17867
--- alıntı ---
cehennemde yeni bir zebani işe başlamış. ilk gün kıdemli zebani tarafından gezdiriliyormuş. her yerde dev, yüksek kaynar kazanlar içinde yanan insanlar ve her bir kazanın başında zebaniler varmış. bizimki bakmış derin bir kazanın başında 5 zebani bekliyor.
– bu ne demiş ?
– bu almanların kazanı, sürekli birlik olup yardımlaşıp üst üste çıkarak yukarıya tırmanıyorlar ve oradaki zebaniler de tırmananı tekrar aşağıya atıyor…
biraz daha ilerlemişler dev bir kazan daha. başında 3 zebani bekliyormuş. bizimki yine dayanamamış;
– peki burada niye 3 zebani bekliyor?
– bu da amerikalıların kazanı, bunlar da arada yardımlaşıp çıkmaya çalışıyorlar ve görevli 3 zebani yukarıya çıkanı tekrar aşağıya atıyor.
bizimki bakmış bir sürü dev kazan ve her kazanın başında çeşitli sayıda görevli zebani varken ileride bir kazan var ki başında hiç zebani falan yok. hemen atılmış;
– yahu bu kazanda niye görevli zebani yok, boş mu?
kıdemli artık bıkkın bir şekilde cevaplamış;
– o türklerin kazanı. görevli zebaniye gerek duymuyoruz. zaten içlerinden birisi çıkmak için çaba sarf ettiğinde diğerleri birlik olarak hemen onu aşağıya çekiyor.
--- alıntı ---
arda turan olayını bu fıkraya inanılmaz benzetiyorum. çünkü bu nefretin açıklamasını bulamıyorum. sorduğumda da cevap alamıyorum. bence birinci sebebi bu fıkradaki olay. arda, türk futbolunun en kariyerli oyuncusu oldu herkes sevdi. düşmeye başladığında ise herkes elinden geleni yaptı düşmesi için. saf değilim, kendisinin hiçbir payı yok demiyorum. ama arda'ya duyulan bu nefretin normal olduğunu düşünen varsa en iyimser tabirle mutsuz bir insandır bence. başkaları yapınca ses çıkarılmayan her bir davranış, arda yapınca abartısız 1 ay konuşuluyor. adam basit, her insanın yapabileceği bir gaf yapıyor, yerin dibine sokuluyor, ana haberlerde tartışılıyor. yardım yapıyor, her ünlü gibi sosyal sorumluluk projesine çevirip var olan kitlesi sayesinde bu yardımın çığ gibi büyümesini sağlıyor, reklamcı deniyor.
sözlüğümüze göre galatasaray değerlerini aşındırabilen tek kişi arda. çok çok sevdiğim hocanın gençliğindeki vukuatlar aşındıramıyor, çok çok sevdiğim melo'nun vukuatları aşındıramıyor, arda ise galatasarayın onurunu yerle bir ediyor. sneijder karısını aldatıyor özel hayat diyoruz dememiz gerektiği gibi, arda olunca hep beraber konuşmamız gerekiyor. olcan adın siyasi tweet atınca alkışlıyoruz, yekta atınca 'kral' diyoruz ; arda atınca 'senin işin futbol ne karışıyorsun' diyoruz, biz hayatta sadece işimizle ilgili yorum yapıyormuş gibi...
arda turan üzerinden hayal ve vicdan mastürbasyonu yapılıyor. arda'nın bu devasa düşüşünden deli gibi zevk alınıyor. ben buna eminim. son 3 sezonda 19 maç oynaması dışında herhangi bir sebep gösteren insan bence bu halde. çünkü geçmişteki çelişen düşüncelerini sorunca cevap veremiyorlar. arda turan zamanında başarılı olmuş sonra da düşmüş normal bir futbolcudur. ne galatasaraya hakaret etmiştir ne de değerlerini zedelemiştir. gittiği her takımda da galatasaraydan illaki bahsetmiştir.
çoğunluk olmak doğru olmak demek değildir ve sizle aynı görüşte düşünmeyene 'bilmemnenin trolu' yaftasını böyle yapıştıramazsınız. kimse sınanmadığı günahın masumu değil. arda hakeme ilk saldıran oyuncu olmadı, ilk siyasi görüşünü bildiren oyuncu da olmadı - ki arda ile tamamen zıt siyasi görüşte olsak da şuna eminim olcan'ın görüşlerinde olsaydı çoğunluk için siyasi görüş bildirmesi de problem olmayacaktı- ilk özel hayatı sorunlu oyuncu da olmadı. futbolcular ile tanıdık bir arkadaşınız falan varsa anlatsın, her biri neler neler yapıyor duyun.
arda üzerinden yapılan günah çıkarma gerçekten sıktı. gelirse desteğim onda, gelmezse yolu açık olsun. ama işte yönetimin bu popülist hareketleri yüzünden hoca giderse o zaman galatasaray taraftarı gerçek 'değer aşınması' ne tekrar anlayacaktır hem de en acı verici en başarısız şekilde.
cehennemde yeni bir zebani işe başlamış. ilk gün kıdemli zebani tarafından gezdiriliyormuş. her yerde dev, yüksek kaynar kazanlar içinde yanan insanlar ve her bir kazanın başında zebaniler varmış. bizimki bakmış derin bir kazanın başında 5 zebani bekliyor.
