• 2
    2.90 oranlı banko kuponumun 3 basketbol maçından biri. barcelona ya tipico üzerinden tam 60 avro bastım.

    oran ı yanlış hesaplamam sonucu tam 268.2 avro kazandığımı gösteren maçtır. toplam 8.94 oranlı kupona tipico kuponuma 30 euro mu emanet etmişim.
    an itibariyle asgari ücret gibi bişeyi kazanmış bulunuyorum. her ne kadar kumar parasından hayır gelmez desemde yarım saattir evde ordan oraya koşmaktayım.

    (bkz: oley)
  • 15
    --- alıntı ---

    yazıya şöyle başlamak lazım aslında ''ne maçtı be''..
    böyle maçlar 3-4 sezonda bir oynanır, bu sefer bize canlı yayını denk geldi bu sebeple şanslıyız. maçın direk favorisi barcelona'ydı. kimse panathinaikos'a şans tanımıyordu. bu sene ki panathinaikos kadrosu belki de son 10 yılın en kötü, en kısıtlı kadrosu ancak buna rağmen birarada oynamaya alışkın bir takım ve takımda diamantidis gibi bir lider ile obradovic gibi büyük bir coach var. belki geçmiş senelerde daha büyük oyunculardan kurulu kadroları vardı ama bu sene daha fazla mücadele eden oyuncuları var. tek sıkıntıları rakip sertliği onların dozajına çektiğinde hücum güçlerinin kısıtlanması. burada da diamantidis'in liderliği ve pick n roll oynama becerisi ile obradovic'in zekası giriyor devreye.

    karşılaşma barcelona'nın beklediği gibi başlamadı. bu kadar dirençli bir panathinaikos beklemiyorlardı karşılarında. obradovic akıllı adam, dün bir kez daha hayran oldum kendisine. eğer maçı kazansalardı bunda payı çok büyük olacaktı ama kazanamadılar. ilk devre boyunca obradovic oyunu çok iyi tuttu. barcelona hep öndeydi ama hiç istemedikleri bir oyunu oynamak zorunda kaldılar ilk devre boyunca. aslında ikinci devrede de durum farklı değildi ama orda en azından oyunu tutmayı düşünmedi panathinaikos, oynamayı kazanmayı düşündü; bu strateji değişikliği de barcelona'nın oyununu biraz daha oynamasını sağladı.
    ilk çeyrek tam bir savunmalar savaşı şeklinde geçti. obradovic resmen maçın her dakikasını planlamış ve sahaya takımını öyle çıkarmış. ilk çeyrekte eğer yanılmıyorsam sadece 1 üç sayılık atış denedi yoncalar. hep barcelona pota altına hücum ettiler, hep savunmayı delmeye çalıştılar. bunda görece olarak da başarılı oldular. sahaya çıkan takım atlet oyunculardan kurulu olunca bolca hücum reboundu toplayıp ikinci şans sayıları da buldular. barcelona ise navarro'ya yapılan baskılı ve top aldırmama üzerine kurulu savunma karşısında afalladı. katalanların ikinci bir planının olmaması bariz bir şekilde görüldü. bu kadar hücum silahı olan bir takımın sadece navarro üzerine kalması, navarro ne kadar büyük bir skor gücü olursa olsun skandaldır. ilk çeyrek barcelona hamle yapamadı, panathinaikos gücü kadar oynadı ve 14-14 beraberlikle bitti.
    ikinci çeyrekte de aynı senaryo devam etti ancak bu sefer iki takımda biraz daha etkili hücum etti. zaten tempolu ve etkili hücum edilirse barcelona'nın hemen öne fırlayacağı belliydi maçta, nitekim öyle de oldu. bu çeyrekte sahanın tamamını biraz daha iyi kullanan barcelona devreyi 37-35 önde kapattı. daha farklı girebilirlerdi soyunma odasına ancak buna diamantidis izin vermedi.

