200
değerlendirme yapmadan önce kulübün ve ülkenin beşeri koşullarının göz önünde bulundurulması ve özellikle taraftar olarak 22 ekim 2016 tarihli kongrenin iyi şekilde dinlenmesi lazım.
"galatasaray spor kulübü üyelerinin senelerdir gelen bilançolarda gördüğü bir husus var. kimse çıkıp bunu anlatmıyor" diyecektim ki, faize ödediğimiz yıllık para açıklanmış sözlükte. iyi de olmuş, üzerinden konuşayım.
her kulübün belli bir döner sermayesi, bir başka ifade ile gelir ve giderleri var; dünyanın en büyük kulübü olarak nitelendirebileceğimiz real madrid bile zamanında borçtan kurtulmak için borcunu sıfırlayacak bir miktara şehir içindeki antrenman tesisini belediyeye satmıştı. keza valencia uefa kupasını kazandığı zaman ispanyol hükümeti, valencia'nın borçlarını kapamıştı. bu konu uefaya taşındı elbette sonradan yanılmıyorsam.
neyse; beşeri koşullara dönelim. bilenler bilir, türkiye'de galatasaray olarak da gitseniz, traktör alacak memed abi olarak da gitseniz krediniz 48 aydır. fm'de, özellikle yabancı kulüplerde gördüğümüz gibi (manchester united'ın 1milyar euro borcunu 30 yıla yayması) uzun vadeli krediler olmadığı gibi, anasının amı gibi faiz ve teminatlar ile kredi kullanılabilmektedir. hal böyle olunca, siz 48 ayın neredeyse 40 ayında faiz ödüyor oluyorsunuz. bu şartlar altında bir döner sermayenin kendini çevirmesi mümkün olmadığından, faiz ödedikten sonra ana para borcuna geçtiğiniz 8 ay sonrasında tekrar çeşitli temlik, teminat vb. ile kredi alıyorsunuz.
ülkenin beşeri şartları nedeniyle galatasaray'ın borcu idare edilebilir bir borç değil. elbette her sene, geçen sene insanların dalga geçtiği bileklik gibi 2-3 adet, herkese hitap eden ve kimseyi yormayacak çeşitli kampanyalar yaparak 10-15 m euro kar elde edebilirsiniz. (bileklik satışından 10 m euro kazanıldı, 6 civarı kar olması lazım) ancak bu para da faize gider. yani para kazanıyorsunuz ama borcunuz o kadar fazla ki kazandığınız para ancak günü kurtarıyor. genel duruma baktığımızda ayda 5000 tl kazanıp, 4250 tl kredi ödüyor gibiyiz. 5000 tl, teoride yaşayabileceğimiz bir rakam gibi gözükse dahi, pratikte yaşayamıyor ve sürekli borca giriyoruz hayatımızı sürdürmek için.
riva arazisi, %20'si imara açık bir proje. bir başka ifade ile evet, arazi büyük ama size para kazandırabilecek kısmı %20. ülkenin beşeri şartları değerlendirildiği zaman emlak konut, bu imar kapsamını %50'ye çıkartabilecek tek kuruluş. zira ülke tek bir insanın ağzına bakıyor ve o adam "bunlarla çalış, %50 olsun" demesine rağmen tatava yaparsanız o %20 imarı bile kullanamayabilirsiniz.
benim bugüne kadar anladığım husus şu; arazi satılacak ama araziden elde edilecek gelire de ortak olacağız. bunu elbette 22 ekim tarihinde net şekilde duymak lazım. özetle, 300 m nakit alacak, sonrasında elde edilen gelirden de % üzerinden para alacağız. bu şartlar altında gelir rakamı (ki yönetim bu rakamları açıklayacaktır) kulübün borçlarının kapanmasına yetebilecek seviyede olacaktır. bir başka ifade ile kısa ve uzun vade geliri toplamda 700-800 m tl civarında olacak, kulübün borcu tl üzerinden 200, euro üzerinden ise 60 m euro civarına gerileyecek. kredilere uygulanan bileşik faizlere gidecek paraları da hesaba katarsak, erken ödeme ve faizden kurtulma koşulu ile borç neredeyse kafa kafaya kapanmış olacak.
tüzük'e eklenecek "denk bilançoyu tutturamayan yönetimler şahsen borçtan sorumlu olacaktır" maddesi ile birlikte, borç makasının daha fazla açılmaması, kulübün gelir elde ederken kalan borcu eritebilmesinin önü açılacak.
