272
maç öncesinde osmanlı takımının bülent uygun'dan dolayı konsantrasyon kaybı olduğunu, bunu ani presslerle kullanabileceğimizi söylemiştim ve aynen beklentim gibi özellikle ndiaye'nin şok baskılarıyla çok fazla top kazandık ve pozisyona girdik. maçın 60. dakikasına kadar neredeyse ceza sahamıza giremedi rakibimiz. o dakikaya kadar duran toplarla kör kurşun misali ataklar yaptılar ama maç genelinde yediğimiz gol dışında da etkili olamadılar. yine altmış dakika boyunca osmanlıspor'u orta alandan hücum etmeye mecbur kıldık çünkü zaten kanat oyuncular yetersizdi üstüne de doğru parselizasyonla hepten etkisiz kaldılar ve mecburen orta saha futboluna döndüler. maç bu noktaya gelince işimiz epey kolaylaştı, ndiaye- fernando- belhanda- tolga dörtlüsü hatta bunlara rodrigues'i de katabiliriz rakip orta sahaya nefes aldırmadı. 60. dakikadan sonra kendi isteğimizle, bakın burası çok önemli ''kendi isteğimizle'' tempoyu düşürdük ve dönem dönem art arda baskılar haricinde de maçı böyle bitirdik. genel olarak özet bu diyebilirim, daha derine inersek,
tudor'un oyun içinde birden fazla taktiği var. bunları tıpkı birer kart gibi sırası geldiğinde kullanıyor. 1) hücum sırasında serdar- maicon ikilisini çizgiye kadar açıp ortalarında ve hafif önlerinde fernando'yu konumlandırıyor. linnes ve mariano kanatlarda ileri açılıyorlar dolayısıyla hem ndiaye'nin belhanda'nın yanına gidişiyle hem de mariano ve linnes'in bildiğimiz açık oyuncusu konumuna ilerlemesiyle hücumda eskiye nazaran tam üç kişi fazla oluyoruz. bu durumun da belki onlarca artısı var yazılabilecek. 2) fark ikiye çıktığında santra civarında sabırlı şekilde paslaşıyoruz. bazen beş dakikaya kadar top bizde kalıyor ama asla bundan vazgeçmiyoruz, böyle böyle paslaşırken de rakibi uyutup ani ataklarla pozisyona giriyoruz. 3) bu taktik tudor'un ustalık eseri. skor üç farka geldiğinde muslera- mariano- maicon- serdar- linnes- fernando altılısı ile korner direklerine kadar açılarak pas yapıyoruz -abdullah avcı'nın da uyguladığı bir taktiktir- zaman zaman bireysel hatadan veya zemin bozukluğundan hata yapılsa da rakibin oyun arzusunu doğrudan yok eden psikolojik bir hamle bu. böylece rakibi sindiriyorsun ve üzerine gelemiyor. dahası kontradan da inanılmaz pozisyonlar yakalıyorsun çünkü rakip senin üzerine gelip arka tarafını boş bırakmış oluyor. sana top sürüp pozisyona girmek kalıyor.
bunların dışında iki olumlu konu daha var maç içinde. 19 ağustos osmanlıspor galatasaray maçında neredeyse kullandığımız her duran top gol pozisyonu oldu. serdar iki tane bomboş kaçırdı. maicon'un golü var. daha da çok pozisyon var bu şekilde. ikincisi de bir ara takım arkaya yaslanmış durumdayken hoca saha kenarına gelip kendisini yırttı ''ileri çıkın ileri çıkın'' diye. o andan itibaren de vitesi yavaş yavaş yükseltip maç sonuna kadar hücum eden taraf olduk. üstelik osmanlıspor'un tam da tehlikeli geldiği bir dönemde bunu yaparak rakibin ataklarını kesmesi tudor'un oyunu iyi okuduğunu bizlere gösterdi.
olumsuz olarak da iki husus var: duran topta yerleşim olayını biraz toparlamış gözüksek de tolga- serdar- linnes'in duran top çalışması gerekiyor. bu üçlünün bireysel hataları nedeniyle oyuncu kümesi pozisyon hatası yapıyor ve rakip zaman zaman tehlikeli oluyor duran topta. ve maç içinde ya dinlenme periyotlarını sıklaştırmalıyız ya da dakika 65'ten sonra orta alandan oyuncu değiştirip bölgenin enerjisini yüksek tutmalıyız. ha bunlar oyunu mükemmelleştirme adına yapılacak işler. şu anki haliyle de harika bir futbolumuz söz konusu zaten. ancak mükemmel olmak istiyorsak eksikler de bunlar yani.
ben asamoah harici bir orta saha transferi daha yapılmasını isterdim şahsen. ilk on birde üç tane orta saha oyuncusuna yer veriyoruz ve yedekte sadece selçuk inan kalıyor. selçuk inan'ın da takıma verebileceği bir katkı yok hatta zararı var dolayısıyla yedekten girip maç temposunu koruyacak bir oyuncu almalıyız. ha feghouli geldiğinde tolga çıkar da iki merkez orta sahaya dönersek belki yeterli olabilir ancak ben üç orta sahalı merkezi çok beğendim. arzuladığımız tempolu futbolun altında yatan esas şey bu.
iki hafta 7 gol. yediğin gol sayısı 2 ve bunlar da duran toptan -çalışılırsa halledilir- onun için gayet iyi durumdayız skor olarak.
oyun olarak da ''harika'' denilebilir. hatta şöyle söyleyelim devre arası serkan korkmaz, erman toroğlu için ''ilk defa hocayı bir takımı bu kadar beğenirken ve överken görüyorum'' dedi. bu bile oynadığımız oyunun kalitesini bizlere gösterebilir. rakiplerimiz üç pas üst üste yapamıyor. bu hafta başakşehir tökezledi, beşiktaş tökezledi, yarın oyananacak bir fenerbahçe- trabzonspor derbisi var ve biri puan kaybedecek. bunların yanında da iki galibiyeti cebimize koyup liderliğimizi devam ettiriyoruz. oynanan futbol olarak da bırakın bizden iyisini bizim yanımıza yaklaşan bile yok.
şampiyon olamamamız sürpriz olur.
tudor'un oyun içinde birden fazla taktiği var. bunları tıpkı birer kart gibi sırası geldiğinde kullanıyor. 1) hücum sırasında serdar- maicon ikilisini çizgiye kadar açıp ortalarında ve hafif önlerinde fernando'yu konumlandırıyor. linnes ve mariano kanatlarda ileri açılıyorlar dolayısıyla hem ndiaye'nin belhanda'nın yanına gidişiyle hem de mariano ve linnes'in bildiğimiz açık oyuncusu konumuna ilerlemesiyle hücumda eskiye nazaran tam üç kişi fazla oluyoruz. bu durumun da belki onlarca artısı var yazılabilecek. 2) fark ikiye çıktığında santra civarında sabırlı şekilde paslaşıyoruz. bazen beş dakikaya kadar top bizde kalıyor ama asla bundan vazgeçmiyoruz, böyle böyle paslaşırken de rakibi uyutup ani ataklarla pozisyona giriyoruz. 3) bu taktik tudor'un ustalık eseri. skor üç farka geldiğinde muslera- mariano- maicon- serdar- linnes- fernando altılısı ile korner direklerine kadar açılarak pas yapıyoruz -abdullah avcı'nın da uyguladığı bir taktiktir- zaman zaman bireysel hatadan veya zemin bozukluğundan hata yapılsa da rakibin oyun arzusunu doğrudan yok eden psikolojik bir hamle bu. böylece rakibi sindiriyorsun ve üzerine gelemiyor. dahası kontradan da inanılmaz pozisyonlar yakalıyorsun çünkü rakip senin üzerine gelip arka tarafını boş bırakmış oluyor. sana top sürüp pozisyona girmek kalıyor.
bunların dışında iki olumlu konu daha var maç içinde. 19 ağustos osmanlıspor galatasaray maçında neredeyse kullandığımız her duran top gol pozisyonu oldu. serdar iki tane bomboş kaçırdı. maicon'un golü var. daha da çok pozisyon var bu şekilde. ikincisi de bir ara takım arkaya yaslanmış durumdayken hoca saha kenarına gelip kendisini yırttı ''ileri çıkın ileri çıkın'' diye. o andan itibaren de vitesi yavaş yavaş yükseltip maç sonuna kadar hücum eden taraf olduk. üstelik osmanlıspor'un tam da tehlikeli geldiği bir dönemde bunu yaparak rakibin ataklarını kesmesi tudor'un oyunu iyi okuduğunu bizlere gösterdi.
olumsuz olarak da iki husus var: duran topta yerleşim olayını biraz toparlamış gözüksek de tolga- serdar- linnes'in duran top çalışması gerekiyor. bu üçlünün bireysel hataları nedeniyle oyuncu kümesi pozisyon hatası yapıyor ve rakip zaman zaman tehlikeli oluyor duran topta. ve maç içinde ya dinlenme periyotlarını sıklaştırmalıyız ya da dakika 65'ten sonra orta alandan oyuncu değiştirip bölgenin enerjisini yüksek tutmalıyız. ha bunlar oyunu mükemmelleştirme adına yapılacak işler. şu anki haliyle de harika bir futbolumuz söz konusu zaten. ancak mükemmel olmak istiyorsak eksikler de bunlar yani.
ben asamoah harici bir orta saha transferi daha yapılmasını isterdim şahsen. ilk on birde üç tane orta saha oyuncusuna yer veriyoruz ve yedekte sadece selçuk inan kalıyor. selçuk inan'ın da takıma verebileceği bir katkı yok hatta zararı var dolayısıyla yedekten girip maç temposunu koruyacak bir oyuncu almalıyız. ha feghouli geldiğinde tolga çıkar da iki merkez orta sahaya dönersek belki yeterli olabilir ancak ben üç orta sahalı merkezi çok beğendim. arzuladığımız tempolu futbolun altında yatan esas şey bu.
iki hafta 7 gol. yediğin gol sayısı 2 ve bunlar da duran toptan -çalışılırsa halledilir- onun için gayet iyi durumdayız skor olarak.
oyun olarak da ''harika'' denilebilir. hatta şöyle söyleyelim devre arası serkan korkmaz, erman toroğlu için ''ilk defa hocayı bir takımı bu kadar beğenirken ve överken görüyorum'' dedi. bu bile oynadığımız oyunun kalitesini bizlere gösterebilir. rakiplerimiz üç pas üst üste yapamıyor. bu hafta başakşehir tökezledi, beşiktaş tökezledi, yarın oyananacak bir fenerbahçe- trabzonspor derbisi var ve biri puan kaybedecek. bunların yanında da iki galibiyeti cebimize koyup liderliğimizi devam ettiriyoruz. oynanan futbol olarak da bırakın bizden iyisini bizim yanımıza yaklaşan bile yok.
şampiyon olamamamız sürpriz olur.