• 6
    hala içlerinde tarihin yazdığı galatasaray'ın büyüklüğünü kabul edememiş bünyelerin bulunduğu ve kendi mantıksızlıklarına mantık arayan yazarların bulunduğu sözlüğümüzdür.

    kendilerine önerim: http://www.galatasaray.org/tarih/

    hala galatasaray'ın büyüklüğüne inanmıyorsanız ve bu söz için * bu kadar gereksiz yaygara koparıyorsanız söylenecek çok fazla söz de yok sizler için.
  • 8
    yok böyle bir şey. vay arkadaş . ne çok koymuş yekta'nın lafları bazılarına. kime ne? bunu kabullenemiyorsan yazmazsın arkadaş burada. gelip insanları germenin anlamı nedir. galatasaray sözlük kaliteli bir ortamdır. çıkıntılık yapıp her gün sabri başlığına komikli, leş entryler girmenin, yekta'nın dedikleri üzerinden böyle saçma başlıklar açıp insanları yargılamaktan zevk mi alıyorsunuz? sana ne lan?

    git kişisel polemiklerini başka yerde yap. buradan uzak dur.
  • 9
    en ufak bir şeyde entry sahiplerine "galatasaraylı değil" yaftası yapıştırmaları. "kankacılık" mevzusundan sonra en sinir olduğum mevzu bu. şimdi ben buraya emre belözoğlu'nun beğendiğimi yazsam, ya da aykut kocaman'ı efendi ve kişilikli bir adam olarak düşündüğümü yazsam hemen yaftalanırım. yafta sahibinin kankaları da belirir hemen bir yerlerden. yekta konusuna gelince; yekta kendince galatasaray'ı avrupa'nın en büyük takımı olarak görmüş. ona göre öyledir, saygı duyarım ki bana göre de kendimce öyledir. ama sen yekta yazdığında "adam haklı beyler, sebepler de sunmuş bak." deyip de, aykut kendince sebeplerini sıralayıp(işte bilmem kaç lisanslı sporcu, bilmem kaç branşta başa oynamak vs.) "fenerbahçe dünyanın en büyük spor kulübüdür." deyince " arap içme sen bokunu çıkarıyorsun dersen, işte bu gerçekten inanılmaz mantık hatası olur.
  • 13
    genel olarak yorumlamak mümkün değil ancak sözlük içinde az dahi olsa bazı yazarlarda gördüğümüz mantık hatalarıdır.

    kişiler galatasaray'dan üstün değildir söylemi ile yabancı oyunculara duyulan aşırı hayranlığın aynı bünyede bulunması. ve bunun yerli oyuncu hayranlığına bağlanması.

    istiklal marşının ıslıklanması konusunda haklı tavır sergilemelerine rağmen aynı bünyelerin bayrağımızı taşıyan milli takımın yenilgisini aldatılan kadın travmasına varacak şekilde talep etmeleri. bu konu tamamen fatih terim konusu değil bir kısmı siyasi.

    derin kadrocu olmalarına rağmen takım içi kadrolaşmadan aşırı şikayet etmeleri. sadece 5-10 yazar için geçerlidir.

    maç oynanmadan hocaya ve kadroya saydırıp doğmamış çocuğa don biçmeleri. çok sık gözükmektedir.

    çoğunun gördüğü şampiyonlukların yarısından fazlasını kazandıran fatih terim'e günde 5 vakit alakasız başlıklarda alakasız kişiler üzerinden sallamaları. gerçekten baymaktadır.

    galatasaray fenerbahçe maçına dahi ilgi göstermeyip sol frame denen yerde abuk sabuk başlıklara ilgi göstermeleri. konu fatih terim veya x kişisine bok atmak olunca olunca ilgi düzeyleri birden artar bu yazarların.

    cuma günü istanbul trafiğinde maça giden 5000-10.000 kişiye salak ve sneijder'e yapılanı sindirmeyi vefa zanneden midesizler diye tanımlanandıran bünyelerin konu sneijder olunca çok vefalı olmaları ancak hayatında gördüğü sevinçlerin yarısında öyle veya böyle imzası olan fatih terim hakkında sıfır vefalı olmaları. şahsa özel mantıksızlık.

    bilginç geçinip bilgi kirliliği yapmak. son dönemde çok sık olmaktadır.
  • 14
    haklarında, kimsenin galatasaraydan üstün olmadığını savunup birtakım oyuculara hayranlık duymaları tezine katıldığım sözlük yazarlarıdır.

    lakin istiklal marşını savunup "yeni" türkiye milli takımına düşman kesilmeleri mantıksızlıktan değil, bilakis kendi içerisinde tutarlı olmalarından gelir. nedeni ise çok basit... milli takım bünyesinde bulunan insan evlatlarını o "istiklal marşı"na layık görmemeleridir. istiklal marşı'nın yazıldığı dönemdeki gösterilen karakterle ordaki insanların birbirini tutmamasıdır.

    ayrıca senin tuttuğun takımın hocası hezimet yaşadığı şampiyonlar ligi maçı sonrası galatasarayın genetiğine tatamen ters bir laf edip* yüzsüz bir şekilde hezimeti örtmeye çalışıyorsa, başarısızlığa rağmen sürekli aynı hataları yapmaya devam ediyorsa*; futbolcuların kendini bir nebze olsun geliştirmemişse, aldığı yüksek maaşlara; alternatifsizliğe, belki de yönetici kadrosuna güvenip kıçının kenarıyla oynuyorsa, kaptanlığını forma yere atarak idame ettiriyorsa, takımda bölücülük yapıyorsa sen her türlü tepkiyi gösterirsin, hatta biraz ileri gidiyim: göstermelisin!. kimse dokunulmaz olmamalı, olamaz. bunu en iyi kişilerin galatasarayın önüne geçemeyeceğini düşünüp oyunculara hayranlık beslemeyen insanlar bilir.

    sneijder'i bağırlarına basıp fatih terim'e her fırsatta bok atma konusunda da şunu söyleyim. florya tesislerinin girişindeki söz neydi. "seni buraya getiren yeteneğin, burada tutacak olan ise karakterindir". peki sneijder elde ettiği birçok başarıya rağmen, doymuşluğuna rağmen aslan gibi mücadelesini veriyor mu? veriyor. iyi de oynuyor mu? oynuyor. şımarıklık yapıyor mu? yapmıyor. takımda bölücülük yapıyor mu? yapmıyor. armaya saygısı var mı? evet var.

    (bkz: wesley sneijder'in seramonide arkadaşlarına yaptırdığı şey)

    peki bir insanı sadece başarıları olduğu için sevebilir miyiz? başarı mı önemlidir karakter mi? fatih terim egosuyla, gücün ve pisliğin yanında olmasıyla sağlam bir duruş sergiliyor mu? sonuç olarak dünya kupası altın ayakkabısını alarak gelmiş ama aslanlar gibi işini yapan adam mı daha sevilesi ve saygı duyulasıdır, yoksa egosu hep güçle polarize olan, konuşma yetisi olmayan zat mı daha saygı duyulasıdır? cevabı basit. lütfen materyalist, pragmatist bakmayın olaylara, insani değerlerle bakın...

    son olarak böyle bir ortamda maçlara ilgi göstermek gerçekten zor. sen ne kadar maç kazanırsan kazan hakemlerin ezeli rakiplerine penaltıdan, ofsayttan, "taç çizgisinin gerisinden", ya da elle gol hediye ediyor olması insanı feci soğutuyor. şikeye ceza verilmedi, ırkçılığa ceza verilmedi lan bu ülkede; verilmemesi yetmezmiş gibi bir de korunuyor bunları yapan adamlar. senin bu pisliklerle yaptığın bir maç varsa miden bulanır, başka şeyler düşünmek istersin, bir yandan da passolig belası vardır maça gitmeden önce; maça giderken de yol çilesi vardır, kalp krizi geçirme tehliken bile vardır... stad açılışında ıslıkladığın hükümet stad sorunlarını çözmeyerek senden intikam almaya çalışıyordur çünkü. sen de ne yapacağını bilemezsin... işler bir kere kötü gitti mi durduramazsın, dibe battıkça batarsın

    http://m.youtube.com/watch?v=AwfQFcr5V0w

    peki ne yapmak gerekiyordur bu durumda ? takımına destek olman gerekir ama sen ne yapacağını bilemezsin. darbe... protesto... bunların hiçbirinin yeterli olacağından emin değilsindir ama birgün bardak taştığında, işte o zaman birşeyler yapmaya mecbur kalırsın. işte o zaman "terimci"si de "aysalcı"sı da sizi birbirinize bağlayan değerleri fark eder ve kardeş olduklarını hatırlarlar...

