6142
türk taraftarını; bilhassa galatasaray taraftarını anlayamıyorum.
geleneksel futbol diye bir şey kalmadı. günümüz futbolu artık çok ciddi değişimler içinde. kaleciler bile yeri geldiğinde stoper gibi top kesiyor; hücum oyuncusu gibi asist yapabiliyor. yani çok kapsamlı geometrik fonksiyonlarla futbolculara rol biçilebiliyor.
eski on numaralar hem gol atabiliyor hem de asist yapabiliyordu. çok sıkışan bir maçta aniden ortaya çıkıp maçı alacak yetenektelerdi. ayaklarıyla değil, beyinleriyle oynarlardı. varlıkları bile rakip takımı tedirgin etmeye yeterdi. hagi böyle biriydi. hiç ummadık bir anda "şılaak!" diye topa ölümüne vurup ağları yırtabiliyorlardı. son aylarında kendini ne kadar salsa da sneijder'de böyle biriydi. hele saha görüşlerinden dolayı yaptıkları ara pasları aklıma getirince bir başka oluyorum...
geleneksel futbol'un tanımını yukarıda yaptım. okuyunca bile insan sıkılıp daralabiliyor. gol nedir, asist nedir dimi? ara pas veya şut gibi kelimeleri görünce bile bazı insanlar rahatsız olabiliyor.
ama modern futbol böyle mi?
en basitinden belhanda'yı ele alalım;
adam hiç mücadele etmiyor. canı isterse koşar, canı isterse yürür. zorla hiçbir şey yaptıramazsın. hırs, azim veya mücadele onların kitaplarında yoktur. bazen çılgın günlerinde denk gelindiğinde sahada asistin asistinin pasını görerek gole yardımcı olabiliyorlar. durup dururken bazen kırmızı kart görmeleri yok mu, işte orada insan zevkten dört köşe oluyor. bazen de öyle top kayıpları yapar ki, bir daha yapsın diye dua edersin...
o yüzden arkadaşlar belhanda'yı eleştirirken geleneksel futbol tanımını unutun ve öyle yorum yapın. eski kafalı olmayın, olmayalım. bir on numaradan gol ve asist istemek nedir allah aşkınıza? modern futbolcu buldunuz ama beğenmiyorsunuz. adam 20 veya 21. hafta da ilk kez isabetli şut çekmiş daha ne yapsın? bununla övünmek yerine eleştirip oyuncuyu küstürmek gerçekten çok anlamsız.
artık biz taraftarlar olarak da kendimize çeki düzen vermeliyiz.
geleneksel futbol diye bir şey kalmadı. günümüz futbolu artık çok ciddi değişimler içinde. kaleciler bile yeri geldiğinde stoper gibi top kesiyor; hücum oyuncusu gibi asist yapabiliyor. yani çok kapsamlı geometrik fonksiyonlarla futbolculara rol biçilebiliyor.
eski on numaralar hem gol atabiliyor hem de asist yapabiliyordu. çok sıkışan bir maçta aniden ortaya çıkıp maçı alacak yetenektelerdi. ayaklarıyla değil, beyinleriyle oynarlardı. varlıkları bile rakip takımı tedirgin etmeye yeterdi. hagi böyle biriydi. hiç ummadık bir anda "şılaak!" diye topa ölümüne vurup ağları yırtabiliyorlardı. son aylarında kendini ne kadar salsa da sneijder'de böyle biriydi. hele saha görüşlerinden dolayı yaptıkları ara pasları aklıma getirince bir başka oluyorum...
geleneksel futbol'un tanımını yukarıda yaptım. okuyunca bile insan sıkılıp daralabiliyor. gol nedir, asist nedir dimi? ara pas veya şut gibi kelimeleri görünce bile bazı insanlar rahatsız olabiliyor.
ama modern futbol böyle mi?
en basitinden belhanda'yı ele alalım;
adam hiç mücadele etmiyor. canı isterse koşar, canı isterse yürür. zorla hiçbir şey yaptıramazsın. hırs, azim veya mücadele onların kitaplarında yoktur. bazen çılgın günlerinde denk gelindiğinde sahada asistin asistinin pasını görerek gole yardımcı olabiliyorlar. durup dururken bazen kırmızı kart görmeleri yok mu, işte orada insan zevkten dört köşe oluyor. bazen de öyle top kayıpları yapar ki, bir daha yapsın diye dua edersin...
o yüzden arkadaşlar belhanda'yı eleştirirken geleneksel futbol tanımını unutun ve öyle yorum yapın. eski kafalı olmayın, olmayalım. bir on numaradan gol ve asist istemek nedir allah aşkınıza? modern futbolcu buldunuz ama beğenmiyorsunuz. adam 20 veya 21. hafta da ilk kez isabetli şut çekmiş daha ne yapsın? bununla övünmek yerine eleştirip oyuncuyu küstürmek gerçekten çok anlamsız.
artık biz taraftarlar olarak da kendimize çeki düzen vermeliyiz.
