3197
“fikirler saygı konusu değildir, insanlar saygı konusudur. fikirler, değerlendirme konusudur” demiş türkiye felsefe kurumu başkanı prof.dr ioanna kuçuradi.
kendisini liseli elitlerimizden, medyadan, taraftarlarımızdan, sözlüğümüzden, rakip camialardan eleştirenler, başarılı bir yönetici olmadığını iddia edenler var. ben bu fikre saygı dahi duymuyorum. nedenlerini açıklayım.
bir yöneticiyi iki ayrı kıstasta değerlendirmek taraftarıyım. birincisi, çıtayı koyduğu yer neresidir?
ne kadar tatmin edicidir? ikincisi 3 yıllık vadede bu plana ulaşmak için düzenli bir ilerleme göze çarpıyor mu? 3 yıl sonunda ise ortada maddi ve prestij yönden somut bir sonuçtan söz edebiliyor muyuz?
2021-2022 yaz transfer sezonunda 12 haziran 2022 tarihinde görev başına geliyor kendisi. yalnızca 2 hafta oryantasyon dönemi verelim kendisine. temmuz 2022’de ligi 13.sırada bitiren, 3 sezon üst üste şampiyon olamayan ( hatta birbirimizi yemeyelim bu süre zarfında bize şampiyon oluruz dedirttiği anlar çok nadir olan), bir sene önce yapmış olduğu gençleşme yatırımı genel hatlarıyla hayal kırıklığıyla sonuçlanan, teknik direktörü olmayan bir tabloyu önüne almış. ilk spor yöneticiliği deneyimi için enkaz almış diyebilir miyiz?
12 gün sonra gemiyi okan buruk’a emanet etmiş. yaklaşık bir ay boyunca da bir önceki yeniden yapılanma da verdiği kontratlarla, zirve yarışından uzak geçen 3 senenin sorumlularından olan, camiamızda pek bir sevilen cenk ergünile birlikte çalışarak zaman kaybetmiş. bu dönemde gerçekleşen sergio oliveira transferi sonrası, sevgili ergün’ün 5 sene önceden bir adım ileriye gidememiş olduğunu görüp tüm riski üzerine alarak adeta transfere el koymuş.
2000 sonrası defalarca şampiyon olan galatasaray’a, yöneticilerimiz tarafından layık görülen oyuncuları gözünüzün önüne getirin. 13. olmuş, avrupa pazarında ilk 10’da olmayan türkiye ligi’nden başka maça çıkmayacak takıma, o dönemlerin kat be kat üzerinde kalite, geçmiş, en önemlisi karakter sahibi oyuncuları yaklaşık 45 gün içerisinde getirmiş. son 10 yılın en dominant galatasaray’ı, rekor maaşla teknik direktör getirerek ya herro ye merro diyen fenerbahçe’nin olağanüstü puan ortalamasına aman vermeden şampiyon olmuş. rakibinin ayarını öyle bozmuş, rekabete öyle ayar vermiş ki suyun öte tarafı 50 milyon euro’yu sadece bonservise gözü kapalı harcamış, hatta öylesine çekinmiş ki daha fazlasını harcamaya da halen meyilliymiş.
2022-2023 transfer sezonunda çıtayı da şampiyonlar ligi gruplarından çıkmak olarak koymuş. hani şu 7-8 senedir şampiyonlar ligine gidenin tarumar olarak genelde hocasını kovduğu türkiye ligi şampiyonu olarak. hani şu başarısızlıktan gözü dönmüş fıtrat mıtrat yok diyen rakip camia ile her türlü olağanüstü şartta şampiyonluk yarışı vereceğini bile bile yapmış bunu.
ne yapmış takım? ligde fikstür dezavantajına, avrupa temposuna, sezonu erken açmasına rağmen zirvede kalmış. o hedef olan şampiyonlar liginde ne olmuş? ilk 3 maçta 7 puan toplayıp gruptan çıkabilirmiş. ah vahlar içinde kaçanlarla olmamış işte. aynı ahlar vahlar içinde de avrupa ligine devam edip oyuncularını vitrinde tutmaya devam etmiş.
gelelim finansal tabloya. icardi dışında kime abartı maaş vermiş? ona verilene de hangimizin itirazı var? alın size benim galatasaray vizyonumun marka yüzü demiş. bunun dışında bu verilenin geri dönüşü olmaz denilen hangi bonservis ödenmiş? yusuf demir. başka?
görevde olduğu her saniye hedef çok büyük demiş. piyasada dönen asıl transfer hedeflerinin en düşük profillisinde rakibi roma olmuş. bu mücadeleyi transfer döneminin sonuna kadar sürdürmüş. elinde bonservisi olan boey, kerem, abdülkerim, torreira, nelsson gibi ana iskeletin parçalarının hepsine teklif varken bırakın satmayı hiçbirine iyileştirme dahi yapmadan yola devam dedirtmiş. çünkü çıtayı göstermiş. bu seviyede olduğunuzu kanıtlayın mesajını net vermiş. böylece hepsinin olası satışı için elini güçlü tutmaya devam etmiş.
ana rotasyonun parçası olmayan bonservisli oyuncularının hepsini tatmin edici şartlarda opsiyonlarla avrupa’nın göz önünde liglerine yollamış. yunus akgün, emin bayram, berkan kutlu ve zaniolo. 25 yaş altı bu dört isminin opsiyonlarının kullanılması halinde avrupa piyasasına güç gösterisi yapabilme şansının önünü açmış. onlar bu kadarsa elimdekiler için kesenin ağzını açacaksınız senaryosunu aktif tutmuş yani. opsiyonların kullanılmaması halinde de bir sonraki seneye tecrübe kazanarak tekrar ana omurgasına ekleyebileceği bir hazırlık oluşturmuş. başka bir tabirle, en a 35 milyon euro’luk potansiyelini avrupa’ya staja yollayabilen bir galatasaray vizyonu oryaya koymuş.
yapmış olduğu ziyech, ndombele, angelino transferlerinde risk faktörünü hesaba katan anlaşmalara imza atmış. bonservisi elinde olan zaha ve tete’den zararsız çıkabilecek senaryoları mümkün kılmış.
yabancı sınırında stratejik önem arz eden almanya pazarını fatih demireli hamlesiyle eline geçirmiş. rakipleri risk faktörü daha yüksek seçenekler arasından seçim yapmaya itmiş.
teknik direkörünü hiç rahatsız etmemiş. rahat bir çalışma sahası sunmuş. sahada belki bazen hata yapan ama hiç karaktersizlik yapmayan bir oyuncu grubuyla çalışmasını sağlamış. o teknik direktör de üstüne düşeni fazlasıyla yapmış.
sponsorluk gelirlerini arttırmış. demeçleriyle türk futbolunun gündemini belirlemiş. az konuşmuş öz konuşmuş. akıl oyunlarıyla suyun öte yakasını sarhoş etmiş.
yıllardır yılan hikayesi olan inşaat işinde somut adımlar atılmasına ön ayak olmuş. galatasaray’ın finansal refahını ulaşma süresini kısaltmış.
yazının başında belirttiğim 3 yılın henüz yarısı bitti daha. şu adamı rahat bırakmamız halinde seneye şampiyonlar liginde erken tur atlamamız hayal cümlesini kendinden emin kuracak kaç kişi var? peki 1,5 sene öncesinde, erden timur üç sene içerisinde bu seviyeye takımı çıkartır desek yetmez diyecek kaç kişi vardı?
dönelim 2000 sonrasına. kimler vardı yerinde? hangisinin vizyonunu, kendisinin yanına koyabilirsiniz?
evet, orta saha alamadı. ilkay ayrıldı city’den bu sene. city’de alamadı. kovacic tercihi elinde patladı. liverpool’da alamadı. mcallister ön libero idare ediyor. arsenal havertz ve rice aldı. kamuoyu halen oldu demedi. united yıllardır alamadı. erikssen’den medet umuyor ara ara. barcelona busquets yerine adamını bulamadı. milan charles de ketelaare, reijnders falan halen arayışta 3 senedir. juventus’ta, burda sezon başı beğenilmeyen mckennie banko oynuyor. bayern kimmich’in yanına arayışta. modern futbolu en çok yönlü mevkisine nokta atışı yapamadık bir transfer sezonunda evet. son günlerde pansuman yapalım dedi okan hoca vecino ile. istemezük dedik hep birlikte. biz demedik aslında erden timur dedirtti koyduğu çıtayla.
geri kalan yöneticileri de var tabi galatasarayımızın. biliyoruz onları store’dan, diğer şubelerden, demeçlerinden. eski yöneticileri de var. biliyoruz onları da geçmişlerinden. erden timur yerine seçip beğenip aday gösterebiliriz.
