türk futbol tarihin en önemli ve ilginç maçlarından biriymiş kendisi. yıldönümü olması sebebiyle yaşımın kurtarmadığı bu maçı daha yeni öğrendim ve gerçekten hayret ettim açıkçası. futbolu seviyorum diyen her insanın maç hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini düşündüğüm için bilmeyen arkadaşları da bilgilendirmek adına geniş bir alıntı yapıyorum.
---
alıntı ---
türk futbol tarihinde kulüplerin mali sistemi açısından dönüm noktası olan maçtır. avrupa futbolu için "bosman olayı" neyse türk futbolu için de bu maç odur. bu maç kulüplerin yayın gelirleri açısından milattır. bu maç sayesinde kulüplerin yayın gelirleri yıllık 20 - 30 bin dolardan 20 -30 milyon dolara çıkmıştır.
bu maçta ev sahibi boluspor kulübü başkanı yılmaz becikoğlu, yönetim kurulunun da desteğini arkasına alarak, türk futbol tarihinde ilk defa trt kameralarını "özet yayın hakkı" ödemediği için stada almamıştır. o tarihe kadar devlet televizyonu trt, sadece naklen maç yayınları için 15-20 bin dolar gibi çok cüzi bir ücret ödüyor, özet görüntüler içinse kulüplere hiçbir ücret ödemiyordu. trt için futbol yayın hakkı o kadar ucuz ve değersizdi ki cenk koray ve güneş tecelli'nin sunduğu stüdyo pazar programı içerisinde 3-4 maçın aynı anda dönüşümlü naklen yayını yapılabiliyor, hatta araya kıytırık bir ütü veya uyduruk bir çaydanlık için "evet-hayır" gibi, "kutumu açın, zarfımı yırtın" gibi bir sürü de yarışma sıkıştırılıyordu. normalde maç yayının bir saniyesi ile bir tır dolusu ütü veya buzdolabı alınacağından habersiz heba oluyordu maç dakikaları. üstelik kulüplerle sezonluk anlaşma falan yapılmıyor, trt canının istediği hafta istediği maçı yayınlıyor veya yayınlamıyordu. maçın televizyondan yayınlanıp yayınlanmayacağı son saniyeye kadar belli olmuyor, olamıyordu. bu nedenle kulüplerin sezon başında "naklen yayın geliri" hakkında en ufak bir fikir sahibi olmaları ve buna göre plan yapmaları mümkün değildi.
gerçi bir ara galatasaray avrupa kupa maçlarının naklen yayını konusunda sesini yükseltmiş ve " herbirine 100-150 bin dolar verdiğim oyuncuları 15 bin dolara seyrettirmem" diyerek tepkisini ortaya koymuştu ama bu tepki eyleme dönüşmemişti.
öte yandan trt para vermeden özet yayınlamayı anayasa'da yer alan "vatandaşın haber alma hürriyeti" ilkesine dayandırıyor ve özet görüntü yayınlamayı ticari amaçlı değil "vatandaşa haber vermek" yaptığını iddia ediyordu. oysa olay hiç de öyle değildi. pazar akşamları saat 21:00'de başlaması gereken "spor stüdyosu" bazen 40 - 45 dk süren reklamlar yüzünden saat 22:00'ye doğru ancak yayına başlıyor ve trt bu uygulamadan ciddi bir gelir elde ediyordu. üstelik 1990 yılında artık türkiye "özel televizyon" kavramı ile tanışmış ve "magic box" trt'nin futbol gelirlerine göz dikerek kulüpleri içten içe doldurmaya ve bir anlamda "şeytanı uyandırmaya" başlamıştı.
trt'nin yıllarca süren "bedava özet, kelepir naklen yayın" politikasına ilk eylemsel tepkiyi koyan kulüp 4 şubat 1990 tarihinde boluspor olmuştur. maç başlamadan önce kulüp görevlileri trt kameralarını kavga dövüş stada almamış ve bu maç trt'nin özet görüntü alamadığı ilk maç olmuştur. trt olayı "anayasal hakların ihlali" sayarak haber bültenlerinde duyurmuş, fakat "yayın hakları" ile ilgili tartışmanın büyümesine engel olamamıştır. süreç sonunda 3 büyükler bir sonraki sezon özel kanalla anlaşarak yayın geliri elde etmeye başlamış, bu arada bizleri de "çanak" için kahvehane abonesi yapmıştır.
bu kavga dövüş arasında oynanan maçı beşiktaş deplasmanda feyyaz(2), ali(2) ve metin'in golleriyle 5-1 kazanmıştır. maçın diğer bir ilginç yanı ise feyyaz'ın attığı muhteşem golün televizyon görüntülerinin olmayışıdır. feyyaz uçar'ın "hayatımda attığım en güzel gol" dediği beşiktaş'ın 3. golü, yayın kavgasına kurban gitmiştir. bu pozisonda ceza sahasına doğru topsuz koşu yapan feyyaz, soldan kadir'in yaptığı ortayı ceza yayı üzerinde önce sağ ayağının içiyle stop etmeden rakibinin üzerinden aşırmış, sonra koşusuna devam ederek penaltı noktası üzerinden kafayla kalecinin uzanamayacağı köşeden ağlarla buluşturmuştur. feyyaz'ın avusturya milli takımına sağ, fenerbahçe'ye sol voleyle ceza yayı üzerinden attığı golleri hatırlayanlar bunlardan daha güzel bir golün nasıl birşey olacağını hayal edip bu golü izleyemediklerine hayıflanabilirler.
---
alıntı ---
öyle ki feyyaz'ın hayatımın golü olarak nitelendirdiği o gol, stada kamera sokulmadığı için gazetelerde grafiklerle verilmeye çalışılmış. hatta milliyet gazetesinde yayınlanmış şöyle bir grafik de var golle ilgili
http://img338.imageshack.us/.../8783/feyyazbolu.jpg zamanın boluspor yönetimini dik durduğu için takdir etmek lazım. bu maç yayın gelirlerinin artmasını sağlayarak kulüplere ek bütçe sağlamış (ki yayın gelirinin 20-30 bin dolardan milyon dolarlara çıkmasından bahsediyoruz az buz bir şey değil) belki de bu ülkede zamanında hagi'yi, şimdilerde drogba'yı, sneijder'i izlememizi sağlamış.