30
bir yandan ligde cezalı olduğu için bu maçta kalede muslera'nın 11 başlaması mantıklı gelirken, öte yandan ligde forma giymesini arzu ettiğimiz carasso'nun bu maçta da oynayıp maç eksiğini gidermesi ve savunma oyuncularına alışması fikri akla yatıyor. tercih ne olursa olsun; eray'ın düşünülmemesi sanırım herkes için en hayırlısı olacak.
fernando-ndiaye ikilisinin aynı anda olmamasından ötürü bir arayış içerisindeyiz. bizi kısa vadeli çözüme götürecek, uzun vadede de alternatif olabilecek bir yol bulma zorunluluğumuz var. gerek elimizdeki oyuncular, gerekse de geçmiş maçlarda sahada gördüğümüz eksiklikler bize tek bir çıkar yol sunuyor kanımca: bir üçgen edasıyla dizilmiş, selçuk ile belhanda'nın aynı anda yer aldığı bir oyuncu grubu.
bu tercihi açmak gerekirse; ndiaye ile fernando sahada koymuş oldukları performansla hem oyun aklı, hem dinamizm gibi modern futbolda geçerliliği çok yüksek iki özelliği yerine getiriyordu. bir de bunların ekstraları var tabi, ona girmiyorum. bizim mevcut oyuncu kadromuzla bu açığı iki kişiyle doldurma ihtimalimiz çok düşük, neredeyse yok. hem oyun kurulumu yapıp, hem dinamizm katıp hem de defansif sertlik sağlayacak bir ikiliye sahip değiliz orta sahada. sivasspor maçında tolga dinamizmi, donk da kısmen sertlik getirir umuduyla sahaya sürüldü. ancak bunu planlarken oyun kurulumu yönünde eksik kaldık. bu denklemdeki en önemli açmaz hocanın feghouli'den modern bir 10 numara yaratma çabası. oyuncu tiplemesindeki ''kanat forvet'' ibaresinde bulunan ''forvet'' tanımını alıp, bir nevi necati ateş olmasını bekliyor terim feghouli'den. gözden kaçan nokta şu; necati ateş (mustafa denizli'nin tabiriyle 10,5 numara), benim tabirimle 9,5 numara diye adlandırabileceğimiz forvet özellikleri de kuvvetli bir oyun kurucu. forvet olarak kariyerinin büyük bölümünü geçirmiş, ayağı son derece temiz, skor yapan bir futbolcuydu. biraz forvet arkasına çekilip, savunma özellikleri kuvvetli bir 9 numara ile sarkık çift forvet oynamayı becerebiliyordu. forvet yetileri güçlüydü. feghouli ise skorerliğini kanat performansına borçlu olan, yeteneği üst düzey ancak ön plana çıkarken çalışkanlığı ile beğeni toplayan bir futbolcu. onu oyun kurucu mevkisine kaydırıp, hem orta saha ile pas bağlantısını sağlayıp hem de hücuma hareketlilik getirmesini istediğimizde, onun kanatta farklılık yaratan pozisyonunu sıfırlamış oluyoruz.
oysa feghouli'den kanatta benzer şekilde faydalansak, alacağımız verim daha fazla olabilir. fatih terim tam da bu noktada feghouli'den böyle bir oyuncu çıkarmak yerine, ona yeni bir rol biçme üzerine kafa patlattığı için kendisini belhanda ile aynı anda sahada göremiyoruz. orta sahadaki boşluğu doldurabileceğimiz belki de yegane alternatif üçlü oynamak ve selçuk ile belhanda'nın birlikte sahada olmasından geçerken; bunu pratikte hayata geçiremeyeceğiz gibi gözüküyor. hoca çok da inatçı bir teknik adam değildir. işlemeyen bir yapı üzerinde ısrar etmez, fayda getireceğine inandığı başka bir yeniliği dener.
hem maç özelinde hem de fernando dönene kadar üretmemiz gereken çözüm hakkında umutlu olmamı sağlayan nedenlerden biri de bu. deplasmandaki konyaspor maçını aklınıza getirirseniz; kısmen yedek kadro ile çıkmamıza rağmen, selçuk-belhanda ikilisi ile top kullanma sorunumuza çözüm bulmuş, donk ile de belli bir savunma direncini koyabilmiştik savunmadayken. selçuk'un artık fizik olarak 60 dakika civarı oyunda verim verebildiğini düşünürsek; sonradan giren tolga ile orta sahaya dinamizm katıyor, bir şekilde maçı tamamlayabiliyoruz. o maçta galatasaray gayet topa hakim bir oyun ortaya koymuş, belli bölümlerde de maçı domine etmişti. bu sayede de sinan gümüş, eren gibi oyuncuların da özgüveni iyice yerine gelmiş, her oyuncudan belli bir verimi elde edebilmiştik.