32 yaşındayım ben. son 20 senede böylesine galatasaray’a yakışan, böylesine başarılı adam görmedim. belli ki kimse görmemiş. görmemiş çünkü o yüzden içerden, dışardan devre dışı bırakılmaya çalışılıyor. biz buna izin verirsek ahlar vahlar içinde bayern deplasmanında kaçan golleri değil galatasaray’ın geleceğini izleriz.
kendisini liseli elitlerimizden, medyadan, taraftarlarımızdan, sözlüğümüzden, rakip camialardan eleştirenler, başarılı bir yönetici olmadığını iddia edenler var. ben bu fikre saygı dahi duymuyorum. nedenlerini açıklayım.
bir yöneticiyi iki ayrı kıstasta değerlendirmek taraftarıyım. birincisi, çıtayı koyduğu yer neresidir?
ne kadar tatmin edicidir? ikincisi 3 yıllık vadede bu plana ulaşmak için düzenli bir ilerleme göze çarpıyor mu? 3 yıl sonunda ise ortada maddi ve prestij yönden somut bir sonuçtan söz edebiliyor muyuz?
2021-2022 yaz transfer sezonunda 12 haziran 2022 tarihinde görev başına geliyor kendisi. yalnızca 2 hafta oryantasyon dönemi verelim kendisine. temmuz 2022’de ligi 13.sırada bitiren, 3 sezon üst üste şampiyon olamayan ( hatta birbirimizi yemeyelim bu süre zarfında bize şampiyon oluruz dedirttiği anlar çok nadir olan), bir sene önce yapmış olduğu gençleşme yatırımı genel hatlarıyla hayal kırıklığıyla sonuçlanan, teknik direktörü olmayan bir tabloyu önüne almış. ilk spor yöneticiliği deneyimi için enkaz almış diyebilir miyiz?
12 gün sonra gemiyi okan buruk’a emanet etmiş. yaklaşık bir ay boyunca da bir önceki yeniden yapılanma da verdiği kontratlarla, zirve yarışından uzak geçen 3 senenin sorumlularından olan, camiamızda pek bir sevilen cenk ergünile birlikte çalışarak zaman kaybetmiş. bu dönemde gerçekleşen sergio oliveira transferi sonrası, sevgili ergün’ün 5 sene önceden bir adım ileriye gidememiş olduğunu görüp tüm riski üzerine alarak adeta transfere el koymuş.
2000 sonrası defalarca şampiyon olan galatasaray’a, yöneticilerimiz tarafından layık görülen oyuncuları gözünüzün önüne getirin. 13. olmuş, avrupa pazarında ilk 10’da olmayan türkiye ligi’nden başka maça çıkmayacak takıma, o dönemlerin kat be kat üzerinde kalite, geçmiş, en önemlisi karakter sahibi oyuncuları yaklaşık 45 gün içerisinde getirmiş. son 10 yılın en dominant galatasaray’ı, rekor maaşla teknik direktör getirerek ya herro ye merro diyen fenerbahçe’nin olağanüstü puan ortalamasına aman vermeden şampiyon olmuş. rakibinin ayarını öyle bozmuş, rekabete öyle ayar vermiş ki suyun öte tarafı 50 milyon euro’yu sadece bonservise gözü kapalı harcamış, hatta öylesine çekinmiş ki daha fazlasını harcamaya da halen meyilliymiş.
2022-2023 transfer sezonunda çıtayı da şampiyonlar ligi gruplarından çıkmak olarak koymuş. hani şu 7-8 senedir şampiyonlar ligine gidenin tarumar olarak genelde hocasını kovduğu türkiye ligi şampiyonu olarak. hani şu başarısızlıktan gözü dönmüş fıtrat mıtrat yok diyen rakip camia ile her türlü olağanüstü şartta şampiyonluk yarışı vereceğini bile bile yapmış bunu.
ne yapmış takım? ligde fikstür dezavantajına, avrupa temposuna, sezonu erken açmasına rağmen zirvede kalmış. o hedef olan şampiyonlar liginde ne olmuş? ilk 3 maçta 7 puan toplayıp gruptan çıkabilirmiş. ah vahlar içinde kaçanlarla olmamış işte. aynı ahlar vahlar içinde de avrupa ligine devam edip oyuncularını vitrinde tutmaya devam etmiş.
gelelim finansal tabloya. icardi dışında kime abartı maaş vermiş? ona verilene de hangimizin itirazı var? alın size benim galatasaray vizyonumun marka yüzü demiş. bunun dışında bu verilenin geri dönüşü olmaz denilen hangi bonservis ödenmiş? yusuf demir. başka?
