84
her fırsatta takım içinde huzursuzluk çıkarmayı, özellikle yerli oyuncuları bilinçsiz taraftarın önüne atıp lince buyrun demeyi gazetecilik adı altında meslek edinmiş kalitesiz içerik üreticileri.
bunları savunanları bu sözlükte görmek ise ayrıca üzücü. takımımızın ikinci kaptanı hakkında sanki sadece kendilerine gelen haberi sunmuşlar ve yarım saat "sen kimsin" diye atar gider yapmamışlar gibi "sadece işlerini yapıyorlar" denmiş. takımımızın değerleri bu kadar kolay aşağılanmamalı. biz kendi oyuncularımızın böylesine basit konularla değersizleştirilmesine göz yummamalıyız. bu oyuncuları yemek kimin işine yarıyorsa soyunma odasının içinde yaşananları belki de bire bin katarak servis edenin de onlar olduğunu görmek zor değil.
bir de bunun üzerine "galatasaray haklarını medyada savunan nadir insanlardan" ifadesini eklemek ise tam bir şuursuzluk örneği. eğer "medyada galatasaray'ın hakkını savunmak" bunlara kaldıysa galatasaray'ın vay haline. bu "savunma" işinin vasıfsız insanların kamera karşısında konuşarak yapabileceği bir şey olduğunu düşünmenin kendi kulübümüzü de aşağılamak olduğu kanaatindeyim. kaynağı kökeni bilinmeyen, ya da zaman zaman çok iyi bilinen karakterlerin ipe sapa gelmez iftiralarına cevap vermek ve bunları gündeme taşımak, bu iftiraları atanların istediği şey zaten. bunları gündemine almayanları da "teknik, taktik, başımız belaya girmesin kafasında" insanlar olarak tanımlamak medyadaki futbol içeriklerinde kaliteyi artırmaya çalışan insanların yaptıklarını değersizleştirmektir.
bir de "ellerini taşın altına koyuyorlar"mış. bu tip yapay krizlerle gündeme gelen, izlenen, etkileşim kazanan ve muhtemeldir ki bu "haber"leri kendisine servis edenler ya da bu yapay krizlerden nemalananlar tarafından fonlanan insanların yaptığı fedakarlık, aldığı risk tam olarak nedir onu da anlamakta güçlük çekiyorum.
bunları savunanları bu sözlükte görmek ise ayrıca üzücü. takımımızın ikinci kaptanı hakkında sanki sadece kendilerine gelen haberi sunmuşlar ve yarım saat "sen kimsin" diye atar gider yapmamışlar gibi "sadece işlerini yapıyorlar" denmiş. takımımızın değerleri bu kadar kolay aşağılanmamalı. biz kendi oyuncularımızın böylesine basit konularla değersizleştirilmesine göz yummamalıyız. bu oyuncuları yemek kimin işine yarıyorsa soyunma odasının içinde yaşananları belki de bire bin katarak servis edenin de onlar olduğunu görmek zor değil.
bir de bunun üzerine "galatasaray haklarını medyada savunan nadir insanlardan" ifadesini eklemek ise tam bir şuursuzluk örneği. eğer "medyada galatasaray'ın hakkını savunmak" bunlara kaldıysa galatasaray'ın vay haline. bu "savunma" işinin vasıfsız insanların kamera karşısında konuşarak yapabileceği bir şey olduğunu düşünmenin kendi kulübümüzü de aşağılamak olduğu kanaatindeyim. kaynağı kökeni bilinmeyen, ya da zaman zaman çok iyi bilinen karakterlerin ipe sapa gelmez iftiralarına cevap vermek ve bunları gündeme taşımak, bu iftiraları atanların istediği şey zaten. bunları gündemine almayanları da "teknik, taktik, başımız belaya girmesin kafasında" insanlar olarak tanımlamak medyadaki futbol içeriklerinde kaliteyi artırmaya çalışan insanların yaptıklarını değersizleştirmektir.
bir de "ellerini taşın altına koyuyorlar"mış. bu tip yapay krizlerle gündeme gelen, izlenen, etkileşim kazanan ve muhtemeldir ki bu "haber"leri kendisine servis edenler ya da bu yapay krizlerden nemalananlar tarafından fonlanan insanların yaptığı fedakarlık, aldığı risk tam olarak nedir onu da anlamakta güçlük çekiyorum.
