1
geldiği konum itibarıyla çok büyük olduğunu düşündüğüm sorumluluktur.
bu gün galatasaray taraftarı birlikte ses veremeyen müthiş büyük bir kalabalıktır. çok mantıklı fikirleri üretmekle beraber bir türlü organize olamamakta ve kalabalığının gücünü baskıya dönüştürememektedir. bu siyaset için de böyledir, medya için de, yargı için de. fenerbahçe ise galatasaray'ın tam tersi taraftarının potansiyelini müthiş bir baskı unsuru olarak kullanabilmekte.
neden?
zamanında mesut yılmaz için açılan "sandıkta görüşürüz" pankartı türk siyasetinin genetiğine işledi. ayrıca başlarında taraftarı dilediği gibi yönlendirebilen bir aziz yıldırım, yine aynı bilinçle hareket eden antu gibi bir taraftar oluşumunun desteği var. o yüzden canları kime isterse ona baskı yapıyorlar. sadece siyaset değil. medya, yargı, federasyon... şike davasının üzerinin bu kadar kolay örtülmesinin tek izahati budur. kimse karşısında adalet arayan galatasaray taraftarının baskısını görmedi.
işte bu noktada peki galatasaray'ın durumu ne?
bence galatasaray taraftarının bir baskı unsuru olamamasının en büyük sebebi ultraslan denen, ceplerinin derdine düşmüş bir kısım aşağlık insanın yönettiği taraftar topluluğu. konumlarının doğasının yüklediği sorumluluğu yerine getirmiyorlar, hatta kötüye kullanıyorlar. sami yen'in açılışında taraftarı susturup, yuhalarken kesin çizgilerini belli ettiler. bu adamlar anonim değil. kirli ilişkiler kurmuş, güçlerini ranta döndürmüş insanlar. bir cacık olacakları yok kısacası. artık taraftarlık değil ticaret yapıyorlar çünkü.
mesela bu gün olağanüstü bir fikir okudum sözlükte. (bkz: #1772717)
önümüzde muhtemel bir erken seçim var. galatasaray taraftarı formasını giyerek gitmeli sandık başına. bu verilebilecek en net mesajdır. "ey siyasiler bizi itip kakmayın, yoksa lafı gevelemenin de anlamı yok, sikeriz." mesajı. peki bunu kim örgütler? ultraslan nah örgütler. onu baştan söylemek lazım. bu iş ancak anonim bir bilinçle gelişir. bu bilinci de pekala galatasaray sözlük oluşturacak kapasiteye gelmiştir. ben galatasaray sözlük'ün twitter hesabı yok sanıyordum daha 1-2 hafta öncesine kadar. meğer varmış. varmış ve 42.200 de takipçisi bulunuyormuş. yumurtakafa falan değil. bildiğin takipçi. buradan başlayacak bir kampanya çığ gibi büyüyecektir. retweetlerle, kulaktan kulağa herkese ulaşacaktır. eminim sözlük twitter'ı bu tarz etkin rol oynaarsa çok kısa sürede takipçi sayısı 200-300 bini bulur. taraftarın kriz anında toplanacağı ve bakacağı yer olur.
geçenlerde bu konuda hagi'ye bir mail attım. bana herhangi bir geri dönüş yapmadı. o nedenle fikrini bilmiyorum. içimizde benim aksime illa ki sosyal medyayı düzgün kullanmayı becerebilen arkadaşlar vardır. onların oluşturacağı bir ekiple, sözlükte takipçi sayısı çok olan hesapların birlikte örgütlenmesiyle artık sözlük bu role soyunabilecek kapasitede bence.
aslantepe metrosu için siyasilere verilecek mesajlar,
sabri ve jem transferini protesto eylemleri,
galatasaray'a düşman medyaya karşı yürütülecek farkındalık çalışmaları....
böyle bir ihtiyacın olduğu gün gibi açık.
galatasaray'ın gücünü hissettirebilmesi için buna ihtiyacı var. yöneticiler tarafından gelen hareketler malesef kulübe siyasi baskı yapılmasına ve zarar verilmesine sebep oluyor. bir anda devasa vergi cezaları gazetelerin manşetlerini süslüyor. ancak oy kaygısı doğuracak anonim tepkilerin cezasını kesemezler. dolayısıyla bu konuda galatasaray taraftarına önderlik edecek bir güce ihtiyaç var. sosyal medyadaki en büyük galatasaray platformlarından biri olarak da galatasaray sözlük ürettiği akıl ile bunun birinci adayıdır.
bu işin altından galatasaray sözlük kalkar. kalkmalıdır da.
gazetelerin spor sayfalarına manşet yaratacak güce sahip bir platform burası.
