8805
kendisiyle ilgili zaten bir süredir düşündüğüm ve artık emin olduğum bir durum var: potansiyelinin en üst seviyesinde oynuyor. gerçek bu. kötü anlamda veya iyi anlamda söylemiyorum bu arada. öyle düşünülmesin. kerem şu an yeteneğine göre gelebileceği en üst noktada futbolcu olarak. galatasaray'da belirleyici role yakın bir rolden bahsediyorum geldiği nokta diye.
kerem, zaman zaman mental düşüşleri olsa da tekrar ayağa kalkmayı bilen bir adam. yerli futbolcularda pek olmayan bir özellik. saha içinde de her an skor üretebilecek, denemekten vazgeçmeyen, repertuarı geniş bir isim. yerli olarak bence bizim için çok değerli. yıllarca bu formayı giyse itiraz etmem çünkü eminim her zaman iyi bir katkı verecektir. hele ki fiyat performans olarak bakarsak muazzam bir katkı her zaman verecektir. bunun yanında lige, takıma hakim olması; olan bitenin farkında olması çok önemli. yani yıllarca galatasaray'a hizmet edebilecek bir yapıda. kendisini de çok seviyor ve mücadelesini takdir ediyorum.
peki niye potansiyelinin en üst sınırında? çünkü bazı temel eksikleri var ve bir türlü gelişmiyor. kendisini de çok suçlayamıyorum bazı konularda. yılları çalınmış adamın. yani çok erken dönemde oturtması gereken bazı şeyleri oturtamamış. en barizi top kontrolü. bakın ilk dokunuş demiyorum, top kontrolü. çünkü bazen tekte çıkardığı şutlarla, paslarla etkili oluyor veya ''skill'' denemeleriyle adam geçebiliyor. ne zaman ki topu hakimiyeti altına almaya çalışıyor sıkıntı yaşıyor. zaman kaybediyor, açısını kaybediyor. yani teknik kapasitesinin kalan kısmıyla top kontrolü arasında uçurum var. avrupa futbolunda adamlar artık saniyelerle oynuyor pozisyon oyununu. rakibi ters ayakta mı yakaladın, geçiş mi yakaladın, kapalı savunmada anlık bir gedik mi buldun tak diye yapman lazım doğruyu. kimse senin topu böyle kontrol etmene tahammül etmez, edemez.
en büyük iki probleminden birisi bu. diğeri de top kaybı konusu. çok fazla top kaybediyor, iyi oynarken de kaybediyor bu arada, çok denediği için kaybediyor ancak kötü oynarken bu kadar üst seviyede kolay kolay göremeyeceğiniz dereceye geliyor top kaybı. maçın 10 dakikalık, 15 dakikalık bölümünde ve hatta bazen devre boyunca top kaybediyor kerem. kontrol ederken kaybediyor, geçmeye çalışırken kaybediyor, tek pas oynamaya çalışırken kaybediyor. bazı futbolcular çok fazla denediği için top kaybına meyillidir evet ancak kerem'in artık ekstranın ekstrası. ben kerem'i seven, destekleyen biri olarak bu sene kaç maçta ''ya ne yapıyor bu çocuk, kaç tane top kaybetti dur istatistiklerine bakayım.'' dedim. eminim bütün galatasaray taraftarı da bunu yaşadı bu yıl. ben artık arkadaşlara söylerken ''kerem yine telsiz kapattı.'' diyorum çünkü sadece top kaybediyor bazen. hani bilmeyen bir adam olsa ''bu adam takımı sabote ediyor lan ne işi var takımda?'' diye düşünür mesela. bir de farkına mı varmıyor anlamıyorum, inatla devam ediyor. arkadaş bir yerde ''ya dur şu top bir takımda kalsın, oyunu demlendireyim, acele etmeyeyim'' falan der insan. inadına devam ediyor.
bu kadar top kaybıyla avrupa'nın üst seviyesinde mümkün değil futbol oynamak. bunları da çok geliştirdiğini göremiyoruz. kaldı ki kerem çalışkan topçu. galatasaray'a ilk geldiğinde delici bir kanat oyuncusuyken farklı bir profile evrildi, farklı meziyetlerini keskinleştirdi ancak bu 2 durum değişmiyor. değişeceğe de benzemiyor açıkçası. bunu da kötülemek için söylemiyorum. sadece 21-22 sezonundaki performansıyla çok üst seviyelerde oynayabilir olarak düşündüğümüz kerem galiba o seviyelere çıkamayacak çünkü bazı meziyetleri kazanamıyor, diye düşünüyorum.
