*

  • 5
    rakamları bir sürü istatistiki verileri falan boş verin, dünya üzerindeki yerimizin anlaşılması için şunun yapılması yeterli olacaktır.

    bütün liglerden en sonuncunun evinde oynanan bir maçı açılsın, ortam bir teknoloji markette televizyon reyonu gibi olsun ve sadece görüntüye baktığınızda ne hissettiğinizi söyleyin. o görüntü herşeyi çok net anlatıyor. benim için ingiltere, almanya, ispanya, italya diye başlar ve öyle devam eder. bu sıralamada da türkiye avrupa'da sondan bilmem kaçıncıdır dahası değil. biz bir spor ülkesi değiliz çünkü türk insanında sporcunun sahip olması gereken özelliklerin tam tersi mevcut.
  • 8
    markanın sahip olması gereken en önemli özelliklerden birisi rakiplerinden ayrışması, fark edilebilir olmasıdır. marka, telaffuz edildiğinde insanların zihninde benzerlerinden bambaşka bir yere oturmalıdır. örneğin bir otomobil markası anıldığında aklınıza konfor, bir başka otomobil markası anıldığında spor tarz, bir başka otomobil markası anıldığında aklınıza güvenlik gelir. markalar bu şekilde akıllarda bıraktıkları iz ile bilinirler.

    epl denildiğinde hızlı futbol, oyunu sık kesmeyen hakemler, yüksek tempo, ani yön değiştiren paslar, kaleye yakın tasarlanmış güzel kale arkası tribünlerinden gollerde dalga dalga yükselen sesler gelir.

    bundesliga denildiğinde daha mekanik bir futbol akla gelir. devler ve özellikle bayern dominasyonu zihinlerde yer alır.

    serie a denildiğinde ilk akla gelen şey sertliktir mesela. o sertlik içinde ayakta kalan santrforlar, efsane klas 10 numaralar belirir zihinde.

    la liga kimsede sertlik ya da hız çağrıştırmaz. oynanan futbol pek mekanik de değildir. pas kalitesi ve estetik ön plana çıkar.

    işte tüm bu zihinde beliren düşünceler, markaların kendine özgü yönleriyle rakiplerinden ayrıştığını, rahatlıkla ayırt edilebilir markalar olduğunu gösterir.

    peki ya türk futbolu denildiğinde?

    hiç düşündünüz mü, uefa ve cas kararına rağmen şike sebebiyle küme düşme cezası verilmemesi markayı ne hale getirdi?

    düşünüyor musunuz, 1959 öncesi şampiyonluk zırvası bu markayı ne hale getirir, bu saçmalık yüzünden kim türk futbolunu ciddiye alır?
  • 9
    (bkz: #3320573)

    2023'e doğru türk dizilerinin ihracatının 500 milyon dolara erişmesi bekleniliyor. 21/22 sezonunda ise avrupa'nın beş büyük liginin yayıncılarının (şl/al dahil) 10 milyar dolara yakın gelir elde etmesi bekleniyor. beceriksizliğin ötesinde, art niyetli insanlar tarafından kaçırtılan gelirin haddi hesabı yok. art niyetlinin de vizyonlusu lazım bazen.
  • 13
    liyakatsiz yöneticiler tarafından play-off ile, yabancı sınırı ile düzeltileceği zannedilen değerdir.
    önce futbolun içinden gelen adamlar gelecek,
    sonra mhk, pfdk, tff birilerinin adamları olmayacak,
    yabancı sınırını kaldıracaksınız,
    küfürü, hakareti engelleyeceksiniz,
    stadı olmayanları süperlige almayacaksınız,
    zemini düzgün olmayanlara ceza vereceksiniz,
    topla oynama sürelerini arttıracaksınız, anti-futbola izin vermeyeceksiniz,
    herkese eşit muamele uygulayacaksınız,
    ona, buna iftira atan, futbolu kutuplaştıran yöneticileri futboldan men edeceksiniz,
    maç yayınlarını tek bir platformdan yayınlayacaksınız.

