117
football manager serisinin son ve en gerçekçi oyunu.
evet en gerçekçi oyunu dedim. çünkü gerçek hayatta da haftada bir maç yapıyorsunuz bu oyunda da. yani şu a.ına koduğum oyununa bu kadar detay ekleyeceğinize halı saha turnuvası düzenleyin ona katılalım daha az zaman harcamış oluruz. üniversite öğrencisi değiliz, işten güçten zaten çok az zaman kalıyor onda da eski günleri yad etmek adına biraz menajer oynayalım diyoruz, en son taktik ayarı yapayım derken saat sabah 5 oldu. yav çıkın atak yapın işte kardeşim herkese ayrı ayrı nereye koşacağını mı söylicez. taktik yapıyoruz yetmiyor, antrenman programı yapıyoruz yetmiyor, kişiye özel direktifler veriyoruz yetmiyor bi de saha kenarından taktik verecekmişiz oldu geleyim tesislerde de kalayım aq. ersun yanal bu kadar düşünmüyo takımını lan.
neyse efendim her zamanki gibi "en alt ligden çıkma challenge" prensibimi bozmayarak bayrampaşa spor kulübünün başına geçtim. sağolsun asistan menajer karşıladı hoşgeldin falan filan. taktiğe giricem yok "önce başkanla tanış seni bekliyo" dedi. asistancım sokturma şimdi başkanına iki dakka taktik yapıp uyucam yarın iş var da diyemiyosun öyle bi seçenek koymamışlar. haliyle yüzüm asık girdim başkanın odasına. başkan takımı oynatmak istediğim bir felsefem olup olmadığını sordu. bak bak takımı oynatacağım bi felsefem var mıymış. olmasa ne olacak 180 lira para verdim ben bu oyuna. hayır olmasa nolacak? kimsin lan sen? normalde ben diyeceğimi bilirdim ama gece gece tatsızlık çıkarmak istemedim. öfkemi kontrol altına alarak "kontra atak anlayışıyla maçlara çıkıcam başkanım" dedim. ama bizim kamil asistan ilk maçı bayrampaşa 21 yaş altı'yla ayarlamış. e şimdi başkana öyle söyledik mecbur o maça da kontra atak anlayışıyla çıktım az kalsın yeniliyoduk aq. allah'tan berabere kaldık. çoluk çocuğun maskarası olduk ilk günden.
başkanın odasından çıktım asistan koşarak yanıma geldi. basın mensupları beni bekliyomuş. e tabi 80 milyon ekran başına kitlenmiş bayrampaşa teknik direktörünün konuşmasını bekliyor neticede.
volkan demirel'in özür dilediği masayı hatırlıyosunuz dimi?
https://gss.gs/nG9.jpg
aynı masaya oturdum. benimkinde çay falan da vardı yine o kadar kötü değildi. abartmıyorum 21 tane soru sordular. son soruyu da bilsem büyük ödülü kazanıcaktım. cevapları seçerken cevap verdiğin andaki duyguyu da seçebiliyosun ama ne fark ediyor onu çözemedim yıllardır. ben bütün cevapları hırslı veriyorum.
- takımın başına getirildiğiniz için memnun musunuz?
+ eveettttt!!!!!!
- hedefleriniz başkanın hedefleriyle örtüşüyor mu?
+ hayırrr!!!!!
- hangi mevkiye transfer yapmayı düşünüyorsunuz?
+ para mı varrrr??!!!!
- teknik heyetten memnun musunuz?
+ alayının amkkk!!!!!!
basın toplantısı bitti bu sefer takımla toplantı yaptık. "ligi orta sıralarda bitirmeyi umuyorum" dedim. sanarsın "hepinizin anasını s.kiyim" demişim. kıpkırmızı oldu takımın morali. beyler dedim yanlış anladınız. yok sen nasıl bize orta sıralarda bitirmeyi umuyorum dersin, takımın çapı belli falan daha gerçekçi hedefler koymalısın bilmem ne. e allah belanızı versin düşün o zaman aq. lanet olsun böyle takıma.