yani kerem muhtemelen bizde olduğu sürece zaman zaman saç baş yoldurtmaya zaman zaman baş tacı edilmeye devam edecek. çünkü bazen sadece top kaybederken bazen de takımın en büyük yıldızı gibi oynuyor, karakter koyuyor. bence kendisinin galatasaray'a kattığı, galatasaray'ın kendisine kattığı bir win-win durumu var. kendisi avrupa'daki orta seviye takımlarda ortalama bir oyuncu olmaktansa ülkenin en büyük takımında 2. kaptan, biz de kendisinden belki milyonlar döküp başka topçudan alamayacağımız bir verim alıyoruz 3 yıldır. dolayısıyla biraz da böyle kabul edip devam etmek 2 taraf için de hayırlı diye düşünüyorum. kerem bizimle devam etsin. yerli olarak ligin önemli oyuncularından biri olmaya ve katkı vermeye devam etsin. biz de onun zaman zaman telsiz kapattığı anları tolere etmeye çalışalım. çünkü dediğim gibi kerem'in çalışkan bir futbolcu olduğuna, bu eksikleri kendisinin de gördüğüne eminim ancak olmuyorsa olmuyordur. kendisinden de hem makul fiyata oynatıp hem deli gibi skor katkısı alıp hem de oyun içinde hatasız olmasını beklemeyelim. ''yapamadıklarımı unut yapabildiklerimle kabullen.'' durumu yani.
ayrıca yazının genel konusundan bağımsız son bir şey eklemek istiyorum. maalesef kerem bu yıl bir türlü vitesi 4'e, 5'e atamadı. 1 ile 3 arasında gidiyor. halbuki 21-22 sezonunun neredeyse tamamında yüksek standart tutturmuştu. geçtiğimiz yıl da sezon başındaki 2 ayından sonra, özellikle icardi'nin takıma eklenmesiyle birlikte yüksek bir standart tutturup özellikle son aylara damgasını vurmuştu. bu yıl bekledik ancak nisan ayına kadar o standardı göremedik maalesef. saman alevi gibi parlayıp söndü. bunda bence en önemli etken özellikle ocak ayına kadar sürekli yeriyle ve rolüyle oynamamız. zaha'yı oynatacağız, oynatmayacağız derken kerem'e sürekli farklı bir yer ve rol verdik. adamın da artık aklı karıştı. zaten kerem'in oyun profili de evrildi. evet başka meziyetlerini görüyoruz ancak eski deliciliğni göremiyor olmamız üzücü bence. en son ne zaman kerem'in o ilk 1.5 senesinde olduğu gibi topu alıp rakibin arasına daldığını, çizgide rakibini geçtiğini gördük hatırlamıyorum. zaten artık kanat oynadığında bile kendisini hiç çizgiye atmıyor. tamamen merkeze yakın oynama derdinde. bence ne olursa olsun o delici profilini kaybetmemeli.
kerem, zaman zaman mental düşüşleri olsa da tekrar ayağa kalkmayı bilen bir adam. yerli futbolcularda pek olmayan bir özellik. saha içinde de her an skor üretebilecek, denemekten vazgeçmeyen, repertuarı geniş bir isim. yerli olarak bence bizim için çok değerli. yıllarca bu formayı giyse itiraz etmem çünkü eminim her zaman iyi bir katkı verecektir. hele ki fiyat performans olarak bakarsak muazzam bir katkı her zaman verecektir. bunun yanında lige, takıma hakim olması; olan bitenin farkında olması çok önemli. yani yıllarca galatasaray'a hizmet edebilecek bir yapıda. kendisini de çok seviyor ve mücadelesini takdir ediyorum.
peki niye potansiyelinin en üst sınırında? çünkü bazı temel eksikleri var ve bir türlü gelişmiyor. kendisini de çok suçlayamıyorum bazı konularda. yılları çalınmış adamın. yani çok erken dönemde oturtması gereken bazı şeyleri oturtamamış. en barizi top kontrolü. bakın ilk dokunuş demiyorum, top kontrolü. çünkü bazen tekte çıkardığı şutlarla, paslarla etkili oluyor veya ''skill'' denemeleriyle adam geçebiliyor. ne zaman ki topu hakimiyeti altına almaya çalışıyor sıkıntı yaşıyor. zaman kaybediyor, açısını kaybediyor. yani teknik kapasitesinin kalan kısmıyla top kontrolü arasında uçurum var. avrupa futbolunda adamlar artık saniyelerle oynuyor pozisyon oyununu. rakibi ters ayakta mı yakaladın, geçiş mi yakaladın, kapalı savunmada anlık bir gedik mi buldun tak diye yapman lazım doğruyu. kimse senin topu böyle kontrol etmene tahammül etmez, edemez.
