• 717
    hiç bilmediği bir konuda, ama kimse de çok umursamadığı için, ve kendi de bakın çok ince görüyorum diyebilmek için, anlamsız bir yazı kaleme almış sevdiğim bir yazardır.
    birincisi yaptığı yorum çok sığ, bu yalnızca galatsarayda olan bir gelenek değil, insanlık tarihinin belki de en eski ritüelinin bir devamıdır.
    dünyanın en eski ritüeli olması onu doğru kılmaz evet ama ona daha derinlikli bakmayı gerektirir. kısaca bir bakalım:
    antrapoloji terminolojisinde erginlenme riti olarak geçer bu. çocukluk evresinin bitip artık toplumun bir parçası ve bir birey olduğunu vurgular. sünnet de aslında özünde böyle bir ritüeldir ve en ilkel kabilelerde bile bu ritüel uygulanmaktadır.
    1. erkek çocukları için farklı, kız çocukları için farklıdırlar.
    2. erkek çocukları için babalarının, dedelerinin, abilerinin o güçlü ve gizemli dünyasına girmek anlamına gelir. artık cinselliği yaşayabileceğine dair bir çok ima vardır. mesela sünnet ilk olarak böyle bir düşünceden çıkmış. erkeğin üreyebilmesi, doğanın ona bu gücü bahşedebilmesi için erkeğin üreme organından bir parçayı tanrılara kurban etmesi gerektiği düşüncesinden.
    3. erkekler artık gerçekten de bu riti geçen gence bir erkek olarak davranırlar. ona saygı duyarlar. onu da kendilerinden biri olarak kabul ederler. ama bunu yapmaları için o gencin rit esnasında bazı fedakarlıklarda bulunması gerekir. bu egosunu yenebilme gücünün olup olmadığının da bir sınavıdır. çünkü çocuk yalnızca egodan ibarettir. büyüdükçe ve gerçek anlamda olgunlaştıkça dünyanın ve hayatın yalnızca kendi isteklerinden ve bu isteklerinin karşılanmasından ibaret olmadığını öğrenir ve öğrenmesi gerekir. bizim toplumumuz için askerlik de böyle bir anlamı içerir. "askerlik yapmayana kız vermem" sözünün böyle de bir anlamı vardır. erkeğin askerde hayatın gerçeğiyle yüzleştiğini düşünürüz. bizim isteklerimizin üstünde bir güç vardır ve biz ona tabiyizdir, askerde bu güç çok belirgindir: emir komuta zinciri.

    dolayısıyla erginlenme ritleri insan yaşamı, özellikle ataerkil gelenekle yaşayan topluluklarda erkek için çok önemli bir yere sahiptir. erkek fedakarlıkta bulunur. ona istemeyeceği şeyler yapılır ve o da ağırbaşlılıkla bunu kabul eder. çünkü toplumda yaşamanın gereği büyük ölçüde buna dayanabilme becerisidir. kendi egosunu bastırabilen birey çevresini de düşünmeye, fedakarlık yapabilmeye başlar. artık tek önemli şey kendisi değil içine dahil olduğu topluluktur ve ne yaşanacaksa hep beraber yaşanmalıdır. ayrıca bu riti uygulayan abilerinin de aynı şeyi yaşamış olmaları ve ondan sonra gelecek olanların da yaşayacak olmaları düşüncesi kendi yaşamının da o kadar değerli olmadığı önemli olanın o topluluğu oluşturan bireylerin birbirlerine duyduğu güven duygu ve sevgi ve kardeşlik olduğu düşüncesini pekiştirir. değerler bireysel çıkarlarımızdan daha değerlidir der.

    bu ritüel belki de galatasarayın yaşattığı en güzel geleneklerden biridir. ve belki de bir tek galatasaray kulubünde yaşatılmaktadır. belki de galatasarayı galatasaray yapan özellik hamurundaki bu mayadır. metin oktay bu mayadan çıkmıştır.

    galatasaray kendi için yaşayan şımarık bireylerin değil takımı için savaşanların bir his takımıdır.

    not: bu ritüelin bu gün eliştiriliyor olması da hiç tesadüf değildir. kapitalizm düşüncesi yalnızca ve yalnızca bireyi vurgular. değerler ve inançlar önemli değildir. hep 'ben' duygusunu yüceltir. ben biriciğim herkesten farklıyım diye düşündürtür insana. sanki hiç ölmeyecekmiş hiç yaşlanmayacakmış gibi düşünmesini ister. dünya ve yaşam benden önce de vardı benden sonra da olmaya devam edecek dolayısıyla önemli olan bu sonsuz akış içerisinde nesiller birbirini takip ederken insanlık hikayesinin bir parçası olan ben, onun değerlerine nasıl katkıda bulundum ve inandığım şeyleri ne kadar savundum, devredilebelecek bir bayrağım bir davam kaldı mı? sorusunu unutturmaya çalışır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın