bu maç, uefa kupası'nı alacak galatasaray'ın habercisiydi. aynı zamanda, bence
ergün penbe'nin kariyerinin en kritik maçlarından biriydi.
hakan ünsal sakatlanıp, "sezonu kapattı" haberleriyle gündeme gelince, (bu haberler her sakatlanışında ortaya çıkar, ama hakan üç ay sonra sahalara dönüp yardırırdı) fatih hoca sol bekte yerine ilk olarak
ahmet yıldırım'ı düşünmüştü. hatta hakan'ın sakatlanışından sonraki ilk maç olan bu maça da; savunmada
ümit davala -
carlos alberto oliveira capone -
gheorghe popescu -
ahmet yıldırım dörtlüsüyle başlamıştık.
capone henüz 25. dakikada kırmızı kart görünce, maçı anlatan spiker (yanılmıyorsam
öztürk pekin) "bülent oyuna girmek için hazırlanıyor" demiş, kameralar paldır küldür üstünü giyen bülent'i gösterirken ne olduysa olmuş ve iki dakika sonra
ergün penbe oyuna dahil olmuştu.
ümit davala -
gheorghe popescu -
ahmet yıldırım -
ergün penbe'den oluşan savunma daha iyi top yapmış ve maçı kazanmıştık. 1 kişi eksik oynamamıza rağmen maçı 4-1 kazanmıştık. daha sonra da çoğu maça sol bekte ergün'le çıkıp avrupa'da başarılar elde etmiştik
on kişi kalmamıza rağmen, dönemin iyi kadrolarından birine sahip olan erzurumspor'u rahat bir şekilde yenmemiz ise adeta güzel günlerin habercisi gibiydi.