• 478
    geçmişte kalmış güzel bir hatıradan fazlası değildir. eski avrupa zaferlerinin anıldığı gibi ara ara sosyal medyada 'agresif tribün'lü günler anılmaya başladı bile. günümüzde en fazla kritik bir maçın çekişmeli anlarında birkaç dakikalık versiyonunu görebilirsiniz. galatasaray'ın gol attığı ya da yediği anda tribünler papatya çayı içmişe döner, telefonlar cepten çıkar, barış ve huzur içinde spor müsabakasının takibi yapılır.
  • 479
    90lar ve 2000lerdeki o agresif tribünleri artık bulamayacağız maalesef. çünkü değişen ekonomi ve gelişen endüstriyel futbol ile taraftar profili de değişti maalesef.

    18-19 ve 19-20 sezonlarında kombinem vardı. o iki sezon her maça gittim ve o iki sezonun şampiyonlar ligi maçlarındaki taraftar profili ile lig maçlarındaki profil bir anda değişiyordu. hatta buna derbi maçları da ekleyebilirim.

    her ne kadar karaborsa engellemeye çalışılsa da ortada büyük bir pasta var. avrupa ve derbi maçlarına gelen taraftar profilinin çoğu ya gurbetçi ya da türkiye'ye gelen turistler (arap vs) oluyor. barcelona, psg ve real madrid maçlarında bunu apaçık gördüm maalesef. her yer elinde telefonla video kaydı yapan turistlerle doluydu. bu şekilde tribün baskısı da hayal oluyor tabii.

    umarım o eski agresif tribünlere kavuşuruz ancak yıllar geçtikçe maalesef azalacak.
  • 482
    son 6-7 sezondur maçlara gidenlerin çoğu taraftar değil, seyircidir. daha doğrusu sosyal medya etkileşimi kasan seyircidir. dolayısıyla agresif tribün filan hikayedir. maça 45 dakika önce gelir oyuncuları tribüne çağırıp oley çektirir. maç başlar 3'lüyü çeker. o gazla 10-20 dakika bağırıp-çağırır, avrupa maçıysa biraz, rakip atağa çıkınca ıslık öttürür sonra da o narin vücudu yorulunca susar. o zaman telefonu çıkarıp çeşitli kareler-görüntüler yakalayıp etkileşim kasmak için uğraşır. tribüncülükle yakından uzaktan alakası olmadığı için kendi oyuncusunu maç devam ederken yuhalar. tribünün çoğunu yüksek fiyattan kombine şeklinde satarsan oraya gelecek profil budur. fazlası gelmez.
  • 483
    maçtan önce bakıyorsun herkes 5 atarız 3 sayarız, icardi şöyle atar, ziyech tavana asar, kerem aslan kaplan forma girdi vs gibi yorumlar yapıyor. yazar sözlükte yapıyor, diğeri twitterda yapıyor, bir başkası kahvede yapıyor. e bunlar da taraftar sonuçta, toplu bir gereksiz beklenti içine giriyor herkes. çıkacağın maç da danimarka şampiyonu kopenhag'a karşı, şampiyonlar ligi maçı. hani kimse maç acaba kafa kafaya gider mi, çetin bir mücadele olur mu, maç da geriye düşer miyiz diye düşünmüyor ki! geriye düşünce de herkes de bir "nasıl ya biz şimdi geride miyiz" psikolojisi beliriyor. afedersiniz de ne sanıyorsunuz yani? çıkacağız 15 dakikada 3 gol mü atacağız? futbol bu arkadaş ya, üstelik futbolun en üst seviyesi, zorlanacaksın, geriye düşeceksin, mağlub olacaksın, takım kötü oynayacak vs. hani takım bu maça 10 üzerinden 5 hazırlanmışsa, taraftar 10 üzerinden 1 hazırlanmış. herkes rüya aleminde çünkü. kimsenin futbolun gerçekleriyle alakası kalmamış.