taktiğe girmeden altyapıya bi göz atayım dedim sarı saçlı bi kız karşıladı. altyapı sorumlusuymuş. güleryüzlü de bi kız. hoşgeldin diyo elimi sıkıyo, sarılıyo. koluma girdi antrenman tesisinde yürüyoruz beraber. lan noluyo falan derken uyandım meğer sızmışım aq. belki bi iki topçu bulurum diye 19 yaş altına baktım. altyapı odasında kimse yok. dedim heralde dışarda maç yapıyolar. baktım saha da boş. altyapı sorumlusunu çağırdım hemen. "nerde bu gençler" dedim. "hocam lokalde batak oynuyolardır hemen gidip çağırayım" dedi. bırak dedim kalsın. pasiflere sözleşme önerip altyapıya kazandırırım daha iyi. bi tane 15 yaşında genç forvete sözleşme önerip aktif hale getirdim. baktım bitiricilik 2. hemen diğerlerinin yanına batak oynamaya gönderdim. bari onu öğrensin.
sonunda geldim en sevdiğim bölüm olan taktik ekranına. şöyle söyliyim futbolculara bi tek "yuvarlak beyaz olan şey top arkadaşlar" demiyosunuz. geri kalan her şeyi sıfırdan anlatıyosunuz. benim yaptığımın onda birini yapıp kulüpten maaş alan hocalar var gerçekte.
http://gss.gs/VPk.png
topa sahipken yapılması gereken direktiflerde bi tek nefes al-ver yazmıyor :d :d. ben fm2008'de ağustos'ta ilk on biri dizerdim mayıs'ta aynı on birle şampiyon olurdum bu nedir arkadaş. oyun lan bu. para verdim ben bu oyuna 180 lira. yüzseksenlira para verdim bu oyuna ben. "kaleyi gördüğünde vur"u da ben söylemiyim bi zahmet. 90 dakikada 2 kere kaleyi ya görüyoruz ya görmüyoruz zaten. bana kalsa kaleyi görmeden de vurun hatta. en çok koyan da sabahın 5'inde "o kadar taktik yaptım bari bi iki maç yapayım" deyip bayrampaşa 21 yaş altı ve beşiktaş 21 yaş altıyla berabere kalıp 3. ligdeki kocaelispor'a yenilmek. daha söylenecek çok şey var ama yine uyku ağır basıyor.
en azından artık takıma oynatmak istediğim bir felsefem bulunmasa da felsefik bir cümlem var: `"bazen kaleyi görsen de vurmaman gerekir."`
yapacağınız oyunun amk.
evet en gerçekçi oyunu dedim. çünkü gerçek hayatta da haftada bir maç yapıyorsunuz bu oyunda da. yani şu a.ına koduğum oyununa bu kadar detay ekleyeceğinize halı saha turnuvası düzenleyin ona katılalım daha az zaman harcamış oluruz. üniversite öğrencisi değiliz, işten güçten zaten çok az zaman kalıyor onda da eski günleri yad etmek adına biraz menajer oynayalım diyoruz, en son taktik ayarı yapayım derken saat sabah 5 oldu. yav çıkın atak yapın işte kardeşim herkese ayrı ayrı nereye koşacağını mı söylicez. taktik yapıyoruz yetmiyor, antrenman programı yapıyoruz yetmiyor, kişiye özel direktifler veriyoruz yetmiyor bi de saha kenarından taktik verecekmişiz oldu geleyim tesislerde de kalayım aq. ersun yanal bu kadar düşünmüyo takımını lan.
neyse efendim her zamanki gibi "en alt ligden çıkma challenge" prensibimi bozmayarak bayrampaşa spor kulübünün başına geçtim. sağolsun asistan menajer karşıladı hoşgeldin falan filan. taktiğe giricem yok "önce başkanla tanış seni bekliyo" dedi. asistancım sokturma şimdi başkanına iki dakka taktik yapıp uyucam yarın iş var da diyemiyosun öyle bi seçenek koymamışlar. haliyle yüzüm asık girdim başkanın odasına. başkan takımı oynatmak istediğim bir felsefem olup olmadığını sordu. bak bak takımı oynatacağım bi felsefem var mıymış. olmasa ne olacak 180 lira para verdim ben bu oyuna. hayır olmasa nolacak? kimsin lan sen? normalde ben diyeceğimi bilirdim ama gece gece tatsızlık çıkarmak istemedim. öfkemi kontrol altına alarak "kontra atak anlayışıyla maçlara çıkıcam başkanım" dedim. ama bizim kamil asistan ilk maçı bayrampaşa 21 yaş altı'yla ayarlamış. e şimdi başkana öyle söyledik mecbur o maça da kontra atak anlayışıyla çıktım az kalsın yeniliyoduk aq. allah'tan berabere kaldık. çoluk çocuğun maskarası olduk ilk günden.
