29346
"geçen sezonun sonunda takımın komple yeniden inşa edilmesi konusunda hem fikir olduk. kulüpten 10 isim ayrıldı, 10 yeni oyuncu geldi. 9 tanesi ilk 11’deki yerini hemen buldu. 11 oyuncunun içinde 9 yeni oyuncu olması büyük bir meydan okumaydı. tabii ki, takım bir an önce toplanmalı ve hazırlanmalıydı. hepimiz, galatasaray’ın beklemek için zamanı olmadığını biliyorduk."
"birlikte mücadele ettik. yönetimin söylediği isimleri veto etttim, onların da beni veto etme hakkı vardı. hepimizin onayladığı oyuncular kulübe gelebildi. bu oldukça zor ve ilginç bir tecrübeydi çünkü birçok oyuncu çok kısa bir sürede transfer edilmek zorundaydı”
"transferler konusunda şöyle söyleyelim, iki-üç tanesi büyük katkı sağladı, üç tanesi de iyiydi ve diğer üçünden daha fazlasını bekledik. buna rağmen, 10 tane oyuncu getirip hepsinin takıma uymasını bekleyemezsiniz. onları başka bir kulüpte ve ligde izliyorsunuz. bazıları türkiye ligi’ne hiç uymuyor, bazıları galatasaray’daki baskıya göğüs geremiyor. moonchi gibi, dünyanın en iyi sportif direktörü bile getirdiği tüm oyuncularda isabet sağlayamıyor. takım yaratmak bir süreç, ocak transfer döneminde iki-üç oyuncu daha alacağımıza güvendim ve eğer şampiyonlar ligi’ne kalmayı başarsaydık, yaz ayında iki-üç oyuncu daha alacaktık. futbol böyledir, bir transfer döneminde takım yaratamazsınız."
"çok iyi çalıştık, iyi bir oyun modeli bulduk ancak dürüst olmamız gerekiyor, ilk bölümde mükemmel bir fikstürümüz vardı çünkü derbi maçımız yoktu. harika seryiyle 8 puanlık avantaj yakaladık ve kulüpte, medyada ve taraftarlar arasında yaratılan atmosferi tarif edemem. şampiyonluk hali hazırda kazanılmıştı, kıracağımız rekorlar hakkında konuşulmaya başlanmıştı. dengenin tamamen kaybedildiği, kolektif bir çılgınlığı tecrübe ettim ve 20 milyon taraftar trans halindeydi"
"oldukça zorlu bir atmosferde, iyi bir takıma karşı kaybettik çünkü trabzon’da oynamak kolay değil. ve daha sonra kolektif bir şok oldu, maçı kaybettik diye mi? yenilginin ardından başkan (dursun özbek) geldi ve bana ne olduğunu sordu. maçı kaybetmemiz mümkündü. ona gülümseyerek baktım ve bir şey olmadığını söyledim, bu basit yenilgiydi."
"size söyleyeyim tamamen şok oldular ancak bir maç daha kaybettik. başakşehir’e yenildik. otobüsle tesislere geri döndük ve 200 taraftar vardı. mutsuz ve kızgın olduklarını gördüm. bağırdıklarını duydum ancak ne dediklerini bilmiyorum. daha sonra antrenörler bana, kulüpten ayrılmamı beklediklerini söyledi. “tudor gidiyor” diye bağırdım. puan durumunda birinci sıradaydık. bu tarz durumlarda olmak zordur. buna rağmen bir şey garipti. hajduk ve juventus’ta birçok kriz yaşadım ve kızgın taraftarlar gördüm ancak böyle durumlarda asla tek bir adama tepki olmaz, bu durumda bana oldu. oyunculardan bahsedilmedi bile. bunu merak ediyorum ve taraftarlar arasındaki fatih terim posterleri beni şaşırttı. bazılarını tesislere yapıştırmışlardı."
