3
bana hayatımın ilk hayal kırıklığını yaşatan, gençliğimi yiyen, hayallerimi yıkan, moralimi bozan ilk futbolcumuzdur. lakabı büyük mehmet'tir
yıl 1967. ben 8 yaşında bir cücüğüm.
babam kendisi futbol oynarken yasin ile gökmen'in top toplayıcı olarak zuhuratbaba sahasının kenarında farkedilmek için beklediklerini anlatıyor bana.
bende fark edilmek için devamlı gittiğim zuhuratbaba sahasında babamın tanıştırıp takdirlerini kazandığım yasin abi ile gökmen abi de birden bire galatasarayıma transfer oluyorlar.
dayım mehmet oğuz diye birinin kadırga dan galatasarayımıza transferini anlatırken heyecandan oturduğu sandalyeden ayağa kalkıyor. dayımın ağzı kulaklarında. ona göre bu sene şampiyon biziz.
dayımla gidiyoruz ali sami yen'e. ve tanışıyoruz sonradan büyük mehmet olacak mehmet oğuz ile.
olmaz böyle şey. artık akrabam gibi olan galatasarayımda bir tane daha hastası olduğum adam var. yatıyor, kalkıyor, çalım atıyor, gol atıyor. süper bir adam.
ben yasin abiyi, gökmen abiyi unutuyorum . gece rüyyalarımı mehmet oğuz süslüyor. gökmen abi farkediyor hayranlığımı ve beni bir gün tanıştırıyor mehmet abi ile. o cücük halimle bir iki hareket çekiyorum topla. takdirini alıyorum. hayranlığım bir kat daha artıyor. daha sonra kaptanı oluyor galatasarayımızın. yıllarca kaptanlığımızı yaparken efendiliği ile hep kalbimize kazınıyor. hep yeni bir metin oktay efsanesini arıyoruz o aralar.
aradan 12 yıl geçiyor. yıl 1979. birden fenerbahçeye transfer olduğu haberleri çıkıyor. "hade len" çekiyorum. "yapmaz benim mehmet abim böyle bir şey". haberin doğru olduğunu anladığımda dünyam başıma yıkılıyor, hayata küsüyorum.
deli gibi ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. mehmet abi hiç bir yerde tek telime konuşmuyor. efendiliğini hiç bozmuyor. sonradan öğreniyoruz ki, galatasaray jübileni yapalım demiş. ona kızmış. o kadar yıllık futbolculuk hayatı sonrasında büyük bir ev alıp borçlanmış.. evet sadece bir ev.. ve dünya kadar borç..
fenerbahçe de bir sezon oynuyor. o yıl biz küme düşmemek için mücadele ederken fenerbahçe ligi ikinci bitiriyor ama sezon boyunca şampiyonluk yarışındaki en büyük silahı büyük mehmet oluyor. bizden jübilesini istediler diye kızıp giden mehmet abi fenerbahçe de bir sezon oynadıktan sonra fenerbahçe ile beşiktaş arasında yapılan bir jübile maçı ile futbolu bırakıp kayıplara karışıyor. yıllar sonra feneryolu'nda karşılaşıyoruz. bir iki hasbihalden sonra ağzımdan çıkan cümle şu oluyor:
(bkz: seni sevenleri üzmeyecektin be abi)
ve verdiği cevap:
(bkz: boş ver be çelebi)
edit: büyük mehmet olmadan önceki lakabı için:
(bkz: ördek mehmet)
bir daha edit: küçüğü için:
(bkz: mehmet özgül)
(bkz: çilli mehmet)
(bkz: hatıralar iz bırakır)
yıl 1967. ben 8 yaşında bir cücüğüm.
babam kendisi futbol oynarken yasin ile gökmen'in top toplayıcı olarak zuhuratbaba sahasının kenarında farkedilmek için beklediklerini anlatıyor bana.
bende fark edilmek için devamlı gittiğim zuhuratbaba sahasında babamın tanıştırıp takdirlerini kazandığım yasin abi ile gökmen abi de birden bire galatasarayıma transfer oluyorlar.
dayım mehmet oğuz diye birinin kadırga dan galatasarayımıza transferini anlatırken heyecandan oturduğu sandalyeden ayağa kalkıyor. dayımın ağzı kulaklarında. ona göre bu sene şampiyon biziz.
dayımla gidiyoruz ali sami yen'e. ve tanışıyoruz sonradan büyük mehmet olacak mehmet oğuz ile.
olmaz böyle şey. artık akrabam gibi olan galatasarayımda bir tane daha hastası olduğum adam var. yatıyor, kalkıyor, çalım atıyor, gol atıyor. süper bir adam.
ben yasin abiyi, gökmen abiyi unutuyorum . gece rüyyalarımı mehmet oğuz süslüyor. gökmen abi farkediyor hayranlığımı ve beni bir gün tanıştırıyor mehmet abi ile. o cücük halimle bir iki hareket çekiyorum topla. takdirini alıyorum. hayranlığım bir kat daha artıyor. daha sonra kaptanı oluyor galatasarayımızın. yıllarca kaptanlığımızı yaparken efendiliği ile hep kalbimize kazınıyor. hep yeni bir metin oktay efsanesini arıyoruz o aralar.
aradan 12 yıl geçiyor. yıl 1979. birden fenerbahçeye transfer olduğu haberleri çıkıyor. "hade len" çekiyorum. "yapmaz benim mehmet abim böyle bir şey". haberin doğru olduğunu anladığımda dünyam başıma yıkılıyor, hayata küsüyorum.
deli gibi ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. mehmet abi hiç bir yerde tek telime konuşmuyor. efendiliğini hiç bozmuyor. sonradan öğreniyoruz ki, galatasaray jübileni yapalım demiş. ona kızmış. o kadar yıllık futbolculuk hayatı sonrasında büyük bir ev alıp borçlanmış.. evet sadece bir ev.. ve dünya kadar borç..
fenerbahçe de bir sezon oynuyor. o yıl biz küme düşmemek için mücadele ederken fenerbahçe ligi ikinci bitiriyor ama sezon boyunca şampiyonluk yarışındaki en büyük silahı büyük mehmet oluyor. bizden jübilesini istediler diye kızıp giden mehmet abi fenerbahçe de bir sezon oynadıktan sonra fenerbahçe ile beşiktaş arasında yapılan bir jübile maçı ile futbolu bırakıp kayıplara karışıyor. yıllar sonra feneryolu'nda karşılaşıyoruz. bir iki hasbihalden sonra ağzımdan çıkan cümle şu oluyor:
(bkz: seni sevenleri üzmeyecektin be abi)
ve verdiği cevap:
(bkz: boş ver be çelebi)
edit: büyük mehmet olmadan önceki lakabı için:
(bkz: ördek mehmet)
bir daha edit: küçüğü için:
(bkz: mehmet özgül)
(bkz: çilli mehmet)
(bkz: hatıralar iz bırakır)