    tam bu noktada maçtan biraz kopup diamantidis-obradovic ikilisine bir paragraf açmak lazım. obradovic özellikle savunma kısmında her maçtan farklı bir strateji belirledi. tamamen barcelona'nın az olan hücum handikaplarının üzerine yoğunlaşmıştı. point guardlar sada ve rubio'nun her şutunu riske ettiler, yaklaşık 4 metreden savundular iki oyuncuyu. hatta belli bir dönemde sada oyundayken savunmacısı nicholas sürekli yardıma gitti. olayın hücum kanadında panathinaikos'un zaten belli bir kapasitesi var ve bunu kullandılar, ancak savunmada rakibe göre şekillenen ve başarılı olan bu strateji obradovic'e olan hayranlığımı bir kat daha arttırdı. diamantidis neden efsane olduğunu, çok önemli bir oyuncu ve lider olduğunu dün akşam bir kez daha gösterdi. karşısında bir türlü gelişimini sağlayamamış rubio'yu görünce her pozisyonda üstüne oynadı. sürekli penetre etti, her topu aldığında mutlaka bir omuz darbesiyle mesaj verdi. genç rubio bu maçın kasetlerini alıp diamantidis'i defalarca izlemeli ve kariyerinin ilerleyişi bakımından onu örnek almalı.

    ikinci devre başladığında panathinaikos fırtına gibi bir başlangıç yaptı. belki üçüncü çeyreği de ilk yarıdaki gibi temposuz ve oyunu uyutarak oynasalardı, enerjilerini son çeyreğe saklasalardı; son çeyrekte maçı koparabilirlerdi. maçın başından sonuna kadar rotasyon sıkıntısı yaşadılar. etkili oyuncuları çok az geldi kenara; iyi dinlenen batiste'in yerine de perperoglou gibi sf oynayan bir oyuncu dahil olmak zorunda kaldı. panathinaikos için mesele diamantidis'i ne kadar dinledirebilecekleriydi, yeteri kadar dinlendiremediler. ikinci yarıda iki takımında maç için hamle yapması barcelona'nın işine gelecekti, nitekim öyle de oldu. yükselen tempoda daha rahat bir oyun oynamaya başladı katalanlar. yoncalar üçüncü çeyreğin bütününü çok iyi oynadı ve bir anda öne fırladı. ancak o rotasyon problemiyle son çeyrekte yüzleşmeleri kaçınılmazdı. yorulan diamantidis ve nicholas direk skoru sürükleyen oyunculardı, ayrıca yaptıkları kısa savunmasıyla da oyunun genelinde çok etkililerdi. onlar oyundan düşünce ve benchten ekstra katkı gelmeyince barcelona öne fırladı ve maçı 83-82 kazandı.

    karşılaşmanın sonu az kalsın çok dramatik bir sona sahne olacaktı. son 30 saniye içinde bütün maçı çok büyük oynayan diamantidis bir üçlük yolladı, arkasından navarro faul çizgisine geldi. dört saniye civarında süre kalmışken skor 83-80'di ve top maçın adamı diamantidis'in ellerindeydi. yunan guard yarı sahayı geçerken sada çok anlamsız bir şekilde centilmenlik dışı faul yaptı. diamantidis 2/2 attıktan sonra 1,7 saniye kalmıştı ve topu kenardan oyuna sokacaklardı. burada maçın barcelona'ya gitmesini sağlayan 2 etken vardı; birincisi obradovic'in molasının olmaması ve kurt hocanın kenar oyunu çizememesi, ikincisi diamantidis'in artık çok yorgun olması. eğer diamantidis bu kadar yorgun olmasa mola olmamasına rağmen daha rasyonel düşünebilir ve o kadar uzaktan şut kullanmazdı. mutlaka farklı bir opsiyon zorlardı panathinaikos.

    barcelona cephesinde en büyük sıkıntı point guardlarının şut sokamamasını artık herkesin bilmesi ve rakiplerinin bütün savunma stratejilerini bunun üstüne kurması. bütün maç gerek sada gerekse rubio oyundayken panathinaikos 4 kişiyi savundu. sürekli guardların şutunu riske ettiler ve savunmacısından geneli navarro olmak üzere diğer oyunculara yardım götürdüler. obradovic oyunu ve takımını çok iyi kontrol etti fakat ufak bir eleştiri de ona; batiste'siz dakikaları vogioukas'la oynamalıydı. kadroda batiste sertliği ve patlayıcılığına en yakın oyuncu vogioukas, ilk beş başlatıp bir daha maça almamak kurt hocaya yakışmadı.

    ikinci maç perşembe akşamı yine barcelona'da obradovic mutlaka bazı küçük değişiklikler yapacak ve oyuna etki edecektir. panathinaikos'u daha yakın görüyorum galibiyete. ispanya'dan çıkacak bir galibiyetin turun anahtarı olduğunun bilincinde bir basketbol oynadı yoncalar dünkü maçta.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/...83-82-panathinaikos/
App Store'dan indirin Google Play'den alın