başkanın odasından çıktım asistan koşarak yanıma geldi. basın mensupları beni bekliyomuş. e tabi 80 milyon ekran başına kitlenmiş bayrampaşa teknik direktörünün konuşmasını bekliyor neticede.
volkan demirel'in özür dilediği masayı hatırlıyosunuz dimi?
https://gss.gs/nG9.jpg
aynı masaya oturdum. benimkinde çay falan da vardı yine o kadar kötü değildi. abartmıyorum 21 tane soru sordular. son soruyu da bilsem büyük ödülü kazanıcaktım. cevapları seçerken cevap verdiğin andaki duyguyu da seçebiliyosun ama ne fark ediyor onu çözemedim yıllardır. ben bütün cevapları hırslı veriyorum.
- takımın başına getirildiğiniz için memnun musunuz?
+ eveettttt!!!!!!
- hedefleriniz başkanın hedefleriyle örtüşüyor mu?
+ hayırrr!!!!!
- hangi mevkiye transfer yapmayı düşünüyorsunuz?
+ para mı varrrr??!!!!
- teknik heyetten memnun musunuz?
+ alayının amkkk!!!!!!
basın toplantısı bitti bu sefer takımla toplantı yaptık. "ligi orta sıralarda bitirmeyi umuyorum" dedim. sanarsın "hepinizin anasını s.kiyim" demişim. kıpkırmızı oldu takımın morali. beyler dedim yanlış anladınız. yok sen nasıl bize orta sıralarda bitirmeyi umuyorum dersin, takımın çapı belli falan daha gerçekçi hedefler koymalısın bilmem ne. e allah belanızı versin düşün o zaman aq. lanet olsun böyle takıma.
taktiğe girmeden altyapıya bi göz atayım dedim sarı saçlı bi kız karşıladı. altyapı sorumlusuymuş. güleryüzlü de bi kız. hoşgeldin diyo elimi sıkıyo, sarılıyo. koluma girdi antrenman tesisinde yürüyoruz beraber. lan noluyo falan derken uyandım meğer sızmışım aq. belki bi iki topçu bulurum diye 19 yaş altına baktım. altyapı odasında kimse yok. dedim heralde dışarda maç yapıyolar. baktım saha da boş. altyapı sorumlusunu çağırdım hemen. "nerde bu gençler" dedim. "hocam lokalde batak oynuyolardır hemen gidip çağırayım" dedi. bırak dedim kalsın. pasiflere sözleşme önerip altyapıya kazandırırım daha iyi. bi tane 15 yaşında genç forvete sözleşme önerip aktif hale getirdim. baktım bitiricilik 2. hemen diğerlerinin yanına batak oynamaya gönderdim. bari onu öğrensin.
sonunda geldim en sevdiğim bölüm olan taktik ekranına. şöyle söyliyim futbolculara bi tek "yuvarlak beyaz olan şey top arkadaşlar" demiyosunuz. geri kalan her şeyi sıfırdan anlatıyosunuz. benim yaptığımın onda birini yapıp kulüpten maaş alan hocalar var gerçekte.
http://gss.gs/VPk.png
topa sahipken yapılması gereken direktiflerde bi tek nefes al-ver yazmıyor :d :d. ben fm2008'de ağustos'ta ilk on biri dizerdim mayıs'ta aynı on birle şampiyon olurdum bu nedir arkadaş. oyun lan bu. para verdim ben bu oyuna 180 lira. yüzseksenlira para verdim bu oyuna ben. "kaleyi gördüğünde vur"u da ben söylemiyim bi zahmet. 90 dakikada 2 kere kaleyi ya görüyoruz ya görmüyoruz zaten. bana kalsa kaleyi görmeden de vurun hatta. en çok koyan da sabahın 5'inde "o kadar taktik yaptım bari bi iki maç yapayım" deyip bayrampaşa 21 yaş altı ve beşiktaş 21 yaş altıyla berabere kalıp 3. ligdeki kocaelispor'a yenilmek. daha söylenecek çok şey var ama yine uyku ağır basıyor.
en azından artık takıma oynatmak istediğim bir felsefem bulunmasa da felsefik bir cümlem var: `"bazen kaleyi görsen de vurmaman gerekir."`
yapacağınız oyunun amk.