    (bkz: 20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı)
  • 485
    95 yılından beri stadyuma giden, 2000 uefa kupası yolunda tribünde olan bir insanım.
    yani çok avrupa kupası maçına gitmişimdir ama tribünün hali o günden bugüne pek değişmemiştir, ıslıklama haricinde.
    bu başlığa defalarca yazdım, yazıyorum ama canı sıkılan gelip bu başlıkta taraftara çemkiriyor.
    yani siz ali sami yen stadında yıllarca herkesin 90 dakika boyunca ses tellerini yırttığını filan mı düşünüyorsunuz?
    bugün ne oluyorsa 3 aşşağı 5 yukarı aynısı oluyordu o zamanlar.
    televizyonun başından sallamak kolay geliyor ama oraya giden insanlara 90 dakika boyunca bağırmaya programlanmış robotlar gibi bakmaktan vazgeçin.
    takım ilk yarının sonlarına doğru düşmeye başlamış, ikinci yarı işin gideceği yer belli ama isteniyor ki taraftar bundan etkilenmeyip asli görevini yapsın.
    ne o görev? sahada olanlardan etkilenmeyip top rakipteyken ıslıklamak, sonra bize geçince tezahürat yapmak.
    sen tv başında şekilden şekile gireceksin heyecandan ama taraftar stadda hiç etkilenmeden agresif tribün yapacak.
    başka bir arzunuz var mı? ne o kolay geliyor böyle akıl vermek.
    ilk yarı 3-0 olması gereken maçta 2-0 geriye düşmüşsün.
    yine belli anlarda taraftar gerekli desteği vermeye çalışmış ama ekran başındakilere tribün beğendireyoruz.
    sabahın köründe kalkmış, işinden çıkıp koştur koştur maça gitmiş ve gece yarısı evine giren insanlara laf söyleniyor.
    neymiş agresif tribün yapılmamışmış.
    adam parasını, zamanını veriyor. gidiyor elinden geldiğince, takımın gösterdiği kadar desteğini veriyor ama millete yeterli gelmiyor.
    kerem’in, icardi’nin kaçırdığı gollerin sebebi de zaten agresif tribün.
    ne hikmetse boey ve tete agresi tribün suskunken attılar.
    bu işler tek başına olmaz. takım ve tribün birbirine bağlıdır.
    birlikte alev alıp birlikte sönerler.
    oraya giden insanların en az 30 bini yıllarını tribüne vermiş insanlar.
    neyin ne olduğunu bilecek kadar tecrübeliler.
    sürekli gelip bu başlığın altında o insanlara akıl vermeyin.
    çok iyi yaparım diyen varsa tribün orada!!

    edit: (bkz: 20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı)
  • 486
    20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı sonrası yine gündeme gelen, yine bilgisiz ve sığ şekilde eleştirilen mesele. zaten galatasaray'ın içerde kazanamadığı her maç sonrası bu muhabbet gündeme geliyor da neredeyse skordan tribünleri sorumlu tutacak yazılar okuduktan sonra bir şeyler söylemek şart oldu.

    önce kısaca maçtan bahsedelim, sonra genele geçeriz. kopenhag maçı öncesi ve ilk yarı boyunca müthiş bir destek vardı. kopenhag kalecisi sahaya çıktığı andan ilk yarı bitene kadar tribün gayet iyiydi. top rakipteyken ıslık, bizdeyken destek çok yüksekti. okan hoca bile ''ilk yarı tribünler de oyunun içinde olunca ne kadar iyi baskı yaptığımızı gösterdik.'' gibi bir şey söyledi maç sonrası. tabii ki ilk yarı bittiğinde moraller bozuktu. geride olmanın üzüntüsü bir yana bir de tek kale oynayıp bir sürü gol kaçırınca haliyle tatlar kaçtı. 2. yarının başında da takım tribünlere çağrıldı fakat 2. yarının başındaki oyunla birlikte tribünler de düştü zira hem skor olarak geride olup hem de oyunu kaybetmeye başlayınca gerginlik ve kaygı arttı. bunun yanında yapılması gereken değişiklikler geç geldi, 2. golü yedik ve haliyle herkes düştü. bütün bunlara rağmen de şunu söyleyeyim, 2-0 geride ve hiçbir şey oynayamazken dahi en ufak kornerde bile tribünde bir kıvılcım vardı. ilk gol çok geç geldi fakat o golden sonra da maç bitene kadar tribün yine gayet iyiydi. yani kısaca tribün hiç öyle anlatıldığı gibi kötü, berbat halde falan değildi.