görevde olduğu her saniye hedef çok büyük demiş. piyasada dönen asıl transfer hedeflerinin en düşük profillisinde rakibi roma olmuş. bu mücadeleyi transfer döneminin sonuna kadar sürdürmüş. elinde bonservisi olan boey, kerem, abdülkerim, torreira, nelsson gibi ana iskeletin parçalarının hepsine teklif varken bırakın satmayı hiçbirine iyileştirme dahi yapmadan yola devam dedirtmiş. çünkü çıtayı göstermiş. bu seviyede olduğunuzu kanıtlayın mesajını net vermiş. böylece hepsinin olası satışı için elini güçlü tutmaya devam etmiş.
ana rotasyonun parçası olmayan bonservisli oyuncularının hepsini tatmin edici şartlarda opsiyonlarla avrupa’nın göz önünde liglerine yollamış. yunus akgün, emin bayram, berkan kutlu ve zaniolo. 25 yaş altı bu dört isminin opsiyonlarının kullanılması halinde avrupa piyasasına güç gösterisi yapabilme şansının önünü açmış. onlar bu kadarsa elimdekiler için kesenin ağzını açacaksınız senaryosunu aktif tutmuş yani. opsiyonların kullanılmaması halinde de bir sonraki seneye tecrübe kazanarak tekrar ana omurgasına ekleyebileceği bir hazırlık oluşturmuş. başka bir tabirle, en a 35 milyon euro’luk potansiyelini avrupa’ya staja yollayabilen bir galatasaray vizyonu oryaya koymuş.
yapmış olduğu ziyech, ndombele, angelino transferlerinde risk faktörünü hesaba katan anlaşmalara imza atmış. bonservisi elinde olan zaha ve tete’den zararsız çıkabilecek senaryoları mümkün kılmış.
yabancı sınırında stratejik önem arz eden almanya pazarını fatih demireli hamlesiyle eline geçirmiş. rakipleri risk faktörü daha yüksek seçenekler arasından seçim yapmaya itmiş.
teknik direkörünü hiç rahatsız etmemiş. rahat bir çalışma sahası sunmuş. sahada belki bazen hata yapan ama hiç karaktersizlik yapmayan bir oyuncu grubuyla çalışmasını sağlamış. o teknik direktör de üstüne düşeni fazlasıyla yapmış.
sponsorluk gelirlerini arttırmış. demeçleriyle türk futbolunun gündemini belirlemiş. az konuşmuş öz konuşmuş. akıl oyunlarıyla suyun öte yakasını sarhoş etmiş.
yıllardır yılan hikayesi olan inşaat işinde somut adımlar atılmasına ön ayak olmuş. galatasaray’ın finansal refahını ulaşma süresini kısaltmış.
yazının başında belirttiğim 3 yılın henüz yarısı bitti daha. şu adamı rahat bırakmamız halinde seneye şampiyonlar liginde erken tur atlamamız hayal cümlesini kendinden emin kuracak kaç kişi var? peki 1,5 sene öncesinde, erden timur üç sene içerisinde bu seviyeye takımı çıkartır desek yetmez diyecek kaç kişi vardı?
dönelim 2000 sonrasına. kimler vardı yerinde? hangisinin vizyonunu, kendisinin yanına koyabilirsiniz?
evet, orta saha alamadı. ilkay ayrıldı city’den bu sene. city’de alamadı. kovacic tercihi elinde patladı. liverpool’da alamadı. mcallister ön libero idare ediyor. arsenal havertz ve rice aldı. kamuoyu halen oldu demedi. united yıllardır alamadı. erikssen’den medet umuyor ara ara. barcelona busquets yerine adamını bulamadı. milan charles de ketelaare, reijnders falan halen arayışta 3 senedir. juventus’ta, burda sezon başı beğenilmeyen mckennie banko oynuyor. bayern kimmich’in yanına arayışta. modern futbolu en çok yönlü mevkisine nokta atışı yapamadık bir transfer sezonunda evet. son günlerde pansuman yapalım dedi okan hoca vecino ile. istemezük dedik hep birlikte. biz demedik aslında erden timur dedirtti koyduğu çıtayla.
geri kalan yöneticileri de var tabi galatasarayımızın. biliyoruz onları store’dan, diğer şubelerden, demeçlerinden. eski yöneticileri de var. biliyoruz onları da geçmişlerinden. erden timur yerine seçip beğenip aday gösterebiliriz.
32 yaşındayım ben. son 20 senede böylesine galatasaray’a yakışan, böylesine başarılı adam görmedim. belli ki kimse görmemiş. görmemiş çünkü o yüzden içerden, dışardan devre dışı bırakılmaya çalışılıyor. biz buna izin verirsek ahlar vahlar içinde bayern deplasmanında kaçan golleri değil galatasaray’ın geleceğini izleriz.