54
cruyff rijkaard derken guardiola ile zamanın barcelonasında zirveye çıkmış oyundur. kimi pas oyunu der, kimi tiki taka der isimlendirmeye takılmayalım.
guardioladan hiç hoşlanmıyorum. tarihin tartışmasız en büyük hocalarından birisidir ve tarihte hiçbir hocanın başaramadığı kadar futbola yön vermiştir.
ve fakat guardiolanın barcelonası yüzünden onlarca ülkede, yüzlerce ligde, binlerce hocada topa sahip olma tutkusu zirve yaptı.
benim de altyapı ve okul takımı günlerim o zamana denk geldiği için guardiola etkisini iliklerime kadar hissettim. birçok amatör küme hocası, beden eğitimi öğretmeni tanıdım. hepsinin dilinde aynı söz vardı. kimse topa iki kere dokunamayacak. işte bu anlayış dolayısıyla çıkan ya da çıkmayan birçok yetenekli futbolcu altyapıda kaybolmuştur.
kendi adıma konuşmam gerekirse büyük takımlarda veya profesyonel seviyede oynayacak yeteneğim yoktu. hele ki o zamanlarda tahta ayaklıydım da diyebilirim. ne şut atabilirdim ne de orta açabilirdim, pas vermekten de zaten hoşlanmazdım. ancak kendi yaş gruplarımdaki herkesten daha hızlıydım zaten anormal bir süratim olduğu için her hoca beni okul takımına alırdı.
bugün geçmişe dönüp baktığım zaman farkediyorum ki insanın hayatta karşısına doğru insanlar çıkmayabiliyor. eğer o dönemlerde bu pas futbolu denen illete takıntılı olan hocalarla yetişmesem muhtemelen şu anda alt liglerdeki artist yerli kanatlardan biri olabilirdim.
yani sözün özü guardiolanın oynattığı bu oyun bizim coğrafyamızdaki amatör seviyedeki hocaları bile derinden etkiledi. hal böyleyken fatih hocanın bu oyundan etkilenmesini anlıyorum.
ancak kabul etmemiz gereken bir nokta var. bu pas futbolu pas oyunu dediğimiz oyunu oynamak için bütün kadronun yedeklerle beraber bu oyuna yatkın olması gerek. fatih hoca 3 seneyi aşkındır takımın başında. çeşitli nedenlerle bu oyunu oynayacak kadroyu kuramadığını da görüyoruz.
hal böyleyken bu takımla bu oyunda ısrar etmenin nedenini anlayamıyorum. rakiplerimize baktığımız zaman herkes kadrosuna göre bir oyun oynuyor. ghezzal 8 asist yapmış. yahu adam aldığı her topu orta açıyor, caner erkinin sağ kanat hali. görüyoruz ki sergen hoca bunu tolere etmiş üstüne verim almış.
bizim takıma bakıyorum aut atışında kısa riskli paslaşmalarla baskıdan kurtulmaya çalışıyoruz. geçen sene hatırlarsanız aut taktiğimiz at topu babele indirsin yerleşelim şeklindeydi. biz bu taktiksel kibri aşamazsak puan kayıplarına devam ederiz.
beşiktaş maçında çıkan onbire bakın. kariyer olarak arda, yetenek olarak da marcao ve luyindama dışında anadolu takımları seviyesinde bir kadro ile çıkmışız. (taylanı ayrı tutuyorum aslanım benim) ha keza rakibimiz beşiktaş da öyle çıkmış. ancak sergen hoca takımını anadolu takımı olarak kabul ederek oynatıyor.
transferler konusunda fatih hocayı destekliyorum. ayrıca emekli olana kadar da takımın başında olmalı diyorum. yalnız transfer olmuyorsa da bizim artık gençlere şans veren ve 11-12 sezonunda olduğu gibi tempolu baskılı oyun oynayan bir takım olmamız gerekiyor.
şampiyon olsak da olmasak da bu takımı destekleyeceğiz. ancak eğer şampiyonluk kaybedeceksek bunu yetenekli bir takım gerektiren masraflı pas futbolu yerine baskılı maçı domine eden gençlerin oynadığı direkt bir oyunla kaybedelim istiyorum.
sözlükteki guardiola severler bana kızmasın. guardiola oynattığı belki de tarihin en iyi futboluyla gönüllerde yer etti. ancak bugünkü galatasarayın futboluna, dünkü altyapı oyuncularının oyun anlayışına yön verdiği için ben bu adamı da bu futbolu da sevmiyorum.
editler: server çöküşü nedeniyle depoda kalan hatalar giderildi.
guardioladan hiç hoşlanmıyorum. tarihin tartışmasız en büyük hocalarından birisidir ve tarihte hiçbir hocanın başaramadığı kadar futbola yön vermiştir.
ve fakat guardiolanın barcelonası yüzünden onlarca ülkede, yüzlerce ligde, binlerce hocada topa sahip olma tutkusu zirve yaptı.
benim de altyapı ve okul takımı günlerim o zamana denk geldiği için guardiola etkisini iliklerime kadar hissettim. birçok amatör küme hocası, beden eğitimi öğretmeni tanıdım. hepsinin dilinde aynı söz vardı. kimse topa iki kere dokunamayacak. işte bu anlayış dolayısıyla çıkan ya da çıkmayan birçok yetenekli futbolcu altyapıda kaybolmuştur.
kendi adıma konuşmam gerekirse büyük takımlarda veya profesyonel seviyede oynayacak yeteneğim yoktu. hele ki o zamanlarda tahta ayaklıydım da diyebilirim. ne şut atabilirdim ne de orta açabilirdim, pas vermekten de zaten hoşlanmazdım. ancak kendi yaş gruplarımdaki herkesten daha hızlıydım zaten anormal bir süratim olduğu için her hoca beni okul takımına alırdı.
bugün geçmişe dönüp baktığım zaman farkediyorum ki insanın hayatta karşısına doğru insanlar çıkmayabiliyor. eğer o dönemlerde bu pas futbolu denen illete takıntılı olan hocalarla yetişmesem muhtemelen şu anda alt liglerdeki artist yerli kanatlardan biri olabilirdim.
yani sözün özü guardiolanın oynattığı bu oyun bizim coğrafyamızdaki amatör seviyedeki hocaları bile derinden etkiledi. hal böyleyken fatih hocanın bu oyundan etkilenmesini anlıyorum.
ancak kabul etmemiz gereken bir nokta var. bu pas futbolu pas oyunu dediğimiz oyunu oynamak için bütün kadronun yedeklerle beraber bu oyuna yatkın olması gerek. fatih hoca 3 seneyi aşkındır takımın başında. çeşitli nedenlerle bu oyunu oynayacak kadroyu kuramadığını da görüyoruz.
hal böyleyken bu takımla bu oyunda ısrar etmenin nedenini anlayamıyorum. rakiplerimize baktığımız zaman herkes kadrosuna göre bir oyun oynuyor. ghezzal 8 asist yapmış. yahu adam aldığı her topu orta açıyor, caner erkinin sağ kanat hali. görüyoruz ki sergen hoca bunu tolere etmiş üstüne verim almış.
bizim takıma bakıyorum aut atışında kısa riskli paslaşmalarla baskıdan kurtulmaya çalışıyoruz. geçen sene hatırlarsanız aut taktiğimiz at topu babele indirsin yerleşelim şeklindeydi. biz bu taktiksel kibri aşamazsak puan kayıplarına devam ederiz.
beşiktaş maçında çıkan onbire bakın. kariyer olarak arda, yetenek olarak da marcao ve luyindama dışında anadolu takımları seviyesinde bir kadro ile çıkmışız. (taylanı ayrı tutuyorum aslanım benim) ha keza rakibimiz beşiktaş da öyle çıkmış. ancak sergen hoca takımını anadolu takımı olarak kabul ederek oynatıyor.
transferler konusunda fatih hocayı destekliyorum. ayrıca emekli olana kadar da takımın başında olmalı diyorum. yalnız transfer olmuyorsa da bizim artık gençlere şans veren ve 11-12 sezonunda olduğu gibi tempolu baskılı oyun oynayan bir takım olmamız gerekiyor.
şampiyon olsak da olmasak da bu takımı destekleyeceğiz. ancak eğer şampiyonluk kaybedeceksek bunu yetenekli bir takım gerektiren masraflı pas futbolu yerine baskılı maçı domine eden gençlerin oynadığı direkt bir oyunla kaybedelim istiyorum.
sözlükteki guardiola severler bana kızmasın. guardiola oynattığı belki de tarihin en iyi futboluyla gönüllerde yer etti. ancak bugünkü galatasarayın futboluna, dünkü altyapı oyuncularının oyun anlayışına yön verdiği için ben bu adamı da bu futbolu da sevmiyorum.
editler: server çöküşü nedeniyle depoda kalan hatalar giderildi.