en büyük iki probleminden birisi bu. diğeri de top kaybı konusu. çok fazla top kaybediyor, iyi oynarken de kaybediyor bu arada, çok denediği için kaybediyor ancak kötü oynarken bu kadar üst seviyede kolay kolay göremeyeceğiniz dereceye geliyor top kaybı. maçın 10 dakikalık, 15 dakikalık bölümünde ve hatta bazen devre boyunca top kaybediyor kerem. kontrol ederken kaybediyor, geçmeye çalışırken kaybediyor, tek pas oynamaya çalışırken kaybediyor. bazı futbolcular çok fazla denediği için top kaybına meyillidir evet ancak kerem'in artık ekstranın ekstrası. ben kerem'i seven, destekleyen biri olarak bu sene kaç maçta ''ya ne yapıyor bu çocuk, kaç tane top kaybetti dur istatistiklerine bakayım.'' dedim. eminim bütün galatasaray taraftarı da bunu yaşadı bu yıl. ben artık arkadaşlara söylerken ''kerem yine telsiz kapattı.'' diyorum çünkü sadece top kaybediyor bazen. hani bilmeyen bir adam olsa ''bu adam takımı sabote ediyor lan ne işi var takımda?'' diye düşünür mesela. bir de farkına mı varmıyor anlamıyorum, inatla devam ediyor. arkadaş bir yerde ''ya dur şu top bir takımda kalsın, oyunu demlendireyim, acele etmeyeyim'' falan der insan. inadına devam ediyor.
bu kadar top kaybıyla avrupa'nın üst seviyesinde mümkün değil futbol oynamak. bunları da çok geliştirdiğini göremiyoruz. kaldı ki kerem çalışkan topçu. galatasaray'a ilk geldiğinde delici bir kanat oyuncusuyken farklı bir profile evrildi, farklı meziyetlerini keskinleştirdi ancak bu 2 durum değişmiyor. değişeceğe de benzemiyor açıkçası. bunu da kötülemek için söylemiyorum. sadece 21-22 sezonundaki performansıyla çok üst seviyelerde oynayabilir olarak düşündüğümüz kerem galiba o seviyelere çıkamayacak çünkü bazı meziyetleri kazanamıyor, diye düşünüyorum.
yani kerem muhtemelen bizde olduğu sürece zaman zaman saç baş yoldurtmaya zaman zaman baş tacı edilmeye devam edecek. çünkü bazen sadece top kaybederken bazen de takımın en büyük yıldızı gibi oynuyor, karakter koyuyor. bence kendisinin galatasaray'a kattığı, galatasaray'ın kendisine kattığı bir win-win durumu var. kendisi avrupa'daki orta seviye takımlarda ortalama bir oyuncu olmaktansa ülkenin en büyük takımında 2. kaptan, biz de kendisinden belki milyonlar döküp başka topçudan alamayacağımız bir verim alıyoruz 3 yıldır. dolayısıyla biraz da böyle kabul edip devam etmek 2 taraf için de hayırlı diye düşünüyorum. kerem bizimle devam etsin. yerli olarak ligin önemli oyuncularından biri olmaya ve katkı vermeye devam etsin. biz de onun zaman zaman telsiz kapattığı anları tolere etmeye çalışalım. çünkü dediğim gibi kerem'in çalışkan bir futbolcu olduğuna, bu eksikleri kendisinin de gördüğüne eminim ancak olmuyorsa olmuyordur. kendisinden de hem makul fiyata oynatıp hem deli gibi skor katkısı alıp hem de oyun içinde hatasız olmasını beklemeyelim. ''yapamadıklarımı unut yapabildiklerimle kabullen.'' durumu yani.
ayrıca yazının genel konusundan bağımsız son bir şey eklemek istiyorum. maalesef kerem bu yıl bir türlü vitesi 4'e, 5'e atamadı. 1 ile 3 arasında gidiyor. halbuki 21-22 sezonunun neredeyse tamamında yüksek standart tutturmuştu. geçtiğimiz yıl da sezon başındaki 2 ayından sonra, özellikle icardi'nin takıma eklenmesiyle birlikte yüksek bir standart tutturup özellikle son aylara damgasını vurmuştu. bu yıl bekledik ancak nisan ayına kadar o standardı göremedik maalesef. saman alevi gibi parlayıp söndü. bunda bence en önemli etken özellikle ocak ayına kadar sürekli yeriyle ve rolüyle oynamamız. zaha'yı oynatacağız, oynatmayacağız derken kerem'e sürekli farklı bir yer ve rol verdik. adamın da artık aklı karıştı. zaten kerem'in oyun profili de evrildi. evet başka meziyetlerini görüyoruz ancak eski deliciliğni göremiyor olmamız üzücü bence. en son ne zaman kerem'in o ilk 1.5 senesinde olduğu gibi topu alıp rakibin arasına daldığını, çizgide rakibini geçtiğini gördük hatırlamıyorum. zaten artık kanat oynadığında bile kendisini hiç çizgiye atmıyor. tamamen merkeze yakın oynama derdinde. bence ne olursa olsun o delici profilini kaybetmemeli.
