dalında konuşabilen, hitabetiyle, tipiyle, giyimiyle, zaman zaman insanı rahatsız eden suni kahkahalarına rağmen, türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi spor yorumcusudur o.”

    “kirmizi çizgi hoşuma gidiyor”

    “çok kötü yorumcular var ama şu kötüdür diyemem. televizyonu açıp da hiç ortada gündem yokken, bu adam ne söyleyecek diye dinliyorsam benim için en iyi yorumcu odur. mehmet aslan denen bir arkadaşımız var. mehmet aslan inanılmaz, bilgili ve kültürlü bir arkadaşımdır. hürriyet’in de spor müdürü. onunla hıncal uluç’un yaptığı “kırmızı çizgi” programını seyrediyorum ve beğeniyorum. çok fazla seyredilmediğini de biliyorum. ama denk geldiğimde atletizm de konuşsalar, güreş de konuşsalar, manasız şeyler de konuşsalar, onları dinliyorum. bakalım ne diyecekler diye. ama bazı adamları dinleyemiyorum.”

    “ercan saatçi amigo gibi”

    “ercan saatçi ile 3-4 program yaptık. insan olarak çok seviyorum. ercan saatçi’yi kendim de uyardığım için söylüyorum. televizyon programlarında maalesef fenerbahçe’nin amigosu ve avukatı olarak görünmesinin kendine hiç bir getirisi yok, fenerbahçe’ye götürüsü var. kendini imha eden bir pozisyon. televizyonda ercan saatçi’yi dinlesem ve fenerbahçeli olsam üzülürdüm, ercan saatçi’nin ağabeyi olsam onun adına üzülürdüm. fenerbahçe’nin karşısındaki takımın bir adamı da olsam çok kızardım. zaman zaman aziz yıldırım çıksa, ercan saatçi gibi konuşamaz. bu iyi bir şey değil. bu kadar fenerli görünmek iyi değil. ben adnan polat’ın kalmasını istiyorum bir fenerbahçeli olarak diyor. olmaz böyle bir yorum. sen fenerbahçe’nin amigosu ya da avukatı değilsin. yorumcunun takımı olur lakin o kantarın topuzun kaçırmayacaksın.”

    bölüm 2 - yarin:

    "reha'ya karşi hâla hirs doluyum, keşke o gece rahatlasaydim"

    "serhat bana da yanliş yapti" "sarvan iki koyunu güdemez"

    "lig olabildiğince temiz oldu"

    "en şaibeli mhk ulusoy dönemindeydi"

    "hakemliğimde iki kere şike telifi aldim"

    "bikini olayi gürcan'in b.k yemesi"

    "artik en güçlü başkan demirören'dir"

    röportaj: tahir kum
  • 344
    http://www.sporx.com/...-keskeSXHBQ236635SXQ

    ya ne diyeyim ki şimdi..bir kez daha kalbimden vurdu. ne düşünüyorsam onları söylemiş. müthiş bi adam. idolüm. berat tv'de şelalelerin görüntüsü ve sesi eşliğinde program yapsa, orda da izlerim. her yerde izlerim. tartışmasız, memleketin en iyi yorumcusu (gelmiş geçmiş). dünyanın en zeki, en eğlenceli, en muzip adamı. kız olsam, yaşıma başıma bakmadan evlenirdim. eşi, dünyanın en şanslı kadını (şüphe yok). keza kızları, futbolla ilgileri olsun olmasın, dünyanın en şanslı çocukları. türk spor tarihinin futbolcusundan, gazetecisine, yöneticisinden, televizyoncusuna en kültürlü, en kaliteli, en eğlenceli, en zeki adamı. gel amcam ol. küçül cebime gir. oturduğun binayı söyle, kapıcın olayım. iste, özel şoförün olayım. tutkununum. ve bu tutkunun da tarifi yoktur. dünya durana kadar;

    esirinim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın