37
güzel maç oldu. bu hava şartlarında bence taraftar sayısı tatmin ediciydi. öncelikle aek taraftarına helal olsun. bir voleybol maçı için yaklaşık 200 kişi güzel bir istanbul deplasmanı yaptılar.
tribünlere gelince; rakip yunan olduğu için ve sağlam deplasman yaptıkları için haliyle bizim tribün de sağlamdı. gelenlerin (ben de dahil) yüzde 90 zaten sırf maçın ehemmiyeti dolayısıyla maça gelmişti. zaten taraftarın sahada oynanan oyuna çok fazla reaksiyonu olmadı, tüm tezahürtarlar aek'lılara doğru yapıldı. ben çok daha gergin bir maç bekliyordum ama aek taraftarı çok sağlam deplasman yapmasına rağmen oldukça tedirgindi. uç bir hareket yapmaya hiç yeltenmediler. sadece soyunup marşlarını söylediler. ayrıca adamların tribünleri görsel açıdan bizden üstün. zira irili ufaklı pankart ve bayraklarla donatmışlardı tribünü. ama marş ve besteleri konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. bir kere devamlılıkları yok. kopuk kopuk bağrıyorlar. yani bizim gibi maç içinde sürekli aktif değiller. ayrıca marşlarında melodi nerdeyse hiç yok. çok düz bağrıyorlar. böyle olduğu içinde tezahüratları uzun soluklu ve yüksek sesli olmuyor. demin de söylediğim gibi üzerlerinde bir tedirginlik de vardı. hatta salona geldiklerinde otobüslerden inip hiç bağırmadan hızlı adımlarla hemen tribünlere girmişler. ama yine de bir voleybol maçı için böylesine güzel bir deplasman yaptıklarından dolayı kutluyorum kendilerini. elbette bu deplasmanın istanbul deplasmanı olması ve istanbul'un aek'lılarda özel bir yeri olması bunu tetikledi. bu tetikleme bizi de tetiklediği için biz de güzel bir tribün yaptık.
maçta tek gergin an, aek tribünlerinin, tepesine minare yerine haç çizdikleri ayasofya pankartını açmasıyla yaşandı. zaten o pankart sonrasında bizimkilerin elinde geçti. böylesine bir pankartı kaptırmaları kendileri adına oldukça kötü. ama aynı zamanda oldukça da manidar oldu bu.
basketbolda tribünlerimizin son bir kaç yılda geçirdiği evrim ortada. umarım bu maç voleybol şubesi için de güzel bir başlangıç ve vesile olur.
tribünlere gelince; rakip yunan olduğu için ve sağlam deplasman yaptıkları için haliyle bizim tribün de sağlamdı. gelenlerin (ben de dahil) yüzde 90 zaten sırf maçın ehemmiyeti dolayısıyla maça gelmişti. zaten taraftarın sahada oynanan oyuna çok fazla reaksiyonu olmadı, tüm tezahürtarlar aek'lılara doğru yapıldı. ben çok daha gergin bir maç bekliyordum ama aek taraftarı çok sağlam deplasman yapmasına rağmen oldukça tedirgindi. uç bir hareket yapmaya hiç yeltenmediler. sadece soyunup marşlarını söylediler. ayrıca adamların tribünleri görsel açıdan bizden üstün. zira irili ufaklı pankart ve bayraklarla donatmışlardı tribünü. ama marş ve besteleri konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. bir kere devamlılıkları yok. kopuk kopuk bağrıyorlar. yani bizim gibi maç içinde sürekli aktif değiller. ayrıca marşlarında melodi nerdeyse hiç yok. çok düz bağrıyorlar. böyle olduğu içinde tezahüratları uzun soluklu ve yüksek sesli olmuyor. demin de söylediğim gibi üzerlerinde bir tedirginlik de vardı. hatta salona geldiklerinde otobüslerden inip hiç bağırmadan hızlı adımlarla hemen tribünlere girmişler. ama yine de bir voleybol maçı için böylesine güzel bir deplasman yaptıklarından dolayı kutluyorum kendilerini. elbette bu deplasmanın istanbul deplasmanı olması ve istanbul'un aek'lılarda özel bir yeri olması bunu tetikledi. bu tetikleme bizi de tetiklediği için biz de güzel bir tribün yaptık.
maçta tek gergin an, aek tribünlerinin, tepesine minare yerine haç çizdikleri ayasofya pankartını açmasıyla yaşandı. zaten o pankart sonrasında bizimkilerin elinde geçti. böylesine bir pankartı kaptırmaları kendileri adına oldukça kötü. ama aynı zamanda oldukça da manidar oldu bu.
basketbolda tribünlerimizin son bir kaç yılda geçirdiği evrim ortada. umarım bu maç voleybol şubesi için de güzel bir başlangıç ve vesile olur.