• 1
    peşin not: amacım hoca veya yönetim kıyası yapmak değil. zira dönemin hocası da yönetimi de galatasaray'a hizmet etmiş kişilerdir. ardından gelen hocamız ve yönetim de takımı şampiyon yapmıştır.

    amacım başka bir noktaya değinmek:

    galatasaray 4 - 1 kayserispor
    osmanlıspor 1 - 3 galatasaray
    galatasaray 3 - 0 sivasspor
    antalyaspor 1 - 1 galatasaray
    galatasaray 2 - 0 kasımpaşa
    bursaspor 1 - 2 galatasaray
    galatasaray 3 - 2 karabükspor
    konyaspor 0 - 2 galatasaray

    galatasaray futbol takımının taraftarı heyecanlandıran, coşkuyla ve istekle oynayıp 22 puan aldığı dönemdir.
    sahada amiyane tabirle topu ısıran, adam yiyen, son maçıymış gibi 90 dakika mücadele eden dothraki ordusu gibi takım vardı.
    her maç sonu bir sonraki maçı iple çeker, sabırsızlıkla beklerdim. içim içime sığmazdı maç saati gelene kadar. hepsi birbirinden değerli film, çok sevilen bir dizinin bölümleri gibiydi. hala daha açar bu maçların özetlerine bakarım.
    fenerbahçeli çok yakın bir arkadaşım bu maçlardan biri bittiğinde beni aramıştı. bu sizin takım napiyor böyle diye çok üzgün ve imrenmiş şekilde bana dert yanmıştı. acayip gururlanmıştım.

    belki teknik taktik açıdan epey eksik yönleri vardı, bilemiyorum ama ben bu futbolu çok özledim.
    umarım fatih hocamız da bu şekilde 3 puanı isteyen bir takım oluşturur ve bizlere maçların özetlerini bile keyifle izletecek bir oyun oynatır.
  • 2
    10 eylül 2017 antalyaspor galatasaray maçı haricinde oldukça iyi, hatta inanılmaz bir oyun oynadığımız dönem. iç saha dış saha fark etmeksizin rakiplerimizi çaresiz bırakıyorduk. o dönemki takımımız gelecek adına bizi çok heyecanlandırmıştı. gelgelelim 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçı ile başlayan 2 aylık süreçte takımımızın tüm defoları ortaya çıkmış, yaşadığımız korkunç düşüş bu 8 haftanın çok güzel bir hikayenin başlangıcı olmaktan ziyade sadece güzel bir anı olarak kalmasına neden oldu.

    şunu da demeden edemeyeceğim, bu 8 haftada oynadığımız oyun, süper lig 2019-2020 sezonu'nda 17 ila 26. haftalar arasında oynadığımız oyunun önünde diz çöküp tövbe ister*. bu 2 oyunun da devamının gelmemiş olması bizim açımızdan son derece üzücü.
  • 3
    ilk 3 hafta gümbür gümbür oynadığımız fakat deplasmandaki antalyaspor * maçından sonra oyun olarak düşüşe geçtiğimiz dönem. özellikle içerideki kayserispor * ve sivasspor * maçları çok iyi oynamıştık. osmanlıspor * deplasmanında ise ilk 60 dakika mükemmel oynayıp 3-0'ı bulmuş sonrasında yediğimiz bir golle 2 farka rağmen ecel terleri dökmüştük.

    evimizde 2-0 kazandığımız kasımpaşa * maçı, deplasmanda 2-0 kazandığımız konyaspor * maçı ve içeride oynadığımız maicon'un son dakikada golüyle kazandığımız karabükspor * maçları aslında baya kötü oynamıştık. deplasmanda 2-1 ile geçtiğimiz bursaspor * maçı da çok kötü oynarken tudor'un doğru hamleleri ile maçı çevirebilmiştik.

    bu arada deplasmanda 5-1 ile fark yediğimiz başakşehir * maçında da kesinlikle kötü oynamadığımızı belirtmek isterim.

    son 3 sene en iyi oynadığımız periyot tartışmasız sezonu 6. bitirdiğimiz 2019-20 sezonu ikinci yarısından pandemiye kadar süren 8 haftadır.
  • 4
    sezon erken açmak neydi? sezonu erken açmak emekti.

    sezon nedir? neden erken açılır?

    peki dursun aydın özbek böyle milyonlarca euro harcamayı nereden öğrendi?

    aramızda bafetimbi gomis sevmeyen var mı?

    daha da klişe sözlerle olayı açıklardım da gerek yok. gerek sezonu erken açmanın, gerek de türkiye'nin en iyi atanı ile tutanına sahip olmanın verdiği avantaj ile çok fazla gol pozisyonunda atıp kalemize gelen az pozisyonda yemeyince maçları erken kopardık. ardından sezonu erken açma avantajı kaybolmaya başladı. bu da kalemize daha çok top gelmesine, gomis'e ise daha az top gitmesine sebep oldu. böylece puan kayıpları gelmeye başladı. ağzımıza çok tatlı bir parmak bal çalındı ama 5 kavanoz 100 lira olan ballardan. sonra foyası ortaya çıktı.
  • 5
    işin aslı takımın hücum hattının özellikle belhanda rodrigues gomis'in sanki 3 senedir beraber oynuyormuşcasına inanılmaz uyum sağlayıp pozisyon ürettiği buna ek olarak mariano gibi elit bir bek oyuncusunun müthiş zekası ve ortalarıyla leblebi gibi gol attığımız dönemdir. ancak yinede aslan payı gomis'indir keza kasımpaşa maçında attığı gol drogba'nın topuk golüyle ölümüne yarışır benim gözümde.
  • 8
    o kadar baskın maçlar oynuyorduk ki bunu ligin başı olmasına ve rakiplerin hiç hazır olmamasına filan bağlamak biraz daha anlamlı olabilir.
    yani sen sezonu erken açmışsın, form tutmuşsun, rakiplerin ise yeni yeni birbirine uyum sağlıyor, fizikleri oturuyor filan.

    yani böyle parametreler belirleyici olmalı, yoksa şimdilerde herkesin dilinene pelesenk olmuş o “ligin içinden geçmek” tabiri var ya, resmen onu izledik o haftalarda. sonrasında zaten büyük maçlar başlayana kadar devre ortasına gelindi de işler biraz daha normale döndü.
  • 9
    galatasaray tarihinin en pahali kadrolarindan birini 1 temmuz sabahi floryada antreman yaptirarak daha gotunun basinin yagi cozulmemis takimlara karsi sov yaptigimiz donem. herkes lige isininca eli yuzu duzgun tum takimlara karsi puan kaybetmistik. o sene fatih hoca gelmese muhtemelen ligi 3. veya 4. bitirecektik. tabiki istiyorsak hocayi ve bugunku futbolu elestirelim ama balik hafizali olmayalim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın