tur rehberi ve lokantacılıkla iştigal ederken dikiş tutturamayınca liseden devre ağabeylerine gelen, yol yordam öğretilmesi için rahmetli turgay vardar'ın yanına verilen yetersiz bir tercümandır. ama ne hikmet ki tercüman olarak galatasarayda başladığı görev titrini önce yabancı oyuncu sorumluluğuna sonra da genel menajerlik ve sportif direktörlüğe çıkarttırmıştır.
sonra kovulunca ben profesyonelim deyip mecnun odyakmaz'a maddi destek sağlayarak, yapmış olduğu bu maddi bağışları sivasspor genel menajeri sıfatıyla maaş olarak geri almıştır. aziz yıldırım'ın kendisini fark etmesiyle mecnun başkana telefon çakması bir olmuş; "ne o mecnun artık galatasaraylılar da mı sizde çalışıyor bilelim yani illa olgun kardeşimizi mi rahatsız edelim zırt pırt sürekli" demesiyle, mustafa turgun'un sivasspor macerası sene-i devriyesi gelmeden sonlanmıştır.
ardından lokantacılığa geri dönen turgun, bilet kesme işlerine girip galatasaray'a stat sorumlusu olarak sızma yollarını bulmuştur. o gün bugündür galatasaray dehlizlerinden tekrar sportif aş'ye sızan mustafa turgun'un ne zaman emekli olacağını ara ara şuradan
http://www.nezamanemekliolurum.com/ sorgulatıyorum zira kendisi rızkı için çarpışıp galatasaray'ı kullanan bir başka liseli vasıfsızdır. 10 milyon mustafacık 1 turgay vardar etmez ki rahmetli de liseliydi. mesele liseli-alaylı meselesi değil mesele şudur; (bkz:
galatasaray'ın ontolojik sorunu).