12904
özgür bir platform olarak bilirdim ama maalesef içinde barındırdığı kişiler yazdıklarınızı yönetime yahut muhataplarına ihbar edeceğini ima edince hayal kırıklığı yaratıyor.
modeste transferi sürecinde spor medyasının ve muhabirlerinin yazdıkları içi boş haberlere dayanarak mustafa cengiz yönetimini eleştirdim ve iyi niyetli olmadıklarını söyledim. yazdıklarımda hakaret yoktu. ağır söz de yoktu. iyi niyetli değiller ve muhabirlere haber yazdırdılar sözlerim cımbızlandı ve yöneticilerden biri görür, adını yazdığın muhabirlerden biri görür başın ağrımadan sil şunu gibisinden sözlere laflara maruz kaldım.
yönetimlerin gazetecilere haber yazdırması türkiye'de bilinen bir durum. bunu ispatlayamazsın ama bilirsin. eğer az biraz spor medyasını takip ediyorsanız bilirsiniz yani.
her galatasaray yönetiminin medyada özel muhabirleri vardır. bir oyuncu itibarsızlaştırılacaksa bahsettiğim muhabirlere metin hazırlatılır. taraftarın homurdandığı bir transfer varsa yine muhabirlere zorlama istatistiklere süslenmiş ve oyuncuyu öven metinler hazırlatılır.
hatta bu muhabirler menajerlerle de çalışır. bir menajer eğer futbolcusuna tepki varsa hemen muhabire bir haber yazdırır. yahut takımda kavgalı olduğu bir futbolcu varsa yine o oyuncu aleyhine haberler yazılır. evet, aklınıza bazı örneklerin geldiğini biliyorum. hani meo'nun kaybettiğimiz maçın ardından taraftara üçlü çektirdikten sonra hakkında yazılanlar gibi. keza sizler de o muhabirleri ve çalıştıkları gazeteleri sevmiyor ve çıkar uğruna iş yaptığını biliyorsunuz.
ama iş sevdiğiniz yönetime gelip dayanınca bu düşmanlık birden tersine dönebiliyormuş ben bunu gördüm. sözlükte küfür kıyamet giydirilen nevzat dindar için sen nevzat'ın kalemini sattığını mı söylüyorsun? ispatlamazsan namertsin boyutuna geliyor iş.
aslında entryimi silmezdim çünkü dediğim gibi ne hakaret var ne başka bir şey. mahkemede de bir şey çıkmazdı. çıkmazdı ama yasal bir süreçle uğraşacak ne zamanım ne de durumum olduğu için sildim entryimi. alın hayrını görün.
modeste transferi sürecinde spor medyasının ve muhabirlerinin yazdıkları içi boş haberlere dayanarak mustafa cengiz yönetimini eleştirdim ve iyi niyetli olmadıklarını söyledim. yazdıklarımda hakaret yoktu. ağır söz de yoktu. iyi niyetli değiller ve muhabirlere haber yazdırdılar sözlerim cımbızlandı ve yöneticilerden biri görür, adını yazdığın muhabirlerden biri görür başın ağrımadan sil şunu gibisinden sözlere laflara maruz kaldım.
yönetimlerin gazetecilere haber yazdırması türkiye'de bilinen bir durum. bunu ispatlayamazsın ama bilirsin. eğer az biraz spor medyasını takip ediyorsanız bilirsiniz yani.
her galatasaray yönetiminin medyada özel muhabirleri vardır. bir oyuncu itibarsızlaştırılacaksa bahsettiğim muhabirlere metin hazırlatılır. taraftarın homurdandığı bir transfer varsa yine muhabirlere zorlama istatistiklere süslenmiş ve oyuncuyu öven metinler hazırlatılır.
hatta bu muhabirler menajerlerle de çalışır. bir menajer eğer futbolcusuna tepki varsa hemen muhabire bir haber yazdırır. yahut takımda kavgalı olduğu bir futbolcu varsa yine o oyuncu aleyhine haberler yazılır. evet, aklınıza bazı örneklerin geldiğini biliyorum. hani meo'nun kaybettiğimiz maçın ardından taraftara üçlü çektirdikten sonra hakkında yazılanlar gibi. keza sizler de o muhabirleri ve çalıştıkları gazeteleri sevmiyor ve çıkar uğruna iş yaptığını biliyorsunuz.
ama iş sevdiğiniz yönetime gelip dayanınca bu düşmanlık birden tersine dönebiliyormuş ben bunu gördüm. sözlükte küfür kıyamet giydirilen nevzat dindar için sen nevzat'ın kalemini sattığını mı söylüyorsun? ispatlamazsan namertsin boyutuna geliyor iş.
aslında entryimi silmezdim çünkü dediğim gibi ne hakaret var ne başka bir şey. mahkemede de bir şey çıkmazdı. çıkmazdı ama yasal bir süreçle uğraşacak ne zamanım ne de durumum olduğu için sildim entryimi. alın hayrını görün.
