588
yurt dışında yaşıyoruz, kardeşim beşiktaş maçı için uçak bileti ayarladı, maça gidip geri dönecek. ilk golü tff'den yedi. pazartesi öğle vakti geri dönecekti, maçı pazartesi'ye koydular, bileti yandı, salı öğle vaktine yeni bir uçak bileti daha ayarladı.
15-16 sezonunda 3-3 biten antalya maçına gitmiştik en son, passoligimizi zar zor ayarlamıştık. tarihi geçmiş, uzatma mümkün değil dediler, yeni başvuru yaptı. ama kartını anca istanbul'a gittiği zaman stat gişesinden alabileceği için numarasını vsyr bilmiyor. login de yapamıyor. haliyle yurt dışından passolig yardım hattını aradı. ki zaten bu noktaya ulaşabilmek için bile kaç defa görüştü adamlarla işte o uzatma konusunda falan.
bomba haber şimdi geliyor. türkçe yardım hattı çok uzun sürdüğü için ingilizce seçmiş bizim bilader. açmışlar telefonu başlamış karşıdaki tarzanca konuşmaya. sonra demiş ki ben sizi anlamıyorum, başka dil biliyormusunuz. bizim kardeş demiş ki, almanca konuşurmusun? yok demiş. eeeh demiş ne konuşuyorsun? türkçe konuşuyorum sadece demiş. iyi türkçe konuşalım madem demiş kardeşim, başlamış derdini anlatmaya. karşıdaki kız bunun lafını bölüp, ozaman sizi öbür hata bağlamam lazım efendim, bu hat ingilizce hatı demiş.
bizim birader kafayı yiyor haliyle, lan demiş zaten ingilizce konuşuyordum, sen konuşamadın napayım, bana ingilizce konuşan birini ver ozaman, yurt dışından arıyorum, giren çıkan bana zaten, hem maden ingilizce bilmiyorsun telefonu neden açıyorsun fln. kız demiş ki 10-15 dakika sonra birdaha deneyin, belki ingilizce konuşan biri olur.
ya madem telefonu açtın, neden bana yardım etmiyorsun iki dakika deyince özür dilemiş ve kapatmış kız.
çocuk istanbul'a gidip maç izleyemeyecek bu gidişle.
15-16 sezonunda 3-3 biten antalya maçına gitmiştik en son, passoligimizi zar zor ayarlamıştık. tarihi geçmiş, uzatma mümkün değil dediler, yeni başvuru yaptı. ama kartını anca istanbul'a gittiği zaman stat gişesinden alabileceği için numarasını vsyr bilmiyor. login de yapamıyor. haliyle yurt dışından passolig yardım hattını aradı. ki zaten bu noktaya ulaşabilmek için bile kaç defa görüştü adamlarla işte o uzatma konusunda falan.
bomba haber şimdi geliyor. türkçe yardım hattı çok uzun sürdüğü için ingilizce seçmiş bizim bilader. açmışlar telefonu başlamış karşıdaki tarzanca konuşmaya. sonra demiş ki ben sizi anlamıyorum, başka dil biliyormusunuz. bizim kardeş demiş ki, almanca konuşurmusun? yok demiş. eeeh demiş ne konuşuyorsun? türkçe konuşuyorum sadece demiş. iyi türkçe konuşalım madem demiş kardeşim, başlamış derdini anlatmaya. karşıdaki kız bunun lafını bölüp, ozaman sizi öbür hata bağlamam lazım efendim, bu hat ingilizce hatı demiş.
bizim birader kafayı yiyor haliyle, lan demiş zaten ingilizce konuşuyordum, sen konuşamadın napayım, bana ingilizce konuşan birini ver ozaman, yurt dışından arıyorum, giren çıkan bana zaten, hem maden ingilizce bilmiyorsun telefonu neden açıyorsun fln. kız demiş ki 10-15 dakika sonra birdaha deneyin, belki ingilizce konuşan biri olur.
ya madem telefonu açtın, neden bana yardım etmiyorsun iki dakika deyince özür dilemiş ve kapatmış kız.
çocuk istanbul'a gidip maç izleyemeyecek bu gidişle.