    işin diğer boyutu ıslıklamalar. öncelikle şunu söyleyeyim ki ıslıklayan sayısı azdı, alkışlayan ve destekleyen daha fazlaydı fakat ıslık tabii ki kuvvetli olduğu için hissediliyor. kaldı ki bu ''agresif tribün'' muhabbetiyle alakası olan bir şey değil. agresif tribün maç içindeki tribünlerin genel tavrıdır, anlık bir reaksiyonla ilgisi yoktur.

    şimdi gelelim asıl meseleye. galatasaray iç sahada ne zaman puan kaybetse bu başlık hortluyor ve hep tribünler suçlanıyor. emin olun burada sürekli bu tribünleri suçlayanların birçoğu senede 1 maça belki gidiyordur. kimisi istanbul'a işi düştükçe bilet arıyordur, kimisi de 2-3 senede bir şehir dışından gelme planı yapıyordur veya derbi bileti falan kovalıyordur. bu arada maça gelememelerinde bir problem yok, herkesin bahanesi de kendince vardır ve haklıdır yanlış anlaşılmasın. demek istediğim birçoğu zaten tribünlerden habersiz, maça gelmeyen insanlar. sosyal medyada falan hayatında sami yen'i görmeden sallayan bir sürü tip var mesela.

    ne oluyor böyle olunca? adam tribünü kendi hayal dünyasındaki gibi bir şey zannediyor. tribün gerçeklerinden haberi yok. oraya gidenler de en az senin kadar seviyor galatasaray'ı güzel kardeşim, sen merak etme. en az senin kadar sevdikleri için işler ters gidince kaygılanıyorlar, dertleniyorlar, dağılıyorlar. sen ekran başında önündeki keki ısırmıyorsun takım kaybederken ama adamın 90 dakika hoplayıp zıplamasını bekliyorsun, 10 metre önündeki oyundan bağımsız bir şekilde. oraya gidenler de insan, beklentileri ve duyguları var. ''ne olursa olsun 90 dakika bağıracağız ulan'' diye kodlanan robot değiller. izlediğin tribün videoları gibi bir 90 dakika mı bekliyorsun? kaldı ki galatasaray'ın son şampiyonluklarının tamamında tribünlerinin çok büyük etkisi vardır. beşiktaş ve fenerbahçe tribünleri daha 10. dakikadan ses çıkarmazken galatasaray tribünleri takımıyla birlikte çok savunma yapmıştır son yıllarda. bunu fenerbahçe ve beşiktaş taraftarı bile kabul eder sorsan ama bizim beyefendilere tribün beğendiremiyoruz.

    yıldızlar topluluğu olarak bahsedilen bir takım kurulmuş, ucl'de ilk maçına çıkıyorsun ve bu maç grupta galibiyetine en fazla ihtimal verilen maç. 60. dakikaya 2 şut yemeden 2-0 geride giriyorsun. bırakın da oradaki insanların biraz modu düşsün. şahsen benim düşmez, düşmez derken düşer tabii ama sesim çıkmayacak hale gelmem. elimden geleni yaparım zaten o yüzden de bulunduğum tribündeyim ama insanları da anlayabiliyorum. kaldı ki stada gelen herkesi niye ''tribüncü'' olarak düşünüyorsunuz? tribüncülük ayrı bir şey, taraftarlık ayrı bir şey, seyircilik ayrı bir şeydir. sizin hayal ettiğiniz şeyin olması için oraya gelen 50 bin kişinin 50 bini de ''tribüncü'' insanlardan oluşmalı. deplasman tribünleri öyledir mesela. 90 dakika neredeyse hiç susmazsınız, sürekli hoplarsınız zıplarsınız. ayrıca ufak bir grup olduğunuz için organize olmanız çok kolaydır. bu yüzden zaten deplasman tribünleri çok daha keyiflidir ve gerçek tribünlerdir. iç sahada gelen herkesin öyle olmasını beklemek sadece hayalcilik olur. zaten hiçbir takım için hiçbir zaman diliminde de insanların ütopyasındaki gibi bir tribün söz konusu değildi. özellikle de rekabetçi takımlarda.

