• 16619
    yıllardır severek takip ettiğim ama artık bırakmama ramak kalan sözlüktür.
    galatasaray taraftarındaki son 6-7 aylık değişim beni korkunç derecede rahatsız etmeye başladı.
    bu değişim sözlüğe de yansımış durumda.
    eleştiriye kapanma, bütün dünyanın bize düşman olduğunun zannedilmesi, takımımızın yaptığı hataların halı altına süpürülmesi, her şeye pollyannacılık yapılması, sevmiyorsak kesin galatasaray düşmanıdır mantığı güdülmesi gibi gibi bir sürü yeni özelliklerimiz çıktı.
    bu söylediklerim için bazı örnekler vermek istiyorum.
    olaylara kuşbakışı bir anlatım ile yaklaşacağım ama siz aslında benim genel olarak neleri anlatmak istediğimi anlayacaksınızdır.

    1-uğur karakullukçu - yağız sabuncuğlu gibi isimler üzerinden tartışma çıkması.

    karakullukçu'nun yayınından bazı kesitler gördüm, jargonu ve hitap şekli tamamen yanlış.
    fakat burada önemli olan nokta; yayın içerisinde söylediği şeylerin aslında mantıklı olsa bile sırf uğur'un ağzından çıktığı için itiraz edilmesi.
    ben de kendisini sevmiyorum ama söylediklerinde bazı haklılıklar da var, gidip adamı sevmiyoruz jargonu kötü diye söylediği her şey yanlış, fener medyasına çalışıyor bu demenin, bir düşmanlaştırma yapmanın manası nedir?
    benim gördüğüm kesitlerde adam diyor ki ''senin sol bek ihtiyacın 3-4 aydır ortada, sağ bekin satılacağı belli sen gidiyorsun oyuncu almayalım ve para harcamayalım diyorsun ben bir galatasaraylı olarak bunu kabul etmiyorum falan filan...'' şimdi eğri oturup doğru konuşalım.
    üslubunu ve kişiliğini bir köşeye atalım, yanlış mı söyledikleri?
    doğru, sonuna kadar doğru.
    şubat ayına geldik nerde sol bek? angelino'nun bonservisinin alınmayacağı kasımdan beri biliniyordu.
    büyük hayalleri, büyük hedefleri olan koca galatasaray yönetimi, sen bir tane sol bek nasıl bulamazsın?
    bakın üslubunu falan tartışmıyorum burada, söylediği şeylerdeki haklılıklar da göz ardı ediliyor.

    yağız meselesine gelelim.
    peşinen söyleyeyim yağız'ı da bir gram sevmiyorum ama adamın 3 gün önce verdiği transfer haberi çıktı mı? çıktı.
    galatasaraylı duyumcular, muhabirlerden iyi mi biliyor transferleri? evet.
    ya bunu dillendirince neden sözlükteki yazarlar hain oluyor?
    kaldı ki taraftarlarımızın ve yazarlarımızın bunu dillendirme sebebi; içinde adama bir hayranlık olduğundan değil, bizim muhabirler ne sipime yarıyor? kulübün içinde volta atıp nasıl bu adam kadar transfer bilgisi alamıyorlar serzenişinden kaynaklanıyor.

    2- gözle görülen yanlışları bile söylenememesi, söyleyenlerin mesaj kutusunun yeşillenmesi, körü körüne yanlış olan şeyleri bile biz yaptıysak doğrudur şeklinde kabul edilmesi.

    arkadaşlar şimdi göz var izan var, aurier transferinin 3-4 aylık az maaşla gelmesi dışında neresi mantıklı?
    adamın en bitik halini alıyoruz, adam afrika kupasında şubat ayı boyunca olmaması garanti gibi bir şey, ndombele kadar tırnaksız bir adam, kilo problemleri var, adaptasyon süreci var, var da var.
    yahu bunu dillendirmek neden zorunuza gidiyor? neden hemen saldırıyorsunuz.
    yanlış transfer kardeşim.
    kabul edin ya galatasaraylılığınızdan olmazsınız. kabul etmiyorsanız da bunu kabul edenleri eleştirmeyin.
    fb-bjk'nin yaptığı her transfere kahkahalar saçarak dalga geçiyorsunuz, eğleniyorsunuz da bizim her transferimiz mi doğru? karşı tarafı eleştirdiğimiz kadar kendimizi de eleştireceğiz ki ilerleyebilelim.
    bu takımın sağ beki bayern'e transfer oldu, dünyanın en iyi 5 takımından birine.
    kimse demiyor ki git bu adamın yerine real'den oyuncu al.
    ama bir planın olur dimi? aurier transferinin neresi plan?
    ben söyleyeyim, hiçbir zerresinde plan yok bu transferin.
    elimiz boş kalacağına alalım transferi.

    3- yaz transfer döneminde yapılan hatalar.
    erden timur'a özel olarak ben de hayranım fakat yanlış yaptığı zaman da yanlışını söylerim.
    fatih terim için de aynısını düşünüyordum.
    babamın oğlu olsa bile bir konuda hatalı gördüysem, hatasını söylemek benim boynumun borcudur.
    ha ben yanlış düşünüyorumdur orası ayrı ama sonuç olarak fikrimi beyan etme özgürlüğüne sahibim.
    benim fikrimce yanlış yaptıysa söyleyebilmeliyim.
    ndombele, tete, ziyech transferlerinden ne kadar verim aldık? yaz dönemi hayal edilen takım kuruldu mu? iki sorunun da cevabı ortada.
    10 numaralı sistemde oynayan hocaya mertens'in ikamesi veya yedeği bir oyuncu alındı mı? alınmadı.
    kerem gibi cevher haftalarca 10 numara oynadığı için köreldi mi? köreldi.
    performansı düştü mü? düştü.
    taraftar ıslıkladı mı? ıslıkladı.
    eee bunların hepsi yaşandı, şimdi taraftar bunları dile getirince neden zorunuza gidiyor anlamıyorum.
    gerçeklerden kaçarak mı yaşayacağız?
    iyi fenerbahçe gibi olalım abi, ali ne derse tamam diyelim.
    sene sonu şampiyon olamayınca çıkar 15 temmuz falan der birbirimizi kekleriz.
    ne kendi hatalarınızdan ne de sevdiklerinizin hatalarından kaçmayın, korkmayın.
    erden timur'a aşık olsam bile yaptığı hatayı niye saklamaya çalışayım?
    günün sonunda adam hata yaptığı için istifa etsin diyen de bir elin parmaklarını geçmez.
    hala arkasında herkes ama aynı hatalara devam edecek izlenimi veriyor diye insanlar tedirgin.

    bunu gibi bir sürü olay yaşanıyor gün içerisinde. ve sürekli tekrar ediyor.
    sürekli bir başlık patlıyor, orada fikirlerini beyan edenler ve onlara karşı gelenler.
    yahu herkes fikrini söylesin, neden birbirinize çomak sokuyorsunuz.
    şöyle entryler görüyorum ''aldığımız iyi oldu, gerçi taraftarımız sevmez ama neyse'' ''sattığımız iyi oldu gerçi yazarlar memnun olmaz ama neyse''.
    çocuk kavgası ya bu, bildiğin ilkokul bebesiyken böyle laflar sokardık birbirimize.
    neyse okumaktan keyif aldığım yazarlara sevgilerle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın