44
galatasaray a.ş ve galatasaray s.k. nın toplam borcu 1.2 milyar tl - çoğu da türk lirası olarak sabitlenmiş ve hatta gerilemeye başlamışken bu açıklanan borç rakamları korkutucu.
20 senedir aslında haksız rekabet şartları içerisinde en büyük rakibimizle yarıştığımızı gösteriyor. baskette 30 milyon euroluk kadrolarla bu durum göze göze giriyordu fakat futbol farklı. burada gayet güzel saklayarak ilerlemişler ve gene de 2 şampiyonluk gerimizde kalmışlar.
bizim camiamızın ne kadar büyük ve kuvvetli olduğunun göstergesidir aslında bu durum. bu borcun bir bölümü passatlar ve pahalı yemekler ile kapalı kapılar ardında medya 'influencer' etkinliğine harcanmıştır. bu ve bunun yarattığı psikolojik baskıya baseline dan tak tak tak forehand ve winner backhand le cevap veren tenisçi gibi başkaldırmışız. (yazar burada sözlüktekilerle beraber galatasaraysız kalınan zamanda tenise sarıldığını itiraf etmektedir.)
tribünlerin yaptığı rocky li kareografi aslında tüm bunların ışığında çok daha fazla anlam buluyor gözümde. o gün başkaldırışı simgeleyen o gösteri aslında son 20 yılı özetliyor. https://www.youtube.com/watch?v=fa6Awrs7KAc
düşüp düşüp nevizâdenin arka sokaklarında ayağa kalktık tekrar tekrar, bu sefer durum farklı, artık durumun farkındayız; psikolojik olarak olsun maddi ve manevi olarak olsun artık kolay kolay bizleri eski tuzaklarına düşüremeyecekler.
bu sefer sarı mayoyu giydik, tepeyi önde tırmanıyoruz ve pedala basacak hem ciğerimiz hem de yanmaya başlamamış baldırlarımız var.
bu durumun farkında olan medya ve tif formatındaki bazıları kendine görev çıkarıp ortalığı karıştırmamızı isteyeceklerdir, bundan böyle kazanacakları her zafer pirius zaferi olacaktır kendilerine bu böyle biline...
not: galat lılar ile ilgili bir ara adnan polat döneminde marketing çalışması vardı. aslında o gayet güzeldi, galatlılara atıfta bulunacak bir kareografi keyifli olabilir.
düzenleme: mayo rengi ^^
20 senedir aslında haksız rekabet şartları içerisinde en büyük rakibimizle yarıştığımızı gösteriyor. baskette 30 milyon euroluk kadrolarla bu durum göze göze giriyordu fakat futbol farklı. burada gayet güzel saklayarak ilerlemişler ve gene de 2 şampiyonluk gerimizde kalmışlar.
bizim camiamızın ne kadar büyük ve kuvvetli olduğunun göstergesidir aslında bu durum. bu borcun bir bölümü passatlar ve pahalı yemekler ile kapalı kapılar ardında medya 'influencer' etkinliğine harcanmıştır. bu ve bunun yarattığı psikolojik baskıya baseline dan tak tak tak forehand ve winner backhand le cevap veren tenisçi gibi başkaldırmışız. (yazar burada sözlüktekilerle beraber galatasaraysız kalınan zamanda tenise sarıldığını itiraf etmektedir.)
tribünlerin yaptığı rocky li kareografi aslında tüm bunların ışığında çok daha fazla anlam buluyor gözümde. o gün başkaldırışı simgeleyen o gösteri aslında son 20 yılı özetliyor. https://www.youtube.com/watch?v=fa6Awrs7KAc
düşüp düşüp nevizâdenin arka sokaklarında ayağa kalktık tekrar tekrar, bu sefer durum farklı, artık durumun farkındayız; psikolojik olarak olsun maddi ve manevi olarak olsun artık kolay kolay bizleri eski tuzaklarına düşüremeyecekler.
bu sefer sarı mayoyu giydik, tepeyi önde tırmanıyoruz ve pedala basacak hem ciğerimiz hem de yanmaya başlamamış baldırlarımız var.
bu durumun farkında olan medya ve tif formatındaki bazıları kendine görev çıkarıp ortalığı karıştırmamızı isteyeceklerdir, bundan böyle kazanacakları her zafer pirius zaferi olacaktır kendilerine bu böyle biline...
not: galat lılar ile ilgili bir ara adnan polat döneminde marketing çalışması vardı. aslında o gayet güzeldi, galatlılara atıfta bulunacak bir kareografi keyifli olabilir.
düzenleme: mayo rengi ^^