1
yeryüzünde yalnız gezen yıldızlar
'gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
yeryüzünde sizin kadar yalnızım.
bir yalnızlık şarkısı söyler sazım,
ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım ...'
şu satırları ya da benzerlerini, maç sırasında kaç kez içlerinden geçiriyorlardır acaba kaleciler ya da diğer adıyla file bekçileri ?
durumları gerçekten çok vahimdir bu adamcağızların. oyunun varoluş nedeni olan gol'ü engellemeye çalışırlar. düşünün ki, golsüz biten bir karşılaşma, genel olarak kalitesiz olarak nitelendirilir, fakat aslında bu, kalecilerin başarısı olarak görülmez asla.
90'ların ortasında juup derwall'in etkisi ile yaşanan tesis devriminden önceki sahaları bir an için gözlerinizin önüne getirin. her stadımızda, kalecilerin koruduğu bölge, hafiften kelleşmemiş midir? ya da mahalle maçlarında, en yeteneksizlerimizi sürekli kaleye geçirmediler mi ? bu kadar kritik bir bölgeyi koruyan kişiye, 2. sınıf oyuncu muamelesi yapmak da nedir ?
takımı savunma yaparken, işgüzar defans oyuncusu, rakip takımın hücum oyuncusunu ceza sahası içinde düşürür ve hakem penaltıyı verir. savunma oyuncusu, hatasını telafi etmek için ne yapar ? tabi ki hiçbir şey ! zavallı kaleci, penaltı vuruşunu karşılamak zorunda kalır, hem de hiç bir günahı yokken..
tüm maç boyunca inanılmaz kurtarışlar yapar, fakat küçücük bir hatası sonucu günah keçisi ilan edilir. takım aslında müthiş oynamıştır, ancak kaleci maçı satmıştır. düşünün, son cümlede, takım içinde bile sayılmamışlardır.
böyle zor zanaattir işte kalecilik. onlar kendilerini başarılı saydıkları 0-0 biten bir maçtan kimse memnun olmaz, varın siz düşünün sonunu...
kaynak: http://bandieras.blogspot.com/...z-gezen-yldzlar.html
'gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
yeryüzünde sizin kadar yalnızım.
bir yalnızlık şarkısı söyler sazım,
ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım ...'
şu satırları ya da benzerlerini, maç sırasında kaç kez içlerinden geçiriyorlardır acaba kaleciler ya da diğer adıyla file bekçileri ?
durumları gerçekten çok vahimdir bu adamcağızların. oyunun varoluş nedeni olan gol'ü engellemeye çalışırlar. düşünün ki, golsüz biten bir karşılaşma, genel olarak kalitesiz olarak nitelendirilir, fakat aslında bu, kalecilerin başarısı olarak görülmez asla.
90'ların ortasında juup derwall'in etkisi ile yaşanan tesis devriminden önceki sahaları bir an için gözlerinizin önüne getirin. her stadımızda, kalecilerin koruduğu bölge, hafiften kelleşmemiş midir? ya da mahalle maçlarında, en yeteneksizlerimizi sürekli kaleye geçirmediler mi ? bu kadar kritik bir bölgeyi koruyan kişiye, 2. sınıf oyuncu muamelesi yapmak da nedir ?
takımı savunma yaparken, işgüzar defans oyuncusu, rakip takımın hücum oyuncusunu ceza sahası içinde düşürür ve hakem penaltıyı verir. savunma oyuncusu, hatasını telafi etmek için ne yapar ? tabi ki hiçbir şey ! zavallı kaleci, penaltı vuruşunu karşılamak zorunda kalır, hem de hiç bir günahı yokken..
tüm maç boyunca inanılmaz kurtarışlar yapar, fakat küçücük bir hatası sonucu günah keçisi ilan edilir. takım aslında müthiş oynamıştır, ancak kaleci maçı satmıştır. düşünün, son cümlede, takım içinde bile sayılmamışlardır.
böyle zor zanaattir işte kalecilik. onlar kendilerini başarılı saydıkları 0-0 biten bir maçtan kimse memnun olmaz, varın siz düşünün sonunu...
kaynak: http://bandieras.blogspot.com/...z-gezen-yldzlar.html