"batı’da çok zaman geçirdim ve bu şekilde kovulmamın normal olmadığını biliyorum. 16 haftanın 14’ünde liderdik ve devre arasına lider girmek için gerçek bir şansımız vardı. hep birlikte kulüpte bir araya gelip, geçen birkaç ayda neler yaptığımızı görüp, zayıf halkaları bulup bunlardan kurtulmaya çalışıp, şampiyonlar ligi ve şampiyonluk için bekleyebilirdik. üç maç kaybettik; türkiye’deki maçlar nerede oynarsanız oynayın her zaman zor ve tehlikeli. trabzonspor ile, beşiktaş ve başakşehir ile oynadık. başakşehir ve beşiktaş, şampiyonluğun büyük adayları. dördüncü yenilgiyi saymıyorum. başakşehir, 5 şut çekti ve hepsi gol oldu. biz daha çok atak yaptık, daha çok şut çektik ancak işe yaramadı. beşiktaş karşısında ilk yarıda sağlamdık ancak ilk golü yedikten sonra her şey alt-üst oldu. buna rağmen, beşiktaş yıllardır türkiye’nin takımı, çok iyi oyuncuları var, çok iyi oynuyorlar. şampiyonlar ligi’ne konsantre oldukları için şanslıydık."
"başkan bana, “başka yerde olsa görevinde kalırdın ama burası türkiye. bütün söyleyeceğim bu” dedi."
"şokta değildim, üzülmedim bile. böyle bir görevden almadan sonra durumumu nasıl anlatırım bilemiyorum. yazdan bu yana harika bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. takımı dönüştürdük. devreye de liderin bir puan arkasında girdik ve şampiyonluk için de şansımız çok yüksekti. tabii ki yanlış hamleler, yanlış kararlar oldu ama ben kendi işimden emindim. aslında görevime son verdiklerinde dahi kötü değildim çünkü harika bir iş çıkarmıştık."
"istanbul fantastik. çünkü galatasaray’da çalışmak büyük keyif aldım. her adımda kulübün büyüklüğünü ve arkasında neden 20 milyon taraftar olduğunu gördüm. kulüpteki insanlar da harika, çok iyi çalışma arkadaşlarım vardır. ama dengeyi tutturmak zor çünkü bir maç kaybettiğinizde sanki 3 maçtır kaybediyormuşsunuz gibi bir reaksiyon oluşuyordu. kulübün etrafında anında bu kadar büyük negatif enerji oluşturmak gerçekten inanılmaz. bunu kulüpteki yerli çalışanlardan hissedebiliyordunuz."
igor tudor
not: büyük maçlardaki mağlubiyetleri normal karşılaması skorlar düşünüldüğünde ve özellikle oyun üstünlüğü hatırlandığında objektif değil ve neden kovulduğunun göstergesi. açık yüreklilikle oyun içi etkinlik ve skorlar sebep oldu diyebilirdi.
"birlikte mücadele ettik. yönetimin söylediği isimleri veto etttim, onların da beni veto etme hakkı vardı. hepimizin onayladığı oyuncular kulübe gelebildi. bu oldukça zor ve ilginç bir tecrübeydi çünkü birçok oyuncu çok kısa bir sürede transfer edilmek zorundaydı”
"transferler konusunda şöyle söyleyelim, iki-üç tanesi büyük katkı sağladı, üç tanesi de iyiydi ve diğer üçünden daha fazlasını bekledik. buna rağmen, 10 tane oyuncu getirip hepsinin takıma uymasını bekleyemezsiniz. onları başka bir kulüpte ve ligde izliyorsunuz. bazıları türkiye ligi’ne hiç uymuyor, bazıları galatasaray’daki baskıya göğüs geremiyor. moonchi gibi, dünyanın en iyi sportif direktörü bile getirdiği tüm oyuncularda isabet sağlayamıyor. takım yaratmak bir süreç, ocak transfer döneminde iki-üç oyuncu daha alacağımıza güvendim ve eğer şampiyonlar ligi’ne kalmayı başarsaydık, yaz ayında iki-üç oyuncu daha alacaktık. futbol böyledir, bir transfer döneminde takım yaratamazsınız."
"çok iyi çalıştık, iyi bir oyun modeli bulduk ancak dürüst olmamız gerekiyor, ilk bölümde mükemmel bir fikstürümüz vardı çünkü derbi maçımız yoktu. harika seryiyle 8 puanlık avantaj yakaladık ve kulüpte, medyada ve taraftarlar arasında yaratılan atmosferi tarif edemem. şampiyonluk hali hazırda kazanılmıştı, kıracağımız rekorlar hakkında konuşulmaya başlanmıştı. dengenin tamamen kaybedildiği, kolektif bir çılgınlığı tecrübe ettim ve 20 milyon taraftar trans halindeydi"
"oldukça zorlu bir atmosferde, iyi bir takıma karşı kaybettik çünkü trabzon’da oynamak kolay değil. ve daha sonra kolektif bir şok oldu, maçı kaybettik diye mi? yenilginin ardından başkan (dursun özbek) geldi ve bana ne olduğunu sordu. maçı kaybetmemiz mümkündü. ona gülümseyerek baktım ve bir şey olmadığını söyledim, bu basit yenilgiydi."
"size söyleyeyim tamamen şok oldular ancak bir maç daha kaybettik. başakşehir’e yenildik. otobüsle tesislere geri döndük ve 200 taraftar vardı. mutsuz ve kızgın olduklarını gördüm. bağırdıklarını duydum ancak ne dediklerini bilmiyorum. daha sonra antrenörler bana, kulüpten ayrılmamı beklediklerini söyledi. “tudor gidiyor” diye bağırdım. puan durumunda birinci sıradaydık. bu tarz durumlarda olmak zordur. buna rağmen bir şey garipti. hajduk ve juventus’ta birçok kriz yaşadım ve kızgın taraftarlar gördüm ancak böyle durumlarda asla tek bir adama tepki olmaz, bu durumda bana oldu. oyunculardan bahsedilmedi bile. bunu merak ediyorum ve taraftarlar arasındaki fatih terim posterleri beni şaşırttı. bazılarını tesislere yapıştırmışlardı."
"batı’da çok zaman geçirdim ve bu şekilde kovulmamın normal olmadığını biliyorum. 16 haftanın 14’ünde liderdik ve devre arasına lider girmek için gerçek bir şansımız vardı. hep birlikte kulüpte bir araya gelip, geçen birkaç ayda neler yaptığımızı görüp, zayıf halkaları bulup bunlardan kurtulmaya çalışıp, şampiyonlar ligi ve şampiyonluk için bekleyebilirdik. üç maç kaybettik; türkiye’deki maçlar nerede oynarsanız oynayın her zaman zor ve tehlikeli. trabzonspor ile, beşiktaş ve başakşehir ile oynadık. başakşehir ve beşiktaş, şampiyonluğun büyük adayları. dördüncü yenilgiyi saymıyorum. başakşehir, 5 şut çekti ve hepsi gol oldu. biz daha çok atak yaptık, daha çok şut çektik ancak işe yaramadı. beşiktaş karşısında ilk yarıda sağlamdık ancak ilk golü yedikten sonra her şey alt-üst oldu. buna rağmen, beşiktaş yıllardır türkiye’nin takımı, çok iyi oyuncuları var, çok iyi oynuyorlar. şampiyonlar ligi’ne konsantre oldukları için şanslıydık."
"başkan bana, “başka yerde olsa görevinde kalırdın ama burası türkiye. bütün söyleyeceğim bu” dedi."
"şokta değildim, üzülmedim bile. böyle bir görevden almadan sonra durumumu nasıl anlatırım bilemiyorum. yazdan bu yana harika bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. takımı dönüştürdük. devreye de liderin bir puan arkasında girdik ve şampiyonluk için de şansımız çok yüksekti. tabii ki yanlış hamleler, yanlış kararlar oldu ama ben kendi işimden emindim. aslında görevime son verdiklerinde dahi kötü değildim çünkü harika bir iş çıkarmıştık."
"istanbul fantastik. çünkü galatasaray’da çalışmak büyük keyif aldım. her adımda kulübün büyüklüğünü ve arkasında neden 20 milyon taraftar olduğunu gördüm. kulüpteki insanlar da harika, çok iyi çalışma arkadaşlarım vardır. ama dengeyi tutturmak zor çünkü bir maç kaybettiğinizde sanki 3 maçtır kaybediyormuşsunuz gibi bir reaksiyon oluşuyordu. kulübün etrafında anında bu kadar büyük negatif enerji oluşturmak gerçekten inanılmaz. bunu kulüpteki yerli çalışanlardan hissedebiliyordunuz."
igor tudor
not: büyük maçlardaki mağlubiyetleri normal karşılaması skorlar düşünüldüğünde ve özellikle oyun üstünlüğü hatırlandığında objektif değil ve neden kovulduğunun göstergesi. açık yüreklilikle oyun içi etkinlik ve skorlar sebep oldu diyebilirdi.