    teşekkür ederim.
  • 15
    selçuk ile burak'a hem buradan hem twitter üzerinden inanılmaz bir şekilde sallayanlar (çok aşırı sertlikte ifadelerle olmadığı sürece haklılar, ben de katılıyorum) bu adamları daha fazla para ve daha uzun süreli sözleşmeyle ödüllendiren ünal aysal'a methiyeler düzmektedirler. o sözleşmeler bu adamların önüne gittiğinde halleri çok mu iyiydi? zamanında bu konuda başkanı eleştiren adamları bir kenara koyuyorum.
  • 16
    sözlükte yazılan her şeye, ottan, boktan, şundan, bundan, şikayet edip; sonra da aynı sözlüğe gelip, ''galatasaray sözlük yazarları okunacak adamlar değiller. mantık sıfır. bunlar rererörörö.'' deyip de bu adamların yazılarını okumak, başlık yönlendirmelerini takip etmek ve bu ''boktan'' sözlüğe gelip her seferinde bu yazarların kötülüğü hakkında entry girmeler, başlık açmalar falan. ben hayatımda bu kadar inanılmaz mantık hatası görmedim.

    beğenmeyeni zorla mı tutuyorlar anlamadım ki. hagi bi de hele kurban. gs yoksa sen mi zincirledin milleti ? hktwoo zaten gidin diye sürekli entry siliyor. neverfall bir ara küstü gitti şimdi çok karışmıyor.

    işine geldi mi benim fikrim bu, saygı duy deyip işin içinden çıkarlar. ama kendisi yapınca bir şey yok. belki adamın canı mantık hatası yapıp entry girmek istiyor. sana ne ?

    adam galatasaraylılığı şampiyonlukla ölçüp adamlık kıyaslaması yapıyor. fatih terim bilmem kaç kere şampiyon olunca kulübü üstüne yapmamız gerekiyor sanırım. hatta güzel abim fatih terim uefa kupasını aldı, bilmem kaç kere şampiyon oldu; metin oktay uefa kupası alamadı, o kadar şampiyonluk yaşamadı. bu yüzden fatih terim, metin oktay'dan daha adam. mantığa bak. bide millete mantıksız sıfatı yapıştırıyor.

    allah herkese akıl fikir ihsan eylesin.
  • 19
    futbol takımızın bu sezon yaşadığı başarısızlığı değerlendirirken ortaya çıkan durumdur.

    mesela denizlispor* maçı şöyle değerlendiriliyor; "6 xg ürettik, ancak oyuncularımız bitiremiyor ve ismail her şutu içeri alıyor. şutları da mı kurtarsın, altı pastan golü de mi fatih hoca atsın ?".
    bu önermede alt metin, xg üretenin teknik ekip golleri kaçıranın ise oyuncular olduğunu düşünmektir.

    halbuki xg üretiminden teknik ekip ne kadar sorumlu ise, oyuncuların gol kaçırmalarından ve yemelerinden de o kadar sorumludur. oyuncuları seçerken, geliştirirken, performans değerlendirirken ve oyunculara sorumluluk verirken organizasyonu mahalle bakkalı gibi yönetirseniz, başarısızlıktan da sorumlu olursunuz. sadece bir örnek verecek olursam: ismail çipe'yi takıma seçmeniz hata, performansını geliştirememeniz hata, performansını değerlendirememeniz hata ve muslera arkasında ikinci kaleci yapmanız hatadır. dolayısıyla başarısızlığı da size yazar.

    şimdiden ofsaytlayacaklara not: sizin de derdiniz galatasaray, benim de. bunu ister kabul edin ister kabul etmeyin bunu defalarca anlattım(bkz: #3302076).
App Store'dan indirin Google Play'den alın