2
istememe sebebim tamamen galatasaray'dır.
in fatih terim we trust mottosuna inanan bir galatasaraylı olarak, fatih hoca ile aralarında geçenler gerçekten umrumda değil. zaten gitti elini öptü, arka planda da özür dilemiştir falan bunlar teferruat.
ana mesele ise şu; bu adam devre arasında gelse ve takıma şampiyonluk getirecek katkıyı yapsa bile hatta çok mütevazi hareketlerde bulunsa bile kendisi kibir abidesinin önde gidenidir. bu adam, bizzat kendi ağzı ile "arda turan gibisi 100 yılda bir gelir" demiştir ve şu cümle kendisinin kibir abidesi olduğunun göstergesidir. galatasaray'ı başarıya taşısa bile, illa bir gün tekrardan kibre kapılacak ve hem hocaya hem de takıma muhakkak zarar verecektir. leylek ile yengecin hikayesi gibi yani. yengeç leyleği zehirlerken, leylek ikimiz de öleceğiz neden yaptın diyor, yengeç de doğam bu diyor. arda'nın da doğası bu maalesef. artı olarak futbolcu olup da kibre bir kere kapılan eski mütevazi haline geri dönemez, benim inancım böyle.
ikinci ana mesele ise bu adamın en yakın arkadaşları burak yılmaz, emre belözoğlu, volkan demirel, melih mahmutoğlu gibi isimlerden; abi diye nitelendirdiği kişiler de acun ilıcalı, güntekin onay, rıdvan dilmen gibi isimler oluşuyor. yani yaklaşık olarak 9-10 kişilik yakın çevresinde bir tane galatasaraylı olan adam yok. hani onu geçtim, yakın çevresi tamamen galatasaray kompleksi ve kini ile dolu adamlardan oluşuyor.
velhasıl arda turan'ı galatasaray'da görmek istemiyorum ve şu dörtlükle entry'i sonlandırıyorum:
ne biz sezar'ız, ne de sen brütüs'sün,
ne biz sana kızarız,
ne de zatın zahmet edip bize küssün.
artık seninle biz,
düşman bile değiliz...
in fatih terim we trust mottosuna inanan bir galatasaraylı olarak, fatih hoca ile aralarında geçenler gerçekten umrumda değil. zaten gitti elini öptü, arka planda da özür dilemiştir falan bunlar teferruat.
ana mesele ise şu; bu adam devre arasında gelse ve takıma şampiyonluk getirecek katkıyı yapsa bile hatta çok mütevazi hareketlerde bulunsa bile kendisi kibir abidesinin önde gidenidir. bu adam, bizzat kendi ağzı ile "arda turan gibisi 100 yılda bir gelir" demiştir ve şu cümle kendisinin kibir abidesi olduğunun göstergesidir. galatasaray'ı başarıya taşısa bile, illa bir gün tekrardan kibre kapılacak ve hem hocaya hem de takıma muhakkak zarar verecektir. leylek ile yengecin hikayesi gibi yani. yengeç leyleği zehirlerken, leylek ikimiz de öleceğiz neden yaptın diyor, yengeç de doğam bu diyor. arda'nın da doğası bu maalesef. artı olarak futbolcu olup da kibre bir kere kapılan eski mütevazi haline geri dönemez, benim inancım böyle.
ikinci ana mesele ise bu adamın en yakın arkadaşları burak yılmaz, emre belözoğlu, volkan demirel, melih mahmutoğlu gibi isimlerden; abi diye nitelendirdiği kişiler de acun ilıcalı, güntekin onay, rıdvan dilmen gibi isimler oluşuyor. yani yaklaşık olarak 9-10 kişilik yakın çevresinde bir tane galatasaraylı olan adam yok. hani onu geçtim, yakın çevresi tamamen galatasaray kompleksi ve kini ile dolu adamlardan oluşuyor.
velhasıl arda turan'ı galatasaray'da görmek istemiyorum ve şu dörtlükle entry'i sonlandırıyorum:
ne biz sezar'ız, ne de sen brütüs'sün,
ne biz sana kızarız,
ne de zatın zahmet edip bize küssün.
artık seninle biz,
düşman bile değiliz...