temennim o ki deneme yanılma yöntemi ile bulmak zorunda olduğumuz o çözümü en kısa şekilde bulur, herhangi bir sıkıntı yaşamadan yolumuza devam ederiz.
fernando-ndiaye ikilisinin aynı anda olmamasından ötürü bir arayış içerisindeyiz. bizi kısa vadeli çözüme götürecek, uzun vadede de alternatif olabilecek bir yol bulma zorunluluğumuz var. gerek elimizdeki oyuncular, gerekse de geçmiş maçlarda sahada gördüğümüz eksiklikler bize tek bir çıkar yol sunuyor kanımca: bir üçgen edasıyla dizilmiş, selçuk ile belhanda'nın aynı anda yer aldığı bir oyuncu grubu.
bu tercihi açmak gerekirse; ndiaye ile fernando sahada koymuş oldukları performansla hem oyun aklı, hem dinamizm gibi modern futbolda geçerliliği çok yüksek iki özelliği yerine getiriyordu. bir de bunların ekstraları var tabi, ona girmiyorum. bizim mevcut oyuncu kadromuzla bu açığı iki kişiyle doldurma ihtimalimiz çok düşük, neredeyse yok. hem oyun kurulumu yapıp, hem dinamizm katıp hem de defansif sertlik sağlayacak bir ikiliye sahip değiliz orta sahada. sivasspor maçında tolga dinamizmi, donk da kısmen sertlik getirir umuduyla sahaya sürüldü. ancak bunu planlarken oyun kurulumu yönünde eksik kaldık. bu denklemdeki en önemli açmaz hocanın feghouli'den modern bir 10 numara yaratma çabası. oyuncu tiplemesindeki ''kanat forvet'' ibaresinde bulunan ''forvet'' tanımını alıp, bir nevi necati ateş olmasını bekliyor terim feghouli'den. gözden kaçan nokta şu; necati ateş (mustafa denizli'nin tabiriyle 10,5 numara), benim tabirimle 9,5 numara diye adlandırabileceğimiz forvet özellikleri de kuvvetli bir oyun kurucu. forvet olarak kariyerinin büyük bölümünü geçirmiş, ayağı son derece temiz, skor yapan bir futbolcuydu. biraz forvet arkasına çekilip, savunma özellikleri kuvvetli bir 9 numara ile sarkık çift forvet oynamayı becerebiliyordu. forvet yetileri güçlüydü. feghouli ise skorerliğini kanat performansına borçlu olan, yeteneği üst düzey ancak ön plana çıkarken çalışkanlığı ile beğeni toplayan bir futbolcu. onu oyun kurucu mevkisine kaydırıp, hem orta saha ile pas bağlantısını sağlayıp hem de hücuma hareketlilik getirmesini istediğimizde, onun kanatta farklılık yaratan pozisyonunu sıfırlamış oluyoruz.
oysa feghouli'den kanatta benzer şekilde faydalansak, alacağımız verim daha fazla olabilir. fatih terim tam da bu noktada feghouli'den böyle bir oyuncu çıkarmak yerine, ona yeni bir rol biçme üzerine kafa patlattığı için kendisini belhanda ile aynı anda sahada göremiyoruz. orta sahadaki boşluğu doldurabileceğimiz belki de yegane alternatif üçlü oynamak ve selçuk ile belhanda'nın birlikte sahada olmasından geçerken; bunu pratikte hayata geçiremeyeceğiz gibi gözüküyor. hoca çok da inatçı bir teknik adam değildir. işlemeyen bir yapı üzerinde ısrar etmez, fayda getireceğine inandığı başka bir yeniliği dener.
hem maç özelinde hem de fernando dönene kadar üretmemiz gereken çözüm hakkında umutlu olmamı sağlayan nedenlerden biri de bu. deplasmandaki konyaspor maçını aklınıza getirirseniz; kısmen yedek kadro ile çıkmamıza rağmen, selçuk-belhanda ikilisi ile top kullanma sorunumuza çözüm bulmuş, donk ile de belli bir savunma direncini koyabilmiştik savunmadayken. selçuk'un artık fizik olarak 60 dakika civarı oyunda verim verebildiğini düşünürsek; sonradan giren tolga ile orta sahaya dinamizm katıyor, bir şekilde maçı tamamlayabiliyoruz. o maçta galatasaray gayet topa hakim bir oyun ortaya koymuş, belli bölümlerde de maçı domine etmişti. bu sayede de sinan gümüş, eren gibi oyuncuların da özgüveni iyice yerine gelmiş, her oyuncudan belli bir verimi elde edebilmiştik.
temennim o ki deneme yanılma yöntemi ile bulmak zorunda olduğumuz o çözümü en kısa şekilde bulur, herhangi bir sıkıntı yaşamadan yolumuza devam ederiz.