2458
bu akşam maç bittiğinde aklımdaki tek isimdi. tek üzüldüğüm şeydi rijkaard. 2. golü yediğimizde millet sinirlenip, küfürler eşliğinde mekanı terk etmeye başladığında ben bekledim. hiç de kalkmak istemedim. benim galatasaray'ın kazanıp kaybetmesiyle derdim zaten yok. umrumda değil. ben o takımı sadece seviyorum, görmek istiyorum. ve bence bu akşam, özellikle ilk yarıda galatasaray oldukça iyi ve umut veren bir futbol oynadı. kaçan sayısız pozisyona karşı verdiğimiz tek pozisyonda golü yedik. futbol böyle bir şey. her zaman gününüzde olmazsınız. işte üzülme nedenim de buydu.
son zamanlarda açıkça gördüğümüz, özellikle türk futbolcularda, kimse kusura bakmasın ama bu ruhsuz, teslimiyetçi, maçı satan karakterdeki görüntüyü biraz kafası çalışan herkes görüyor. hepimiz de ne yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. ulan sizin hiç mi şerefiniz yok? yazıklar olsun ya. böyle bıkkın, -buraya sansürlü bir kelime geliyor- gibi ortalıkta dolaşan birkaç ruhsuz yüzünden bu adamın kellesi isteniyor. arkadaş 2 sezondur 90 dakika maç oynamamış harry kewell 90 dakika çatır çatır top oynuyor, son dakikalarda hâlâ depar atıyor nerdeyse. bu arda turan, hakan balta 60. dakikada yürüyemeyecek hale geliyor, kayboluyor. arkadaş bu kondüsyonerler, bu rijkaard sadece kewell'i mi çalıştırdı? yeni sakatlıktan çıkan baros çatır çatır oynuyor. hiç de yıkılmadan. sadece bu adam mı çalıştırıldı yaz kampında. yok efendim takımın kondüsyonu kötüymüş. kardeşim bu adamlar evde baklava mı yiyor koca gece, oruç mu tutuyor nerden biliyorsunuz? rijkaard'la ne ilgisi var.
ki bu yazıyı "rijkaard'ın eleştirilemezliği"ni anlatmak için yazmıyorum. elbet eleştirilebilir. 4-3-3 ısrarı deyin, klasik bir savunma ama iniesta varken, ayhan akman tercihini sorgulayın. ama bu takımdaki ruhsuzluğu, bu takımdaki yeteneksizlerin hatalarını bu adama yıkmayın. tamam kellesini istiyorsunuz ama bi bakın sahaya. galatasaray bu akşam iyi oynadı arkadaş. karşınızda son şampiyon var, pozisyona girdik, atamadık. adamlar attı bu kadar basit. galatasaray'da 1.5 senedir orta saha ihtiyacı var. yeni bir şey değil bu. bunu son 1 haftaya bırakanlar hala "galatasaray'da transfer bitmez" edebiyatı yaparken, rakiplerimiz robinho'yu alıyor. siz hala rijkaard'ın kellesindesiniz. alın işte, bi maç sonra gelir imparatorunuz. ya allah bismillah allahu ekber sesleri eşliğinde ne güzel motive olur o kewell'lar, baros'lar görürüz.
rijkaard dünyanın en iyi hocası değilsin, oyunu iyi de okumuyorsun ama dünyanın en güzel insanlarından birisin. bu ülkedeki kaypaklıklar için fazla iyi, güzel bir adamsın. benim senden ricam kaçıp kendini kurtarman değil. kal abi. biraz daha kal. inat et. et ki bizde kimlerin yüzüne tükürmemiz gerektiğini, kimlerin hangi oyunları oynadığını iyice görelim. gittikten sonra değil, şimdi de badem gözlüsün sen. zamanın ötesine burdan selam olsun. ilerde diyeceksiniz ya öyle. bakın 23 ağustos 2010 itibariyle söylüyorum, hepiniz rijkaard'ın kudretli hayalarını yiyin.
bu arada bahsettiğimiz maç;
(bkz: 22 agustos 2010 galatasaray bursaspor maci)
son zamanlarda açıkça gördüğümüz, özellikle türk futbolcularda, kimse kusura bakmasın ama bu ruhsuz, teslimiyetçi, maçı satan karakterdeki görüntüyü biraz kafası çalışan herkes görüyor. hepimiz de ne yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. ulan sizin hiç mi şerefiniz yok? yazıklar olsun ya. böyle bıkkın, -buraya sansürlü bir kelime geliyor- gibi ortalıkta dolaşan birkaç ruhsuz yüzünden bu adamın kellesi isteniyor. arkadaş 2 sezondur 90 dakika maç oynamamış harry kewell 90 dakika çatır çatır top oynuyor, son dakikalarda hâlâ depar atıyor nerdeyse. bu arda turan, hakan balta 60. dakikada yürüyemeyecek hale geliyor, kayboluyor. arkadaş bu kondüsyonerler, bu rijkaard sadece kewell'i mi çalıştırdı? yeni sakatlıktan çıkan baros çatır çatır oynuyor. hiç de yıkılmadan. sadece bu adam mı çalıştırıldı yaz kampında. yok efendim takımın kondüsyonu kötüymüş. kardeşim bu adamlar evde baklava mı yiyor koca gece, oruç mu tutuyor nerden biliyorsunuz? rijkaard'la ne ilgisi var.
ki bu yazıyı "rijkaard'ın eleştirilemezliği"ni anlatmak için yazmıyorum. elbet eleştirilebilir. 4-3-3 ısrarı deyin, klasik bir savunma ama iniesta varken, ayhan akman tercihini sorgulayın. ama bu takımdaki ruhsuzluğu, bu takımdaki yeteneksizlerin hatalarını bu adama yıkmayın. tamam kellesini istiyorsunuz ama bi bakın sahaya. galatasaray bu akşam iyi oynadı arkadaş. karşınızda son şampiyon var, pozisyona girdik, atamadık. adamlar attı bu kadar basit. galatasaray'da 1.5 senedir orta saha ihtiyacı var. yeni bir şey değil bu. bunu son 1 haftaya bırakanlar hala "galatasaray'da transfer bitmez" edebiyatı yaparken, rakiplerimiz robinho'yu alıyor. siz hala rijkaard'ın kellesindesiniz. alın işte, bi maç sonra gelir imparatorunuz. ya allah bismillah allahu ekber sesleri eşliğinde ne güzel motive olur o kewell'lar, baros'lar görürüz.
rijkaard dünyanın en iyi hocası değilsin, oyunu iyi de okumuyorsun ama dünyanın en güzel insanlarından birisin. bu ülkedeki kaypaklıklar için fazla iyi, güzel bir adamsın. benim senden ricam kaçıp kendini kurtarman değil. kal abi. biraz daha kal. inat et. et ki bizde kimlerin yüzüne tükürmemiz gerektiğini, kimlerin hangi oyunları oynadığını iyice görelim. gittikten sonra değil, şimdi de badem gözlüsün sen. zamanın ötesine burdan selam olsun. ilerde diyeceksiniz ya öyle. bakın 23 ağustos 2010 itibariyle söylüyorum, hepiniz rijkaard'ın kudretli hayalarını yiyin.
bu arada bahsettiğimiz maç;
(bkz: 22 agustos 2010 galatasaray bursaspor maci)