442
her ay en az bir kez özetini izlediğim efsane maçımız. ritülemi gerçekleştirdikten sonra derin bir ah çekip o günlerin aslında ne kadar yakın olduğunu hatırlıyor, bir sigara yakıyorum. ronaldo'nun ofsayttan attığı golden sonra ercan taner'in maçtan beklentisini kesmiş umutsuz sesi, eboue'nin sağ ayağının dışıyla doksana astığı golden sonra canlanıyor. hemen arkasından sneijder bomboş pozisyonda sol ayağıyla topu yandan dışarı atıyor; ama portakalımız kaçırdığı pozisyona nispet yaparcasına "gol öyle değil böyle atılır" diyerek varane'ı hayata küstürüp bizi öne geçiriyor. "galibiyet güzel tabi, galibiyetle hele ki real madrid galibiyetiyle elenmek buruk da olsa sevindirici." diye düşünüyor çoğu renktaşım. derken drogba neden efsane olduğunu o yaşta bir kez daha gösteriyor, amrabat'ın çizgiye inip çevirdiği topa sanki karşısında real madrid yokmuş da çemişgezekspor savunması varmış gibi, kurban olduğum topuğuyla şık bir dokunuş yapıp milyonlarca real madrid taraftarına "lan noluyoruz?" dedirtiyor. o sırada gerçekten galatasaraylı olup da şuur sahibi kalabilmiş tek kişi yok. ama şuursuzluğun yanında bir inanç beliriyor herkesin içinde. bu ülkede sadece galatasaraylılara özgü bir his bu. karşında real madrid var. ilk maçı 3-0 kaybetmişsin. ikinci maçın başında geriye düşmüşsün. ama 72. dakika itibariyle 3-1 öndesin ve goller yağmur gibi gelmiş, real madrid çıkamıyor. ronaldo, benzema falan bildiğin arena'da kapanıp kontra kovalayan sivassporlular gibi top bekliyor. bunun üstüne birkaç dakika sonra drogba kaleciyle karşı karşıya kalıyor. vuruyor ve gol oluyor lan. yemin ederim gol oluyor. 4-1, tek gol kaldı. tarih baştan yazılıyor. derken vicdansız yan hakem bayrağını kaldırıyor. "nasıl kıydın" demek geliyor herkesin içinden. o anda pozisyonun ofsayt olmasına üzülmeyen 3 taraftar var sadece: real madridliler, fenerliler ve beşiktaşlılar.(onların da büyük kısmı o anki coşkuyla "ah ulan" demiştir gerçi de.) ne oluyorsa bu pozisyondan sonra oluyor aslında. bir anda herkes olan bitenin gerçek dışılığını kavrıyor. rüyadan uyanmak gibi bir şey oluyor o golün geçersiz sayılması. büyüyü bozuyor. sonra herkes sakinleşiyor, takımla gurur duyarak alkışlarla maçı bitiriyor. ronaldo'nun son golünü kimse hatırlamıyor zaten. ronaldo golden sonra hayvan gibi seviniyor. o anda içinden "lan gidiyodu ha" dediğine eminim.
velhasılıkelam real madrid'in aciz durumlara düştüğü, sabri sarıoğlu'nun bile marcelo gibi oynadığı, tuhaf ama muhteşem bir ikinci yarı izliyoruz. üstünden 5 sene geçmiş sadece. dönüp bakınca 14-15, 15-16 sezonlarındaki facia avrupa maceraları sayesinde bu efsane maç daha eski görünüyor insana. yenisini oynayana kadar her ay özetini izleyip bu takımın istediği zaman neler yapabileceğini bir kere daha hatırlayacağım çoğu renktaşım gibi.
velhasılıkelam real madrid'in aciz durumlara düştüğü, sabri sarıoğlu'nun bile marcelo gibi oynadığı, tuhaf ama muhteşem bir ikinci yarı izliyoruz. üstünden 5 sene geçmiş sadece. dönüp bakınca 14-15, 15-16 sezonlarındaki facia avrupa maceraları sayesinde bu efsane maç daha eski görünüyor insana. yenisini oynayana kadar her ay özetini izleyip bu takımın istediği zaman neler yapabileceğini bir kere daha hatırlayacağım çoğu renktaşım gibi.