galatasaray için bu gücü kullanmak lazım.
bu gün galatasaray taraftarı birlikte ses veremeyen müthiş büyük bir kalabalıktır. çok mantıklı fikirleri üretmekle beraber bir türlü organize olamamakta ve kalabalığının gücünü baskıya dönüştürememektedir. bu siyaset için de böyledir, medya için de, yargı için de. fenerbahçe ise galatasaray'ın tam tersi taraftarının potansiyelini müthiş bir baskı unsuru olarak kullanabilmekte.
neden?
zamanında mesut yılmaz için açılan "sandıkta görüşürüz" pankartı türk siyasetinin genetiğine işledi. ayrıca başlarında taraftarı dilediği gibi yönlendirebilen bir aziz yıldırım, yine aynı bilinçle hareket eden antu gibi bir taraftar oluşumunun desteği var. o yüzden canları kime isterse ona baskı yapıyorlar. sadece siyaset değil. medya, yargı, federasyon... şike davasının üzerinin bu kadar kolay örtülmesinin tek izahati budur. kimse karşısında adalet arayan galatasaray taraftarının baskısını görmedi.
işte bu noktada peki galatasaray'ın durumu ne?
bence galatasaray taraftarının bir baskı unsuru olamamasının en büyük sebebi ultraslan denen, ceplerinin derdine düşmüş bir kısım aşağlık insanın yönettiği taraftar topluluğu. konumlarının doğasının yüklediği sorumluluğu yerine getirmiyorlar, hatta kötüye kullanıyorlar. sami yen'in açılışında taraftarı susturup, yuhalarken kesin çizgilerini belli ettiler. bu adamlar anonim değil. kirli ilişkiler kurmuş, güçlerini ranta döndürmüş insanlar. bir cacık olacakları yok kısacası. artık taraftarlık değil ticaret yapıyorlar çünkü.
mesela bu gün olağanüstü bir fikir okudum sözlükte. (bkz: #1772717)
önümüzde muhtemel bir erken seçim var. galatasaray taraftarı formasını giyerek gitmeli sandık başına. bu verilebilecek en net mesajdır. "ey siyasiler bizi itip kakmayın, yoksa lafı gevelemenin de anlamı yok, sikeriz." mesajı. peki bunu kim örgütler? ultraslan nah örgütler. onu baştan söylemek lazım. bu iş ancak anonim bir bilinçle gelişir. bu bilinci de pekala galatasaray sözlük oluşturacak kapasiteye gelmiştir. ben galatasaray sözlük'ün twitter hesabı yok sanıyordum daha 1-2 hafta öncesine kadar. meğer varmış. varmış ve 42.200 de takipçisi bulunuyormuş. yumurtakafa falan değil. bildiğin takipçi. buradan başlayacak bir kampanya çığ gibi büyüyecektir. retweetlerle, kulaktan kulağa herkese ulaşacaktır. eminim sözlük twitter'ı bu tarz etkin rol oynaarsa çok kısa sürede takipçi sayısı 200-300 bini bulur. taraftarın kriz anında toplanacağı ve bakacağı yer olur.
geçenlerde bu konuda hagi'ye bir mail attım. bana herhangi bir geri dönüş yapmadı. o nedenle fikrini bilmiyorum. içimizde benim aksime illa ki sosyal medyayı düzgün kullanmayı becerebilen arkadaşlar vardır. onların oluşturacağı bir ekiple, sözlükte takipçi sayısı çok olan hesapların birlikte örgütlenmesiyle artık sözlük bu role soyunabilecek kapasitede bence.
aslantepe metrosu için siyasilere verilecek mesajlar,
sabri ve jem transferini protesto eylemleri,
galatasaray'a düşman medyaya karşı yürütülecek farkındalık çalışmaları....
böyle bir ihtiyacın olduğu gün gibi açık.
galatasaray'ın gücünü hissettirebilmesi için buna ihtiyacı var. yöneticiler tarafından gelen hareketler malesef kulübe siyasi baskı yapılmasına ve zarar verilmesine sebep oluyor. bir anda devasa vergi cezaları gazetelerin manşetlerini süslüyor. ancak oy kaygısı doğuracak anonim tepkilerin cezasını kesemezler. dolayısıyla bu konuda galatasaray taraftarına önderlik edecek bir güce ihtiyaç var. sosyal medyadaki en büyük galatasaray platformlarından biri olarak da galatasaray sözlük ürettiği akıl ile bunun birinci adayıdır.
bu işin altından galatasaray sözlük kalkar. kalkmalıdır da.
gazetelerin spor sayfalarına manşet yaratacak güce sahip bir platform burası.
galatasaray için bu gücü kullanmak lazım.