şunu da hatırlatmak istiyorum; net rakamlar konuşulduktan sonra farklı projelere yönlenilebilir. misal, 300 m tl alınacak ön paranın 100 m tl'si ile istanbul yakınlarından arazi alınacak şeklinde bir kabul olması halinde, bugün riva için ne konuşuyorsak, riva ile borcu azalttıktan sonra 20 yıl sonrası için de kendimizi garanti altına alabileceğimiz yeni yerler satın alınabilir. otelin tamamlanması sonrasında hali hazırda bir çok gayrimenkul dışında, florya arazisinin küçük de olsa bir kısmı, mecidiyeköyde bir otel binası, boğazdaki tek ada, kalamışın ucunda gayet geniş bir kısım gibi varlıklar zaten galatasarayın varlıklarıdır.
riva, tahmin ettiğim (daha doğrusu anladığım) rakamlarda satılır ve gelirden pay sistemi ile 700-800 milyon tl gelir elde edilirse, bunun 100 m tl si ile borç kapamak yerine yeni yatırımlık araziler (ör. silivri, kartal vb.) alınır. nitekim mevcut şehir büyüme hızında 15 sene sonra oralar da benzer değerlere ulaşacaktır. bu sırada borç, 250-300 yerine 400 m tl olur. bu da yıllık 40 m euro faiz ödeyen (ve hali hazırda "ödeyen", ödeme gücü bulunan) bir kulübün borcunu 4 senede 0'laması anlamına gelir. çok basit bir anlatımla, hisse değerlemesi ile spk onayı alınırsa (idare ile aran iyi ise alınır) zaten 100-150 m tl havadan gelir getirerek 4 sene sonunda arsenal, real madrid gibi kendi kendini çeviren, büyüyen ve büyürken kar eden bir kulüp olunabilir.
florya arazisi konusunda da net anlaşılması gereken bir husus var. şehrin göbeği, anormal değerli falan diyoruz ama 85 dönümün sadece 23 dönümünün tapusu bizde. devlet ile (ki emlak konut=devlet) anlaşılarak, dursun özbek'in dediği gibi stada yakın 250 dönümlük, üst kullanım hakkı değil tapusu galatasaray'a ait bir arazi üzerine, dünya standartlarında bir tesis, sıfır maliyet ile kurulursa ve florya projesindeki kara da ortak olunursa florya konusunda da bir sıkıntım yok.
projeleri dinledikten sonra net değrlendirme yapmak lazım. o yüzden 22 ekimi beklemeliyiz.
"galatasaray spor kulübü üyelerinin senelerdir gelen bilançolarda gördüğü bir husus var. kimse çıkıp bunu anlatmıyor" diyecektim ki, faize ödediğimiz yıllık para açıklanmış sözlükte. iyi de olmuş, üzerinden konuşayım.
her kulübün belli bir döner sermayesi, bir başka ifade ile gelir ve giderleri var; dünyanın en büyük kulübü olarak nitelendirebileceğimiz real madrid bile zamanında borçtan kurtulmak için borcunu sıfırlayacak bir miktara şehir içindeki antrenman tesisini belediyeye satmıştı. keza valencia uefa kupasını kazandığı zaman ispanyol hükümeti, valencia'nın borçlarını kapamıştı. bu konu uefaya taşındı elbette sonradan yanılmıyorsam.
neyse; beşeri koşullara dönelim. bilenler bilir, türkiye'de galatasaray olarak da gitseniz, traktör alacak memed abi olarak da gitseniz krediniz 48 aydır. fm'de, özellikle yabancı kulüplerde gördüğümüz gibi (manchester united'ın 1milyar euro borcunu 30 yıla yayması) uzun vadeli krediler olmadığı gibi, anasının amı gibi faiz ve teminatlar ile kredi kullanılabilmektedir. hal böyle olunca, siz 48 ayın neredeyse 40 ayında faiz ödüyor oluyorsunuz. bu şartlar altında bir döner sermayenin kendini çevirmesi mümkün olmadığından, faiz ödedikten sonra ana para borcuna geçtiğiniz 8 ay sonrasında tekrar çeşitli temlik, teminat vb. ile kredi alıyorsunuz.