    galatasaray her arayı açtığında ya yabancı sınırı geliyor ya da play-off.
  • 17
    yayinci kurulus belirler marka degerini. yayinci kurulus verdigi para ile gosterdigi marka degerinin gram uzerine cikmaz. bu paraya turkiye sinirlarinda yasal yayinlar ve toplu gosterimlerle kazandigi ile hayli hayli cikarir. simdi youtube'a da maclari koyup ordan kazandiklarini da aksam guntekin'in bombos programina harcasa bu ligin marka degerini gelistireyim yeni pazarlara acilayim diye ugrasmaz. tff de suudi arabistan'da oynayacakmis super kupa macini. bombos stada, oradaki 50-60 turk insaat muhendisi ile 50-60 petrol dogalgaz muhendisine mi oynatacaksin? ha pardon bir de umredekiler giderler. arap niye gitsin her hafta mane ronaldo izliyor. turki cumhuriyetler ya da almanya dururken yapilan cok sacma.
    montella hamlesini dogru buluyorum. ıtalyan milli takim antrenoru is yapan bir formul. yarismaci bir milli takim marka degerini artirir.
    gecen bir toplantida milli egitim bakan'i fatih hoca turkiye futbol koordinatoru iken futbol lisesi baslatti cok basarili bir uygulamaydi sonra gelenler yuzune bile bakmadi, boyle yapacaksaniz bizi hic oyalamayin emek ve butce israfi dedi. ılk kez bir akp bakanini takdir ettim. gundelik sonuclarla yapilan hoca ve sistem degisiklikleri butun projelere zarar veriyor. fatih hoca bodrumda bos takiliyor. madem takimdan aliyorsun baska bir formul ile koordinatorluk ve projelerini devam ettirsin birak.
  • 18
    baştan aşağıya yenilik yapılması gereklidir. takım sayısı 18'e indirilmelidir. lisans çıkartılan oyuncu sayısı 25'e indirilmelidir. 10 yabancı+1 mavi kart+ 9 tane 15-21 yaş arası türkiye'de yetişmiş oyuncu+ 5 tane 15-21 yaş arası kulübün altyapısından yetişmiş oyuncu olarak güncellenmelidir. yaz transfer dönemi 1 eylül'de kış transfer dönemi 1 şubatta sona ermelidir. kış transfer döneminde 25 kişilik kadrodan en fazla 5 değişiklik yapma sınırı getirilmelidir.

    zeminlerle alakalı her sezon başı tüm kulüplerin stadlarının, antrenman sahalarının zeminlerinden hem numune alınmalı hem de temsilciler denetlemeli. standartın altında olan stadlarda maç oynatılmamalı ve ağır para cezası kesilmelidir. bu parada bir fon oluşturularak altyapı için harcanmalıdır.

    bir kulüp bir sezonda en fazla 3 teknik adamla sözleşme imzalama zorunluluğu getirilmelidir.

    4 transfer dönemi üst üste zarar eden kulüplere 1 transfer dönemi transfer yasağı getirilmelidir.

    harcama limitleri düzenlenmelidir. la liga koca barcelona'ya messi için onay vermedi bizde her sezon 15-20 transfer yapıyor kulüpler daha birinin harcama limitlerine takıldığını görmedim.

    ztk formatı yeniden güncellenmelidir.

    maç sonunda teknik adam, oyuncu ve yöneticilerin hakem ve mhk hakkında konuşmaları sınırlandırılmalı ve para cezası verilmeli. 2 ve 3. kez tekrarda ceza arttılabilir.

    hakemlerin atletik performansları uefa standartlarına göre ölçülmelidir.

    tff 3. bir organizasyon düzenlemelidir. ztk'dan elenen takımlar için ve u19 liglerinde mücadele eden takımların yer aldığı organizasyon tertip edilmelidir.

