451
ikinci yarıda fatih hoca'nın hatalardan hatalara koştuğu maç olmuştur.
fernando-donk orta sahası selçuk inan'ın koşmadığı mesafeleri, yapamadığı toplu veya topsuz koşuları ve giremediği ikili mücadeleri ancak selçuk ileride oynarken telafi edebiliyor ve ligde son sınıfta bulunan akhisarspor'un orta sahasına rahatça üstünlük kurabiliyordu.
ne zaman ki 2-0'lık skoru korumak için donk 3. stoper gibi oynamaya başladı (ikinci yarının başlama düdüğüne tekabül ediyor) ve selçuk inan orta sahada fernando'nun yanına kaydı. o zaman ortasahada ipleri tamamen rakibimize verdik. ikinci yarı üst üste abartmıyorum 2 pas yapamadık. bunun sebebi ise selçuk inan'ın orta sahada üstüne verilen yükü kaldıramaması idi.
ben kendi açımdan bunu çok normal karşıladım. zira selçuk paşamızın 2-3 senedir okeye döndüğü aşikar. ancak normal karşılamadığım şey ise fatih terim'in bu hatasında 30 dakika ısrar etmesi oldu. tamam hocamız görememiş olabilir, gayet normal.
lafım size be yardımcı hocalar; sizin orda göreviniz ne? işleviniz ne? vasıfınız ne? biriniz mi uyarmadınız fatih terim'i, biriniz mi uyaramadınız. ki bahsettiğim şey büyük taktiksel bir dokunuş değildi he, ekran başından bizlerin kolayca görebildiği bir şeydi. yani eminim bu sözlükteki bir çok insan görmüştür bunu. bakın abartmıyorum selçuk yerine eren girse ve 4-4-2'ye dönse idik, maç 4-1 gibi bir skorla bitebilirdi.
neyse ki maç 2-2 olmadı ve 70. dakikada hocamız hatasını fark etti, selçuk inan'ı çıkartıp tekrar donk-fernando orta sahasına döndü ve maç bizim lehimize döndü. bu dakikadan sonra üst üste paslar yapabilmeye başladık, linnes'i ikinci yarıda ilk defa orta sahayı geçerken gördük, pilot kamera ilk defa muslera'yı kadraja almadı, pozisyonlar yakaladık, penaltı kazandık vesaire.
bu sezon hocamız gerçekten büyük bir enkaz devraldı, kendi kurmadığı bir kadro ile mucizeler yarattı, kısa bir sürede bir takım yarattı. donk'u, linnes'i, sinan gümüş'ü, yoktan var etti. rodrigues maşallah salah gibi oynuyor. muslera'nın performansından bahsetmeye gerek bile yok, isabetli nagatomo transferi, camiayı ve taraftarı birleştirmesi, takım içindeki uyumu arttırması, takımdaşlığı arttırması vs vs say say bitmez. hocaya kalkıp hiçbir laf edemem bu sezon için.
ancak önümüzdeki sezon bu taktiksel hataları şampiyonlar liginde nasıl kaldıracağız gerçekten kara kara düşünüyorum. bulabildiğim çözüm ise yardımcı hocaları değiştirmek. bize futbol zekası yüksek, fatih hocamızın güvenebileceği ve gerektiğinde oyuna karakter koyabilecek bir yardımcı hoca lazım. bunu tıpkı yedek oyuncu gibi düşünebiliriz. sinan gümüş'ün bize 6 puan kazandırdığı gibi belki vasıflı bir yardımcı hoca en azından gençlerbirliği maçını aldırabilirdi bize ve şampiyonluğu çoktan ilan etmiş olabilirdik.
neyse ki kazasız belasız evimize dönüyoruz ve inşallah son 2 haftada 6 puan yapıyoruz.
aslanlarımızın yüreğine sağlık, şampiyonluk yolunda emin adımlarla ileriyoruz.
fernando-donk orta sahası selçuk inan'ın koşmadığı mesafeleri, yapamadığı toplu veya topsuz koşuları ve giremediği ikili mücadeleri ancak selçuk ileride oynarken telafi edebiliyor ve ligde son sınıfta bulunan akhisarspor'un orta sahasına rahatça üstünlük kurabiliyordu.
ne zaman ki 2-0'lık skoru korumak için donk 3. stoper gibi oynamaya başladı (ikinci yarının başlama düdüğüne tekabül ediyor) ve selçuk inan orta sahada fernando'nun yanına kaydı. o zaman ortasahada ipleri tamamen rakibimize verdik. ikinci yarı üst üste abartmıyorum 2 pas yapamadık. bunun sebebi ise selçuk inan'ın orta sahada üstüne verilen yükü kaldıramaması idi.
ben kendi açımdan bunu çok normal karşıladım. zira selçuk paşamızın 2-3 senedir okeye döndüğü aşikar. ancak normal karşılamadığım şey ise fatih terim'in bu hatasında 30 dakika ısrar etmesi oldu. tamam hocamız görememiş olabilir, gayet normal.
lafım size be yardımcı hocalar; sizin orda göreviniz ne? işleviniz ne? vasıfınız ne? biriniz mi uyarmadınız fatih terim'i, biriniz mi uyaramadınız. ki bahsettiğim şey büyük taktiksel bir dokunuş değildi he, ekran başından bizlerin kolayca görebildiği bir şeydi. yani eminim bu sözlükteki bir çok insan görmüştür bunu. bakın abartmıyorum selçuk yerine eren girse ve 4-4-2'ye dönse idik, maç 4-1 gibi bir skorla bitebilirdi.
neyse ki maç 2-2 olmadı ve 70. dakikada hocamız hatasını fark etti, selçuk inan'ı çıkartıp tekrar donk-fernando orta sahasına döndü ve maç bizim lehimize döndü. bu dakikadan sonra üst üste paslar yapabilmeye başladık, linnes'i ikinci yarıda ilk defa orta sahayı geçerken gördük, pilot kamera ilk defa muslera'yı kadraja almadı, pozisyonlar yakaladık, penaltı kazandık vesaire.
bu sezon hocamız gerçekten büyük bir enkaz devraldı, kendi kurmadığı bir kadro ile mucizeler yarattı, kısa bir sürede bir takım yarattı. donk'u, linnes'i, sinan gümüş'ü, yoktan var etti. rodrigues maşallah salah gibi oynuyor. muslera'nın performansından bahsetmeye gerek bile yok, isabetli nagatomo transferi, camiayı ve taraftarı birleştirmesi, takım içindeki uyumu arttırması, takımdaşlığı arttırması vs vs say say bitmez. hocaya kalkıp hiçbir laf edemem bu sezon için.
ancak önümüzdeki sezon bu taktiksel hataları şampiyonlar liginde nasıl kaldıracağız gerçekten kara kara düşünüyorum. bulabildiğim çözüm ise yardımcı hocaları değiştirmek. bize futbol zekası yüksek, fatih hocamızın güvenebileceği ve gerektiğinde oyuna karakter koyabilecek bir yardımcı hoca lazım. bunu tıpkı yedek oyuncu gibi düşünebiliriz. sinan gümüş'ün bize 6 puan kazandırdığı gibi belki vasıflı bir yardımcı hoca en azından gençlerbirliği maçını aldırabilirdi bize ve şampiyonluğu çoktan ilan etmiş olabilirdik.
neyse ki kazasız belasız evimize dönüyoruz ve inşallah son 2 haftada 6 puan yapıyoruz.
aslanlarımızın yüreğine sağlık, şampiyonluk yolunda emin adımlarla ileriyoruz.
