---
alıntı ---
galatasaray değil beşiktaş!hıncal uluç pas fotomaç’ta yayımlanan soru-cevap şeklindeki köşesinin neredeyse her galatasaray değerlendirmesinde ya da ntv’deki 90 dakika’da aynı şeyi söylüyor...
“adnan polat garip (!) bir şekilde, adnan sezgin’den vazgeçemiyor. ne varsa aralarında!.. hangi adnan sezgin’den!.. aziz yıldırım’ın galatasaray’ı yenmeleri için gönderdiği teşvik primini kendi futbolcularına dağıtan adnan sezgin’den... imzalı belgeler halen tmsf’nin dosyasında duruyor. kemal belgin bin kere yazdı. bu adnan sezgin, galatasaray’ın futbol menajeri. bu adnan sezgin, galatasaray futbol şubesini yöneten adam...”
bir kere söylense ya da yazılsa bunu es geçeceğim de, ancak defalarca olunca yanlışı görmezden gelmek mümkün olmuyor...
o zamanki tartışmalara dönmek gerekirse olayı hızla hatırlayalım...
29 şubat 2004’te beşiktaş, istanbulspor’la yaptığı maçı 2-1 kaybedip o hafta liderliği de fenerbahçe’ye bırakmıştı. bundan tam 12 gün sonra istanbulspor’un kasasına 600 milyar tl girmişti. paranın geldiği yer ise fenerbahçe kulübü...
söz konusu para, beşiktaş maçına çıkan ilk onbire, kişi başına 6’şar, yedek oyunculara 4’er, ilk 18’de olup oyuna giremeyen ve ilk 18’de yer almayan oyunculara ise 1 ile 3 milyar arasında rakamlarla dağıtılmıştı.
hadise, istanbulspor’un defterleri tmsf’nin denetimine girince ortaya çıkmıştı.
bu, resmi kayıtları tutulmamış, belgelenmemiş 600 milyar tl neyin bedeli?
aziz yıldırım o zamanlar basın toplantısı düzenlemiş ve duruma ‘açıklık’ getirmişti: “600 milyar, petkov’un bonservis bedeliydi.”
oysa daha önce fenerbahçe’nin hukuk işleri müdürü avukat metin özer, petkov için istanbulspor’a herhangi bir bonservis bedeli ödenmediğini açıklamıştı.
aziz yıldırım, basın açıklamasında ‘ara yolu’ bulmuştu: “biz parayı istanbulspor’a ödemedik; bonservisini alması için petkov’a verdik, o da gidip kulübe vermiş...”
futbolumuzun bir sirkten farksız olduğu bu topraklarda herkes durduğu yerden istediği tarafa inanmakta özgür elbet! sizin tercihiniz...
ancak! o zamanlar adı geçen kulüp galatasaray değil beşiktaş’tı... en azından bu konuda hemfikirizdir...
hıncal uluç’un ise iki de bir o sezon ligi 6. bitiren galatasaray için “adnan sezgin, istanbulspor’da aziz yıldırım’ın galatasaray’ı yenmeleri için gönderdiği teşvik primini kendi futbolcularına dağıttı” diye isyan etmesi garip...
adnan sezgin’i seversiniz, sevmezsiniz... yaptıklarını doğru bulur ya da bulmazsınız... galatasaray’a yakıştırır ya da yakıştırmazsınız... o da sizin tercihiniz...
acaba hıncal uluç, galatasaraylıları galatasaray’a yakıştıramadığı adnan sezgin’e karşı kışkırtmak için mi bilerek konuyu çarpıtıyor, yoksa o zamanlar yerin yerinden oynamasına sebep olan haberler gözünden mi kaçmış da takımları karıştırıyor? bilinmez...
hıncal uluç bunu hep yapıyor. insanların unutkan da olsa hafızalarının, bilinçlerinin olduğu gerçeğini es geçiyor. gerçeği, zıttından ayıran şey bir saç kılı kadar ince olsa da gerçek yerinde durur. bilinmesi gereken bir şey de futbolu gerçekten seven, takip eden, okuyan, anlayan insanların sayısı hiç de az değil. ve onlar, biz “spor yazarları”ndan çok daha dikkatli, ilgili ve bilgili. onlar adına, uluç’un dediklerine itiraz etmek boynumun borcuydu...
03:36 | 27 kasım 2008
nilay yılmaz
---
alıntı ---