kktc'nin illegalitesinden beslenen akademi baronu
suat günsel'in milyar eurolarla ifade edilen servetinin finansmanında güle oynaya kupaları toplayan, ligin de avrupa piyasasının da en kibar haliyle şirazesini kaydırmış olan leş takım. yıllar önce sadece üniversite bursları üzerinden transfer yapılan, amatör bir üniversiteler ligi seviyesindeki kktc kadın basketbol ligini döktüğü akıl almaz paralarla kapanma noktasına getirerek başladı serüvenine. yanılmıyorsam 2 ya da 3 sezoun ardından 2014-2015 sezonunda bölgesel liglerden şimdiki adıyla bilyoner.com kadınlar basketbol ligi'ne yükseldi. o sezon lige yükselen diğer takım uzun yıllar migrosspor adıyla fenerbahçe'nin pilot takımı olan
basketbolu geliştirenler derneği idi.
tabi meşhur ezeli rakibimiz
rum yunan ikilisinin baskıları sonucu fiba'nın verdiği ültimatomla türkiye basketbol federasyonu tarafından maçlarını kktc dışında yapmaya zorlandı. ligdeki ilk sezonu olan 2015-2016'yı ankara'da geçirdi ve kümede kalmayı başardı. 2016 yazında fenerbahçe'den kopuş sonrası maddi olarak işi döndürmenin imkansız olacağını farkeden
ışık eyigüngör tayfası ile anlaşarak iki takımı birleştirdiler. boşa düşen takımın ismini de
girne üniversitesi olarak koydular. girne üniversitesi de baba suat günsel'in dolmuş patlamış yakın doğu üniversitesi'nden taşanları toplamak gayretiyle oğul irfan günsel'e kurduğu üniversite'nin adıydı. o sezon tüm kupaları resmi geçitle kazanan takım nasıl olduysa artık(!) normal sezondaki iki mağlubiyetinden birini bu vasat kadrolu takıma karşı almış, o vasat takım da sezon sonunda ikili averajla kümede kalırken kimsecikler bu durumu sorgulama zahmetine bile girmemişti. 2017 yazında isim hakkını devrederek o takımı kapatmış oldular. şimdi 6 sezon aradan sonra tekrar açılan kktc kadın basketbol ligi'nde mücadele ediyorlar, aynı forma tasarımı ve farklı göğüs reklamları ile...
yakın doğu üniversitesi diye bildiğimiz(!) takım ise yoluna gümbür gümbür devam ediyor. sadece 2 sezondur girdiği avrupa transfer piyasasında türkiye a milli takımının ilk dördünü kadrosuna kattı, sözleşmesinde 25 bin'e serbest kalır maddesi olan cansu'ya 600 bin lira vermek gibi absürt ötesi işlerle hem de. avrupa'da hemen her takımın hayalini kurduğu vandersloot, sabaha kadar şut atsa yine de kaçırmayacak mcbride, benchten gelme konusunda üst seviye olan eldebrink ve her takıma seviye atlatacak levander gibi isimlere sahip. istanbul gibi bir şehir ve böyle delicesine maddi imkanlarla, hele biraz daha avrupa basketbolunda kökleşirse yıllar yılı moskovalarda sefil olan kadın basketbol yıldızlarının rotası istanbul'a kayabillir. tabi paranın satın alamayacağı şeyler de vardır,
bir milyon dolar beş milyon dolar benim için önemli şeyler değil diyen ışıl alben gibi. ama geriye kalan herşey için suat hocamın paracıkları yeter... staff'ın da oyuncunun da hatta basket topunun bile en iyisinin en iyisine sahip olabilecek biri için başarı(!) kaçınılmaz...
henüz ligde ikinci sezonları olmasına rağmen ligin dengelerinde açtıkları yarayı herkes görmezden geliyor, kazandıkları ve kazanabilecekleri başarılardan dolayı. ligin köklü takımlarından istanbul üniversitesi küme düşmek için günleri sayıyor, beşiktaş feda sezonunda, abdullah gül üniversitesi "bu sezonu belki çıkarırız seneye allah kerim" diyor, botaş "yönetçi" abilerin marifetleriyle sürgüne düşmüş, ligde düşmemeyi garantileyen takımlar yabancılarını yük olmasın diye teker teker gönderiyor. bizim takımın durumu zaten malum, sezon içinde tek bir ödeme olmadığı için transfer yasağına düşülmüş...
eğer müdahale edilmezse bir ya da iki sezon sonra kadın basketbol ligi diye birşey bile kalmayabilir türkiye'de. ama basketbolu yönetenler, gönül verdiğini söyleyenler falan dahil kimsenin umrunda değil.