sözlükten ilgi görmese de 100-96 dallas'ın galibiyeti ile sonuçlanmış karşılaşmadır.
okc, ilk çeyreği 27-26 önde bitirdikten sonra ikinci çeyrekte oyunun hakimiyetini ele geçirmişti. 2. maçta olduğu gibi hacı sakallı
james harden yine çılgın atmaya başlıyordu ki seri boyunca 20 sayının üzerine bir kez çıkmıştı, o maçı da okc kazanmıştı.
westbrook serinin geri kalan maçlarında ortaya koyduğu (yoksa koyamadığı mı demeliyim) performanstan sonra bu maça daha konsantre başladığı anlaşılıyordu. belli ki oklahoma en azından seriyi 3-2'ye getirip kolay teslim olmamaya kararlıydı. yine maçın uzun bir bölümünü önde götürmelerine rağmen önceki maçın
* getirdiği tedirginlik mutlaka olmalıydı. 45-46 dakika boyunca rakibine üstünlük kurup maçı kaybetmek kolay iş değil neticede.
dallas ise seri 3-1 değilmiş, bu maçta alacakları galibiyet ile nba finallerine ulaşmaları gibi bir durum yokmuş gibi sakin bir oyun ortaya koydu. üçüncü çeyrekte skor yine kafa kafaya giderken
terry ve
westbrook arasında olan bir itişmeden ötürü westbrook teknik faul almıştı, bunun ardından da sanki bir anda bütün ibre oklahoma'ya dönmüştü. westbrook daha kararlı ve hırs küpü bir şekilde orta mesafe şutlarını sokmaya, pota altına penetre edip sayı/faul almaya başlamıştı. 3. çeyrek de 76-72 oklahoma üstünlüğü ile tamamlanmıştı.
maç öylesine bir halde sürdü ki bir taraf 2-3 hücum peşpeşe sayı atıp iyi savunma yapsa maçı koparacak gibiydi. son ana kadar da bunu yapabilen taraf olmadı. son çeyreğin bitimine 9 dakika kaldığında
westbrook attığı basketle skoru 85-77'ye getirmiş ve farkı 8'e çıkarmıştı. bitime 4 dakika kala karşılaştığımız skor ise 94-90 oklahoma lehine. ne olduysa bundan sonra oldu ve
okc geride kalan sürede yalnızca 2 sayı bulabildi. son 3.45 dakikanın skoru ise 10-2 dallas lehine.
maçın kritik noktaları var nezdimde, belki de seriyi bitiren, galibiyeti dallas'a getiren pozisyonlar. ilki bitime 1.23 dakika kala skorda 94-92 oklahoma üstünlüğü varken
nowitzki'nin kullandığı üçlük sonrası
tyson chandler'ın çok değerli bir hücum ribaundlu alması -ki westbrook'tan aldı ribaundu- sonrasında topun dönüp tekrar
nowitzki'ye gelmedi ve ikinci denemesinde bulduğu üçlük isabeti ile 95-94 üstünlük sağlaması; diğeri de bitime 18.6 saniye kala 98-96 dallas üstünlüğü varken
nowitzki'nin isabetsiz şutu sonrası alınan
hücum ribaundu.
sonrası da geldi, oklahoma'nın mola hakkı olmamasının da büyük etkisi vardı. hücum ribaundu sonrası top nowitzki'ye verilip faul yapılınca serbest atıştan 2 sayı geldi ve oklahoma da kalan saniyelerde skoru değiştiremedi.
harden büyük sıkıntı yarattı maç boyunca dallas savunmasına, hem oyun kurdu hem pota altına girdi. dallas'ta ise
nowitzki'den ziyade
shawn marion'a çok önemli bir parantez açmak lazım; maçı 26 sayı ve 8 ribaund ile bitirdi. normalde marion'dan alınabilecek maksimum katkı 10-15 civarıdır ki yeterli olarak görülür. bu maçta galibiyetin baş mimarlarından oldu benim gözümde kendisi.
maçın son bölümünde, maç boyunca verimsiz ve etkisiz kalan
terry'nin yerine
peja'yı alması daha mantıklı olabilirdi carlisle'nın. ben şahsen televizyon başında seslenmeye çalıştım kendisine ama duymadı. peja gerek tecrübesi gerek soğukkanlılığı ile terry'nin kaçırdığı şutları sokup maçı sıkıntıya sokmazdı bu kadar.
sonuç olarak dallas finalde, batı şampiyonu olarak. 2006'dan sonra 2. kez başarıyorlar ve o kadrodan kalan 2 isim nowitzki ve terry. bu sefer yan roldeki oyuncular da bir hayli değerli. konferans yarı finali'nde
lakers'ı 4-0 ile geçip uzun bir dinlenme fırsatı bulmuşlardı, finalde de oklahoma'yı 4-1 ile geçtiler ve
doğu konferansı serisinin bitimini bekleyecekler. dallasımız için o serinin 7. maça uzaması bir hayli şukela olur.
2006'dan beri içimde duran yarayı kapatmak, intikamı almak, hesabı kesmek için
go mavs!!!
(bkz:
in nowitzki we trust)
