uzun süredir oynayan oyuncunun kaptan olması

• 1

  türkiye ye özgü bir algıdır. "ben altyapıdan yetiştim, takımda en eski benim" deyip kaptanlığın hakkı olduğunu düşünür maalesef türk futbolcusu. (bkz: sabri sarıoğlu) ama fm de bile der ki kaptan seçerken bakmanız gereken en önemli özellik influence ( yani etki, etki bırakmak) dur. hakeme maç boyu her pozisyonda deli gibi saldıran, itiraz eden ,takım içinde gücünün yettiklerine maç içinde bağırıp durandan kaptan olmaz.
  ama böyle düşünen futbolcu da bir yandan haklıdır. çünkü ülkede böyle bir anlayış var. ibrahim üzülmez bile bir takımda kaptanlık yapabiliyorsa sabri neden yapamasın değil mi?
• 2

  kaptanlık çocuk oyuncağı değil abiliktir. herkes vaktini ve haddini bilecek.
• 3

  adnan polat'a göre galatasaray'da kaptan olma kriterleri arasında bu durum yoktur.
• 4

  makul, mantıklı, önermedir.
  eski köye yeni adet getirmek adettendir.
• 5

  türkiye'ye değil sabri sarıoğlu'na özgü bir algıdır. yoksa ben başka "10 yıldır takımdayım, şimdi paolo maldini gelse kaptan ben olmalıyım" şeklinde konuşan manyak görmedim.
• 6

  galatasaray da olmayan bir olaydır. kezâ ümit karan 2.5 - 3 senedir bu takımın 2. ve 3. kaptanıydı. uzun süre oynamasa bile teknik heyetin verdiği karar doğrultusunda ümit bizim 1.kaptanımızdır.
• 7

  takım hiyerarşisinde görülen normal bir gelişmedir. chelsea, manchester united, liverpool, barcelona, inter gibi takımlarında uyguladığı görülmektedir.
• 8

  memur zihniyet ile gerçekleşen hadisedir. özel ya da devlet kurumu farketmez. kıdemli olan ilerler müdür olur. olamazsa da problem olur.
• 9

  kaptanlık, sadece tünel çıkışında 'haydi beyler' diye bağırıp el çırpmak değil ki. kaptanlık rakiplerle kavga etmek de değil. takımın hakkını savunmak için hakem ile hararetli bir şekilde konuşmak da değil. takım arkdaşlarının motivasyonunu yükseltmek de değil. takım içinde sözünün geçmesi değildir kaptanlık. kazanılan kupayı ilk kaldıran kişi olmak da değil. futbolcular ve teknik ekip ile idareciler arasında köprü olmak da değil. prim pazarlığı yapmak hiç değil. taraftarları sakinleşleştirmek ya da kaybedilen maç sonrasında oyuncuları toparlamak da değil. terlik giyene yumruk atmak, sert girene tokat atmak değil. yaşla veya takımda uzun süre oynamak veya yıldız oyuncu olmakla kazanılan bir hak da değil. karizmatik veya öfkeli olmak da kaptan olmak için yeterli değil. antremanlarda grubun önünde koşmak yetmez. çok çalışkan olmak da. gece hayatı belirleyici bir özellik olamaz. aile babası olmak da. taraftarın sevgilisi olmak ya da daha önceki takımlarda kaptanlık yapmak ön şart değil.
  
  bence bütün bu özelliklerin mantıklı bir karışımıdır.
  
  ama olmazsa olmaz şudur:
  
  "ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." mustafa kemal atatürk
• 10

  (bkz: sabri sarıoğlu)
  (bkz: hakan balta)