---
alıntı ---
“sergen yalçın ne zaman frikik kullanmak istese ahmet dursun yanına gelip ‘abi içime doğdu, ben atayım, rüyamda gördüm’ derdi. sergen’in de cevabı her zaman ‘bırak lan!’ olurdu.”
“mustafa denizli’yle batuhan karadeniz bir gün tesislerde arabalarıyla burun buruna geldiler. ikisinden birinin yol vermesi gerekiyordu, beş dakika kadar beklediler, sonunda mustafa denizli geri geri gidip yol verdi.”
“bir gün ahmet yıldırım malzemeci erdal’ın sayısal loto oynadığını öğrenmiş, gizli numaradan oynadığı sayıları mesaj atıp, ‘kazandınız!’ yazdı. bir, iki dakika sonra malzemeciyi arayıp bir şey istedi, bir baktık malzemeci koşarak tesisten gidiyor. arkasından bağırdık, ‘istifa ediyorum!’ diyerek koşmaya devam etti. şaka olduğunu anlayınca aynı akşam geri döndü!”
“sergen antrenmanları at yarışı saatlerine göre düzenletirdi. tigana döneminde bunu yapamadı ve ikisinin saatleri çakışmaya başladı. bir gün antrenmanda koşarken yedek kulübesinin önünde kendini yere atıp sakat numarası yaptı. fizyoterapist yanına gidince yerde yatarken kimseye çaktırmadan adamın telefonundan altılının sonucunu öğrendi.”
“beşiktaş malzemecisi süreyya soner’e kulüp yöneticileri ‘artık bu işi bırak, seni emekli yapalım’ dedi. süreyya abi ‘beni gönderirseniz intihar ederim’ dedi ve kaldı.”
“souleymane youla beşiktaş’ta oynarken bir yemekte sütlaç vardı. ali tandoğan’a ‘bu ne?’ diye sordu. o da ‘milklaş’ dedi.”besiktas jk's guinean souleymane youla c
“lazio maçının dönüşünde sergen’e birkaç gün sonra oynanacak fenerbahçe derbisinin nasıl olacağını sordum, “sabaha kadar oynasak biz kazanırız” dedi. ‘nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?’ dedim. ‘30 bin dolar bastım’ dedi, maçta iki gol attı.”
“canlı yayındayken başıma çok işler geldi. birkaç defa hazırlıksız yakalanıp takım kadrolarını eksik saydım. bir seferinde de kadroda altı yabancı saydım. yayından iki dakika sonra şansal abi odasından çıkıp beni buldu, ‘mustafa denizli beni aradı, altı yabancı saymışsın!’ dedi! zaten ondan başka da fark eden olmadı!”
“yanlış hatırlamıyorsam 2001-02 sezonunda bir gaziantepspor maçıydı. son dakikalara yaklaşılmıştı ama beşiktaş öne geçememişti. düdük çaldı, faul oldu. tümer, aut çizgisine 1 metre mesafede duran ibrahim üzülmez’e oynadı. ben de onun hemen arkasında duruyordum. tribünden bir düdük sesi geldi. ibo durdu, ‘oyna ibo! oyna!’ diye bağırdım. topu ilhan’a çıkardı ve beşiktaş öne geçip maçı kazandı.”
“tümer iyi arkadaşımdır. ne zaman göz göze gelsek gülmeye başlarız. bir gün penaltı kullanacak, ben de kale arkasında duruyorum. bir anda gözü bana takıldı, gülmeye başladık, penaltıyı kaçırdı.”
“emre belözoğlu ile bilic kavga ederken ben de yanlarındaydım. bilic bir pozisyonda öne çıkıp tepki gösterdi, emre de ona bir önceki maçtan kızgın olduğu için küfür etti. bilic karşılık verince emre bu sefer aralıksız küfür etmeye başladı. soyunma odalarının önünde emre yeniden bilic’e doğru koştu ve tehdit etti ama bilic odasına girdiği için bunlara karşılık vermedi. olayları tüm hakemler gördü ama kart gösterilmedi. lig tv’ye konuşmak istediğimi söyledim, izin vermediler. beşiktaşlı taraftarlar konuşmamama çok tepki gösterdi. bu olay yüzünden çok tehdit aldım, çok küfür yedim ama yapacak bir şeyim yoktu.”
“muhabirlik yaptığım dönemde yakın arkadaşlarımdan biri mobilyacılık yapıyordu, bana da sürekli birlikte çalışalım diyordu. ben de artık yorulmuştum, senede 80 maça gidiyorum, hiç tatilim yok, sürekli istanbul dışındayım diye işi bıraktım ve arkadaşıma ortak oldum. artık ben futbolculara gitmiyorum, futbolcular bana geliyor. bilal kısa, oğuzhan özyakup, yasin öztekin, cenk tosun… hepsi dükkanıma geldi.”
---
alıntı ---
http://fourfourtwo.com.tr/...r-muhabirin-anilari/