ülkenin beşeri şartları nedeniyle galatasaray'ın borcu idare edilebilir bir borç değil. elbette her sene, geçen sene insanların dalga geçtiği bileklik gibi 2-3 adet, herkese hitap eden ve kimseyi yormayacak çeşitli kampanyalar yaparak 10-15 m euro kar elde edebilirsiniz. (bileklik satışından 10 m euro kazanıldı, 6 civarı kar olması lazım) ancak bu para da faize gider. yani para kazanıyorsunuz ama borcunuz o kadar fazla ki kazandığınız para ancak günü kurtarıyor. genel duruma baktığımızda ayda 5000 tl kazanıp, 4250 tl kredi ödüyor gibiyiz. 5000 tl, teoride yaşayabileceğimiz bir rakam gibi gözükse dahi, pratikte yaşayamıyor ve sürekli borca giriyoruz hayatımızı sürdürmek için.
riva arazisi, %20'si imara açık bir proje. bir başka ifade ile evet, arazi büyük ama size para kazandırabilecek kısmı %20. ülkenin beşeri şartları değerlendirildiği zaman emlak konut, bu imar kapsamını %50'ye çıkartabilecek tek kuruluş. zira ülke tek bir insanın ağzına bakıyor ve o adam "bunlarla çalış, %50 olsun" demesine rağmen tatava yaparsanız o %20 imarı bile kullanamayabilirsiniz.
benim bugüne kadar anladığım husus şu; arazi satılacak ama araziden elde edilecek gelire de ortak olacağız. bunu elbette 22 ekim tarihinde net şekilde duymak lazım. özetle, 300 m nakit alacak, sonrasında elde edilen gelirden de % üzerinden para alacağız. bu şartlar altında gelir rakamı (ki yönetim bu rakamları açıklayacaktır) kulübün borçlarının kapanmasına yetebilecek seviyede olacaktır. bir başka ifade ile kısa ve uzun vade geliri toplamda 700-800 m tl civarında olacak, kulübün borcu tl üzerinden 200, euro üzerinden ise 60 m euro civarına gerileyecek. kredilere uygulanan bileşik faizlere gidecek paraları da hesaba katarsak, erken ödeme ve faizden kurtulma koşulu ile borç neredeyse kafa kafaya kapanmış olacak.
tüzük'e eklenecek "denk bilançoyu tutturamayan yönetimler şahsen borçtan sorumlu olacaktır" maddesi ile birlikte, borç makasının daha fazla açılmaması, kulübün gelir elde ederken kalan borcu eritebilmesinin önü açılacak.
şunu da hatırlatmak istiyorum; net rakamlar konuşulduktan sonra farklı projelere yönlenilebilir. misal, 300 m tl alınacak ön paranın 100 m tl'si ile istanbul yakınlarından arazi alınacak şeklinde bir kabul olması halinde, bugün riva için ne konuşuyorsak, riva ile borcu azalttıktan sonra 20 yıl sonrası için de kendimizi garanti altına alabileceğimiz yeni yerler satın alınabilir. otelin tamamlanması sonrasında hali hazırda bir çok gayrimenkul dışında, florya arazisinin küçük de olsa bir kısmı, mecidiyeköyde bir otel binası, boğazdaki tek ada, kalamışın ucunda gayet geniş bir kısım gibi varlıklar zaten galatasarayın varlıklarıdır.
riva, tahmin ettiğim (daha doğrusu anladığım) rakamlarda satılır ve gelirden pay sistemi ile 700-800 milyon tl gelir elde edilirse, bunun 100 m tl si ile borç kapamak yerine yeni yatırımlık araziler (ör. silivri, kartal vb.) alınır. nitekim mevcut şehir büyüme hızında 15 sene sonra oralar da benzer değerlere ulaşacaktır. bu sırada borç, 250-300 yerine 400 m tl olur. bu da yıllık 40 m euro faiz ödeyen (ve hali hazırda "ödeyen", ödeme gücü bulunan) bir kulübün borcunu 4 senede 0'laması anlamına gelir. çok basit bir anlatımla, hisse değerlemesi ile spk onayı alınırsa (idare ile aran iyi ise alınır) zaten 100-150 m tl havadan gelir getirerek 4 sene sonunda arsenal, real madrid gibi kendi kendini çeviren, büyüyen ve büyürken kar eden bir kulüp olunabilir.
florya arazisi konusunda da net anlaşılması gereken bir husus var. şehrin göbeği, anormal değerli falan diyoruz ama 85 dönümün sadece 23 dönümünün tapusu bizde. devlet ile (ki emlak konut=devlet) anlaşılarak, dursun özbek'in dediği gibi stada yakın 250 dönümlük, üst kullanım hakkı değil tapusu galatasaray'a ait bir arazi üzerine, dünya standartlarında bir tesis, sıfır maliyet ile kurulursa ve florya projesindeki kara da ortak olunursa florya konusunda da bir sıkıntım yok.
projeleri dinledikten sonra net değrlendirme yapmak lazım. o yüzden 22 ekimi beklemeliyiz.