– bu ne demiş ?
– bu almanların kazanı, sürekli birlik olup yardımlaşıp üst üste çıkarak yukarıya tırmanıyorlar ve oradaki zebaniler de tırmananı tekrar aşağıya atıyor…
biraz daha ilerlemişler dev bir kazan daha. başında 3 zebani bekliyormuş. bizimki yine dayanamamış;
– peki burada niye 3 zebani bekliyor?
– bu da amerikalıların kazanı, bunlar da arada yardımlaşıp çıkmaya çalışıyorlar ve görevli 3 zebani yukarıya çıkanı tekrar aşağıya atıyor.
bizimki bakmış bir sürü dev kazan ve her kazanın başında çeşitli sayıda görevli zebani varken ileride bir kazan var ki başında hiç zebani falan yok. hemen atılmış;
– yahu bu kazanda niye görevli zebani yok, boş mu?
kıdemli artık bıkkın bir şekilde cevaplamış;
– o türklerin kazanı. görevli zebaniye gerek duymuyoruz. zaten içlerinden birisi çıkmak için çaba sarf ettiğinde diğerleri birlik olarak hemen onu aşağıya çekiyor.
--- alıntı ---
arda turan olayını bu fıkraya inanılmaz benzetiyorum. çünkü bu nefretin açıklamasını bulamıyorum. sorduğumda da cevap alamıyorum. bence birinci sebebi bu fıkradaki olay. arda, türk futbolunun en kariyerli oyuncusu oldu herkes sevdi. düşmeye başladığında ise herkes elinden geleni yaptı düşmesi için. saf değilim, kendisinin hiçbir payı yok demiyorum. ama arda'ya duyulan bu nefretin normal olduğunu düşünen varsa en iyimser tabirle mutsuz bir insandır bence. başkaları yapınca ses çıkarılmayan her bir davranış, arda yapınca abartısız 1 ay konuşuluyor. adam basit, her insanın yapabileceği bir gaf yapıyor, yerin dibine sokuluyor, ana haberlerde tartışılıyor. yardım yapıyor, her ünlü gibi sosyal sorumluluk projesine çevirip var olan kitlesi sayesinde bu yardımın çığ gibi büyümesini sağlıyor, reklamcı deniyor.
sözlüğümüze göre galatasaray değerlerini aşındırabilen tek kişi arda. çok çok sevdiğim hocanın gençliğindeki vukuatlar aşındıramıyor, çok çok sevdiğim melo'nun vukuatları aşındıramıyor, arda ise galatasarayın onurunu yerle bir ediyor. sneijder karısını aldatıyor özel hayat diyoruz dememiz gerektiği gibi, arda olunca hep beraber konuşmamız gerekiyor. olcan adın siyasi tweet atınca alkışlıyoruz, yekta atınca 'kral' diyoruz ; arda atınca 'senin işin futbol ne karışıyorsun' diyoruz, biz hayatta sadece işimizle ilgili yorum yapıyormuş gibi...
arda turan üzerinden hayal ve vicdan mastürbasyonu yapılıyor. arda'nın bu devasa düşüşünden deli gibi zevk alınıyor. ben buna eminim. son 3 sezonda 19 maç oynaması dışında herhangi bir sebep gösteren insan bence bu halde. çünkü geçmişteki çelişen düşüncelerini sorunca cevap veremiyorlar. arda turan zamanında başarılı olmuş sonra da düşmüş normal bir futbolcudur. ne galatasaraya hakaret etmiştir ne de değerlerini zedelemiştir. gittiği her takımda da galatasaraydan illaki bahsetmiştir.
çoğunluk olmak doğru olmak demek değildir ve sizle aynı görüşte düşünmeyene 'bilmemnenin trolu' yaftasını böyle yapıştıramazsınız. kimse sınanmadığı günahın masumu değil. arda hakeme ilk saldıran oyuncu olmadı, ilk siyasi görüşünü bildiren oyuncu da olmadı - ki arda ile tamamen zıt siyasi görüşte olsak da şuna eminim olcan'ın görüşlerinde olsaydı çoğunluk için siyasi görüş bildirmesi de problem olmayacaktı- ilk özel hayatı sorunlu oyuncu da olmadı. futbolcular ile tanıdık bir arkadaşınız falan varsa anlatsın, her biri neler neler yapıyor duyun.
arda üzerinden yapılan günah çıkarma gerçekten sıktı. gelirse desteğim onda, gelmezse yolu açık olsun. ama işte yönetimin bu popülist hareketleri yüzünden hoca giderse o zaman galatasaray taraftarı gerçek 'değer aşınması' ne tekrar anlayacaktır hem de en acı verici en başarısız şekilde.