tek oyuncu üzerinden oynayan her iyi takım gibi sırbistan'ın da milli takımımızı çok ama çok zorlayacağı maç. teknik kabiliyeti kadar psikolojisiyle de yükselen bir takıma sahibiz. bugüne kadar pek çok zor maçı bir şekilde çözmeyi başarsalar da çok formda başlayan bir rakip oyuncu karşısında dağılmadan maç çevirmeyi başardıklarını ben hatırlamıyorum. buna ek olarak da sırbistan gibi her daim sert atmosfer olan bir ülkede seyirciye karşı oynama faktörü var.
bizim çocuklar şeklinde zorla pompalanan fiyasko ekipten sonra bütün yaz boyu kazandıkları maçlarla çok sevindirdiler bu ülke insanını. özellikle malum kesimlerin çeşitli bahanelerle yaptıkları ahmakça saldırılar sonrası daha da bir bağ oluştu
filenin sultanları ile. sabahın üçünde oynanan maç için uykusundan uyanan insan sayısı muhtemelen tarihe geçecek miktardaydı.
bizim çocukların tatil yaptığı sürede üç tane üst düzey turnuva oynadılar. milletler liginde üçüncü oldular, olimpiyatlara katılmaları bile branşın ülkedeki tarihi için önemli bir başarı iken gruptan çıktılar. şimdi de avrupa şampiyonasında yarı final maçına çıkıyorlar.
bütün buralarda uzun zamandır geziyor bu oyuncu grubu. bu ülke sporu için alışkın olunmayan seviyeler burası, o yüzden bu tarz bocalamaları da bir yere kadar hoş görebilmek lazım. bir sıçrama yapmayı, bir adım daha ileri geçmeyi duygusal olarak bakınca gerçekten hak ediyor bu takım ama hayatta hele de o seviyelerde duygusallık yetmiyor...
geçmiş turnuvalarda çok kez benzer kademelerde karşılaştı iki takım. güncel kadrosunda geçtiğimiz sezonu türkiye liginde geçiren beş oyuncu var sırbistan'ın ki zaten bütün sezon hayranlıkla izlediğimiz, eczacıbaşı'nı neredeyse tek başına yürüten tika
* belki de maçı kazandıran faktör olacak. iki takım da birbirini iyi tanıyor, tanımanın da ötesinde zaten kıtanın en iyi takımlarından ikisi olarak zaten devamlı birbirlerine hazırlanan ekipler. teknik taktik konularda çok büyük bir süpriz olmazsa günlük performanslar belirleyici olacaktır.