90'larda futbol deyince aklıma direkt trt radyo 1'den dinlenilen maçlar geliyor.
mikrofonlarımız denizli’de
sevgili dinleyenler maçın 15.inci dakikasında sol çaprazdan ceza alanına giren levent kartop son derece güzel bir vuruşla topu ankaragücü filelerine gönderdi ve takımını 1-0 öne geçiren golü attı. denizli’de dakika 17 denizlispor: 1 ankaragücü:0. mikrofonlarımız merkezde
erzurum’dan dakika ve skor alıyoruz.
cemal gürsel stadyumunda 17.inci dakika erzurumspor:0 malatyaspor:0
mikrofonlarımız istanbul'da galatasaray-altay maçında,
sevgili dinleyenler istanbul'da son derece güzel bir hava mevcut ve müsabakanın 27.inci dakikasını 0-0'lık eşitlikle geçiyoruz. hagi topu aldı, pası popescu'ya, popescu topu aldı, kendi alanına bakan diliminde şöyle bir kendi ekseni etrafında döndü pası arif'e arif kapalı tribünler önünde topu aldı ortası hakan şükür dokunamıyor kale atışı kullanacak şanver. ali sami yen stadyumunu bilenler için söylüyorum galatasaray çevreyoluna bakan kaleye doğru hücum etmekte.
gibi diyalogları dinlerdik sürekli.
bir de reklamları vardır ki enteresan.
reksan reklam sunar
sucuğuna, salamına, pastırmasına doyulmuyor apikoğluna, apikoğlu, apikoğlu.
seyidoğlu reçeel seyidoğlu helva hiç doyulmuyor tadına.
lahmacunu ararken bulmuş hacıoğlunda hacıoğlu lahmacun, hacıoğlu tercih doğru
reksan reklam sundu.
edit: bir de
murat ünlü üstadımızın "tahir şut yandan dışarda" repliği adeta atasözü olarak dilimize yerleşmiştir.