145
hakkında "ay yandaki komuş ne der" tarzı yorumlar yapılan maçtır. ya arkadaş sanane milletin ne diyeceğinden. koskoca galatasaraycamiasının işi gücü yok elalem ne der kaygısına mı düşecek? hayır bir kere takımın ligdeki konumu belli, hala şampiyonluk şansı az da olsa var, en kötü ihtimalle 2. olup şampiyonlar ligi vizesi almak için şansı var ki yüksek ihtimalli olan da bu. ee o zaman koca takım senin afedersin kıçı boklu "elalem ne der" kaygınla mı maça çıkacak, yoksa kazanıp şampiyonluk veya şampiyonlar ligi vizesi için mücadele mi edecek?
hala insanlar "başkası konuşmasın diye kazanmamız lazım" yorumları yapıyor. yahu sen büyüksen bursaspor'u zaten kendi sahanda yeneceksin. bunun başkasının hakkımızdaki düşünceleriyle ne ilgisi var? bugüne kadar yeterince iftirada bulunan basın olur ya yenilgi durumunda konuşsun dursun. eee ne olacak, bugüne kadar söyledikleri pislikler varken ha bir eksik ha bir fazla fark eder mi?
ya da yine olur ya mağlubiyet durumunda maçı verdi galatasaray demiş olsun birileri. peki o lig ikincisi takımın başkanı olan insan evladının ve futbolcularının sahada yaptıkları, hakemlerin yaptıkları belli de sonuç ne oluyor? türkiyedesin arkadaşım aç gözünü, para konuşuyor burada; efendi olmak değil. sana tutup maçı sat demiyorum ama karşıdakilerin yaptıklarını konuşmayan bir medya varken biz konuşulsak ne olur, konuşulmasak ne olur. geçen hafta bornova belediyesi karşısında niye döküldü birileri? bana adamlar mücadele etti ayağına yatmasın kimse, o sarı lacivertli takıma karşı herkes mücadele ediyor da, geçen hafta mı yenilesi tutuyor? ya da sezon başından beri kale arkası fiyatları yüzünden taraftarı ile sıkıntı yaşayan yönetimin bugün mü korsan biletcilik yapası tutuyor, ki karşıdaki takımın da en iyi oyuncularından birisi kadro dışı kalıyor? bırak bizim mağlubiyetimizde konuşulacakları, sen önce yaşananlar için gerekli tepkini koymayı becer de, yaşanacaklar* hakkında yapılacakları sonra düşünürsün.
ben sana bir tavsiyede bulunayım mı, bırak medyayı falan blog oku. bak çocuklar dürüstlük ilkesiyle klavyeye sarılıyorlar, para değil öncelikleri. hem ufkun genişler hem de galatasaray camiasının önünde şampiyonluk hedefi dururken maçı vermek gibi bir saçmalığın altına imza atmayacağını öğrenmiş olursun. en azından lafına "elalem ne der diye kazanmak lazım" diye başlamazsın.
gelelim galibiyet durumunda olacaklara, fenerbahçe üzerindeki baskı artar, bursasporu zaten saymıyorum bile. o karşıdakilerin yapacağı eskişehir ankaragücü trabzonspor maçlarından birinde -ki ben kasımpaşa maçında puan kaybı olacağından hayli umutluyum- o takım puan kaybı yaşayacaktır. işte o zaman aklın yerine gelecek de, ulan biz meğersem elalem için değil de, arma için, renklerimiz için, şampiyonluk içinmücadele etmişiz diyeceksin.
hala insanlar "başkası konuşmasın diye kazanmamız lazım" yorumları yapıyor. yahu sen büyüksen bursaspor'u zaten kendi sahanda yeneceksin. bunun başkasının hakkımızdaki düşünceleriyle ne ilgisi var? bugüne kadar yeterince iftirada bulunan basın olur ya yenilgi durumunda konuşsun dursun. eee ne olacak, bugüne kadar söyledikleri pislikler varken ha bir eksik ha bir fazla fark eder mi?
ya da yine olur ya mağlubiyet durumunda maçı verdi galatasaray demiş olsun birileri. peki o lig ikincisi takımın başkanı olan insan evladının ve futbolcularının sahada yaptıkları, hakemlerin yaptıkları belli de sonuç ne oluyor? türkiyedesin arkadaşım aç gözünü, para konuşuyor burada; efendi olmak değil. sana tutup maçı sat demiyorum ama karşıdakilerin yaptıklarını konuşmayan bir medya varken biz konuşulsak ne olur, konuşulmasak ne olur. geçen hafta bornova belediyesi karşısında niye döküldü birileri? bana adamlar mücadele etti ayağına yatmasın kimse, o sarı lacivertli takıma karşı herkes mücadele ediyor da, geçen hafta mı yenilesi tutuyor? ya da sezon başından beri kale arkası fiyatları yüzünden taraftarı ile sıkıntı yaşayan yönetimin bugün mü korsan biletcilik yapası tutuyor, ki karşıdaki takımın da en iyi oyuncularından birisi kadro dışı kalıyor? bırak bizim mağlubiyetimizde konuşulacakları, sen önce yaşananlar için gerekli tepkini koymayı becer de, yaşanacaklar* hakkında yapılacakları sonra düşünürsün.
ben sana bir tavsiyede bulunayım mı, bırak medyayı falan blog oku. bak çocuklar dürüstlük ilkesiyle klavyeye sarılıyorlar, para değil öncelikleri. hem ufkun genişler hem de galatasaray camiasının önünde şampiyonluk hedefi dururken maçı vermek gibi bir saçmalığın altına imza atmayacağını öğrenmiş olursun. en azından lafına "elalem ne der diye kazanmak lazım" diye başlamazsın.
gelelim galibiyet durumunda olacaklara, fenerbahçe üzerindeki baskı artar, bursasporu zaten saymıyorum bile. o karşıdakilerin yapacağı eskişehir ankaragücü trabzonspor maçlarından birinde -ki ben kasımpaşa maçında puan kaybı olacağından hayli umutluyum- o takım puan kaybı yaşayacaktır. işte o zaman aklın yerine gelecek de, ulan biz meğersem elalem için değil de, arma için, renklerimiz için, şampiyonluk içinmücadele etmişiz diyeceksin.