    bir çırpıda aklıma gelenler ama bunu yapacak bir tff ülkemizde yok maalesef.
  • 19
    galatasaray dışında olmayan bir değerdir. evet öyle ya da böyle dünyada ligin ve türk futbolunun tanıtımında en büyük en etkili materyal galatasaray'dır. tff ve içindeki garip yapılanma ülke futbolunu bitirmeye yemin etmeseydi şu andaki pozisyonumuzdan 3 gömlek yukarıda olurduk. şimdi de mantıklı tek bir açıklaması olmayan playoff sistemi getirmeye çalışıyorlar. yayın geliri artsın diye yaptığını iddia edenler daha yayın geliri için açık ihale böle yapamayıp katar firmasına peşkeş çektiler. rakibe göre değişen hakem kararlarını saymıyorum bile.
  • 22
    pek çok nedenle açıklanmış ama asıl neden zannediyorum gözden kaçmış. türk lirasının değeriyle doğru orantılıdır. bugün bir sihirli değnek vurup döviz kurunu 10 sene önceye getirsek emin olun yayın geliri de transfer bütçeleri de artmış olur.

    bu konuda bazen federasyona bazen kulüplere haksızlıklık ediliyor. senin ülke ekonomin ingiltere, italya, almanya veya fransa, ispanya (suudi arabistan'ı da ekleyeyim para harcamaya başladılar futbola) seviyesinde olmadan o seviyede bir lig bekleyemezsin. bu konunun ligde olan zemin, oyuncu yetiştirme, yayın vb. gibi sorunlardan önce geldiğini kabul etmek lazım.

    biz istediğimiz kadar zemine, altyapıya ve lig organizasyonlarına özen gösterelim. futbolcu çıkarmayı düzenli olarak başarırsan da yabancı kulüpler gelir senden alır. evet ekonomik olarak düzenli satış yapan kulüpler belini doğrultur ve daha yarışmacı hale gelirler bu doğru fakat bizim ligimiz maksimum portekiz, belçika gibi ligleri ekarte edebilir. bana kalırsa hedef de bu olmalıdır.

    istediğiniz kadar iyi ve düzgün yönetici getirin bu wkonomiye sahip bir ülkenin ligini pazarlayamazsınız. bir maç zaten 90 dakika yani günümüzde cidden hatrı sayılır bir süre. şampiyonlar ligi, avrupa ligi, premier league, la liga veya serie a varken neden yabancı bir futbolsever açıp türkiye ligi izlesin, niye zaman kaybetsin?

    10 15 sene önce dost sohbetlerinde söylüyordum. döviz kuru düşükken ve takımlarımız iyi paralar harcayabiliyorken türk devletlerinde ve ortadoğuda takımlarımızı taraftar sahibi yapabiliriz diyordum, internet de hızla gelişiyor tabi o dönem.

    azerbaycan'da bunu belli bir noktada başardık hem de çok uğraşmadan. orda türk takımları desteklenir ve izlenir. fakat ne iran'a ne ortadoğuya ligimizi pazarlayamadık. artık suudi arabistan, bae, katar kendi ligleri ve paralarıyla ekonomiyi oluşturdu. kısacası o tren de kaçalı çok oldu. arap turist getiriyoruz ama futbol turisti edinmeyi hiç başaramadık.

    bugün söylediğiniz önlemler, verdiğiniz tavsiyeler hiçbir işe yaramayacak. 7-8 yıl önceye kadar türk futbolu dışarıya açılabilirdi doğru projelerle. az önce yazdığım gibi o treni kaçırdık. bundan sonra yapılabilecek bir şey yok, çok olsa değerini korur lig.
  • 23
    "marka değerini yükselteceğiz" açıklamaları ve emrivakileriyle yükselmeyeceği kesin olan değer.

    belli standartların koyulması ve korunması, belli konularda güvencelerin olması, belli karakteristiklerin sağlanıp üzerine yatırım yapılması falan gerekiyor bunu sağlayabilmek için.

    kararlarda bir standart yok, kurallarda bir standart yok, sezon başlasa bile kuralın nasıl olacağının dahi garantisi yok. galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor hariç diğer takımların gerçekçi bir hedefi yok. bu olmayan hedefin peşinde doğal olarak kamuoyu yok. var olan kamuoyunda huzur desen o da yok...

    bu kadar yokluğun ve kaosun içinde değeri geçtim marka yaratmak bile zor. adı bile doğru düzgün koyulamıyor ki o adın altını dolduracak maddi manevi yatırım yapılabilsin...
App Store'dan indirin Google Play'den alın