galatasaray’ın eski topçusu.
bize gelmeden önceki sezon malatyaspor’da forma giyerken, türkiye ligindeki en nefret ettiğim oyunculardan biriydi. özellikle peşpeşe oynadığımız malatya maçları
** kendisinden en fazla tiksindiğim maçlar olmuştu. maç boyu hakeme itiraz etmeler, yerden kalkmamalar vs. derken bütün maç boyu nefretimi katlamıştı. sadece ben değil tribündeki diğer renkdaşlar da kendisine iyiden iyiye bilenmişti.
gelgelelim, hayat bizi günün birinde onu desteklemeye mecbur etti. açıkçası, ilk geldiğinde bize rotasyonda yeterince faydalı olacağına ve anadoludaki hırsının yarısını bile bizde sergilediğinde başarılı bir sezon geçirebileceğine inanıyordum. ancak, bir şekilde içim ısınmıyordu. ta ki ilk golünü atıp gol sevinci sırasında taraftarımızdan özür dileyip başını eğene kadar.
her zaman özür dilemenin ve insanın hatasını anlamasının büyük bir erdem olduğunu düşünmekteyim. adem de bu hareketinden sonra ben de ‘büyük’ unvanını aldı.
en nihayetinde, kendisine formamızı çok yakıştırdım. gerek en sıkıştığımız anlarda kilidi açmasıyla gerek her umut tükenmişken ipten almasıyla gerekse 2020 yılında şampiyonlar ligindeki tek golümüzü atmasıyla formamızın hakkını yeterince verdiğini düşünüyorum.
her zaman hırslı ve kendisinden veren topçuları çok beğeniyorum.
bülent korkmaz,
johan elmander,
felipe melo,
engin baytar ve
adem büyük gibi topçular yüreklerini ortaya koyarak oynayıp takıma her zaman katkı sağlarlardı. bu topçuların karekteristik özelliği ise yıllar geçse bile değişmiyor ve futbolu bıraktıklarında bile gerek bağlılıklarında gerekse hırslarında bir eksilme görmüyoruz.
takımımızın her daim böyle topçuların gençleriyle
** şenlenmesini diliyorum. büyük adem’e de kalan kariyerinde başarılar diliyorum.
adem büyük,
#cimbomenbüyük