    ayrıca katılmadığım son bir şey: ''bilet fiyatları geçen seneden sonra çok arttı, gördünüz mü?'' kafasındakiler. arkadaşlar, geçen yıl da stadın büyük kısmı kombine sahibiydi, bu yıl da zaten yaklaşık 40 bini kombine. bunların da çok büyük kısmı zaten yenileme. yani öyle acayip bir fark falan yok arada geçen yılla. kaldı ki ilgili maçta bilet devri de yasaktı. ezberden yorumlar yapmayın. o maça gelen 50 bin kişinin belki 15 bini o maç özelinde bilet bulup gelmiştir. dolayısıyla ''para veren adam bağırmaz abi'' mantığıyla bu işi açıklamak çok katılabileceğim bir şey değil.
  • 488
    (bkz: agresif tribün/#3451257)

    doğru sergilenirse bugünkü maçın çözücülerinden biri olacağına hiç şüphe yok. hakemi de rakibi de sindirmenin geçtiği yoldur.
    artık gına gelen, kendi kendini tatmin etmenin ötesine geçemeyen ve maçın gidişatına zerre katkı sağlamayan ninniler, besteler ve türküler yerine maçı daha çok yaşayan, yaşatan sesleri, gürültüleri, hışırtıları, uğultuları ve ıslıkları daha çok tercih ediyor ve sonuca daha etkili buluyorum.

    (bkz: 21 ekim 2023 galatasaray beşiktaş maçı)
  • 492
    24 ekim 2023 galatasaray bayern münih maçında agresif tribün yaratabileceğimizi düşünmüyorum ne yazık ki. bu maçın çok benzerini hatırlayacaksınız 17 mart 2022 galatasaray barcelona maçında yaşadık. tribünlerde hiç olmadığı kadar yabancı seyirci vardı. bilet fiyatları uçtu gişe fiyatının 900 tl olduğu kuzey-güney üst tribünler illegal şekilde qr kod görseliyle 3000 tl, tcye yüklemeli legal şekilde 6000 tlye satılıyor. topun da çoğunlukla bayernli oyuncularda kalacağını düşündüğümüzde enerjisi düşük bir tribün olacağı aşikar. inşallah beklentilerimde yanılırım ve almanlara sahayı dar ederiz.
  • 496
    29 kasım 2023 galatasaray manchester united maçı özelinde skor 3-0 önde de olsak 0-2 geriye de düşsek taviz verilmemesi gereken konu.

    rakip ingiliz devi. lakabı kırmızı şeytanlar. rehavete kapılırsan 2 dakikada 2 golü kalende görürsün.

    bu gece kesintisiz 90 dakika olması gereken tribün. olası bir gol yemede, geriye düşüşte kim sus pus oluyorsa tek tek tespit edip kombinelerini iptal etsinler.

    futbolcuların sonuna kadar mücadele edeceğine inanıyorum. tribünler de ayak uydurursa inşallah bu maçtan 3 puanla ayrılacağız.
  • 497
    29 kasım 2023 galatasaray manchester united maçında rakip takımın oyuncularının daha önce benzer bir tecrübe yaşamadığını biliyoruz, birkaç tecrübeli isim belki benzer atmosferler görmüştür.

    şimdi münih'li oyuncuların bile ayarlarının bozulduğu bir tribün yapabiliyorsak bunu bu kez şov için değil ihtiyacımız olduğu için yapmalıyız.

    bize bu maçı ancak agresif tribün kazandırır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın